Öz Türkçe İsimler
Türklerin köklerinden, anlam ve tarihi bağlantıları ile, yaklaşık on-bin adet öz Türkçe, eski Türk isimleri içinden, bebek isimleri seçin.
KAAN
(Kağan) . . . Kağan sözcüğünün Moğol ağzındaki söylenişiKABA
Büyük, iri, şişkinKABAK
1- Kapalı, kabuklu 2- Kabarık, kabadayı - Çengiz Kumanları bey ve komutanlarındanKABAL
Kapalı, zindan, mahpus - Çengiz Kaan’ın dip dedelerindenKABAMIŞ
Kapalı, güçlü, mahfuzKABAN
1- Kapan, kapıcı 2- Kabarık, asi, isyankar 3- Dik yokuş - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanKABANBAY
birl. Kaban/Bay - Yakut destanlarında adı geçen bir beyKABAR
1- Kabarık, asi, kabadayı 2- Kapan - Hazar İmparatorluğu dönemi bey ve komutanlarındanKABARTU
Şişik, kabarık, kabarcıkKABAY
birl. Kap/Ay - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKABIŞ
Kavuş, kavuşma, birleşme, toplanmaKABLAY KAAN
(Kubilay Kaan)KACIR
Kaçır, kaçırıcı, korkutucu, ürkütücü - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanKAÇ
(Kaçı, kaş) Kaçan, koşan - Altay Türkleri oymaklarındanKAÇAĞLI
Kaçaklı, kaçıcı, koşucu - Türkmenlerin, Sarık oymağı dip dedelerindenKAÇAN
1- koşan, kaçan 2- Vakit, saat, vade - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKAÇAR HAN
birl. Kaçar/HanKAÇAY
birl. Kaç/Ay - Özbeklerin, Konrat ve Koyunlu oymakları dip dedelerindenKAÇGAR
(Koçgar, kaşgar) 1- Koç gibi, koçyiğit 2- koç başi - 1- Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerinden 2- İran Türkmenleri bölüğü oymaklarındanKAÇIR
Kaçıran, kaçırtıcı - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları, dip dedelerindenKAÇIRA
(Kaçır) 1- Kaçıran, ürküten 2- Çalışkan, aktifKAÇMAS
1- Kaçmaz, ürkmez, korkmaz 2- Evcil, munis - Mısır-Türk kölemenleri devleti, vali ve komutanlarındanKAÇMAZBAY
birl. Kaçmaz/BayKAÇUT
1- Savaş, döğüş 2- Kısa mızrak, karg - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanKADAGAN
Buyruk, ser, emir, komutKADAK
(Katak, Katık) 1- Katı, sert 2- Mıh, çivi 3- Armağan, hediye - 1- Geyük Han’ın komutanlarından 2- Şeyban Han’ın oğullarındanKADAN
Katan, Kadagan - Mangu Kaan’ın kayın amcasıKADAŞ
Arkadaş, yaren, yakınKADIR
(Katır) mec. Güçlü, dayanıklı, metin, inatçı - Gazneli Mahmud dönemi Hotin valisiKADIR BİLGE
birl. Katır/Bilge - . . Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKADIR BUGA
birl. Katır/Boğa - Göktürkler dönemi, Dokuz Oğuz bey ve komutanlarındanKADIRCA
Katır gibi - 1- Kırgızların, İçgilik oymağı, dip dedelerinden 2- Kırgızların, Kizek oymağı dip dedelerindenKADIRKAN
birl. Katır/Kan - Selçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanKAGI
(KAKI) Öfke, şiddet - Türkmenlerin, Yavmut ve Küçük Tatar oymakları dip dedelerindenKAĞAN
İmparator, hanların hanıKAĞANLI(G)
İmparatorluk, imparatorluğa mensup olmaKAĞBA
Koruyucu, muhafızKAĞNILI
birl. Kağnı/Lı. . . Kağnı oymağına bağlı - Bir Oğuz oymağı ve bu oymağın ilk beyiKAKI
(Kagı)KAKIĞAN
Öfkeli, gözü karaKAKINÇ
1- Kılıç ve kargı hamlesi 2- İhtar, ikaz 3- Hiddet, öfkeKAKINÇBEK
birl. Kakınç/BeğKAKIZ
Gözüpek, hiddetliKAKŞA
Seri, aceleci, hızlıKAKUMAKLU
Gazablı, şiddetliKAL
Ulu, saygıdeğer, hatırı sayılır - Kıpçak hanlarından (Kal Han) ( Amanok Han’ın oğlu)KALABA
1- Ulu, saygıdeğer 2- Sayıca çok, kalabalık, bollukKALAKLI
Ulu, yüksekteKALALDURUK
birl. Kal/Al/Duruk - Göktürkler dönemi beylerinden, Kürşad’ın kırklarındanKALANÇA
Bakiye, arta kalan, artıkKALAPA
birl. Kal/ApaKALAVUN
birl. Kal/Avun (Ağun) - İlhanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKALÇAV
Şakacı, nüktedanKALDAĞ
birl. Kal/DağKALDUN
Kalan, artan, bakiyeKALGAN
(Kalkan) Ok, kargı, kılıç gibi savaş aletlerine karşı koruma sağlayan siperlik - Çengiz Kaan’ın torunlarındanKALGAY
Veliaht, şehzadeKALIN
1- Sert, dayanıklı 2- Mal, servet, varlık 3- Çehiz 4- Yararlılık, faydaKALINGU
(Kalın) Kalıng, güçlü, dayanıklıKALINKARA
birl. Kalın/Kara - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKALISIZ
Şüphesiz, kararlıKALKAMAN
birl. Kal/Kaman - 1- Manas destanında adı geçen bir bey 2- Kazakların, Ortayüz, Argın, Kuvandık ve Kiçiyüz- Bayoğlu oymakları dip dedelerindenKALKAN
(Kalgan)KALMUK
Güç gösterisi, güçlülük, kabadayılık - 1- Altay Türkleri, Kızıl oymağı, dip dedelerinden 2- Moğol oymak beylerindenKAM
Şamanist gelenekte, ulu kişi (Hekimlik, filozofluk, büyücülük, duacılık dahil olmak üzere, oba ya da oymakların, her türlü sorunuyla ilgilenen kişi)KAMALAG
Sedir ağacıKAMAN
1- Kuman, kumanlı 2- Gözü kara, cesur, aman vermeyenKAMAR
(Homar)KAMAR TEKİN
birl; Kamar/Tekin - karahanlılar dönemi beylerinden Kaşgarlı Mahmud beyin dedesiKAMAŞIG
Melez, karışmışKAMAY
birl. Kam/AyKAMAZ
Sarsıcı, sallayıcı, ürkütücüKAMBAŞI
birl. Kam/Başı - Altay Türkleri oymak beylerindenKAMBÖRÜ
birl. Kam/Böri - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKAMBÜRE
(Kamböri) Kam/Böri - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKAMÇI
KırbaçKAMÇIBEK
birl. Kamçı/Beğ - Selçuklular (Sançar Han) dönemi atabeylerindenKAMÇIHAN
birl. Kamçı/Han - Havarezm devleti hanlarındanKAMÇITİMUR
birl. Kamçı/Timur - Altınordu devleti, bey ve komutanlarındanKAMDU
Para yerine geçen eşya, emanetKAMGAN
birl. Kam/Gan - dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey (Bayındır Han’ın babası)KAMŞAT
Sarsıtıcı, ürkütücüKAMTUR
birl. Kam/Dur - Altay Türkleri, Kızıl oymağı dip dedelerindenKAMU(Ğ)
1- Bütün, tam, hep 2- Halk, ahali 3- Destek, dayanışmaKAMUALP
birl. Kamu/AlpKAMUBAY
birl. Kamu/BayKAMUBEK
birl. Kamu/BekKAMUER
birl. Kamu/ErKAMUHAN
birl. Kamu/HanKAMUKAN
birl. Kamu/KanKAMUTAN
birl. Kamu/TanKAMUTAY
birl. Kamu/Tay (. . . Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türk dil kurumunun da teklifiyle, millet meclisi yerine bu sözcük kullanılmış ancak, sonraları yine kullanımdan düşmüştür. )KAN
1- Soy, sop, kaynak, canü canlılık, soyluluk 2- Damarlardaki sıvı 3- Kağan, han - Altay Türkleri, Kişiler oymağı, dip dedelerindenKANAK
birl. Kan/Ak - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKANAR
birl. Kan/Ar - Koço uygurları dönemi hanımlarındanKANAT
1- Tüy, telek 2- Taraf, yön, cenahKANATA
birl. Kan/AtaKANAY
birl. Kan/Ay - Kırgızların, Togay ve Soltu oymağı dip dedeledrindenKANBAY
birl. Kan/Bay - Mısır-Türk kölemenleri devleti bey ve komutanlarındanKANCI
1- Kan güden soylu 2- Kanıcı, kanmış, inanıcı - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKANÇURA
birl. Kan/Çura - Manas destanında adı geçen bir beyKANDEMİR
birl. Kan/Demir - Harzemşahlar dönemi bey ve komutanlarındanKANDI
İnançlı, kanık - Kırgızların, İçglig oymağı dip dedelerindenKANDIBAY
birl. Kandı/BayKANDUK
(Kanduk) Kandı, kanık - Avarlar dönemi beylerinden ve Bizans elçiliğide yapmış bir komutanKANDUKYURT
birl. Kanduk/Yurt GurbetKANDURMUŞ
birl. Kan/Durmuş - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANG
(Kang, kan) Kan, soy, ata - Altay Türkleri, Koybal oymağı dip dedelerindenKANGSIK
1- Kardeş gibi. . kardeş yakınlığında 2- Üvey kardeşKAYNAK
(Kanak) mec. Soylu - Babür Han dönemi beylerindenKANIBAY
birl. Kanı/BayKANIĞ
1- Kanmış, kanık 2- Sevinç, neşeKANIK
1- Kanma, inanma, kabul, ermek 2- Sevinç, neşeKANIKAN
birl. Kanı/KanKANISOY
birl. Kanı/SoyKANIŞ
Kandırış, cilve, işve - Oğuz beylerinden, Gazi Sultan’ın kızıKANITGAN
Şevk veren, kan kaynatanKANİLÇİ
birl. Kan/İlçi - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANK
1- Kan, soy 2- Ata, baba - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Baybaktı oymakları, dip dedelerindenKANKLI
Soylu, soyu sopu belli, kanlı - Kazakların, Uluyüz bölüğü oymak beylerindenKANKLIBAY
birl. Kanklı/BayKANKLIKOCA
birl. Kanklı/Koca - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanKANKUL
birl. Kan/KulKANKULU
birl. Kan/KuluKANLAN
SoylanKANLI
Soylı - 1- Kırgızların, İçgilik ve Katırca oymakları dip dedelerinden 2- Kırgızların, Kizek, oymağı dip dedelerinden 3- Özbeklerin, eski oymak beylerindenKANLIBAŞ
birl. Kanlı/Baş - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey(Kanturalı’nın babası)KANOĞUL
birl. Kan/OğulKANSU
birl. Kan/SuKANTIK
1- Kandırıcı, işveli 2- Uzakta, gurbette olanKANTİMUR
birl. Kan/TimurKANTÖRE
(Kantüre) birl. Kan/TöreKANTURALI
birl. Kan/Turalı - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKANTURSUN
birl. Kan/Dursun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANTUYUN
birl. Kan/Tuyun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANYUMAZ
birl. Kan/Yumaz (Yumak, yıkamak. . . dan) - Türkmenlerin Yaymut oymağı dip dedelerindenKAPAGAN
(Kapgan)KAPALAN
(Kaplan)KAPAR
1- Akıl, can, ruh 2- Kalkan, zırh 3- Kapan, tuzakKAPGAN
1- Kanlı, soylu 2- Kalkan, zırh 3- Algan, fatih 4- Kaplan 5- Kapan, tuzakKAPGAN DOĞAN
birl. Kapgan/Doğan - Oyratlar devleti hanlarında Kara Han’ın oğluKAPGAN KAĞAN
birl. Kapgan/Kağan - Göktürk kağanlarındanKAPGANBAY
birl. Kapgan/BayKAPGIŞAY
Saf, sade, halisKAPKAN
(Kapgan)KAPKIR
Hassas, imtizaçlıKAPLAN
Kapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvanKAPLAN GİRAY HAN
birl. Kaplan/Giray/Han - Kırım hanlarındanKAPURTU
Kabartı, kabarık, kabadayıKAR
Kar tanesi - Türkmenlerin, Teke, Toktamış, Ersarı ve Bükevul oymakları dip dedelerindenKARBUĞA
birl. Kar/BoğaKARA
Siyah renk, ak’ın karşıtı Ancak. . . Bu sözcükte de Türkçe ad ve sıfatlar arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü birçok mecaz anlamı içinde barındırması ilgi çekicidir. Birçok birleşik adın, başında ya da sonunda kullanılabildiğinden, çeşitli anlam değişiklikleri de ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden, içerdiği tüm anlamları açıklamakta yarar vardır. Bu durum, ayrıca Türklerin, sosyal yaşamlarında, renklere ne derece önem verip, ne derece zengin anlamlarla bezediğinin de önemli ipuçlarını verecektir. Örneğin; Ak;Temizlik, güzellik, soyluluk, merkez. Gök(mavi)
Kutsallık, özgürlük, Kızıl(kırmızı); Dikkat, özen, tedbir, değişiklik, devrim, şiddet. Yeşil; Doğum, tazelik, huzur, sükun anlamlarını içinde barındırmaktadır. Renklerle yön’ler de anlatılabilir. Ak; güney, Kızıl; Doğu, Sarı; Batı, Kara; KuzeyYönlerini anlatır. Kara’nın öteki anlamlarına gelince
1- Güç, şiddet 2- Olağanüstülük, harikuladelik 3- Ululuk, büyüklük, ulaşılmazlık 4- Cesaret, atılganlık, yiğitlik 5- Yas, keder, üzüntü, ölüm 6- Fakirlik, sıradanlık, (soylu olmamak) 7- Kötülük, bela, uğursuzluk 8- Esmer ten, yanık ten 9- Aşırı soğuk, kış - 1- Alper Tunga’nın oğullarından 2- Türkmenlerin, Teke, Ersarı ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAAÇKI
birl. Kara/AçkıKARA KULAGU
birl. Kara/Kulagu - (Kara Kulagu Han) Çağatay hanlarından. Çağatay Han’ın oğluKARAACUN
birl. Kara/AcunKARAAĞAÇ
birl. Kara/AğaçKARAAĞAÇBUYRUK
birl. Kara/Ağaç/Buyruk - Uygurlar dönemi vezirlerindenKARAAK
birl. Kara/Ak Karşıtların birlikteliği - Harzem hanlarından Celaleddin’in komutanlarındanKARAALMAZ
birl. Kara/Almaz. . NamusluKARAALP
birl. Kara/AlpKARAARSLAN
birl. Kara/Arslan - Gazneliler devleti hanlarındanKARAATAĞ
birl. Kara/AtağKARAAY
birl. Kara/AyKARABA
birl. Kar/Aba - Altay Türkleri, oymaklarından ve bu oymağın ilk beyiKARABALA
birl. Kara/Bala - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Semiz ve Baganalı oymakları dip dedelerindenKARABALKAN
birl. Kara/Balkan - Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenKARABARGI
birl. Kara/Bargı - Kırgızların, Edigene oymağı dip dedelerindenKARABARK
birl. Kara/BargKARABARKIN
birl. Kara/BarkınKARABARS
birl. Kara/BarsKARABAŞ
birl. Kara/Baş 1- Evlatlık 2- Kul, köle - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanKARABATAK
birl. Kara/Batak. . . Bir deniz kuşuKARABATU
birl. Kara/BatuKARABATUR
birl. Kara/BaturKARABAY
birl. Kara/BayKARABAYAT
birl. Kara/BayatKARABAYIR
birl. Kara/BayırKARABEGÜM
birl. Kara/BegümKARABEK
(Karabey) Kara/Beğ - Hint, Türk kölemenleri devleti, Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKARABERK
birl. Kara/BerkKARABEY
birl. Kara/BeyKARABIYIK
birl. Kara/Bıyık - Kazakların Kiçiyüz bölüğü, oymak beylerindenKARABİKE
birl. Kara/BikeKARABOĞA
birl. Kara/Boğa - Kulagu Han dönemi, İlhanlı komutanlarından ve Bağdat valisiKARABOZ
birl. Kara/Boz - Özbeklerin, Konrat ve Kançagalı oymaklarının dip dedelerindenKARABÖGÜ
birl. Kara/Bögü - Safeviler dönemi Azeri kökenli ozanlarındanKARABÖRİ
birl. Kara/Böri - Kırgızların, Togay, Bugu ve Böri oymaklarının dip dedelerindenKARABÖRK
birl. Kara/Börk - Manas destanında adı geçen bir beyKARABUDAK
birl. Kara/Budak - Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarındanKARABUĞAÇ
birl. Kara/Boğaç - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARABUĞRA
birl. Kara/BuğraKARABUĞU
birl. Kara/BuğuKARABUKA
birl. Kara/BukaKARABUKAY
birl. Kara/BugayKARABULUK
birl. Kara/Buluk - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKARABULUT
birl. Kara/BulutKARABURÇ
birl. Kara/BurçKARABÜK
birl. Kara/BükKARACA
1- Karaya çalan, esmer 2- Gözü kara, cesur, şiddetli 3- Bir ceylan türü 4- Halktan soylu olmayan - Türkmenlerin Türk oymağı dip dedelerindenKARACA ALP
birl. Karaca/Alp - Selçuklular dönemi atabeylerinden ve Dolukatır oğulları beyliğinin kurucusu olan beyKARACA NOYAN
birl. Karaca/Noyan - Çengiz Kağan’ın damadı ve Çağatay Han’ın atabeyiKARACABEY
birl. Karaca/Bey - 1- Otmanlıların ilk dönem bey ve komutanlarından 2- Macar kumanları beylerindenKARACAESİ
birl. Karaca/EsiKARACAOĞLAN
birl. Karaca/Oğlan - 18. Yüzyıl, Otmanlılar dönemi halk ozanlarındanKARACEBE
birl. Kara/CebeKARACIK
1- Esmer, kar tenli 2- Gözbebeği - Selçuklular dönemi beylerindenKARACA
(karaçak, karaca) - Babür Han dönemi beylerindenKARAÇAĞ
birl. Kara/Çağ - Öketay Kaan’ın oğullarındanKARAÇAKI
birl. Kara/ÇakıKARAÇAKIN
birl. Kara/ÇakınKARAÇAR
birl. Kara/Çar, çur - Timur Kürkan Han’ın dip dedeleirndenKARAÇAVDUR
birl. Kara/Çavdur - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenKARAÇAVLI
birl. Kara/ÇavlıKARAÇAY
birl. Kara/Çay - Kafkasya’daki, Kabardın ve Bolkar oymaklarının ilk beylerindenKARAÇIL
Kumral, karaya çalan - Anadolu Selçukluları (Kılıçarslan) dönemi komutanlarındanKARAÇİGİR
birl. Karacı/Yir, yer - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKARAÇOR
birl. Kara/Çur - 1- Yenisey yazıtlarında adı geçen bir bey 2- İran Türkmenleri oymak beylerindenKARAÇUK
(Karacık) - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARAÇUK ÇOBAN
birl. Karaçuk/Çoban - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARADAĞ
birl. Kara/Dağ - İran Türkmenleri oymak beylerindenKARADEMİR
birl. Kara/DemirKARADENİZ
birl. Kara/DenizKARADOĞAN
birl. Kara/Doğan - Sasaniler devleti, komutanlarındanKARADOĞU
birl. Kara/DoğuKARAELÇİ
birl. Kara/ElçiKARAELÇİN
birl. Kara/ElçinKARAER
birl. Kara/ErKARAERGİN
birl. Kara/ErginKARAERKİN
birl. Kara/ErkinKARAERSİN
birl. Kara/ErsinKARAEŞ
birl. Kara/EşKARAEVLİ
birl. Kara/Evli - Oğuz Kağan’ın torunlarından ve 24 Oğuz boyundan biriKARAGA
Karga, kuzgun - Altay Türkleri oymak beylerindenKARAGİRAY
birl. Kara/Giray - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenKARAGÖK
birl. Kara/GökKARAGÖKÇE
birl. Kara/Gökçe - Türkmenlerin, Teke oymağı dip dedelerindenKARAGÖNE
birl. Kara/Göne - Göktürk Kağanlarından (Kara Kağan’ın öteki adı)KARAGÖZ
birl. Kara/Göz - kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKARAGÖZBEGÜM
birl. Karagöz/Begüm - Babür Han’ın kızkardeşlerindenKARAGÜN
birl. Kara/GünKARAGÜNE
(Karagün) - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey (Kazan beyin kardeşi)KARAĞLI
1- Yaslı, matemli 2- Bakışları etkileyici - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARAHAN
birl. Kara/Han - 1- Türk mitolojisinde "Tanrılar Tanrısı" (Greklerin, Zeus’u gibi) 2- Oğuzname’de, Moğol Han’ın dört oğlundan biri ve Oğuz Kağan’ın babası 3- Karahanlılar devletinin kurucusu olan Satuk Buğra Han’ın dedesi 4- Oyratlar hanlarından 5- Göktürklerden sonraki kurulan Türk 6- Devletlerinde, soylu olmayıp, kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kişilerin takındığı ünvanlardanKARAİLÇİ
birl. Kara/İlçiKARAİLİG
birl. Kara/İligKARAİMER
birl. Kara/İmerKARAİNAL
birl. Kara/İnalKARAK
1- Kara/Ak 2- Gözbebeği 3- Bakış, nazarKARAKAÇIR
birl. Kara/KaçırKARAKAĞAN
birl. Kara/kağan - 1- Göktürk devletinin son Kağanı. Kürşad’ın amcasıKARAKAN
birl. Kara/Kan (mec. Halktan)KARAKAŞ
birl. Kara/kaş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Uvak Girey oymağının dip dedelerindenKARAKAYA
birl. Kara/kayaKARAKAYI
birl. Kara/KayıKARAKÇI
1- Gözlemci, bakıcı 2- Kaeakeçi - Kırgızların, Togay ve Tolkan oymaklarının dip dedelerindenKARAKEÇİ
birl. Kara/KeçiKARAKEÇİLİ
birl. Kara/Keçili - Otmanlıların akrabası olan bir Oğuz oymağıKARAKILIÇ
birl. Kara/KılıçKARAKILIG
birl. Kara/Kılık (huy, yaradılış)KARAKIRK
birl. Kara/Kırk (. . Kırk sayısı da, üç ve dokuz gibi, Türklerin uğurlu sayılarındandır. ) - Oğuz beylerden Kara Çiyer’in oğluKARAKIŞ
birl. Kara/KışKARAKITAY
birl. Kara/Kıtay (. . Çinliye benzeyen, Çinlilerle kanı karışıp, melez olmuş. . ) - Kara/Kıtaylar devletinin kurucusu ve ilk hanıKARAKİSEK
birl. Kara/Kesik - 1- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Karasakal oymağının dip dedelerinden 2- Kazakların Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenKARAKOCA
birl. Kara/Koca - 1- dede Korkut’un babası 2- Türkmenlerin, Yaymut ve Bayramşahlı oymağının dip dedelerindenKARAKOÇ
birl. Kara/KoçKARAKOL
birl. 1- Kara el 2- Gözetleme yeri, gözetim alanı - Kırgızların, Togay ve Girik oymakları dip dedelerindenKARAKONGAR
birl. Kara/Kongar - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAKONUK
birl. Kara/Konuk - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARAKOPUZ
birl. Kara/KopuzKARAKOY
birl. Kara/Koy (Koyun) - Özbeklerin Karakalpak oymağı dip dedelerindenKARAKOYTUN
birl. Kara/Koytun - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAKÖS
(Karaköz, karagöz)KARAKUL
birl. Kara/KulKARAKULA
birl. Kara/KulaKARAKULAGU
birl. Kara/Kulagu - Çağatay HanlarındanKARAKULAN
birl. Kara/KulanKARAKULİ
birl. Kara/KuluKARAKURGAN
birl. Kara/KurganKARAKURT
birl. Kara/KurtKARAKURUM
birl. Kara/Kurum (Ötüken)KARAKUŞ
birl. Kara/Kuş (Mizan Yıldızı) - Selahaddin Eyyubi’nin komutanlarındanKARAKUZU
birl. Kara/Kuzu - 1- Anadolu Selçukluları dönemi beylerinden 2- Babür Han’ın bey ve komutanlarındanKARAKÜNE
(Karagün)KARAL
Vade, müddetKARAMIŞ
Bakmış, görmüş, açık gözKARAMAN
1- Kara tenli 2- Yiğit, gözü kara - 1- Selçuklular dönemi beylerinden ve Karamanoğulları kurucusu 2- Türkmenlerin, Salur oymağı dip dedelerindenKARAMANGU
birl. Kara/ManguKARAMANGUT
birl. Kara/Mangut - Özbeklerin, Mangut oymağı dip dedelerindenKARAMIŞ HAN
birl. Karamış/Han - Bulgar HanlarındanKARAMUN
birl. Kara/Mun (bun)KARAMUT
birl. Kara/MutKARANÇI
Bakıcı, gözlemci - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanKARAOBA
birl. Kara/ObaKARAOĞLAN
birl. Kara/OğlanKARAOĞUL
birl. Kara/OğulKARAOĞUR
birl. Kara/UğurKARAOK
birl. Kara/OkKARAOKAN
birl. Kara/OkanKARAOKAY
birl. Kara/OkayKARAORAK
birl. Kara/OrakKARAORKUN
birl. Kara/OrkunKARAOTAĞ
birl. Kara/Otağ - Eski dönem, toy ve şölenlerde, çocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribün (. . . oğlu olanlar, Ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi. )KARAOZAN
birl. Kara/ozan (halk ozanı) - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanKARASADAK
birl. Kara/sadakKARASAGU
ağıt, mersiyeKARASAKAL
birl. Kara/Sakal - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Alioğlu oymağının dip dedelerindenKARASAVÇI
birl. Kara/SavcıKARASAYIN
birl. Kara/SayınKARASOY
birl. Kara/SoyKARASÖLEK
birl. Kara/Sülek - Oğuz Kağan’ın vezir ve komutanlarındanKARASUNGUR
birl. Kara/Sungur - Baybars han dönemi, Halep valisi ve komutanlarındanKARASÜYÜK
birl. Kara/Süyük (kemik) (avam, halktan)KARAŞAMAN
birl. Kara/Şaman - Şamanist gelenekte, kötü ruhlarla uğraşan şamanlarKARAŞIN
Esmer, karaya çalanKARATAK
birl. Kara/Dağ - Kırgız oymağı eski dönem beylerindenKARATAN
birl. Kara/tanKARATAPIN
birl. Kara/TapınKARATAŞ
Birl. Kara/Taş - 1- Mısır-Türk kölemenleri devleti bey ve komutanlarından 2- Türkmenlerin, Teke ve Taşayak oymakları dip dedelerindenKARATATAR
birl. Kara/TatarKARATAV
birl. Kara/DağKARATAY
birl. Kara/Tay - Konya Selçukluları dönemi, İzeddin Keykavu’un, atabeylik ve başbakanlığını yapmış bilgin bir kişiKARATEKE
birl. Kara/Teke - Otmanlıların ilk dönem beylerindenKARATEKİN
birl. Kara/Tekin - Danişmendoğulları beyliği dönemi beylerindenKARATEMİR
birl. Kara/Demir (Balta)KARATENGİZ
birl. Kara/DenizKARATİGİN
birl. Kara/Tigin - Gazneli Mahmud Han’ın komutanlarındanKARATİKEN
birl. Kara/DikenKARATİMUR
birl. Kara/TimurKARATİMURTAŞ
birl. Kara/TimurtaşKARATOGAN
birl. Kara/ToganKARATOĞMA
birl. Kara/ToğmaKARATON
birl. Kara/Ton (Zırh, zırhlı giysi) - batı Hunları Hanlarından. Balamir Han’ın torunuKARATOY
birl. Kara/ToyKARATOYUN
birl. Kara/Toyun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARATUĞ
birl. Kara/TuğKARATUĞRUL
birl. Kara/TuğrulKARATULGA
birl. Kara/TulgaKARATUMAN
birl. Kara/DumanKARATUNGA
birl. Kara/TungaKARATÜBE
birl. KaraTepe - . . Türkmenlerin, Ersarı ve Alaç oymakları dip dedelerindenKARATÜN
birl. Kara/Tün (gece) - Batı Hunları komutanlarındanKARATÜRGEŞ
birl. Kara/Türgeş - Türgiş’ler boyunun bir koluKARAUÇ
birl. Kara/UçKARAUL
Bakış, gözlem yeri (Karakol sözcüğü buradan gelir) - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedeleirndenKARAURAN
birl. Kara/UranKARAUYTUN
birl. Kara/Uytun - Otmanlıların dip dedelerindenKARAUZ
birl. Kara/UzKARAÜREK
birl. Kara/Yürek Cesur, korkusuzKARAV
Bakış, nazar, bakanKARAVUL
(Karaul) 1- Gözcü, keşif kolu 2- Muhafız, badıgart - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanKARAY
yardımcı, yararlı, yardımseverKARAYABIR
birl. Kara/yabırKARAYAĞAN
birl. Kara/YağanKARAYAĞIZ
birl. Kara/YağızKARAYAKŞI
birl. Kara/YakşıKARAYALÇIN
birl. Kara/YalçınKARAYAMAÇ
birl. Kara/YamaçKARAYAN
Bakan, gözleyenKARAYARGI
birl. Kara/YargıKARAYARLIG
birl. Kara/YarlıkKARAYASA
birl. Kara/YasaKARAYAZGAN
birl. Kara/YazganKARAYAZGI
birl. Kara/yazgıKARAYEL
birl. Kara/YelKARAYELE
birl. Kara/YeleKARAYENGİ
birl. Kara/YengiKARAYIĞAÇ
birl. Kara/Yığaç - karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanKARAYIŞ
bakış, bakanKARAYİR
birl. Kara/Yer (kara toprak) - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAYOLUG
birl. Kara/YolukKARAYUMRU
birl. Kara/YumruKARAYURT
birl. Kara/Yurt (kara çadır)KARAYÜLEK
birl. Kara/Yülek - Akkoyunlu hanlarından, Uzun Hasan’ın dedesiKARAYÜLÜG
birl. Kara/YülügKARBEK
birl. Kar/Bek - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın ve Taşayak oymaklarının dip dedelerindenKARÇAK
1- Pençe 2- Büst, yarım heykelKARÇAR
birl. Kar/Çar - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARÇIGA
Bir şahin türü - Kırgız destanlarında adı geçen bir beyKARÇIĞAY
birl. Kar/ÇığayKARÇUR
birl. Kar/Çur - Dokuz Oğuzlar dönemi bey ve komutanlarındanKARDAŞ
Kardeş, kardeş yakınlığı - Mısır- Türk kölemenleri devleti denizcilerindenKARESİ
birl. Kar/Esi - Anadolu Selçukluları dönemi beylerinden ve Karesi beyliğinin kurucusuKARGI
MızrakKARGIBAY
birl. Kargı/BayKARGIN
MeşbuKARGUY
1- Bir atmaca türü 2- Gözetleme kulesi, dağ başlarına yapılan yüksek yapı - İran Türkmenleri oymak beylerindenKARHAN
birl. Kar/Han - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKARIK
Karışık, melez - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARIKSIZ
Saf, temiz, karışık olmayanKARIMIŞ
karışık, karışmış - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARINÇIK
Bakış, nazar, göz kaçamağı - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARINDAŞ
1- Kardeş, kardeşlik 2- Kız kardeş, bacı (Kazak ve Kırgızlarda)KARKIN
(Kargın) - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKARKINBAY
birl. Karkın/BayKARKIŞ
birl. Kar/KışKARLIGAN
karlar eriyince açan bir dsağ çiçeğiKARLIK
Karlı arazi, karlı dağ - Özbeklerin, Karakalpak oymağı dip dedelerindenKARLU
Karlı, kar almışKARLUBEK
birl. Karlı/BekKARLUGAÇ
Kar çiçeği - Manas destanında adı geçen bir kızKARLUK
(Karlı, karlık)KARMAS
Karıştırmaz (Soyunu, neslini) - Artukoğulları beyliğinden İlgazi beyin oğluKARŞI
Karşıt, zıt - Başkurt oymak beylerindenKARŞIT
Karşı - Türk mitolojisinde, Ülke’nin yedi oğlundan biri ve Temizlik TanrısıKARTAL
İri kanatlı avcı kuş (Karatal)KARTAN
birl. Kar/TanKARTANBAY
birl. Kartan/Bay - Kırgız oymak beylerindenKARTARKAN
birl. Kar/TarkanKARTAY
birl. Kar/TayKARUÇ
1- Karış, karışık 2- Kara uç - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanKARYAĞDI
birl. Kar/Yağdı (. . . Doğumu, kar yağdığı sırada olan)KARYAĞDI HATUN
birl. Karyağdı/Hatun - Halen Ankara’da türbesi bulunan, Otmanlılar döneminde yaşamış ve ermiş olduğu söylenen bir hanımKASAR
1- Keser 2- kasıntı, afili 3- Fırtına - Çengiz Kaan’ın kardeşlerindenKASMIŞ
Afili, fiyakalı, kasıntı - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKAŞ
Kaş, korkusuzluk, cesaret - Altay Türkleri, Taraga oymağı beylerindenKAŞGA
(Kaşka)KAŞGAR
Cesur, üstün vasıflıKAŞKA
1- Yiğitlik, mertlik 2- Üstün vasıflılık 3- Dayanıklılık, metanet - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanKAŞKA TAMAN
birl. Kaşka/Taman - Kırgızların, Mündi oymağı beylerindenKAŞKABARS
birl. Kaşka/BarsKAŞKABAY
birl. Kaşka/BayKAŞKATİMUR
birl. Kaşak/TimurKAŞKAY
birl. Kaşka/Ay - İran Türkmenleri oymak beylerindenKAŞKULİ
birl. Kaş/Kulu - İran Türkmenleri Karguy oymağı beylerindenKAŞUK
Dayanıklı, metin - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKATAK
Katı, sertKATAK BAĞATUR
birl. Katak/Bahadır - Çengiz Kaan dönemi, Kerayet asıllı bey ve komutanlardanKATAN
1- Sert, katı 2- Saplayan, (Kargı, ok) 3- Ekleyen, artıranKATAR
(Katan) - Kazak hanlığı dönemi beylerindenKATAR HAN
birl. Katar/Han - Kıtay hanlarındanKATAR TİGİN
birl. Katar/TiginKATAY
birl. Katı/Ay - Başkurt oymak beylerindenKATGI (katkı)
1- Katı, sert, haşin 2- Yarar, yararlılık 3- Neşe, şenlikKATGIÇ
Katı, sert, dayanıklı, haşinKATI
sert, dayanıklı, haşin, güvenli, admakıllı, etraf - Karahanlılar dönemi beylerinden etraflıcaKATLICAK
Katıca, sertçe, şiddetliKATIALP
birl. Katı/AlpKATIGEZ
birl. Katı/GezKATIGU
Çalışkan, gayretli, azimliKATIGÜN
birl. Katı/GünKATIĞDI
Çok katı, şiddetli, kuvvetliKATIK
1- Katı, sert, güçlük, şiddet 2- Katılan, katılım 3- Ekmek, yemekKATIKAN
birl. Katı/Kan - Avarlar devleti, bey ve komutanlarındanKATILGAN
Dayanıklı, metin, sertKATILIK
Güçlük, sertlik, dayanıklılık, haşinlikKATILIKALP
birl. Katılık/AlpKATIRHAN
birl. Katır/Han - Karahanlı hanlarındanKATIRAK
Katıca, haşinceKATIYEL
birl. Katı/Yel (Kuru rüzgar)KATIZ
1- Ağaç kabuğu 2- TarçınKATLAV
Zırh, siperKATLIG
Katılık, sertlikKATMIŞ
1- Saplamış 2- Katılaşmış 3- Eklemiş - 1- Karahanlılar dönemi komutanlarından 2- Sogay destanların da adı geçen bir beyKATRAG HAN
(Katırak han) - Bulgar HanlarındanKATUK
(Katık) - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKATUN
(Hatun) İmparatoriçe, Kağan eşlerine verilen bir unvan. (Kadınsözcüğü buradan gelir)KAVAN
Kovucu, defedici - Öketay kaan dönemi komutanlarındanKAVÇIN
Konuk, kısa süreli misafirKAVŞIT
1- Kavuşma, vuslat, kavuşulan yer - Divaı Lügat’de adı geçen bir beyKAVURT
1- Kurt 2- Kaşmet, ihtişam 3- Dayanıklılık, kalıcılık - Alparslan Han’ın kardeşi. Çağrı Beğin oğullarındanKAVUŞ
1- Menzil, kavuşulacak yer 2- Buluşma, buluşma yeriKAY
1- Tipi, kar fırtınası 2- Masal, hikayeKAYA
Taş bloğu mec. 1- Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2- İhsan, inayetKAYA ALP
birl. Kaya/Alp - Ertuğrul Beyin dedesiKAYABAŞ
birl. Kaya/BaşKAYABAY
birl. Kaya/BayKAYABEK
birl. Kaya/BekKAYADUR
birl. Kaya/DurKAYAER
birl. Kaya/ErKAYAGÜN
birl. Kaya/GünKAYAHAN
birl. Kaya/HanKAYAK
Kayık, sandalKAYALAK
1- Kayık, sandal 2- kaya, kayalık - Sogay destanlarında adı geçen bir beyKAYAN
1- Çığ, çığ kümedsi 2- Sel, sel suyu - Ergenekon destanında adı geçen bir beyKAYANHAN
birl. Kayan/Han - 1- Avarlar devleti hanlarından 2- Çengiz Kaan dönemi, Nayman hanlarındanKAYANSALAR
birl. Kayan/Salar - Harzemşahlar devleti, bey ve komutanlarındanKAYANSALÇUK
birl. Kayan/Salçuk - Timur Kürkan Han dönemi beylerindenKAYAR
1- Sel, sel suyu 2- Gurur, onurKAYAŞ
Hısım, akraba, kavim kardaşKAYATEKİN
birl. Kaya/TekinKAYATİMUR
birl. Kaya/TimurKAYÇI
Masalcı, destancıKAYDU
1- Katı, sert, şiddetli 2- Kaygı, hüzün 3- Sel, sel suyuKAYDUHAN
birl. Kaydu/Han - 1-Çengiz Kaan’ın dip dedelerinden 2- Çağatay hanlarından 3- Öketay Kaan’ın torunlarından 4- Geyük Han’ın yeğenlerindenKAYGAÇ
Kayık, sandalKAYGAŞ
Mucize, olağanüstülükKAYGIN
1- Üzgün, kaygılı 2- İsyankar, isyan halindeKAYGU
Kaygı, endişe, titizlikKAYGULU
Kaygılı, mahzun - Özbeklerin, Konrat ve Oktamgalı oymakları, dip dedelerindenKAYGUN
Mahzun, üzgün, müteessirKAYGUSUZ
Vurdumduymaz, gailesiz, umursamaz - Otmanlılar döneminde yaşamış, halk ozanlarından (Kaygusuz Abıdal)KAYHAN
birl. Kay/HanKAYI
1- Sel 2- Kar fırtınası 3- Muhkem, iyi korunan - Otmanlıların bağlı bulunduğu Oğuz boyu 2- Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenKAYİNAL HAN
birl. Kayı/İnal/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKAYI YABGU
birl. Kayı/Yabgu - Oğuz destanında adı geçen bir bey. Tuman Han’ın oğullarındanKAYIACAR
birl. Kayı/AcarKAYIALP
birl. Kayı/AlpKAYIER
birl. Kayı/ErKAYIGATU
birl. Kayı/KatıKAYIHAN
birl. Kayı/Han - Oğuz Kağan’ın torunu, Gül Han’ın oğluKAYIKTEGEN
birl. Kayık/Tegen - Türkmenlewrin, Göklen oymağı dip dedelerindenKAYIR
1- Kayırma, hamilik, destek 2- Heybet, gösteriş 3- Azim, kararlılıkKAYIRGAŞ
1- Deste, demet 2- Kayırıcı, koruyucuKAYIRMIŞ
Kayıran, kayırıcı, destekçiKAYIRŞI
1- İçli, merhametli 2- Karşı, muhalif, hizipKAYITGAN
Dik başlı, boyun eğmeyenKAYITMAS
Adil, adaletli - Cezire beylerinden, İzeddin beyin komutanlarındanKAYKAN
birl. Kay/KanKAYMAS
Adaletli, düzenli - Selçuklular dönemi Musul atabeylerindenKAYNAK
Pınar, gözeKAYNAR
1- Pınar, göze 2- Ateşli, kızgınKAYNARCA
1- Kaynak, pınar, menba 2- Ilıca, banyoKAYRA
Yardım, inayetKAYRAL
Yardım, destekKAYRALDIĞ
1- Destekli, torpilli 2- Eli açık, cömertKAYRIM
Arka, destek, inayetKAYRU
Geri, arka, destekKAYTAG
Aldatıcı, adaletsiz, hilebazKAYTBAY
Adil, adaletli, hakkaniyetliKAYTMAZ
AdilKAYTUN
Yardımsever - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKAYURTAR
Kurtarıcı, yardımsever - Kulagu Han’ın komutanlarındanKAZAK
1- Kaçak, kıpçak, merkezden uzak kalan 2- Otoriteye bağlı olmayan, başına buyruk 3- Gezgin, derbederKAZAK HAN
birl. Kazak/HanKAZAKBAY
birl. Kazak/BayKAZAKBEG
birl. Kazak/BeyKAZAKER
birl. Kazak/ErKAZAN
1- Kazanç, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2- Kızan, kızgınKAZAN HAN
birl. Kazan/Han - 1- Çağatay hanlarından 2- Altınordu hanlarından 3- Kazan hanlığının kurucusu ve ilk hanıKAZANBAY
birl. Kazan/BayKAZANBEG
birl. Kazan/BeyKAZANCI
(Kazanç, Kazançı) - Türkmenlerin, Sarık oymağı dip dedelerindenKAZANCUK
1- Kazanç, kar, getiri 2- Yemek kazanı, tencer - Özbeklerin, Konrat ve Oktamgalı oymakları dip dedelerindenKAZANÇ
Gelir, kar, artı değer, getiriKAZANER
birl. Kazan/ErKAZGAN
Kazan, kazanç - Buhara hanlığı hanlarındanKAZGURT
(Kazırgan)KAZILIK
1- Kazık 2- Kazma aleti 3- Kızgın, celalliKAZILIK KOCA
birl. Kazlılık/Koca - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKAZIRGAN
Şamanist gelenekte, kötü ruhların, doğruluğa gelmesi için, geçici bir süre için kaldığı ateş çukuru. Bir nevi cehennemKAZU
Nimet, kazançKAZUK
(Kozu, Kazık) 1- Kazma 2- Kazık, sırıkKEBEK
Kabuk, ağaç kabuğu - Çağatay hanlarındanKEBENÇ
İtimat, güven, hoşnutlukKEBENÇÜ
Hoşnut, bahtiyarKEÇİG
1- Geçit, köprü 2- Mutlu, sevinçliKEÇİKLİĞ
Mutlu, sevinçliKEÇİR
Bağışlayıcı, affediciKEÇKATULMUŞ
birl. Geç/Katılmış - Türk mitolojisinde adı geçen, Oğuz beylerindenKEÇÜRGEN
Bağışlayıcı, affediciKEDİMLİG
1- Zırh, demirağ 2- Giyimlik, giysiKEKMEN
Olgun, ergin, ermişKELDİBAY
birl. Geldi/BayKELDİBEK
birl. Geldi/BeğKELESİN
Gelesin, gelik, halife - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKELEŞ
Alımlı, yakışıklı, cıvanKELEZTİ
Hayal, serapKELGİN
Gelgin, suyu kabaran ırmakKELİŞTÜ
Olgunluk, gelişim, suhuletKELTEÇİ
Gelici, gelecek olan, halefKEMEÇ
Asker, askeri görevliKENÇEK
(Gençık, Genç)KENÇLİYÜ
Oğuz beylerinin, özellikle güz kurultayların dan sonraki toy ve şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük sofra. Yağma sofrasıKENDÜZ
Nefs, can, ruhKENESARU
birl. Kene/Saru - Kazak hanlarından. Abılay Han’ın torunu (Bazı kaynaklarda "Kuni saru" olarak da geçer)KENEŞ
İstişare, müşavereLENGEŞ
KeneşKENGEŞLÜ
Danışık, anlaşık, dayanışmalı - İran Türkmenleri, oymak beylerindenKENDİL
Gönül, gönüllü, temiz yürekliKENİ
(Kuni) Adaletli, adil, dengeliKEPKE
Örnek, numuneKEPTİK
1- Latif, şakacı 2- Eşit, müsaviKERAMUN
Karaman, esmer tenli - Kutluğ Timur Han;ın kızlarındanKARAY
birl. Ker/AyKERAYET
Sahil, kıyı, plajKEREGÜ
Ev, çadır, barınakKEREKLİ
Gerekli, elzem, ihtiyaçKEREKTÜ
İhtiyaç, lüzum, zaruretKEREKÜLÜG
Çadırlı, göçebeKERELTİ
Tanıklık, şehadetKEREN
Ulu, kebir, kadirKEREŞ
Kiriş, yay kirişi - Altay Türkleri, Çor oymağıo dip dedelerindenKERİ
1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmiş, gerginKERİK
(Keri)KERİNÇSİZ
Eşsiz, binasir, emsalsizKERKİ
Balta, nacakKERKİT
Nacak - Altay Türkleri, Kişiler oymağı dip dedelerindenKERTÜK
(Kertik) 1- Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2- yapay, suniKESEN
1- keskin, kesici 2- Bölüm, araKESİ
Keskin, kesen, kesici, sertKESİK
Kesi, keskinKESİKOCA
birl. Kesi/Koca - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKESKİN
1- Sert mizaçlı, asabi 2- Uç, ekstrem 3- KesiciKESKİNALP
birl. Keskin/AlpKESKİNAY
birl. Keskin/AyKESKİNBAY
birl. Keskin/BayKESKİNBEG
birl. Keskin/BeğKESKİNER
birl. Keskin/ErKEŞİKÇE
1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adetKEŞİKÇİ
1- Israrlı 2- NöbetçiKET
1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlıKETBUĞA
birl. Ket/Boğa - 1- Kulagu Han’ın akraba ve komutanlarından 2- Mısır- Türk kölemenleri devleti, vali ve komutanlarındanKETÇİK
Darbecik - Altay Türkleri, Çorum oymağı dip dedelerindenKETE
Ulu, büyükKETEBEG
birl. Kete/Bey - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKETKARA
birl. Ket/KaraKETKARA TUDUN
birl. Ketkara/Tudun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKEYİK
Baht, mutlulukKEYKATU
(Keykatu Han) birl. Keyik/Katu - İlhanlı hanlarından Argun Han’ın oğluKEZEGEN
Gezgin, çapkınKEZGEN
Gezgin, çapkınKEZGİÇ
GezginKEZİK
Cesaret, atılganlık, cüretKEZİR
(Kizir, keser) Cesur, cüretkarKIBI
Keşif, buluşKICIR
Öç duygusu, intikamKICURGAN
Gösterişli, mağrurKIDIK
Gedik, güdük - . . Kırgızların, Togay ve Bugu oymakları dip dedelerindenKIĞILCIM
Kıvılcım, şerareKIĞITDUK
Davet, ikramKILAĞI
Kılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgiKILAĞUZ
Kılavuz, rehberKILAVUN
Düğün hediyesiKILDI
1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amilKILDIHAN
birl. Kıldı/Han - Kıpçak hanlarından Canı Han’ın oğluKILGI
1- İstem, irade 2- Yaratılmış, kılınmışKILICI
Yaratıcı, yapıcı, halik, kadimKILIÇ
(Kıl-Uç) Silah - Otmanlılar dönemi denizcilerindenKILIÇ BUĞRA HAN
birl. Kılıç/Buğra/Han - Karayanlı hanlarından Satuk Buğra Han’ın torunuKILIÇ TAMGAÇ HAN
birl. Kılıç/Tamgaç/Han - Selçuklular (Sançar Han) dönemi, komutan ve Semerkant valilerindenKILIÇ ALP
birl. Kılıç/Alp - Suriye Selçuklularından, Nureddin beyin komutanıKILIÇARSLAN
birl. Kılıç/Arslan - Anadolu Selçukluları Hanlarından, Kutalmış beğ’in torunu. (Aynı sülaleden, bu ad ile üç han gelmiştir. Bunların içinde en ünlüleri, birincisi olup, haçlı seferlerine karşı koyuşu ve dünya savaş literatürüne geçen "gerilla savaşlarının" ilk örneklerini vermesi bakımından oldukça ilginç ve renkli bir kişiliktir. )KILIÇAY
birl. Kılıç/AyKILIÇBARS
birl. Kılıç/BarsKILIÇBAY
birl. Kılıç/BayKILIÇBOĞA
birl. Kılıç/BoğaKILIÇER
birl. Kılıç/ErKILIÇHAN
birl. Kılıç/HanKILIÇKAN
birl. Kılıç/Kan - Karahanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKILIÇTİMUR
birl. Kılıç/TimurKILIG
1- yaradılış, huy, karakte 2- Beceri, iş, yapıcılıkKILIGLI
1- İyi huylu, ahlaklı, görgülü 2- Becerikli, çalışkan, işgüzarKILIK
KılıgKILIN
1- Huy, yaradıliş 2- Naz, işveKILINÇ
Kılınış, huy, karakterKILIVAN
Hediye, bahşiş, ödülKILUÇ
KılıçKIMAÇA
Engel, maniaKIMAR
Komar, homar, yakışıklı, cezbedici - Oğuznamede, Yafesin oğlu, Türk’ün kardeşiKIMIRTU
Kıpırdanış, devinim, jestKIMIZ
Ekşi, mayhoş anlamına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki - Sibir hanlarından, Göçüm Han’ın kızıKIMNA
Sürekli, daima, her zamanKIN
1- Silah muhafazası 2- Gayret, çalışma 3- Suç, cürüm, ayıpKINAGU
1- Ceza, cezalandırma 2- Çalışma, aktiviteKINALP
birl. Kın/AlpKINAY
Aktif, çalışkanKINCAL
İnce, narin, zayıfKINÇAK
Bıçak kılıfıKINGAL
İnce, narinKINGIR
Metin, dayanıklı, sebatkarKINIK
1- Gayret, gayretli, çalışkan 2- Muhterem, şerefli, hakim - Oğuz Kağan’ın torunu Deniz Han’ın oğluKIP
Baht, talihKIPÇAK
1- Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2- Çayırlık, geniş toprak, sahipsiz boş ve geniş arazi 3- Ağaç kovuğu 4- Bahtı açık, talihli - 1- Türkmenlerin, Teke, Toktamış ve Salur oymaklarının dip dedelerinden 2- Kazakların, Ortayüz bölüğü oymak beylerinden 3- Kırgızların, İçgilik oymağı dip dedelerinden 4- Altayların, Teleut oymağı dip dedelerindenKIR
1- Kırmak. . . dan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli beyaz renk 3- mec. Olgunluk, tecrübe - 1- Türkmenlerin, Teke, Ötemiş, ve Ersarı oymaklarının dip dedelerinden 2- Özbeklerin, Konrat oymağı dip dedelerindenKIRAÇ
1- Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz toprak, yaşlı toprakKIRAÇATA
birl. Kıraç/Ata - Göktürkler dönemi kam’larındanKIRAÇKOCA
birl. Kıraç/KocaKIRAL
birl. Kır/Al - Kırgızların, Karatol ve Kutay oymakları dip dedelerindenKIRALP
birl. Kır/AlpKIRAN
1- Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yön, kenar, kıyıKIRANALP
birl. Kıran/Alp - Selçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanKIRANAY
Birl. Kıran/AyKIRANBAY
birl. Kıran/BayKIRANBEGÜM
birl. Kıran/BegümKIRANER
birl. Kıran/ErKIRANHAN
birl. Kıran/HanKIRARSLAN
birl. Kır/ArslanKIRAT
birl. Kır/AtKIRAY
1- Genç, delikanlı 2- Kıran, kan dökücü, vurguncuKIRBAY
birl. Kır/BayKIRBOĞA
birl. Kır/BoğaKIRCA
Kıra çalan, , kırlaşmış mec. Olgun, bilgeKIRCI
1- Kırıcı, sert mizaçlı 2- Kenar, uç, sahilKIRÇİÇEK
birl. Kır/ÇiçekKIRER
birl. Kır/erKIRGI
1- Kırım 2- Bir atmaca türüKIRGIL
Kırık, üzgün, kırgın - Manas destanında adı geçen bir beyKIRGIN
1- Gönül kırgınlığı 2- BozgunKIRGIZ
1- Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, örnek 4- Kırk/Kız - Şecerei Türk’e göre, Oğuz Kağan’ın yeğeniKIRGIZBAY
birl. Kırgız/BayKIRGIZER
birl. Kırgız/ErKIRHAN
birl. Kır/Han - Bir ara Sivas valiliği de yapmış olan Havarezmler devleti bey ve komutanlarındanKIRICI
1- Kıran, bölen, yaran mec. Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2- Kenar, sahilKIRIK
Kırılmış, bölünmüş - Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenKIRIM
1- Kırış, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, küskünlük 3- Uç nokta, kenarKIRIY
Sahil, kenarKIRKARIK
birl. Kırk/Arık - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKIRKAY
birl. Kırk/AyKIRKER
birl. Kırk/ErKIRKIN
Bahşiş, hediyeKIRKİL
birl. Kırk/İlKIRKLI
Eski, şamanist gelenekten, bazı değişiklikler yada dinsel motiflerin de eklenmesiyle, bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı "kırk ünlü ata ruhunun koruması altındaki kişi"KIRKUZ
birl. Kırk/UzKIRMAN
Kırma yeri, Kırman, harmanKIRTAY
birl. Kır/Tay - Mısır- Türk kölemenleri devleti, Halep valilerindenKIRYAĞIZ
birl. Kır/Yağız - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKISIG
1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlıKISIGLU
Hapis, mahpus, kıstırılmışKISRIK
Utangaç, mahçupKISTAVUL
Acele, aceleci, telaşlıKIŞIL
Kışlık, kış için ayrılmışKIŞLAK
Kışın kalınan yer, ez, kışlık evKITAY
1- Çinliye benzeyen , Çinliye karışmış 2- Kutay - 1- Kırgızların, Togay, Soldu oymakları, dip dedelerinden 2- Özbek oymak beylerindenKITAY BAGATUR
birl. Kıtay/Bagatur - Timur Kürkan Han’ın komutanlarındanKITAYHAN
birl. Kıtay/Han - Harzem hanlarından Atsız Han’ın oğlu. İlarslan’ın kardeşiKIVANÇ
Gurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve öğünerek sevinme haliKIVAM
Olgunluk, yeterlilikKIVAMBEK
birl. Kıvam/Beğ - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKIVANDUK
Kıvançlı, mutluKIVIK
Ara, fasılaKIVILCIM
Ateş parçası, şerareKIVLIK
Kıvanç ve mutluluk nedeniKIVRAK
1- Kıvançlı 2- Hareketli, dayanıklıKIVRIM
Hare, iltivaKIYAGAN
(Kıyan) - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKIYAK
1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydıraç 3- Çekicilik, cazibeKIYAL
İmgeKIYAN
1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcıKIYANALP
birl. Kıyan/AlpKIYANAY
birl. Kıyan/AyKIYANBASAT
birl. Kıyan/Basat - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKIYANBAY
birl. Kıyan/BayKIYANER
birl. Kıyan/ErKIYANHAN
birl. Kıyan/Han - 1- Kıyatlar devleti hanlarından 2- Oğuzname’ye göre Ergenekon’da yaşamış hanlardanKIYANKARA
birl. Kıyan/KaraKIYANGÜÇ
birl. Kıyan/GüçKIYANSELÇUK
birl. Kıyan/Selçuk - . . Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKIYANSU
birl. Kıyan/SuKIYANTAŞ
birl. Kıyan/TaşKIYAT
Çekici, cazibeli - Çengiz Kaan’ın bağlı olduğu oymağın adıKIYATÇIĞ
birl. Kıyat/Çığ - Çağatay Han dönemi komutanlarındanKIYGA
Zeki, çok akıllıKIYGI
Zeka, dehaKIYIK
1- Zeka, dahi 2- Çekici 3- Kaçak, kapçakKIYIKSIZ
Kaçmaz, sözünden dönmez, düzKIYIN
1- Akid, sözleşme, anlaşna 2- Güç, kudret, otoriteKIYIŞKAN
1- Sözünün eri, sözünde duran 2- Cesur, gözüpekKIYMAÇ
GamzeKIYNAK
1- Ünlü, meşhur 2- pençe, kartal pençesiKIYUK
1- Mutluluk 2- GeyikKIZARIK
1- Kızıl, kızıllaşmış 2- kızgın, kızağanKIZGAN
Kızgın, kızışmışKIZGIN
Kızıllaşmış, asabi, kızağan - Gazan Han’ın bakanlarındanKIZI
Şiddet, asabiyet, kızama, kızgınlıkKIZIK
1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKIZIL
1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmış, kızarmış, kızgın - 1- Altay Türkleri eski oymak beylerinden 2- Türkmenlerin, Yaymut ve Küçüktatar oymakları, dip dedelerindenKIZILALMA
birl. Kızıl/Elma - Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir. Ülkü’yü motivasyonu içerir. Bazen, fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin, "Birleşik Türk devletleri"nin imgesiKIZILALP
birl. Kızıl/Alp - Selçuklular dönemi uç beylerindenKIZILARSLAN
birl. Kızıl/Arslan - Alparslan Han’ın torunlarındanKIZILATA
birl. Kızıl/AtaKIZILAY
birl. Kızıl/AyKIZILAYAĞ
birl. Kızıl/Ayak - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları, dip dedelerindenKIZILBARS
birl. Kızıl/BarsKIZILBAŞ
birl. Kızıl/baş - 1- Kırgızları, İçgilik ve Tayıt oymağı, dip dedelerinden. 2- Salçuklu ve Otmanlı dönemlerinde, yöneticiler tarafından, Alevi-Bektaşi Türkmenler için kullanılan genel bir sıfatKIZILBAY
birl. Kızıl/BayKIZILBEK
birl. Kızıl/BekKIZILBÖRİ
birl. Kızıl/BöriKIZILBUĞA
birl. Kızıl/Boğa - Salçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerinden.KIZILBUKA
birl. Kızıl/Boğa - Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarından.KIZILER
birl. Kızıl/ErKIZILGU
Kızarmış, kızgın - Kırgızların, Mürdi oymağı, dip dedelerinden.KIZILHAN
birl. Kızıl/Han - . . 1- Şamamist gelenekte Tanrı sıfatlarından 2- Oğuz Kağan dönemi bey ve komutanlarından.KIZILKURT
birl. Kızıl/Kurt - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı, dip dedelerinden.KIZILKÖZ
birl. Kızıl/Göz - Türkmenlerin, Teke ve Ötemiş oymakları dip dedelerindenKIZILOK
Birl. Kızıl/OkKIZILOTAĞ
birl. Kızıl/Otağ - Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin oturduğu, şeref tribünüKIZILTAN
birl. Kızıl/TanKIZLITAŞ
birl. Kızıl/Taş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Semiz ve Baganalı oymakları dip dedelerindenKIZILTAY
birl. Kızıl/TayKIZILTUĞ
birl. Kızıl/TuğKIZIMTAY
birl. Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) TayKIZIRAK
(kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan - Türkmenlerin, Tekeli ve Sıçmaz oymakları dip dedelerindenKİÇİ
1- Kişi, adam, insan 2- Küçük, minyon 3- Geçmiş, geçik, eski 4- KeçiKİÇİCİK
1- Kişicik, insancık 2- Küçük, minyonKİÇİGÖZ
birl. Kiçi/Göz - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenKİÇİK
1- Küçük, minyon, Geçik, geçmişKİÇİK BEGÜM
birl. Kiçik/Begüm - Babür Han’ın akrabalarından bir hanımKİÇİKHAN
birl. Kiçik/Han - Hun devleti dönemi komutanlarındanKİÇİK KOCA
birl. Kiçik/Koca - babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKİÇİN
Zincir - Tuna Bulgarları HanlarındanKİÇİÖREN
birl. Kiçi/ÖrenKİÇİYÜZ
birl. Kiçi/Yüz - Kazakların, üç büyük bölüğünden biriKİÇKİ
1- Eski, kadi 2- Kişi, insanKİÇKİNE
(Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim - Babür Han dönemi beylerindenKİDGÜ
Giyim, giysi, elbiseKİLÜGEN BAGATUR
birl. Kilügen/Bagatur - Çengiz Kaan dönemi, bey ve komutanlarındanKİLÜKEN
Gülen, güleç, güleryüzlü, mütebessimKİNDİK
Orta, odak, merkezKİNEŞ
Şura, meşveret, kongreKİREY
(Girey, geray, keray) - 1- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, YediUruk oymağı dip dedelerinden 2- Türkmenlerin, Yaymut oymağı, dip dedelerinden 3- Başkurtların eski dönem oymak beylerindenKİRİŞ
Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır.KİRTİ
Doğruluk, gerçekçilikKİSEK
(Kizek, kesik) - Kırgızların, İçgilik oymağı dip dedelerindenKİŞİLİK
Karakter, şahsiyet, insan olma özelliği - Çengiz Kaan’ın Karabudundan, gelip yükselerek komutan olan beylerindenKİŞKEN
(Kiçgen) 1- Küçük, minyon 2- Geçen, geçmişKİÇKENTAY
birl. Kiçken/Tay . . . minyon, minikKİŞNİŞ
Baklagillerden bir bitkiKİYE
Kut, talih, ululukKİYELİ
Mübarek, saygıdeğer, uluKİYELİ KAĞAN
birl. Kiyeli/Kağan - Göktürk kağanlarından Kürşad’ın amcasıKİYİK
Kiyuk, GeyukKİZEK
1- Kesik 2- Nöbet 3- Seyran, gezintiKİZİK
(Kizek)KİZİR
1- Keser, kesici 2- Gever, gezgin 3- Atılgan, cesurKİZİROĞLU
birl. Kizir/Oğul - Köroğlu destanında adı geçen bir Türkmen beyiKOBRAT
(Kubrat) Derlemek, toparlamak, örgütlemek - Bulgar hanlarındanKOBU
(Kovu) Buket, demet - Altay Türkleri, Çor oymağı, dip dedelerindenKOBURCUK
Kabarcık, kabarık, kabadayı - 1- Orus Han’ın oğullarından 2- Timur Kürkan Han’ın, Kıpçak valisi ve komutanlarındanKOBUZ
(Kopuz)KOCA
1- Ulu, saygıdeğer, hürmete layık 2- Bilgili, tecrübeli, görüp geçirmiş 3- Gösterişli, azametli 4- Mert, düz, koç gibi - Babür Han dönemi beylerindenKOCAALP
birl. Koca/AlpKOCABAŞ
birl. Koca/Baş . . . Koruyucu, muhafızKOCABAY
birl. Koca/BayKOCABEK
birl. Koca/BekKOCABUĞA
birl. Koca/BoğaKOCAER
birl. Koca/ErKOCA KULAN
birl. Koca/Kulan - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKOCAKURT
birl. Koca/KurtKOCAMAN
1- Akıllı, bilge 2- İriyarı, cüsseli, heybetliKOÇ
Erkek koyun mec. Düz, mert, yüz yüze döğüşen, hilesiz, yiğit, dayanıklı, yılmazKOÇA
1- Koç gibi. . 2- Kibar, centilmenKOÇAK
Koç gibi, cesur yürkli - Er Targın destanında adı geçen bir beyKOÇAN
1- Centilmen, kibar 2- Koşan, koşucuKOÇANBÖRÜ
birl. Koçan/Böri - Ergenekon destanına göre, Böritaçina’nın oğullarındanKOÇAŞ
Rehber, yol gösteren, önde gidenKOÇAY
birl. Koç/AyKOÇBAY
birl. Koç/BayKOÇBEY
birl. Koç/Bey - Babür Han’ın komutanlarından ( Arayış Han’ın babası)KOÇER
birl. Koç/ErKOÇER NOYAN
birl. Koçer/Noyan - İlhanlılar dönemi komutanlarındanKOÇGAR
(Kaçgar, kaşgar) 1- Koç başı 2- Koç gibi, koçyiğit - Harzemşahlar devleti vali ve komutanlarındanKOÇGUR
(Koçgar)KOÇİ
Koç gibi, koç yürekliKOÇİBEY
birl. Koçi/Bey - 17. Yüzyıl bilginlerindenKOÇHAN
birl. Koç/Han - Avar hanlarındanKOÇKAN
birl. Koç/KanKOÇLUĞ
( Koçluk) Koç olacak kuzu - Karakıtay devleti hanlarındanKOÇO
Kibar, mert - Öketay Kaan’ın oğullarından Çengiz Kaan’ın torunuKOÇOTUTUK
birl. Koço/Tutuk - Göktürkler (Kapgan Kağan) dönemi, Uygur asıllı bey ve komutanlardanKOÇU
1- Koç gibi 2- Kibar, centilmen - Otmanlılar (Yavuz Selim Han) dönemi, Bursa valilerindenKOÇUM
1- Yiğit, mert 2- Koşum, koşma - Ünlü astronom ve bilgin "Uluğ bey" ‘in yeğeniKOÇUN
Düz, hilesiz, temiz yürekli - Çengiz Kaan’ın kardeşlerindenKOÇUN BİGE
birl. Koçun/Bike - Çengiz Kaan’ın kızlarındanKOÇUGAR
Mert, yiğit, özü sözü birKOÇYİĞİT
birl. Koç/YiğitKODAN
(Kutan) - Salçuklular dönemi komutanlarındanKODAR
MağrurKODAZ
MağrurKOKLUĞ
Koku, parfümKOKULUG
Koku, ParfümKOKUM
ParfümKOKUŞ
Dalları, ok yapımına elverişli bir ağaç türüKOLAN
1- Hediye, bahşiş 2- Kollayan, koruyan 3- At, eşek, katır gibi hayvanların, eyerini bağlamaya yarayan kemerKOLANÇI
KolancıKOLBAG
Kadınların, aksesuar olarak bileklerine taktıkları, boncuklu halkaKOLBAS
(Kolbaş, kolbaşı) - Kuman hanlarındanKOLBAŞ
Askeri birlik başı, komutan, askeri koruyup kollayan kişiKOLBAŞI
(Kolbaş)KOLBAY
Askeri danışmanKOLCUK
Kolcu, muhafız, koruyucuKOLÇAK
Kolcu, koruyucu, kollayıcı - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKOLÇU
Muhafız, bekçiKOLDAGÜÇ
Hami, koruyucu, şefkatli, merhametli, yardımseverKOLDAŞ
1- Silah arkadaşı 2- Arkadaş, birbirini kollayanKOLGAK
İstek, heves, taleb - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKOLGAY
Veliaht, şehzade (Kırım ve Kazan hanlıkları döneminde kullanılan bir aksesuarKOLKA
1- Kolgu, kol takısı 2- Refika, hanım, eşKOLTAG
Arka, himaye, destekKOLUÇ
Kolcu, kolbaşı, komutanKOLUNÇUĞ
Yakarış, niyazKOMAN
(Kaman, kuman) 1- Yurduna yabancı sokmayan 2- Aman vermeyen 3- KumralKOMANBAY
birl. Koman/BayKOMAS
Komayan, bırakmayan, aman vermeyen - Otmanoğullarının dip dedelerindenKOMUK
1- Kabuk, ağaç kabuğu 2- Hazine, define - Karahanlılar dönemi beylerindenKOMUR
Cesur, gözüpekKON
1- Yurt, vatan 2- Konak, yerleşim, mekanKONAÇ
AşiyanKONAG
1- Konuk, misafir 2- Konuk ağırlanan ev - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Aday oymakları dip dedelerindenKONALGA
1- Konuk yeri, baş köşe 2- Menzil, konulacak, varılacak yerKONAT
1- Cana yakın, munis, sokulgan 2- konuk ağırlayıcı, konuksever 3- Birlikte göç eden oba birliğiKONCA
1- Armağan, bahşiş 2, GülKONÇUK
1-Aşina, tanıdık 2- KonukKONÇUY
Kağan kızı, prenses, soylu kızKONÇUY TENGRİM
Konçuy/Tengrim - Koço Uygurları prenseslerindenKONDU
Yerleşik, yerli - Kırgız beylerindenKONDUBAY
birl. Kondu/Bay - Sogay destanlarında adı geçen bir beyKONDUR
Konuksever, cömertKONGAR
1- Koyu kırmızı renkteki at 2- Kızıla yakın renk tonu - Macar kumanları beylerindenKONGARALP
birl. Kongar/AlpKONGARATAY
birl. Kongar/Atay - Bulgar HanlarındanKONGARBUĞA
birl. Kongar/BoğaKONGRAT
(Kongarat) birl. Kongar/At - İlhanlı hanlarından, Ebu Saidin kızıKONGUR
(Kongar) - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKONGURTAY
birl. Kongur/Tay Kızıltay. . - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKONIK
Can, ruh, yaşamKONRAT
(Konurat) birl. Konur/At - 1- Kazakların, Ortayüz bölüğü, oymak beylerinden 2- Özbek, oymak beylerindenKONŞUK
1- Konşu, komşu 2- Yerleşim yeri 3- konuşma, lafKONUK
1- Misafir 2- Can, ruh 3- Varılacak yer, menzilKONUKALP
birl. Konuk/AlpKONUKAY
birl. Konuk/AyKONUKBEK
birl. Konuk/BekKONUL
1-Kerevetlerin altındaki, yük konan boşluk, yüklükKONULGA
1- Konuk yeri, baş köşe 2- Konuğa verilen yemek, değerli yemekKONUR
1- Yakışıklı, civan 2- Gururlu, onurlu, mağrur 3- Kara ve kızıl karışımı renk, at rengi, doru atKONUR APA
birl. Konur/ApaKONURBÖRİ
birl. Konur/BöriKONUR KOCA
birl. Konur/KocaKONURAKA
birl. Konur/AkaKONURAL
birl. Konur/AlKONURALP
birl. Konur/Alp - Otmanlıların ilk dönem komutanlarından ve Otman beğin yakın yoldaşlarındanKONURATA
birl. Konur/AtaKONURAY
birl. Konur/AyKONURBAY
birl. Konur/Bay - Kırgız beylerindenKONURHAN
birl. Konur/Han - Kulagu Han’ın oğluKONUŞ
1- Yerleşim, karargah 2- Menzil, varılacak yerKOPAKHAN
birl. Köpek/Han - Naymanlar devleti hanlarından (Tarihçilerin çoğu bu adın köpek olduğu görüşünde birleşiyor olsalar da, ikinci bir şık olarak "Kop/Ak" , çok/ak . . olabileceği de gözardı edilmemelidir. )KOPAKKULA
birl. Köpek/Kula - Babür Han’ın komutanlarındanKOPAN
1- Galip, utkan 2- Ulu, yüksekKOPTURU
Saygı duruşu, tören duruşuKOPU
Kop, çok, çoklukKOPUN
Çoklu, bereket, bütünlükKOPUZ
Saz, bağlama (Kop_Uz)KOPUZALP
birl. Kopuz/AlpKOPUZAY
birl. Kopuz/AyKOPUZBAY
birl. Kopuz/BayKOPUZBEK
birl. Kopuz/BekKOPUZER
birl. Kopuz/ErKOR
1- Öz, maya, asıl 2- Ateş parçası, ateşKORAPA
birl. Kor/ApaKORİLÇİ
birl. Kor/İlçi - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKOR KAĞAN
birl. Kor/KağanKOR TULU
birl. Kor/TuluKORAL
birl. Kor/AlKORALP
birl. Kor/AlpKORALTAN
birl. Kor/AltanKORALTAY
birl. Kor/AltayKORATA
birl. Kor/AtaKORAY
birl. Kor/AyKORBA
FilizKORBAŞ
birl. Kor/BaşKORBAY
birl. Kor/BayKORCU
Korucu - Türkmenlerin, Teke, Ötemiş ve Taşayak oymakları, dip dedelerindenKORDEMİR
birl. Kor/DemirKORDUMAN
birl. Kor/DumanKOREL
birl. Kor/ElKORER
birl. Kor/ErKORGAN
Korunan yer, kale, kurganKORGAVUŞ
Savunucu, müdafiKORHAN
birl. Kor/Han - Otmanoğullarının dip dedelerindenKORIÇI
Korucu, koruyucu, bekçi, yasak bölgeleri bekleyen ve koruyan kişiKORIG
1- Koru, ağaçlık, yeşil bölge 2- korunan, yasak bölgeKORKMAZ
Korkusuz, cesur - Mısır- Türk kölemenleri devleti döneminde Malatya valiliği yapan bir beyKORKUD
(Korkut) - Salçuklular (Sançar Han) dönemi, beylerindenKORKUNÇ
Korkutucu, ürkütücüKORKUT
1- Heybetli, korkutucu, korku salan - Otmanlı şehzadelerinden Yavuz Selim Han’ın kardeşiKORKUTALP
birl. Korkut/Alp - Otman beğ dönemi komutanlarındanKORKUTATA
birl. Korkut/Ata . . . Dede Korkut - Oğuzların, Bayat boyundan, Kara Koca’nın oğlu olan bu ulu kişi, yalnızca bir masal ve efsane anlatıcısı değil, aynı zamanda Türklerin sosyal ve kültürel yapısını, en güzel ve net bir biçimde dile getiren, konularında bunu işleyen bunları derleyip toparlayan, o günlerin önemli olaylarının notlarını tutan bir tarihçidir de. Bizler, bu ulu ve bilge kişi sayesinde, Türklerin, sosyal yaşamı, aile yaşamı, yönetim ve siyaset anlayışlarını, kültür anlayışlarını, ad verme biçimlerini, adların önemini, öğrendik. Bu yüzden bu ulus, Korkut Ata’ya çok şey borçludur.KORMARAL
birl. Kor/MaralKORSU
birl. Kor/SuKORŞAD
birl. Kor/ŞadKORTAG
birl. Kor/DağKORTAN
birl. Kor/TanKORTAY
birl. Kor/TayKORTİMUR
birl. Kor/TimurKORUĞ
Yalnızca bir masal ve efsane anlatıcısı değil, aynı zamanda Türklerin sosyal ve kültürel yapısını, en güzel ve net bir biçimde dile getiren, konularında bunu işleyen bunları derleyip toparlayan, o günlerin önemli olaylarının notlarını tutan bir tarihçidir de. Bizler, bu ulu ve bilge kişi sayesinde, Türklerin, sosyal yaşamı, aile yaşamı, yönetim ve siyaset anlayışlarını, kültür anlayışlarını, ad verme biçimlerini, adların önemini, öğrendik. Bu yüzden bu ulus, Korkut Ata’ya çok şey borçludur.KORMARAL
birl. Kor/MaralKORSU
birl. Kor/SuKORŞAD
birl. Kor/ŞadKORTAG
birl. Kor/DağKORTAN
birl. Kor/TanKORTAY
birl. Kor/TayKORTİMUR
birl. Kor/TimurKORUĞ
1- koru, koruluk, ağaçlıklı bölge 2- Koruma bölgesi, sit alanı 3- Yasak bölge, askeri bölgeKORUK
(Koru)KORUKÇU
Koruyucu, korucu, muhafızKORÜREK
birl. Kor/ÜrekKOŞ
1- Koç 2- Dizi, sıra, dizeKOŞAK
1- Koşulan, koşturan 2- Neşide, destansı şiirKOŞAR
1- Emredici, buyurucu 2- Koşucu, çalışkan, hareketli 3- Dizen, düzenleyenKOŞAY
birl. Koş/Ay - 1- Manas destanında adı geçen bir kız 2- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Bayoğlu ve Aday oymakları dip dedelerindenKOŞMA
Ölçülü, uyaklı sözKOŞTAMGA
birl. Koş/Tamga - Özbeklerin, Konrat ve Naymanlar oymakları dip dedelerindenKOŞUK
1- Yanyana, birlikte, yaren, dost 2- Koşma, şiirKOŞUL
Hüküm, şartKOŞULGAN
Koşul koyan, buyurucuKOŞUM
1- Koçum 2- Bağlı, yanyana 3- Atın, eyer, kulan, üzengi vb. malzemelerinin tümüKOŞUN
1- Asker, savaş birliği 2- Halk, ahali 3- Dizi, dizeKOTAN
(Kutan) - Salçuklular (Berk Yaruk Han) dönemi bey ve komutanlarındanKOTAN TUĞRUL
birl. Kutan/Tuğrul - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKOTKU
Alçak gönüllü, mütevazıKOY
1- Koyun 2- Merhamet, acıma duygusuKOYLU
1- Merhametli 2- İstikamet, yön, yönünü bilen 3- KoyunluKOYMARAL
birl. Koy/MaralKOYU
Merhamet - Altay Türkleri Şor oymağı, dip dedelerindenKOYULDAR
1- Merhametli 2- Hürmetli - Sogay destanında adı geçen bir beyKOYULMUŞ
1- Merhametli 2- ÇalışkanKOYUNLU
1- Hun, Hun’lu 2- Merhametli - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları dip dedelerindenKOYURGA
1- Hürmet, lütuf 2- Acıma duygusu, merhametKOYURTANG
Özgürlük, HürriyetKOZAN
KozalakKOZALAK
Çam, selvi gibi ağaçların sert çiçeğiKOZAN
KazanKOZGAV
Kıyam, isyan, başkaldırmaKÖPÜRGE
1- Köprü, geçit 2- Savaş davuluKÖÇAY
birl. Göç/AyKÖÇER
birl. Göç/ErKÖÇERİ
birl. Göç/EriKÖÇET
Filiz, sürgünKÖÇMEN
Göçmen, göçücü - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Baybaktı oymakları dip dedelerindenKÖDÜRGÜ
Kurban, adakKÖGMEN
(Gökmen) 1- Tanrısal, ilahi 2- Sayın, saygıdeğer 3- Gücünü Tanrıdan alanKÖĞÜZ
1- Göksel, Tanrısal 2- Göğüs, sineKÖK
1- Gök 2- Aile, soyKÖKBİLGE HAN
birl. Kök/Bilge/Han - Uygur hanlarının ünvanlarındanKÖKBUDAK
birl. Kök/BudakKÖKCAR
Gök/Yar - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Nayman oymağı dip dedelerindenKÖKCATIK
birl. Gök/Yatık - Kırgızların, Manguş oymağı dip dedelerindenKÖKÇAR
birl. Gök/ÇurKÖKÇEK
GökçekKÖKÇEOĞUL
birl. Gökçe/Oğul - Kırgızların, Edigene oymağı dip dedelerindenKÖKDAŞ
Emsal, örnekKÖKELTAŞ
(Gökiltaş) birl. Gök/İltaş - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKÖKEN
Göğen, gelen, 2- Köken, soy, aileKÖKETAY
birl. Kök/TayKÖKİM
1- Göğüm 2- Soyum, ailem - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları dip dedelerindenKÖKLÜ
1- Tanrıdan gelen 2- SoyluKÖKMEN
(Gökmen)KÖKMÜREN
birl. Gök/Müren - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Kıpçak oymağı dip dedelerindenKÖKÖÇÜ
(Kökçü) Gökçü, gökten güç alan, Tanrıdan gelen - Çengiz Kaan’ın başşamanıKÖKSAGUN
birl. Gök/Sagun - Salçuklular (Sançar Han) dönemi, Semerkant beylerindenKÖKSAL
birl. Kök/SalKÖKSAY
birl. Kök/SayKÖKSENGÜN
birl. Gök/Sengün - Bilge Kağan dönemi komutanlarındanKÖKTAN
birl. Kök/TanKÖKTAŞ
birl. Kök/TaşKÖKTAY
birl. Kök/Tay - Manas destanında adı geçen bir beyKÖKTAYBİGE
birl. Kök/Tay/Bike - Çengiz Kaan’ın gelini, Tulay Han’ın evdeşiKÖKTEM
1- Bahar 2- Gençlik 3- Deha, akılKÖKTİN
birl. Gök/TinKÖKTÜRK
(Göktürk)KÖL
Göl mec. Ululuk, sonsuzluk, derinlik, bilgelik - Altay Türkleri, Koybal oymağı dip dedelerindenKÖL BİLGE HAN
birl. Köl/Bilge/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKÖLERKİ HAN
birl. Köl/Erki/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKÖLERKİN
birl. Köl/Erkin - Karlukluların ünvanlarındanKÖLTİGİN
(Kül/Tigin)KÖLAPAK
birl. Köl/ApakKÖLHAN
birl. Köl/HanKÖLMÜK
Halk, ahaliKÖLÜK
Yük hayvanıKÖMEK
1- Yardım, arka, destek, inayet 2- Ahali, halkKÖMEN
1- Hayal, düş 2- Irk, soy 3- Cevher, damarKÖMENBAY
birl. Kömen/BayKÖMEY
Gerdan, döşKÖMÜÇ
Hazine, defineKÖNG
(Könk) Cariye, odalıkKÖNGÜL
Gönül, canKÖNİLİK
Adalet, doğrulukKÖNKAŞ
Künkaş, kenkeş, meşveretKÖNÜ
Adalet, doğrulukKÖNÜDİRİ
birl. Kömü/Diri - Uygur yazıtlarında adı geçen bir bey.KÖNÜL
Gönül , canKÖP
Çok, gür, çokluk, bollukKÖPEKBEG
birl. Köpek/Beğ - Yakutların eski oymak beylerinden.KÖPTÜK
1- Bereket, bolluk 2- KalabalıkKÖPÜK
Kabarcık, köpürcük, çoklu, artışKÖREGEN
Gören, görücüKÖREM
1- Körpe, taze 2- Görgülü, terbiyeliKÖRGEN
Gören, görücüKÖRGÜZ
Görgülü, centilmen, beyefendi - Çengiz Kaan’ın eğitmen ve atabeylerinden.KÖRKE
Ağaçtan yapılmış tabakKÖRKEM
1- Görkem, ihtişam 2- Hoş, güzel, latifKÖRKLÜBİGE
birl. Görklü/BigeKÖRKLÜĞ
Güzel, alımlı, cemileKÖROĞLU
birl. Kör’ün/oğlu. . . adına destan yazılmış olan bir Türkmen beyiKÖRPE
Taze, cıvanKÖRÜ
(körüg) Gözcü, haberci, casus, gözlemciKÖRÜG
(körü)KÖRÜM
1-Bakış, nazar, gözlem 2- Düş, rüya 3- Zeka, fehmKÖRÜMÇİ
Astronom, rasat, gözlemci, yıldızları inceleyen kişi.KÖRÜMDÜK
Bakıcı, nezaretçiKÖRÜNÇ
1- Görgü, muaşeret 2- Bakan, nazırKÖSEMEN
Tas artan koç.KÖŞÜK
Dilek, temenniKÖTÜZ
KıymetliKÖVENÇ
1- Güvenç, güvence, teminat 2- Azamet, gururKÖVEZ
Afi, çalım, fiyakalı.KÖYMEN
1- Yanıcı, yanık 2- HayalKÖYMEZ
Yanmaz, ateş almaz.KÖZLÜK
At kuyruğundan yapılan, göz kamaşması ve göz ağrılarının tedavisinde kullanılan bir dokuma.KUANÇ
Kıvanç, sevinçli gururKUANÇI
KıvançKUBAL
Gürz, demir topuz. - Göktürkler dönemi, bey ve komutanlarından.KUBAN
Kapan - Altay Türkleri, Kumandı oymağı, dip dedelerinden.KUBAN ARIĞ
birl. Kuban/Arığ - Altay destanlarında adı geçen bir kız.KUBAN HAN
birl. Kuban/Han - Kıpçak hanlarındanKUBAT
Kapalı, gizliKUBAY
birl. Kubi/Ay - Yakutların eski dönem "Temizlik Tanrıçası"KUBİ
(Kubil) Gökyüzü, feza, sema. Mec. Başsızlık ve sonsuzluk.KUBİAŞAR
birl. Kubi/Asar - 13. Yz. Kıpçak beylerinden.KUBİLAY
birl. Kubil/AyKUBİLAY KAAN
birl. Kubilay/Kaan - Çengiz Kaan’ın torunu, Tulay Han’ın oğulu. Çin’in fethi tamamlandıktan sonraki dönemde, Çengiz Kaan’ın da ölmesiyle birlikte, toprak ve ülkeler, dörde bölünmüş, Tulay Han’ın payına da Çin düşmüştü. Ancak onun ölümünden sonra oğlu Kubilay tahta geçip buraya bütünüyle yerleşti Fakat kaçınılmaz bir sonuç olarak, sonradan gelen kuşaklar, yerleşik düzenin ve Çin kültürünün altında ezilerek zamanla Çinlileştiler.KUBİGÜN
birl. Kubi/Gün - Çengiz Kaan döneminde Şehzadelere verilen ünvanlardanKUBİLAYHAN
birl. Kubilay/Han - Çengiz Kaan’ın dip dedelerindenKUCAN
Göçen, göçerKUCANAY
birl. Kucan/AyKUCAR
Göçer, göçücüKUCARHAN
birl. Kucar/Han - Bulgar hanlarındanKUÇAM
Deste, demet, bağKUÇAR
Göçer, göçmen - Çengiz Kaan’ın yeğeniKUDA
Sihir, büyüKUDAGAÇI
Büyücü, doktor - Kırgızların, Manguç oymağı dip dedelerindenKUDAK
Kadak, katı, sertKUDEKAN
Buyruk, sert, emir, azar - Çengiz Kaan’ın gençlik arkadaşlarındanKUKUN
kıvılcım, ateş parçasıKUKUŞ
1- Gonca, gül 2- Şaka, latifeKUL
Bağımlı, bağlı, köle mec. Bağlılık, sadakatKULA
1- Kızıl ve karışımı renk, doru, bordo 2- Yelesi, ve kuyruğu kara, gövdesi kızıla çalan at 3- Yabani at 4- Gözükara, atılganKULAALP
birl. Kula/AlpKULABAY
birl. Kula/BayKULABEK
birl. Kula/BekKULABUĞA
birl. Kula/Boğa - Kıpçak hanlarından Turan Han’ın oğluKULAÇ
1- Açıklık, mesafe 2- İki kol arasındaki araKULAGU
1- Yaratıcı, kılıcı, hükmedici 2- Kula gibi 3- Korkusuz, gözükara 4- Kul/AkıKULAGU HAN
birl. Kulagu/Han - Çengiz Kaan’ın torunu. Tulay Han’ın oğlu. Kubilay Kaan’ın kardeşi. İlhanlılar devletinin kurucusu ve ilk han’ı. Abbasiler devletini ve halifeliği yıkarak tarih sahnesinden silen, ünlü kişiKULAĞA
birl. Kul/AğaKULAHAN
birl. Kula/HanKULAKARA
birl. Kula/KaraKULAN
1- Galip, utkan 2- Vahşi at 3- Yaban eşeğiKULAN ARSLAN
birl. Kulan/Arslan - Salçuklular dönemi beylerinden. Kutalmış beğ’in oğluKULAN HATUN
birl. Kulan/Hatun - Çengiz Kaan’ın Merkitlerden olan son evdeşiKULANBAY
birl. Kulan/BayKULANŞI
1- At terbiyecisi 2- Musikişinaz, müzisyenKULAPA
birl. Kul/ApaKULAPA URUNGU
Kulapa/Urungu - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKULATA
birl. Kul/Ata - Salçuklular dönemi, ozanlarındanKULAY
birl. Kul/AyKULBAK
Merhametli, yardımsever - Divanı Lügat’te adı geçen bir beyKULBAŞ
birl. Kul/Baş - Otmanlıların, ilk dönem beylerinden. Ertuğrul beyin yakın yoldaşlarındanKULBAY
birl. Kul/BayKULDAM
Sadık kulKULDURAK
birl. Kul/Durak - Altay destanlarında adı geçen bir beyKULER
birl. Kul/ErKULGA
GüvercinKULGU
1- Müfettiş, murakıp 2- GüvercinKULİ
(kulıg) Cesur, gözükaraKULIG
(kulı, kulık) - Göktürkler dönemi beylerindenKULKARA
birl. Kul/Kara - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKULKIZ
birl. Kul/KızKULPU
1- Kilit 2- kulluk, kulluk eden - Altınordu HanlarındanKULUBEG
birl. Kulı/BekKULUGA
GüvercinKULUN
Tay, süt emen çağdaki at yavrusuKULUNKARA
birl. Kulun/KaraKUMAÇ
Solgun, solukKUMAK
1- Yardım, kömek 2- Sevda, aşkKUMAN
1- Kul’lu, Hun’lu, Hun 2- Solgun 3- Kumral, sarı ile kahverengi arası renk 4- Aman vermeyen, dirayetli - Hun’ların bir kolu ve devamı olup, Güney Rusya’da yaşayıp devlet kurmuş ve Anadoluya, Salçuklulardan çok önceleri gelip yerleşen bir Türk boyuKUMANALP
birl. Kuman/AlpKUMANBARS
birl. Kuman/ParsKUMANBAY
birl. Kuman/BayKUMANBEK
birl. Kuman/BekKUMANDI
Mutlu, sevinçliKUMANDI KİŞİ
kumandı/Kişi - Altay Türkleri eski oymak beylerindenKUMARAL
Kumral, buğday tenliKUMARGA
Kuşatma, muhasaraKUMRAL
Buğday tenliKUL
1- Koyun 2- Can, ruh 3- Uçurum 4- AdaletKUNAN
1- İki yaşına gelmiş kısrak 2- Adaletli, adil - Kırgızların, İçgilik ve Nayman oymakları, dip dedelerindenKUNANBAY
birl. Kunan/Bay - Kazak hanlığı dönemi beylerinden. . Ünlü şair Abay’ın babasıKUNAR
Bereket, bollukKUNARLI
Bereketli, münbitKUNÇAY
birl. Kul/Çay - Kırgızların, Togay ve Karakol oymakları, dip dedelerindenKUNÇUK
Koyuncuk - Çağatay hanlarındanKUNDUZ
Dere kenarlarında yaşayan, kürkünden börk yapılan bir hayvanKUNDUZBEK
birl. Kunduz/BekKUNGURTAY
birl. Kongar/Tay - Altay Türkleri oymak beylerindenKUNİ
Adalet, hakkaniyet, adaletlilikKUNİ SENGÜN
birl. Kuni/Sengün - Bilge Kağan döneminde yaşamış, Dokuz Oğuz kökenli komutanlardanKUNT
1- Dayanıklı, metin 2- Sade, gösterişsizKUNTALP
birl. Kunt/AlpKUNTAY
birl. Kun/TayKUNTBAY
birl. Kunt/BayKUNTER
birl. Kul/TerKUNTUR
birl. Kul/Tur (sur) - Volga kıyılarında yaşayan bir Türk oymağıKUNUK
1- Mahzun, elemli 2- KonukKUPÇI
İnce, zarifKUPTAN
Niyaz, dua, yakarışKUR
Düzen, sıra, hiyerarşi, düzenlemeKURAL
Düzen, düzenlilik, kaideKURALAY
Ceylan, ahuKURAR
Organizatör, düzenleyiciKURAT
birl. Kur/AtKURAY
Bir çeşit bozkır bitkisi otKURÇ
(kuruç) Kılıç yapımında kullanılan, iyi bir çelik türüKURÇAK
1- Kurç 2- Heykel, yontmataş, taş bebekKURÇI
1- Kürçü 2- Kurucu - Babür Han dönemi beylerindenKURÇIK
Kurum, kuruluş, yapılanma - Altay Türkleri, Kızıl oymağı dip dedelerindenKURDAY
birl. Kur/Tay 2- Kurt/AyKURGA
1- Tecrübeli, bilge 2- İnce, narinKURGAN
1- İstihkam, kale 2- Anıt, anıt mezarKURHAN
birl. Kur/Han - Oğuzname’de, Oğuz Kağan’ın amcası, Karahan’ın kardeşiKURIDIN
Batılı, batı bölgesindenKURUM
Figür, dansKURIMLAK
Cilveli, hareketli, kıvrakKURIKAN
1- Kürkan, damat 2- Hisar, kale 3- Ağaçlık bölgeKURKULUK
birl. Kırk/Uruk - Kırgız oymak beylerindenKURLAS
Düzen, işleyiş, ahenkKURMAN
Düzgün, düzenli, düzenleyiciKURMARAL
birl. Kur/MaralKURMUŞ
Planlı, düzenli, örgütlüKURSIK
birl. Kur/SıkKURT
Bağımsızlığına olan düşkünlüğü, evcilleşmeyen tek hayvan oluşu, mücadeleciliği, hareketliliği, gururlu ve zeki oluşu, özellikle de sosyal ve örgütçü oluşu ve daha bir çok özellikleriyle, Türklere benzeyen ve Türklerin de çok eskiden beri kutsayarak, sembolleştirdiği hayvanKURTAK
Kurulu, ayarlıKURTALAN
birl. Kurt/AlanKURTAR
KurtarıcıKURTARAN
KurtarıcıKURTAY
Kurt/Ay - Eski dönem, Kırgız oymak beylerindenKURTBAY
birl. Kurt/BayKURTBEK
birl. Kurt/BekKURTBOY
birl. Kurt/BoyKURTCEBE
birl. Kurt/CebeKURTÇAY
birl. Kurt/Çay - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenKURTÇU
(kurtçuk) genç kurt - Salçuk beyin torunlarından. Çağrı beyin amcazadelerindenKURTER
birl. Kurt/ErKURTGA
Tecrübeli, güngörmüşKURTHAN
birl. Kurt/Han - Bulgar hanlarından. Asbarak Han’ın oğlu Bulgar Türklerini, Rusya’dan Balkanlara getiren kişiKURTİL
birl. Kurt/İl Kurt yurduKURTKAYA
birl. Kurt/Kaya - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanKURTOGAN
birl. Kurt/Ogan - Şeyban Han’ın oğullarındanKURTOL
birl. Kurt/OlKURTUL
Haraç, vergi, cizyeKURTULGU
1- Vergi, haraç 2- Kurtuluş, istiklalKURTULMUŞ
Özgür, bağımsız, azade - Otmanoğullarının dip dedelerindenKURTULUN
birl. Kurt/UlunKURTULUŞ
İstiklal "Kurtuluş savaşımızın anısına verilmiş adlarımızdan"KURTUN
Batılı, batıdanKURUCAŞ
birl. Kuru/Yaş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenKURUĞÇIN
KurşunKURUK
Koru, park, koruluk - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKURULTAG
birl. Kurul/DağKURULTAY
birl. Kurul/Tay Kongre, divan, oturum - Gerek seçim, gerekse devlet için önemli kararların alındığı seçkinler meclisiKURUM
1- Kuruluş, düzen, düzenleme 2- Çalım, jest, afi 3- Kaya parçasıKURUMHAN
birl. Kurum/Han - Tuna Bulgarları hanlarındanKURUT
1- Kurt 2- Kale burcu 3- Kurutulup, suyu alınmış peynir topağıKUSKUN
Atın kuyruğundan geçirilip, eyere bağlanan kayışKUŞ
KuşKUŞBALA
birl. Kuş/BalaKUŞBEG
birl. Kuş/Bey - Hiyve hanlığı dönemi komutanlarındanKUŞBİGİ
birl. Kuş/BigeKUŞBULAK
birl. Kuş/Bulak - Buhara hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanKUŞÇAK
Kuşçu, kuş eğiticisiKUŞÇAKOĞUL
birl. Kuşçak/Oğul - Salçuklular dönemi bey ve komutanlarındanKUŞÇU
Kuş eğiticisi - 1- Kırgızların, Karatal oymağı dip dedeledrinden 2- Türkmenlerin Göklen oymağı, dip dedelerindenKUŞER
birl. Kuş/ErKUŞHAN
birl. Kuş/Han - Hiyve hanlarındanKUŞLUKHAN
birl. Kuşluk/Han - Semerkant emirlerindenKUŞTAMGA
birl. Kuş/Tamga - Özbeklerin, Karakalpak oymağı, dip dedelerindenKUŞTEMİR
birl. Kuş/Demir - Mısır-Türk kölemenleri devleti bey ve komutanlarındanKUŞTİMUR
birl. Kuş/TimurKUŞTOGAN
birl. Kuş/Togan - Salçuklular dönemi bey ve komutanlarındanKUT
1- Uğur, talih, baht 2- Tanrısal, mübarek 3- Can, ruh, dirilik, yaşam kaynağı, yaşam gücü 4- kader, yazgı 5- Erk, iktidar 6- Bereket, nasipKUTAGA
Kut/Aka, Kut/Ağa - Çengiz Kaan dönemi Oyrat asıllı beylerden. O dönemin yargıçlarındanKUTACUN
birl. Kut/Acun - Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarından.KUTADGU
Kutsanmış, kutlu, değerli, yararlı, mutlandıran.KUTADGU BİLİG
birl. Kutadgu/Bilig ( Kutsal, değerli bilgiler) - . . Yusuf Has Hacip’in Karahanlılar döneminde Bakan ( vezir) iken yazdığı ünlü eserin adı. Bu eserde, hem Türklerin sosyal yaşamı ile ilgili bilgilerrrr, hem de devlet yönetimi ve devletin gelecek kuşaklara taşınabilmesi için gerekli bilgiler, çeşitli örneklemelerle birlikte şiirsel bir dille anlatılır.KUTAL
birl. Kut/Al - Salçuklular döneminde yaşamış bir bey. Bazı kaynaklar, Alparslan Han’ı bıçaklayarak öldüren kişinin bu olduğunu yazarKUTALHAN
birl. Kutal/Han - Çengiz Kaan dönemi, Celayır hanlarından.KUTALAN
birl. Kut/Alan mübarekKUTALDI
birl. Kut/Aldı kutlu, mübarekKUTALMIŞ
birl. Kut/Almış kutlu, mübarek, kutsanmış - 1- Alparslan Han’ın amca çocuğu. . Arslan Yabgu’nun oğlu. Anadolu salçuklularının kurucularından. 2- İlhanlılar dönemi bey ve komutanlarından 3- Bilge Kaan’ın ünvanlarından.KUTALSIN
birl. Kut/AlsınKUTAMIŞ
Kutsamış, değer vermiş, mübarek eylemiş.KUTAN
1- Dua, yakarış, niyaz 2- Bir avcı kuş 3- Saban, pulluk - Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarından.KUTANBAY
birl. Kutan/BayKUTAR
Kutsar, kutsayan, kut veren - Kulagu Han dönemi bey ve komutanlarındanKUTAŞ
Kutlu, mübarekKUTAY
birl. Kut/Ay ( . . . Bu ad Türkçe’den Farsça’ya geçmiş ve "Hüda" biçimine gelmiştir. ) - 1- Ateş parçası, ateş 2- Şamanist gelenekte, " Ateş Tanrısı" 3- İpek, ipekli kumaş 4- Tanrıça 5- Paha biçilmez, değerli - İlhanlı hanlarından, Argun Han’ın evdeşi ve Keykatu Han’ın anası.KUTBAY
birl. Kut/BayKUTBEGÜM
birl. Kut/BegümKUTBEY
birl. Kut/BeyKUTBİKE
birl. Kut/BigeKUTBULAN
birl. Kut/BulanKUTBULDU
birl. Kut/BulduKUTBULMUŞ
birl. Kut/Bulmuş - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKUTDAĞ
birl. Kut/DağKUTER
birl. Kut/ErKUTGARU
Buyruk, fermenKUTGELDİ
birl. Kut/GeldiKUTGÜN
birl. Kuıt/GünKUTHAN
birl. Kut/HanKUTKAN
birl. Kut/Kan - Uygur kağanlığı dönemi beylerindenKUTKU
Ağırbaşlı, alçak , gönüllüKUTKULU
birl. Kut/KuluKUTLU
1- Mübarek, Tanrısal 2- Bahtiyar 3- Kabul görmüş, saygıdeğerKUTLU BAĞA TARKAN
birl. Kutlu/Bağa/Tarkan - Uygur kağanlığı dönemi, bey ve komutanlarından.KUTLUASLAN
birl. Kutlu/Arslan - 13. Yz. da Gürcü krallığında görev yapan, o krallığın maliyesinden sorumlu, kıpçak kuman kökenli bir bey.KUTLUAY
birl. Kutlu/Ay - Abaka Han’ın kızlarından.KUTLUBARS
birl. Kutlu/BarsKUTLUBAY
birl. Kutlu/ BayKUTLUBEG
birl. Kutlu/BeyKUTLUBEGÜM
birl. Kutlu/BegümKUTLUBEĞ ÇUR
Kutlu/Beğ/Çur - Göktürkler dönemi kağan ünvanlarındanKUTLUBİGE
birl. Kutlu/BikeKUTLUBÖRİ
birl. Kutlu/Böri - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUBUĞA
birl. Kutlu/Boğa - Kıpçak hanlarından. Orus Han’ın oğluKUTLUCA
Uğurlu, bahtı açıkKUTLUCAALP
birl. Kutluca/AlpKUTLUCAATA
birl. Kutluca/Ata - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKUTLUDEMİR
birl. Kutlu/Demir - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUDURMUŞ
birl. Kutlu/Durmuş - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUER
birl. Kutlu/ErKUTLUGÜN
birl. Kutlu/GünKUTLUĞ
Kutlu, mübarek - Akkoyunlular devleti komutanlarındanKUTLUĞBİLGE
birl. Kutlu/Bilge - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKUTLUĞ İNANÇ
(Kutluk İnanç) Kutlu/İnanç - Salçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerinden. Cihan pehlivan bey’in oğluKUTLUĞ KÜL KAĞAN
Kutlu/Kül/Kağan - Uygur kağanlığının kurucusu ve ilk kağanı. Son Göktürk kağanı olan Uzamış Kağanı yenerek, bu devletin siyasi yaşamına son verip kendine bağlayan kişiKUTLUĞ MARAL
birl. Kutlu/Maral - Türk mitolojisinde, Türkleri Ergenekondan çıkaran, Demirci Börteçine’nin evdeşiKUTLUĞ ŞAMAN
Kutlu/Şaman - Kırım hanlarından Hacı Giray Han’ın oğluKUTLUĞTURSUN
birl. Kutluk/DursunKUTLUHAN
birl. Kutlu/Han - Salçuklular dönemi, Salgurlu atabeylerindenKUTLUK
Kutlu - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKUTLUK BEĞÇUR
Kutluk/Beğ/Çur - Göktürkler ve Uygurlar dönemlerindeki, kağan ünvanlarındanKUTLUK BİLGE KÜLKAĞAN
birl. Kutlu/Bilge/Kül/Kağan - Uygur kağanlarındanKUTLUK BÖRÜ
birl. Kutluk/BöriKUTLUK KAĞAN
birl. Kutluk/Kağan - II. Göktürk devletinin kurucusu ve ilk kağanı. Devlet kurulduktan sonra, kurultay kararıyla "İlteriş" adını da alarak, İlteriş Kutluğ Kağan olmuştur.KUTLUK SARU
birl. Kutluk/Sarı - Kırgızların, Togay ve Bağış oymakları, dip dedelerindenKUTLUK ŞAD
birl. Kutluk/Şad - İlteriş Kutluk Kağan’ın kağan olmadan ömceki, ad ve ünvanıKUTLUK TİGİN
birl. Kutluk/TiginKUTLUK TİMUR
birl. Kutluk/Timur - . . Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUK
(Kutluğ) Kutlu, mübarekKUTLUKAYA
birl. Kutlu/KayaKUTLUTERKEN
birl. Kutlu/Terken - Timur Kürkan Han’ın kız kardeşiKUTÖZ
birl. Kut/ÖzKUTSANDI
Kutlu, mübarekKUTUGA
(kutaga, kutaka)KUTULA
(Kutuluğ) birl. Kut/Ulu - Tayçıkut’lar devleti hanlarından. Altan Han’ın babasıKUTULMUŞ
(Kutalmış)KUTUN
1- Mesut, mutlu, nurlu 2- Mukaddes, kutsalKUTUNMUŞ
Kutlu, mübarek - Uygur yzaıtlarında adı geçen bir beyKUTUR
Kutlu, mübarekKUTUR TEKİN
birl. Kutur/Tekin - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir beyKUTUY
(Kutay)KUTUYHANIM
birl. Kutuy/Hanım - Uygur yazıtlarında adı geçen bir hanım. (Bazı kaynaklarda "Kutuy Hatun" olarak da geçer.KUTUZ
birl. 1- Kut/Uz 2- Yaban öküzü - Mısır- Türk kölemenleri hanlarındanKUTVERDİ
birl. Kut/VerdiKUTVERMİŞ
birl. Kut/VermişKUVAKAN
birl. Kuva(kuvanç) Kan - Başkurtların eski dönem, oymak beylerindenKUVANÇ
Kıvanç, gurur, mutluluk, iftiharKUVANÇBEK
birl. Kıvanç/Bek - Kırgızların, Togay ve Bugu oymakları, dip dedelerindenKUVANDUK
Kıvanç, mutluluk, iftihar, gurur verici - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenKUVART
1- Kurt 2- Dayanıklı, kavi, metinKUVARTHAN
birl. Kuvart/Han - Bulgar hanlarındanKUVAT
Sevinç, mutlulukKUVRAG
Toplum, toplumcuKUYAK
Zırh, demirağKUYAN
Tavşan, bozkır tavşanı - Özbeklerin, Konrat ve Loncagalı oymakları dip dedelerindenKUYAŞ
Güneş ışığıKUYDUNG
Beden, vücut - Kırgızların, Togay, Çoltu ve Tolgan oymakları dip dedelerindenKUYMARAL
birl. Kuy/Maral - Oğuzname’de Böriteçine’nin öteki adıKUYMU
Sevinç, neşeKUYTAK
Mahfuz, siperKUYTURKA
Bağış, ihsan, lütufKUYULDAR
Saygıdeğer, saygıya layıkKUYUM
Aksesuar, küpe, bilezikKUYUMBİLGE
birl. Kuyum/BilgeKUZ
Dağın, güneş görmeyen yamacıKUZAY
1- Kuzey yönü, güneşin az olduğu yer, Karanlık ve soğuk yer 2- Kuz/AyKUZBAY
birl. Kuz/BayKUZGUN
Kargagillerden, bir akbaba türü - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı, dip dedelerindenKUZHAN
birl. Kuz/HanKUZLAK
Bebe, yavruKUZU
1- Koyun yavrusu 2- Yavru, bebeKUZUBAY
birl. Kuzu/BayKÜÇ
Güç, dirayet, kudretKÜÇKARA
birl. Küç/Kara (Acı kuvvet) - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKÜÇEM
1- Güç, kudret 2- Gasıb, zorba - Özbeklerin, Konrat ve Kuştamgalı oymakları dip dedelerindenKÜÇEY
Güçlü, gücü yeten - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı, dip dedelerindenKÜÇİ
Güç, güçlük, zorlukKÜÇİKACUN
birl. Küçük/Acun - Altay Türkleri, Kızıl oymağı, dip dedelerindenKÜÇİN
An, kısa zaman parçası - Karahanlılar dönemi beylerindenKÜÇKEY
Güçlü, zorluKÜÇLÜK
Güç, güçlük, zorluk, kudret - 1- Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarından 2- Çengiz Kaan dönemi, Merkit beylerinden (Tayang Han’ın oğlu)KÜÇTEKİN
birl. Küç/Tekin - Karahanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKÜÇTİMUR
birl. Küç/Timur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKÜÇTOGAN
birl. Küç/Togan - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKÜÇUGUR
birl. Küç(güç/Uğur - Çengiz Kaan döneminde, Karabudundan olmasına rağmen, üstün yetenekleri ve hizmet anlayışıyla önce, komutan daha sonra da, merkez ordu komutanlarından, yapılan beyKÜÇÜBAY
birl. Küçi/BayKÜÇÜK
Ufak, minyon - Kapgan kağan’ın oğullarından (Küçük Şad)KÜÇÜLÜ
Güçlü, zorluKÜÇÜLÜK
Güçlük, güç, zorlukKÜÇÜM
Güç, kudretKÜÇÜMHAN
birl. Küçüm/Han - 1- Sibir hanlığının kurucusu ve ilk han’ı. 2- Babürhan dönemi, Samerkant hanlarındanKÜKLER
Müneccim, yıldız falcısıKÜKREK
1- Onur, gurur 2- Kükreyiş, kükreyenKÜL
1- Ateş, ateşlilik, yakıcılık, yokedicilik 2- Yenilmezlik 3- Ulu, ünlü 4- Cesaret, gözükaralık 5- Göl, göl gibi geniş ve büyükKÜL ERKİ HAN
Kül/Erki/Han - Tuman Han’ın bey ve komutanlarındanKÜL ERKİN
birl. Kül/Erkin - Batı Göktürkleri bey ve komutanlarındanKÜL ERTİGİN
Kül/Er/Tigin - Bilge Kağan dönemi, bey ve komutanlarındanKÜL TİGİN
birl. Kül/Tigin Birkaç anlam; 1- Ateş prensi 2, yenilmez prens 3- Ulu prens 4- Yokedici prens 5- Göl (gibi) prens - Türk tarihinin, ünlü simalarından. . Bilge Kağan’ın kardeşi, İlteriş Kutluk Kağan’ın küçük oğlu. Hiçbir zaman taht ve iktidar düşünmeden, ağabeyi Bilge Kağan’ın hizmetinde çalışıp, devletin birliği ve dirliği için, çok küçük yaşlarından itibaren hep savaşarak yaşamış ve ölmüş, ender kişilerdenKÜLABI
birl. Kül/Abı - Özbeklerin, Konrat ve Kuştamgalı oymakları, dip dedelerindenKÜLBİLGE
birl. Kül/BilgeKÜLBİLGE HAN
birl. Kül/Bilge/Han - Uygur hanlarından.KÜLÇAĞAÇ
birl. Kül/Çağ/Aç - Kırgızların, Togay ve Sayak oymakları, dip dedelerinden.KÜLÇUR
Ululuk, yüksek mevki, saygıdeğerlik. Birl. Kül/Çur - Göktürkler dönemi ünvanlarından.KÜLÇUR APA TARKAN
birl. Kül/Çur/Apa/Tarkan - Bilge Kaan dönemi, bey ve komutanlarından.KÜLÇUR KAĞAN
birl. Kül/Çur/Kağan - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKÜLE
1- Güle , gülüş 2-Demet, bağ, desteKÜLEGEÇ
1-Güleç, güleryüzlü 2-Name, melodiKÜLEGEN
Gülen, güleryüzlüKÜLEK
1- Fırtına, kumfırtınası 2-Bakraç, tahtadan yapılmış yoğurt kabıKÜLEM
Bereketli, münbitKÜLER
birl. Kül/Er . . Ulu, saygın kişi.KÜLTEM
Deste, demet, buketKÜLÜG
(Külük) 1-Ünlü, meşhur, çok tanınan 3-Hızlı, seriKÜLÜG BİLGE KAĞAN
birl. Külüg/Bilge/Kağan - Uygur kağanlarından. Uluğ Kutlu Bilge . . Kağan oğluKÜLÜG İNANÇ
birl. Külüg/İnanç - Göktürkler dönemi, bey ve komutanlarından.KÜLÜG TİGİN
birl. Külüg/Tigin - Uygur prenslerinden. .KÜLÜK
Külüğ, meşhurKÜLÜK APA
birl. Külük/Apa - Yenisey anıtlarında adı geçen bir bey.KÜLÜK BİLGE
birl. Külük/Bilge - Yenisey anıtlarında adı geçen bir bey.KÜLÜKSENGÜN
birl. Külüğ/Sengün - Bilge Kağan dönemi, bey ve komutanlarındanKÜLÜKTUTUK
Birl. Külük/Tutuk - Yenisey anıtlarında adı geçen bir bey.KÜLÜNK
KazmaKÜMÜŞ
GümüşKÜMÜŞ TEKİN
birl. Gümüş/Tekin - Karahanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKÜN
Gün, güneşKÜN HATUN
birl; Gün/HatunKÜNALP
birl. Gün/AlpKÜNANA
birl. Gün/Ana - Şamanist gelenekte, göğün yedinci katına bakan tanrıçaKÜNAY
Gün/Ay - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKÜNBAY
birl. Kün/BayKÜNBEK
birl. Kün/BekKÜNÇEK
Güneşlik, şemsiyeKÜNDEŞ
1- Gündeş, güneşe eş değerde 2- İzci, takipçi, halefKÜNDOĞDUHAN
birl. Kün/Doğdu/Han - Kutadgu Bilig’de adı geçen bir Karahanlı komutanKÜNDÜN
Gün ışığıKÜNDÜZ
Gündüz - Macar Kumanları, bey ve komutanlarındanKÜNDÜZBAY
birl. Kündüz/BayKÜNDÜZKULU
birl. Kündüz/KuluKÜNER
birl. Gün/ErKÜNEŞ
Güneş - Türkmenlerin, Ersarı oymağı beylerinden (Ersarı bey’in oğlu)KÜNGERÜ
1- Arzu, dilek, temenni 2- CariyeKÜNG
Cariye, dişi köleKÜNİ
1- Adil, adaletli, hukukçu, yasalara bağlı 2- İtaatkar, mutiKÜNKAŞ
Danışma, nasihatKÜNSARI
birl. Kün/SarıKÜNTAŞ
birl. Kün/Taş - Altay destanlarında adı geçen bir beyKÜNTEM
Günlük, gündelikKÜNTOĞSI
birl. Gün/Doğuşu - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKÜNTÜZALP
birl. Kündüz/AlpKÜNÜÇEN
Muti, itaatkar, saygılıKÜNÜLÜK
1- Şemsiye, 2- Günlük, yövmiyeKÜR
1- Gür, sık, bol, bolluk 2- Canlı, diri, sağlam, sarsılmaz 3- Gürleyen, kükreyen, kabadayı, gözükara, yürekli 4- Öz, maya, özünü yitirmemezlik 5- Düzen, düzenlilik 6- Çare, çözüm, devaKÜRBAY
birl. Kür/BayKÜRBEY
birl. Kür/BeyKÜRBUĞA
birl. Kür/Boğa - Salçuklular dönemi komutanlarından. Sonraları, Musul atabeyliği yapan bir beyKÜRÇE
Esas, asıl, maya, özKÜRÇİ
Kabadayı, gözükara - Çengiz Kaan dönemi bilginlerindenKÜRÇİBAY
birl. Kürçi/BayKÜRÇUR
birl. Kür/ÇurKÜRÇUR KAĞAN
birl. Kür/Çur/Kağan - Batı Göktürkleri kağanlarındanKÜRHAN
(Gürhan) birl. Kür/Han - 1- Karakıtaylılar devleti hanlarından. (Türkçülük düşüncesini, ilşk defa, teorik olarak ortaya atan kişi) 2- Türk mitolojisinde, Kara Han’ın oğullarından 3- Oğuzname’de Moğol Han’ın dört oğlundan biriKÜRİ
İç geçiren, imrenen, kıskançKÜRKAN
birl. 1- Kür/Kan (Gür/Kan) 2- Damat (Körekan) - Aksak Timur Han’ın ünvanlarındanKÜRMAN KOCA
birl. Kürmen /Koca - Kırgızların, Togay ve Soyak oymakları dip dedelerindenKÜRMEN
Özlü, soyluKÜRŞAD
birl. Kür/Şad - Türk tarihinin ünlü simalarından. Türk ve dünya tarihindeki, ilk "Milli kurtuluş" hareketini örgütleyen ve gerçekleştiren kişi. Göktürk kağanlarından Çuluk Kağan’ın küçük oğlu. ( İlk Göktürk devleti yıkıldıktan sonraki, Çin’de süren tutsaklık dönemine son vermek için, şan, şöhret, taht ve kişisel çıkar düşünmeden, yalnızca Milletin kurtuluşu ve geleceği için, kırk yiğidi ile gizli bir örgüt kurup sonra da devrimi gerçekleştirdi. (İ. S. 639) Kendisi de dahil olmak üzere hepsi öldü. Ancak bu kutlu eylemin sonucunda öteki bütün Türkler serbest bırakılarak özgürlüklerine kavuştular ve hemen ardından da 11. Göktürk devletini kurdular. )KÜRT AĞ
birl. Kür/DağKÜRTİMUR
birl. Kür/TimurKÜRTUĞ
birl. Kür/Tuğ - Özbeklerin, Konrat ve Kançagalı oymakları, dip dedelerindenKÜRTÜN
birl. Kür/Tün (gece)KÜRÜGEN
1- Gürgen 2- Köregen, damatKÜRÜM
Basiret, melekeKÜRÜNÇ
1- Özlü, soylu 2- Düzen, düzenli 3- KıskançKÜŞLİK
1- Güçlük, güç, zorluk 2- Mutlu, mutlulukKÜŞLÜK HAN
birl. Küçlük/Han - 1- Naymanlar devleti hanlarından 2- Kerayetler devleti hanlarındanKÜŞÜM
1- Ar, edep, hicap 2- Güç, güçlülükKÜVENÇ
GüvençKÜVENÇİ
Güvence, garantiKÜZ
Güz, sonbahar, hazanKÜZHAN
birl. Küz/Han - Oğuzname’de Moğol Han’ın dört oğlundan biriKÜZNEK
Işık kırılması, aksi-ziyaMAMAK
Sakin, kendi halindeMAMAY
Sakin, munis - Atilay Han’ın akrabalarından olan bir Hun beyiMAMAY HAN
birl. Mamay/Han - kıpçak hanlarındanMAMAY TÜRE
birl. Mamay/TüreMAMIŞ
1- Saygılı, söz dinler 2- Saygı, hiramMAMIŞHAN
birl. Mamış/Han - Kazak hanlarındanMANAS
1- Huy, mizaç 2- Heybet, heybetli - Ünlü, Kırgız yiğidi. Kendi adıyla yazılan ve anılan destan, halen, dünyanın en uzun destanı olup, her yıl yeni mısralar eklenerek de sürmektedir.MANASHAN
birl. Manas/HanMANAY
Saha, bölge, mıntıkaMANÇO
Mengü, sonsuzMANÇU
Mengü, sonsuz - Bu ad ile bir Türk oymağı, şimdiki Mançurya’da bir dönem hanlık yapmış ve Mançurya adı da bu addan dolayı bu günlere kadar gelmiştir. Mançu adı " Mengü’nün kuzey Türklerinin ağzı ile söylenişinden başka bir şey değildir.MANÇU APA YARGAN TARKAN
Mançu/Apa/Yargan/Tarkan - Göktürkler (Bilge Kağan) dönemi komutanlarındanMANGALAY
1- Alın, yüz, cephe 2-Süvari, iyi ata binen - Tuman Han’ın torunlarındanMANGU
Mengü, bengü, sonsuzMANGU KAAN
birl. Mangu/Kaan - Çengiz Kaan’ın torunu, Öketay Kaan’ın oğluMANGU TİMUR
birl. Mangu/TimurMANGUBERDİ
birl. Mangu/Verdi - Anadolu Salçukluları Gıyaseddin’in amcası oğluMANGUR
Mangır, bakır paraMANGUT
Ölümsüz, sonsuz - 1- Oğuzname’de, Türk’ün kardeşlerinden 2- Özbeklerin eski dönem oymak beylerindenMARAL
Ceylan, ahu türü bir hayvanMAYDA
Narin, ince, ince yapılıMENÇİK
Mülkiyet, mal varlığıMENDEŞ
(Menteş, mintaş) Acele, aceleciMENGİ
Mengü, bengi, bengüMENGİ HAN
birl. Mengi/HanMENGİ KULA
birl. Mengi/KulaMENGİ TİMUR
birl. Mengi/Timur - Altınordu hanlarındanMENGİLİK
SonsuzlukMENGLİ
Mingli, benliMENGLİ GİRAY HAN
birl. Mingil/Giray/Han - Kırım hanlarındanMENGLİ HATUN
birl. Benli/Hatun - Tuğluk Timur Han’ın anasıMENGÜ
Ebedi, sonsuz, sonsuza kalan, sonsuzluk, ölümsüzlükMENGÜ ALP
birl. Mengü/AlpMENGÜAY
birl. Mengü/AyMENGÜBARS
birl. Mengü/BarsMENGÜBAY
birl. Mengü/BayMENGÜÇ
Sonsuzluk, sonsuzluğa ulaşmış, ermiş, ulu, saygıdeğer - Mengüçler devletinin kurucusu ve ilk beyi. Şebinkarahisar, Aluçra, Şiran ve Refahiye dolaylarını, Alparslan Han’ın emriyle zaptettikten sonra, Salçukluya bağlı özerk bir beylik olarak kalmıştır.MENGÜÇ ATA
birl. Mengüç/Ata - Bilgi ve tecrübesine başvurulan ulu ve bilge kişiMENGÜÇ ATSIZ
birl. Mengüç/Atsız - Alparslan Han dönemi, Azerbaycan valisiMENGÜÇAY
birl. Mengüç/AyMENGÜÇEK
(Mengüç)MENGÜER
birl. Mengü/ErMENGÜKAN
birl. Mengü/kanMENGÜKUL
birl. Mengü/KulMENGÜN
(Mingün, Bingün) birl. Bin/Gün - Kulagu han’ın oğullarından . . Abaka Han’ın kardeşiMENGÜTAŞ
birl. Mengü/Taş - Bilge Kağan’ın yaptırdığı Orkun anıtlarının sıfatıMENGÜTAY
birl. Mengü/Tay - Tulay Han dönemi, Heart valisiMENGÜTEKİN
birl. Mengü/TekinMENGÜTİMUR
birl. Mengü/Timur - 1- Batu Han’ın torunu, Doğan Han’ın oğlu 2- Mısır- Türk kölemenleri (Melik Nasır) dönemi komutanlarındanMENGÜVERDİ
birl. Mengü/Verdi - Haverezm Han’ı Celaleddin’in gerçek adıMENTEŞ
(Mintaş) birl. Bin/Taş - 1- Salçuklular dönemi komutanlarından 2- Mısır- Türk kölemenleri dönem Malatya valilerindenMENGEN
1- Nişancı, iyi ok atan, okçu 2- Becerikli, mahir - Bilge Kağan’ın ilk adıMETE
1- Soylu, saygıdeğer 2- Bütün, bütünlük, bütünlükçüMETEHAN
birl. Mete/Han - Hun kağanlarının en ünlüsü. Aynı soy ve kökten gelen boylar arasında, kan dökülmesini yasaklamış hepsinin tek bir devlet çatısı altında toplanması gerektiğini, bunun aynı zamanda Türk Tanrısı’nın bir emri olduğuna inanarak bu yolda mücadele etmenin ve bunun getireceği sonuçların, en büyük ve paha biçilmez bir mutluluk olduğuna inanmış, bunu da ayrıca, devlet politikası biçimine getirmişti. Türk töresine devlet idaresine sokan, ilk düzenli ve sınıflı kara ordusunu kuran, "Birleşik Türk Devletleri"ülküsünü devlet siyaseti olarak ve bunu gerçekleştiren ilk Türk büyüğü. Tarihçilerimizin büyük çoğunluğu, bu kişinin efsanevi, Oğuz Kağan olduğunu söyler.MİN
1-Bin, bin sayısı. 2-ben, gamze - Özbek oymak beylerinden.MİNG
1-Ben, gamze 2-Huzur, refah 3-Bin sayısı - Başkurt oymak beylerinden.MİNGAN
1-Benli, gamzeli 2-birl. Bin/Kan - Öketay Kaan dönemi, bey ve komutanlarından.MİNGAY
birl. Ming/Ay - Çengiz Kaan’ın askeri danışmanlarından ve komutanlarından.MİNGİDİBEK
birl. Mingli/Bek - Koçay Han’ın komutanlarından.MİNGİLİK
Rahat, huzur, refahMİNGİR
Çok külliyetli.MİNGLİ AĞAÇ
birl. Mingli/Ağaç - Timuroğullarından, ünlü devlet adamı ve bilgin, Hüseyin Baykara’nın evdeşi.MİNGLİ GİRAY
birl. Mingli/Giray(Han) - Kırım HanlarındanMİNGLİ GÖNÜLTAŞ
birl. Mingi/Gönültaş - Altınordu devleti komutanlarındanMİNGLİBAY
birl. Mingli/BayMİNGLİHAN
birl. Mingli/HanMİNKARA
birl. Min/Kara(Binkara) - Uygur yazıtlarında adı geçen bir bey.MİNTAŞ
(Bintaş) birl. Min/Taş - hacı Bektaşı Veli’nin kardeşiMİNTİMUR
birl. Min/Timur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyMOĞOL
Kaygı, endişe, hüzün - Havarezmler devleti dönemi bey ve komutanlarından.MOĞOL HAN
birl. Moğol/Han - 1- Şecerei Türk’de, Alınca Han’ın ikiz oğlundan biri ve Türk’ün babası 2- Oğuz Kağan destanında, Oğuz’un amcası ve ilk kayın atasıMOĞOLBAY
birl. Moğol/BayMOĞOLKANÇI
birl. Moğol/Kançı - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanMOĞOLTAY
birl. Moğol/TayMOKAN
Büken, güçlüMOKAN KAĞAN
birl. Mokan/Kağan - Bumin Kağan’ın diğer adıMONGUÇ
Atik, çevik, hamleciMOTUN
Bütün, bütünlük ( Mete Han’ın asıl adının bu olduğunu söyleyen tarihçiler de var. )MUGLU
Üzgün, hüzünlü - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanMUNAR
Serap, algınMUNCUK
Boncuk, takı, mücevher - Atilay Han’ın babasıMUNÇUĞ
(Boncuk)MUNG
1- Hüzün, elem, üzüntü 2- Ming, ben, gamzeMUNGLUBUĞA
birl. Munglu/Boğa - Mısır-Türk kölemenleri devleti komutanlarındanMUNGLUĞ
(Mungluk) Üzgün, bunalmış, hüzzam - Yesukey ölürken, Çengiz Kaan’ı emanet ettiği bey. Çengiz’in bir nevi manevi babası durumundaki beyMUNGUL
Hüzünlü, elemli - 1- Altay Türkleri, Kişiler oymağı, dip dedelerinden 2- Kırgızların, Togay, Sarı ve Bağış oymakları dip dedelerindenMUNZUK
(Muncuk, boncuk) Boncuk’un Macar ağzıyla söylenişiMUT
birl. Mut/AlMUTAL
birl. Mut/AlMUTAY
birl. Mut/AyMUTBEGÜM
birl. Mut/BegümMUTBİGE
birl. Mut/BigeMUTER
birl. Mut/ErMUTHAN
birl. Mut/HanMUTLU
Mutlu, mesut, bahtiyarMUTLUALP
birl. Mutlu/AlpMUTLUBAY
birl. Mutlu/BayMUTLUBEGÜM
birl. Mutlu/BegümMUTLUBİGE
birl. Mutlu/BikeMUTLUER
birl. Mutlu/ErMUTLUHAN
birl. Mutlu/HanMUYAN
(Buyan, bayan)MÜÇEK
öpücük, buseMÜGE
İnci çiçeğiMÜLDÜZ
Berrak, safMÜREN
Irmak, akarsuNATUK
Yurt, avul, yerleşim bölgesi.NAYMAN
1- Soylu, asilzade 2- Kendinden emin - 1- Kırgızların, İçgilik ve Katırca oymakları, dip dedelerinden 2- Altay Türkleri, Teleut oymağı dip dedelerinden . 3- Kazakların, Ortayüz bölüğü oymak beylerinden.NİRUN
Saf, katıksız, sade. - Oğuzname’de, Alan Guva’nın çocuklarının genel sıfatı.NOGAY
Başıboş, serbest, azade. Çengizliler döneminde, genellikle Uygur asıllı memurlara verilen bir unvan. - 1- Kırgızların, Togay, Girik ve karakol oymakları, dip dedelerinden. 2- Özbeklerin, Konrat ve Kançakalı oymakları, dip dedelerinden. 3- Kuzey Kafkasya ve Romanya’da yaşayan, bir oymak.NOGAYBEK
birl. Nogay/ BekNOGAYÇERİ
birl. Nogay/ÇeriNOYAN
1- Soyluluk ünvanlarından ( Avrupalıların, şövalye, sör, ünvanlarının karşılığı) 2- Sükunet, huzur 3- Başkomutanlık, başkomutan - Çengiz Kaan’ın komutanlarından.NOYANBAY
birl. Noyan/BayNOYANÇOBAN
birl. Noyan/Çoban - Kulagu Han’ın komutanlarından.NOYANER
birl. Noyan/ErNOYANHAN
birl. Noyan/HanNOYANKULİ
birl. Noyan/KuliOBA
1- Yurt, mekan, mesken, diyar, çadır, mahalle 2- Göçebe, kabile, aşiretOBABEY
birl. Oba/BeyOBAER
birl. Oba/ErOBAR
Ev, barakaOBEN
1- Genç aygır 2- Erkek deve yavrusuOBULAZ
(Oblas, oflas) 1- Gözüpek, atılgan 2- Alicenap, yüce gönüllü.OBUT
Şeref, haysiyetOBUZ
Kaynak, menbaOCAK
(Otak, odak) Ateşlik, ateş olan yer, ateş tüten yer. Mec. Ev, yuva, insan eğitiminin, başladığı, insanın pişmeye ve biçimlenmeye başladığı yer.OCAKLI
Ocak sahibi. - Kazakların, Uluyüz bölüğü oymak beylerinden.OD
Ot, ateşODAK
Ocak, yanma, yansıma merkeziODAKAN
Hanım ozanODANA
birl. Od/Ana - Şamanist gelenekte, "Dişi Melek"ODATA
birl. Od/Ata - Şamanist gelenekte "erkek melek"ODAY
birl. Od/AyODBEK
birl. Od/BekODÇU
AteşçiODER
birl. Od/ErODGELDİ
birl. Od/GeldiODGURMUŞ
1- Oturmuş, oturaklı, sakin, kendinden emin 2- Yuva kuran, birlik kuran - Karahanlılar dönemi beylerinden. /Kutadgu Bilig’de Yusuf Has Hacip’in şiirlerini yazarken seslendiği ve hitap ettiği beylerden. )ODHAN
birl. Od/Han - Şamanist gelenekte, "Ateş Tanrısı"ODKIZ
birl. Od/KızOFLAZ
(Obulaz, Oblas)OG
Ok (Doğma, doğum, yaratılış) - Sibir Hanlığı dönemi bey ve komutanlarından.OGAN
(Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratış, doğuş, halik 2- Anlayış, zeka, bilgelik 3- Eski Türklerde, kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde, arabuluculuk yapan, "Barış Tanrısı" 4- Altay ve Tuna Türklerinde " Ateş Tanrısı" - Hiyve Hanlarından Muhammed Han’ın oğlu. Şecerei Türk’ün yazarı olan, Bahatur Han’ın kardeşi.OGAN APA
birl. Ogan/ApaOGAN HAN
birl. Ogan/HanOGANALP
birl. Ogan/AlpOGANAY
birl. Ogan/AyOGANBAY
birl. Ogan/BayOGANER
birl. Ogan/ErOGANKUL
birl. Ogan/KulOGANKULU
birl. Ogan/KuluOGANSAY
birl. Ogan/SayOGANSOY
birl. Ogan/SoyOGANSU
birl. Ogan/SuOGANVERDİ
birl. Ogan/VerdiOGÇİ
(Okçu)OGLAĞU
Körpe, genç kızOGRAK
1- Azim, kararlılık 2- NiyetOGRAŞ
Uğraş, mücadele, meşgaleOGSAT
Benzer, benzerlik, benzeyişOGTADURMUŞ
birl. Okda/Durmuş ( Bu ad, iki anlamda da yorumlanabilir. Akıllı, zeki Durmuş. Zor durumda kalan, zor koşullarda olan Durmuş. . ) - Uygur kağanlığı dönem bey ve komutanlarındanOGUR
1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutlulukOGURLU
UğurluOGURMUŞ
Gizemli, ağzı sıkıOGUTUR
Gizli, gizemli - Kırgızların, Mündi oymağı, dip dedelerindenOGÜN
birl. O/Gün (. . Eski bir Türk geleneği olan, tarihin önemli ve özel günlerinin anısına verilen, o gün ya da o günlerin yıldönümüne denk düşen günlerde doğanlar için kullanılan bir ad. Örneğin, Fenerbahçe’nin eski futbolcularından O gün Altıparmak "10 kasım 1938" doğumludur ve Ata’ nın ölümüne atfen bu adı almıştır. )OGÜNER
birl. Ogün/ErOĞÇU
Okçu, haberci, ulakOĞIRCIK
Uğurcuk - Türkmenlerin, Salur ve Karaman oymakları dip dedelerindenOĞLAGU
Körpe kızOĞLAK
Keçi yavrusu - Babür Han dönemi beylerindenOĞLAMAN
Bir yaşında doğum yapan, koyun ve keçiOĞLAN
Oğul, erkek çocuk, genç erkek - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenOĞLANÇUR
birl. Oğlan/Çur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞRAMIŞ
Uğurlu - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞRUN
1- Gizli, gizemli 2- Yavaş, ağırOĞUL
1- Oğlan, erkek çocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek çocuğu - Türkmenlerin, Salur ve Karaman oymakları dip dedelerindenOĞULALP
birl. Oğul/AlpOĞULBARS
birl. Oğul/Bars - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞUL HAN
birl. Oğul/HanOĞULAK
birl. Oğul/AkOĞULAY
birl. Oğul/AyOĞULBAY
birl. Oğul/BayOĞULBEK
birl. Oğul/BekOĞULBÖRİ
birl. Oğul/BöriOĞULÇA
1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En küçük oğulOĞULÇA KATIR HAN
birl. Oğulça/Katır/Han - Karahanlı hanlarındanOĞULÇAK
OğulçaOĞULER
birl. Oğul/ErOĞULGANMIŞ
Oğlu olmayanOĞULGAYMIŞ
Oğlu olmayanOĞULHAN BUĞRA
birl. Oğulhan/Buğra - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞULKAN
birl. Oğul/KanOĞULTEKİN
birl. Oğul/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞUR
1- Uğur, taLİH, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devirOĞUŞ
1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil - Otmanoğullarının 16. Göbek dedesiOĞUZ
1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Öküz 4- Olağanüstülük 5- Çağrı, davet, toparlama birleştirme, yaratış - Türklerin en önemli ve geniş bölgelere yayılmış olan boyu. Türkiye’nin büyük bölümü, Azerbaycan, Türkmenistan, Musul, Kerkük, Gagavuzya, İran Türkmenleri, hep bu boyun kollarındandır. )OĞUZALP
birl. Oğuz/AlpOĞUZ BİLGE
birl. Oğuz/Bilge - Bilge Kağan dönemi bey ve bilginlerinden (Oğuz Bilge Tamgaçu)OĞUZ KAĞAN
Oğuz/Kağan - Türklerin, tüm boylarının mitolojik atası. Belli tarihsel dökümanlar içersinde değerlendirmek mümkün olmamakla birlikte, tarihçilerin büyük çoğunluğu, bu kişinin, Hun Kağanı " Mete Kağan" olabileceğini söylemektedirler. Tarihte ilk defa olarak bütün Türk boylarını bir araya getirerek, tek devlet çatısı altında topladığı, kuzey ve orta Asya’yı, Türk yurdu haline getirdiği, Oğuz töresi ya da " Türk Töresi" adı altında, kültürel bir alt yapı hazırladığı, yine uzun yıllar hemen bütün Türk devletlerinin genel yasaları durumunda olan "Oğuz Kağan Yasaları" nı hazırlayıp yürürlüğe koyduğu söylenir.OĞUZBEY
birl. Oğuz/BeyOĞUZER
birl. Oğuz/ErOĞUZGÜN
birl. Oğuz/GünOĞUZHAN
birl. Oğuz/Han (Oğuz Kağan)OĞUZTAN
birl. Oğuz/TanOĞUZTAY
birl. Oğuz/TayOK
1- Doğum, doğuş, yaradılış 2- Akıl, us 3- Dokunma, el sürme 4- Söyleyiş, çağırış, haber verme 5- Silah, yay ile kullanılan ok 6- Örgüt, teşkilat - Türkmenlerin, Ersarı oymağı dip dedelerindenOKAN
1- Ogan 2- Anlayış, fehimOKANBARKAN
birl. Okan/Barkan - Çengiz Kaan’ın dip dedelerinden Kubilay’ın oğluOKANBAY
birl. Okan/BayOKANER
birl. Okan/ErOKANKUL
Birl. Okan/KulOKANSOY
birl. Okan/SoyOKATMIŞ
(Okutmuş) Haberci, ulakOKAY
birl. Ok/Ay - Kırım hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanOKBAY
birl. Ok/BayOKÇI
1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okçu 3- Örgütçü, komitacıOKÇU
(Okçı)OKER
birl. Ok/ErOKHAN
birl. Ok/HanOKIÇI
Davetçi, davetkar, çağırıcıOKİ
Çağrı, davetiyeOKKAN
birl. Ok/KanOKLAMIŞ
Ok atmış, savaşçıOKLU
1- Akıllı, zeki 2- ÖrgütlüOKSU
birl. Ok/SuOKŞAK
Benzeyen, andıran, tanıdık, bildikOKŞAN
Benzeyen, okşayanOKTA
Akıllı, zeki, dahi - Niyuçi Tatarları hanlarındanOKTAMGA
birl. Ok/Tamga - Özbeklerin Konrat oymağı dip dedelerindenOKTAN
birl. Ok/TanOKTAR
1- Okçu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetçi, davetkar - Batı Hunları devleti komutanlarındanOKTAŞ
birl. Ok/TaşOKTAY
birl. Ok/TayOKUKLU
Alim, bilginOKUMAGAN
Arif, eğitimsiz ama kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış - Harzemşahlar devleti bey ve komutanlarındanOKUNÇ
Toy ve düğün davetiyesiOKUŞ
1- Bilgi, bilgelik 2- BereketOKUŞLUĞ
1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketliOKUTGAN
Okutan, eğitmenOKUTAN
Eğitmen, öğretmenOKUV
Okuyuş, kıraat, çağırışOKYAY
birl. Ok/YayOLAGAN
Olan, doğal, olumluOLAM
Debdebe, gösteriş, tantanaOLBAK
Oluş, oluşumOLCA
Ganimet, bollukOLCAŞ
Tören, seremoni, tazimOLCAY
Tanrı sıfatlarından. Baht, talih, açık talih, ululukOLCAYBEGÜM
birl. Olcay/BegümOLCAY HAN
birl. Olcay/Han - Oğuzname’de Nuh’un oğlu olan Yafes’in gerçek adıOLCAY HANIM
Olcay/Hanım - Kara Kulagu Han’ın evdeşiOLCAY KUTLUĞ
Olcay/KutlukOLCAY TÜRKAN
Olcay/Türkan ( Terken ) - Timur Kürkan Han’ın evdeşi.OLCAY BİGE
birl. Olcay/BikeOLCAYKUT
birl. Olcay/KutOLCAYTU
Açık talih, bahtı açık, bereketliOLCAYTU BUĞA
birl. Olcaytu/ Boğa - İlhanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanOLCAYTU HAN
Olcaytu/Han - İlhanlı hanlarından. Gazan Han’ın kardeşi.OLCAYVERDİ
birl. Olcay/Verdi.OLÇA
Ganimet, bereketOLÇAM
Ganimet, nimet, bollukOLÇAR
1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafıkOLÇUM
1- Olgunluk, olgun, yetişkin 2- Hüner, marifetOLGAÇ
Olgun, olmuşOLGUN
Yetişkin, olmuş, kamilOLGUN HAN
birl. Olgun/HanOLGUNAY
birl. Olgun/AyOLGUNBAY
birl. Olgun/BayOLUM
Oluş, doğuş, olmaya elverişli.OLUN
1- Oluş, olgunluk, ağırbaşlılık 2- Genç, taze 3- SoylulukOLUN BİGE
birl. Olun/BikeOLUN İYE HATUN
(Olun ige hatun)birl. Olun/İye/Hatun - Çengiz Kaan’ın anasıOLUŞ
Oluşum, düzenOMAÇ
Amaç, gayeOMAK
1- Soy, kan, soyluluk 2- Aile, akrabaOMAY
(Umay) Seçkin, güzideOMRAK
Sevilen, maşukaOMUR
(Umur) 1- İlgi, heves 2- Güç, dayanıklılık, dayanıklı - Aydınoğulları beyliğinden, Aydın Bey’in oğullarındanOMURCA
Sağlam, dayanıklı - Astgragan hanlığı, hanlarından.OMURTAG
Kartal yavrusu - Bulgar hanlarındanOMURTAY
birl. Omur/Tay - Tuna Bulgarları, hanlarından.ONAK
1- Onanmış, kabul görmüş 2- Sevgili, el üstünde tutulanONAKA
1- (Onak) 2- On/Aka - Atialy han dönemi, bakan ve komutanlarındanONAL
1- Doğuş, ortaya çıkış 2- Sağlam, dayanıklıONANLI
Sağlam, meyin, mütehammilONANMIŞ
Sağlam, bayındır, destekliONAT
1- Sağlam, dayanıklı 2- Yakışıklı 3- Terbiyeli, iyi davranışlıONATBAY
birl. Onat/BayONATÇA
Makbul, hatırşinasONAY
1- Sağlam, dayanıklı, uygun 2- Makul, kabul, tasdikONBEG
birl. On/BeyONBOY
birl. On/BoyONG
1- Sağlamlılık, kalıcılık, dayanıklılık 2- İyilik, rahmet, bereket, bolluk 3- Sevinç, neşe, mutlulukONG TUTUK
birl. Ong/Tutuk - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir bey.ONGAL
birl. Ong/AlONGAN
1- Uğurlu, mutlu, bahtiyar 2- Verimli, gelişkin 3- Bayrak, simge, totemONGAN HATUN
birl. Ongan/Hatun - Kazak hanlığı dönemi, ünlü kadınlarından.ONGANER
birl. Ongan/ErONGER
birl. Ong/ErONGHAN
birl. Ong/Han - Sibir hanlığı, - hanlarından.ONGU
1- Kar, kazanç 2- Set, sütreONGUÇ
Karlı, kazançlı, verimli, uğurluONGUÇ ALP
birl. Onguç/AlpONGUÇAY
birl. Onguç/AyONGUÇBAY
birl. Onguç/BayONGUÇER
birl. Onguç/ErONGUDAY
Karlı, kazançlıONGUN
1-Bolluk ve bereket tanrısı. 2- Uğurluluk, verimlilik, kalıcılık 3- Av totemi, kutsanmış av hayvanı 4- Totem, sembol, bayrak, flamaONGUN ALP
birl. Ongun/AlpONGUNER
birl. Ongun/ErONGUNSAY
birl. Ongun/SayONGUNSOY
birl Ongun/SoyONGUR
1- Kurtuluş, salah 2- On-OgurONGUT
Koruyucu, muhafız, kale muhafızıONOĞUL
birl. On/Oğul (. . On oğul değerinde. . )ONOK
birl. On /Ok - Batı Türk illerinin temelini teşkil eden, on boyun genel adı.ONUÇUR
birl. On/Uçur - İkşitler devleti hanlarından . Tokuç Han’ın oğluONUK
1- Sağlıklı, dayanıklı 2- Uğurlu, aziz, saygıdeğer 3- Usul, yol, teamül 4- Yararlı, faydalıONUKAY
birl. Onuk/AyONUKBAY
birl. Onuk/BayONUKBEGÜM
birl. Onuk/BegümONUKBÖRÜ
birl. Onuk/BöriONUKER
birl. Onuk/ErONUKTAY
birl. Onuk/TayONUŞ
1- Bereket, bolluk, verim 2- Uğur, talihOPAK
(Apak) Temiz, bakımlı - Kazak hanlarındanOPAN
Mağara, delhizOPÇIN
(Apçın, afşın) Zırh, demirağ - Salçuklular dönemi, Azarbeycan atabeylerindenOPUR
Obur, iştahlıOPUZ
Katı, sertOR
1- Yer, durak, bölge 2- Doğramak, biçmek 3- Mevki, mertebe 4- Düzen, kuruluşORAK
Doğramak, kesmek, doğrayıcı, biçici - Nogay oymaklarından ve bu oymağın dip dedelerindenORAKBAY
birl. Orak/BayORAKBEK
birl. Orak/BekORAKHAN
birl. Orak/HanORAL
1- birl. Or/Al (. . almaktan) 2- AralORALBAY
birl. Oral/bayORALP
birl. Or/AlpORALTAN
birl. Or/AltanORALTAY
birl. Or/AltayORAN
1- Taht, şeref makamı 2- Yüksek mevki, yüksek dereceORAY
birl. Or/Ay 1- Aynı, eşit, eş değerde (Kırgızlarda) 2- Fırsat, hamle (Kazaklarda) 3- Beşik(Soglarda)ORAZ
(Uraz, uras, ıraz) Şeref, onur, talih - Kırgız oymak beylerindenORAHAN
birl. Oraz/Han - Şeybanlılar devleti hanlarındanORBAY
birl. Or/BayORBUĞA
birl. Or/BoğaORÇUN
1- Kesici, keskin, doğrayıcı 2- Bölge, vilayet 3- Onurlu, ahlaklı, iyi huyluORDA
Orta, merkez (Kağan veya Han otağının bulunduğu yer)ORDAY
birl. Ordu/AyORDU
(Orda) 1- Orta, çekirdek, merkez 2- Silahlı ve düzenli toplulukORDUAKA
birl. Ordu/AkaORDUAPA
birl. Ordu/ApaORDUBAY
birl. Ordu/BayORDUBEG
birl. Ordu/BeyORDUCA
1- Ordu ile ilgilenen 2- Ortaca, ortanca - Özbek Han’ın evdeşiORDUHAN
birl. Ordu/HanORDUKAYA
birl. Ordu/KayaORGA
Bayrak, flamaORGARUN
1- İstihkam 2- Bayraklı, bayrak sahibiORGİR
Kesici, biçiciORGUN
Sırdaş, sır saklayan, ketumORGUNER
birl. Orgun/ErORGUN
birl. Or/GünORHAN
birl. Or/Han - 1- Oğuzname’de Oğuz Kağan’ın amcası ve kayın atası 2- Otmanoğullarının ikinci hanı ve Otman beğ’in oğlu 3- Timur Kürkan Han’ın komutanlarından 4- Yıldırım Bayezit’in en küçük oğluORHUN
Sır saklayan, sırdaş, gizli, gizemliORHUNER
birl. Orhun/ErORKAN
birl. Or/KanORKAYA
birl. Or/KayaORKUN
(Orhun)ORKUNER
birl. Orkun/ErORKUNŞAT
birl. Orkun/ŞadORKUT
birl. Or/KutORMAG
Doğramak, biçmekORMAN
Ağaçlık, bölgeORMUŞ
Doğrayan, biçenORNAK
1- Taht, tahtıravan 2- yer, yöreORPAG
Menşe, kök, nesebORTAÇ
1- Ortadaki, ortanca 2- Ilımlı, dengeli, ortayolcuORTAÇI
IlımlıORTAĞ
Ortak, ortalama, ortada buluşmaORTAYÜZ
birl. Orta/Yüz Kazakların, üç ana bölümünden biriORTİGİN
birl. Or/Tigin - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir beyORTUG
Ortak, pay sahibiORTUĞ
birl. Or/TuğORUK
1- Yol, eylem, gidişat 2- Çare, çözüm, imkan, uygunlukORUM
Mera, otlakORUMBAY
birl. Orum/BayORUMBEK
birl. Orum/BekORUMKULİ
birl. Orum/KuliORUN
1- Makam, mevki, özel yer, şerefli yer, taht 2- Karargah, görev yeriORUNÇ
Hediye, bahşişORUNÇAK
1- Oya, işleme 2- Rehin, emanetORUNDUK
Koltuk, iskemleORUNGULUK
Bayrak, flamaORUNKUL
birl. Orun/KulORUNKULİ
birl. Orun/Kuli - Kırgız beylerindenORUNLUG
Taht, makamORUNTAG
Yüksek mevki, makamORUS
1- Talih, uğur, baht, mutluluk 2- Amaç, hedef - Özbeklerin, Konrat ve Kançagalı oymakları dip dedelerindenORUS ARGUN
birl. Orus/ArgunORUS HAN
birl. Orus/Han - 1- Altınordu devleti hanlarından Toktamış Han’ın oğlu 2- Oğuzname’de Türk’ün oğullarındanORUZ
(Orus)ORUZ EMEN
birl. Oruz/Emen - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyORUZKOCA
birl. Oruz/Koca - . . Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyOSKAY
1- Hamarat, işgüzar 2- Neşeli, şenOT
1- Ateş, ocak, ev 2- Nebat, bitkiOT TİGİN
birl. Ot/TiginOTACI
(Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilaç yapan kişi 3- kam, baksıOTAĞ
1- Oda, içinde ateş yakılarak oturulabilen büyük ve geniş çadır 2- Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadırOTAĞA
birl. Ot/Ağa . . evin reisi, aile reisi, evde sözü geçen kişiOTAĞAY
birl. Otağ/AyOTAK
Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır, odaOTAMIŞ
Doktor, hekim - 1- Karahanlılar devleti bey ve komutanlarından 2- Abbasiler dönemi, vali ve komutanlarındanOTAMIŞ GİRAY HAN
birl. Otamış/Giray/Han - Son Kazan hanı. (Ünlü Siyun Bike’nin oğlu)OTANCAK
İlaç, merhem, devaOTAR
Geçici, faniOTAY
birl. Ot/AyOTÇİGEN
birl. Ot/Çigen ("Ot/Tigin" adının , Moğol ağzındaki söylenişi. ) - Çengiz Kaan’a gençlik yıllarında, yardımcı olan dokuz beyden biri.OTÇU BOĞA
birl. Otçu/Boğa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir bey.OTGUN
Kabadayı.OTHAN
birl. Ot/HanOTKAN
birl. Ot/KanOTKUN
Kabadayı.OTLUĞ(K)
AteşliOTMAN
Ailenin en küçük oğlu . Ocağın ateşini yakıp ısıtacak ve devamlılığı sağlayacak olan, Çok eskilerden beri süregelen, Türk töresince çocuklar arasındaki paylaşımlarda ev , en küçük çocuğa kalır. Bu yüzden ilerde evin yada mülkün idaresi küçük oğlandadır. Yani, ocak, onunla yanmaya devam edecek, aile oba yada oymağın yaşamı onun sayesinde sürecektir. Bu çocuklara içeren"Otman, Ot Tigin, Othan"vb. adlar verilir. - . Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı. Ertuğrul Beğ’in en küçük oğlu. Daha Ertuğrul Bey ölmeden, Töreye göre, birçok mal mülk, büyük çocuklara, beylik, en küçük olan Otman’a geçmişti. Ayrıca, çok ilginç bir durum da şudur ki, Türkiyede’ki çoğu tarihçilere göre bu ad Osman, fakat Türkiye dışındaki, birçok ciddi tarihçiye göre ise Otmandır. . (Bazılarına göre ise, Ataman ve Atman’dır. )OTMAR
Ateşli, ateş saçan - Atilay Han’ın dedelerindenOVAT
Düzgün, muntazamOVLAZ
Gözüpek, atılganOVMAÇ
El ile yoğrularak yapılan yiyecekOY
1- Düşünmek, düşünce, fikir 2- ÇukurOYA
1- Oyularak yapılan elişi, işleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyonOYABEGÜM
birl. Oya/BegümOYABİGE
birl. Oya/BikeOYAÇİÇEK
birl. Oya/ÇiçekOYAN
1- İman, inanç 2- Düşünce, efkarOYAZ
Çukur, kuyuOYBAK
Çukurlu vadiOYBAT
Oyuk ve çukurlu yerOYGAK
1-Oya, rehin 2- Uyanık, müteyakkızOYGUR
Dere yatağı, dere oyuğuOYINLI
Düşünceli, efkarlı - . . Özbeklerin, Konrat oymağı dip dedelerindenOYLUM
1- Çukur, kuyu, boşluk 2- Kurucu, kuruntu, yormakOYMAK
Yığın, kitle. Türklerin sosyal birimleri içindeki sıralamada, Obadan büyü Boy’dan küçük olan akrabalar topluluğuOYMAKAY
birl. Oymak/AyOYMAKBEG
birl. Oymak/BeyOYMUR
Dere, dere yatağıOYNAK
Maral, ceylan, vb. Hayvanların bir arada olup su içtikleri kuyu, su birikintisiOYNUK
(Oynak)OYRAM
Girdap, anaforOYRAT
Derin, oyuk, derinleşmişOYTUN
Kutsanmış, mübarekOYTUNAY
birl. Oytun/AyOYTUNBAY
birl. Oytun/BayOYTUNBEK
birl. Oytun/BekOYTUNER
birl. Oytun/ErOYUR
Vücut, endamOZ
İleri, ön, öndeOZA
Kadim, eski, ezeli, hep var olanOZAĞI
Tecrübeli, bilgili, uzmanOZAMIŞ
Uzamış, uzman, usta işinin ehliOZAMIŞ KAĞAN
birl. (Uzamış Kağan) Ozamış/Kağan - Göktürk kağanlarının sonuncusuOZAN
(Uzan) Öncü, herkesin önünde olup hitap eden, şiir yazan ve okuyan, kopuz çalarak şiir okuyan ve yazan. Usta, işinin ehliOZAN HAN
birl. Ozan/HanOZANALP
birl. Ozan/AlpOZANAY
birl. Ozan/AyOZANBAY
birl. Ozan/BayOZANBEK
birl. Ozan/BekOZANBİGE
birl. Ozan/BikeOZANBÖRİ
birl. Ozan/BöriOZANER
birl. Ozan/ErOZANSAY
birl. Ozan/SayOZANSOY
birl. Ozan/SoyOZANSU
birl. Ozan/SuOZANTİMUR
birl. Ozan/TimurOZAR
Uzman, usta, bilir kişi - Oğuz Kağan’ın torunlarından, Bozok Han’ın oğullarındanOZARIK
birl. Oz/ArıkOZGAN
Kademeli, dereceli, öncelikliOZMAN
UzmanOZMUŞ
Uzmanlaşmış, yetikOZMUŞ TEKİN
birl. Ozmuş/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOZUL
Esas, kaideOZUT
İkamet, ikametgahOZUTGAN
İleride, ilericiÖBEK
Küçük grup, tim, takım, parçaÖBGE
Ced, Ata, SoyÖCAL
birl. Öc/Al intikamcıÖCEK
1- Esinti, hafif yel 2- BurçÖCÜT
İntikam, öçÖÇALAN
birl. Öç/Alan Kinci, intikamcıÖDEM
1- Borç, bakiye 2- Ödül, mükafatÖDEMİŞ
1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borçsuz, bakiyesiz 4- Ödül veren - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenÖDEN
1- Ricacı, duacı 2- ÖdülÖDGÜLMÜŞ
1- Öğülmüş, öğülen, başarılı, ödül almış 2- Ricacı, duacı - Kutadgu Bilig’de, Yusuf Has Hacip’in, hitapta bulunduğu, Karahanlı, beylerindenÖDGÜR
Uygun, yerinde, vaktindeÖDRÜM
Seçkin, mümtazÖDÜGET
Ricacı, yakarıcı, duacı - Yakutlar’da, " Akarsular Tanrısı"ÖDÜK
Rica, yakarı, dua, niyaz, arzuÖDÜL
1- Usluluk, akıllılık 2- Yüceltme, ululama, mükafatÖDÜN
1- Ödeme, ödeyiş 2- Yakarış, niyazÖDÜŞ
Vakit, devirÖG
(Ok) Ana, anne, yaratan, doğuranÖDGÜL
Övülme, övünç kaynağı, övülme nedeniÖGE
(Öke) Dahi, çok zeki, çok akıllıÖGEÇ
İki yaşına gelmiş koçÖGEDAY
(Öketay)ÖGEL
1- Zeki, akıllı, aklı başında 2- BurçÖGET
1- Akıl, zeka, akıllılık, 2- Sevgi, muhabbetÖGİR
Sevinç, neşe, eğlenceÖGLÜ
Dahi, çok akıllıÖGREDİK
1- Mürebbiye, eğitmen, yetiştirici, öğretmen 2- İdman, talim, antrenmanÖGRÜ
1- Öğrenilecek olan öğreni 2- Arkadaş, refikÖGÜŞLÜ
Övülen, methedilen, övülmeye layıkÖGDÜ
Övme, methiyeÖGDÜM
1- Övülen, methedilen 2- Önce, öncelikliÖĞER
Övücü, methediciÖĞLEŞ
Akıl birliği, fikir birliğiÖĞREK
Toplantı yeri, cemiyet , dernekÖĞREN
ÖğrenmektenÖĞRET
Gelenek, terbiyeÖĞREYÜK
Gelenek, görenek, terbiyeÖĞRÜK
Munis, cana yakın, el üstünde tutulanÖĞRÜNÇ
1- Deneyimli, bilgili, öğrenmiş, ders almış, yetişmiş 2- Hoşnutluk, memnuniyetÖĞRÜNÇ TİGİN
birl. Öğrünç/Tigin - Koço Uygurları prenslerindenÖĞTÜ
Metih, övme, ululamaÖĞTÜR
Övme, methediciÖĞÜÇÜ
Öğücü, methediciÖĞÜLMÜŞ
Başarılı, destekli, öğülmeye layıkÖĞÜN
1- Öğünmek. . den öğün! 2- İtina, dikkat 3- Sıra, defaatÖĞÜNALP
birl. Öğün/AlpÖĞÜNBAY
birl. Öğün/BayÖĞÜNÇ
Övünç, iftihar, övünme gerekçesi, iftihar vesilesiÖĞÜNÇ TİGİN
birl. Öğünç/TiginÖĞÜNÇ ALP
birl. Öğünç/AlpÖĞÜNÇBÖRİ
birl. Öğünç/BöriÖĞÜNÇEK
Öğünmeye değer, öğünme nedeniÖĞÜNMÜŞ
Övünmüş, övünmeyi haketmiş, gururluÖĞÜNÜR
Gururlu, mağrurÖĞÜR
ÖğerÖĞÜT
1- Anlayış, kavrayış 2- Nasihat, tavsiye, deneyim aktarımıÖĞÜTAL
birl. Öğüt/AlÖK
(ög) 1- Öz, doğuş, oluş, gelişme 2- Zeka, bilme, us, yetenek, ana, doğuranÖKÇİ
Okeci, çağırıcı, davet edici, davetiye veren kişiÖKÇİ KAZAN
birl. Ökçi/Kazan - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyÖKÇÜR
Zeki, anlayışlıÖKE
Dahi, yanılmaz, bilge, çok akıllıÖKEALP
birl. Öke/AlpÖKEBAY
birl. Öke/BayÖKEBUĞA
birl. Öke/BoğaÖKER
Dahi, süper zekaÖKERMAN
Dahi, bilge, yanılmazÖKETAY
birl. Öke/TayÖKETAY KAAN
birl. Öketay/Kaan - Çengizliler devleti kağanı. Çengiz Kaan’ın oğluÖKETİMUR
birl. Öke/TimurÖKLÜ
1- Dahi, akıllı 2- Egemen, denetimciÖKSÜM
Arzu, muratÖKSÜZ
Desteksiz, arkasız, oluşumsuz, gelişmeye engel durumu olan, (Halk arasında, anası olmayan, ölen ya da ayrı olan çocuklar için de bu adın kullanılmasındaki neden, ananın, çocuğun yetişme ve gelişimindeki önemine atfendir. )ÖKTE
1- Ökeli, akıllı, dahi, yanılmaz, deneyimli, bilgili 2- Azametli, gösterişliÖKTE ALP
birl. Ökte/AlpÖKTEBAY
birl. Ökte/BayÖKTEBUĞA
birl. Ökte/BoğaÖKTEKARA
birl. Ökte/KaraÖKTEKOCA
birl. Ökte/KocaÖKTEM
1- Akıllı, bilge 2- Asi, başına buyruk, pervasız 3- Meşhur, gösterişli 4- Bahar, ilk yazÖKTEN
1- Akıllı, bilinçli 2- Kahraman, cesur, korkusuz, başına buyrukÖKTÜ
(Öğdü)ÖKÜÇ
1- Çok, çokluk, bolluk 2- Akıl, us, bilinçÖKÜN
Kendine dönüş, öze dönüşÖKÜNMÜŞ
Özüne bağlı, özüne dönenÖKÜŞ
1- Çok, çokluk, bolluk, bereket 2- Akıl, bilinç, bilinçliÖKÜŞ KARA AÇKI
birl. Öküş/Kara/Açkı mec. Keskin zekalı - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanÖKÜZ
1- Irmak, nehir, büyük akarsu 2- Uzman, bilge, ehil, dahi 3- Öküz (Şamanist gelenekte, tüm boyları içine alan, ortak soy totemi) Bu yüzde, Oğuz adının buradan gelebileceğini söyleyen bilim adamları var. Bilindiği gibi, Oğuz’un en büyük ve en belirgin özelliği, bütün Türk boylarını bir araya getirip tek devlet çatısı altında toplamasıdır.ÖLÇER
1- Mühendis 2- ağırbaşlı, ölçülü 3- Savaş buyruğu, saldırı buyruğuÖLÇÜM
1- Adap, usul, erkan, yol 2- AğırbaşlılıkÖLMEZ
1- Dirayetli, dayanıklı 2- Çok sevilen, unutulmaz, iz bırakmışÖN
1- Doğu, güneşin doğduğu yön 2- İlk, başlangıç, doğuş, meydana geliş 4- İlke, öncelik, prensip, temelÖNAL
birl. Ön/Al Öncü, lider, önde olanÖNALAN
birl. Ön/Alan, lider, öncüÖNALDI
birl. Ön/Aldı, lider, öncüÖNALP
birl. Ön/AlpÖNAY
birl. Ön/AyÖNAYDIN
birl. Ön/AydınÖNCEK
Önce, önceki, selefÖNCEL
1- Selef, daha önceki 2- Önde olan, öncü, rehber 3- Öncelikli, imtiyazlıÖNCELİK
İmtiyaz, torpilÖNCÜ
1- İlk, orijinal 2- Lider, yol açan, önde olanÖNCÜBAY
birl. Öncü/BayÖNCÜBEK
birl. Öncü/BekÖNCÜER
birl. Öncü/ErÖNCÜL
1- Öncü, önde, rehber 2- Birinci, ilkÖNÇEK
Öncek, önceki, selefÖNDAŞ
Aynı öncelikte, aynı imtiyazı paylaşanÖNDE
Öncü, öncekiÖNDEGÜN
birl. Önde/Gün 1- Önemli gün 2- Önceki günÖNDER
Önde olan öncü, liderÖNDEŞ
Yol açan, rehber, mihmandarÖNDÜÇ
Öncü, mihmandarÖNDÜL
1- En önde, en öndeki, öncü 2- Öncelik, imtiyazÖNDÜN
1- Peşin, peşinat 2- Önde, önde gelen - Kırgızların, Togay, Bugu ve Tokum oymakları dip dedelerindenÖNE
İleri, ileride, ötedeÖNEK
Dayanak, direk, destekÖNEL
1- Usta, uzman, pir 2- Vade, mühletÖNEM
Öncelik, imtiyaz, değer, kıymet, hassasiyetÖNEN
1- Önde olan, öne geçen 2- Bağlılık, sadakatÖNER
birl. Ön/Er Öncü, rehber, kılavuz - Salçuklular (Melikşah) dönemi, komutanlarındanÖNEY
1- Öne geçen, önde gelen 2- Yükseklik, balagatÖNG
İlk, birinci, başta gelenÖNGAY
birl. Öng/AyÖNGEL
1- Ağırbaşlı, olgun 2- Öncü, öncülük edenÖNGEN
1- Zafer, utku 2- Uzun boylu, leventÖNGER
Hiddetli, asabiÖNGİ
(Öngü) 1- Değişik, farklı, sıradışı 2- Önce, öncelikliÖNGÜÇ
1- Öncü, kılavuz 2- Atak, atik, hareketli 3- Delil, kanıt, isbatÖNGÜK
Yastıkların ucuna yapıla işlemeÖNGÜL
Yol gösteren, ön ayak olanÖNGÜN
birl. Ön/GünÖNİL
birl. Ön/İlÖNKUL
birl. Ön/KulÖNKUZU
birl. Ön/Kuzu mec. Kurban, kurbanlıkÖNSAY
birl. Ön/SayÖNSOY
birl. Ön/SoyÖNÜÇ
Önce, önceki, selefÖNÜM
1- Birinci, ilk 2- Hasılat, ganimet, karÖNÜR
Başlangıç, siftahÖNÜRT
Önce, öncelikÖNÜT
Önce, öncelikÖPGİNE
Öpücük, buseÖPKE
İç geçirme, öfke, hırsÖPÖZ
Can, ruh, nefsÖRÇÜM
Üreyiş, gelişim, büyümeÖRÇÜN
İpten örülmüş merdivenÖREN
1- Örme yapan, örücü 2- Eskiden kalma kalıntı, kalıntı kent ya da mezarÖRGE
1- Örnek, motif, örgü örneği 2- Şahika, yükseklikÖRGEN
1- Örülü ip, urgan 2- Keçi kılından yapılan ipÖRGÜÇ
1- Dokuma aleti, dokuma tezgahı 2- Mevki, mertebe 3- Tümsek, tepeÖRİKLİ
ŞeciyeliÖRKEN
1- Urgan, örülü ip 2- FidanÖRKİN
1- Fidan 2- Taht, tahtırevanÖRNEK
Numune, standart, ölçüÖRPEN
1- Örtülü, kapalı, gizli 2- Alev, alev ışığı - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanÖRS
Üzerinde metal maden dövülen demir kütle mec. DayanıklılıkÖRTE
Örtü, örtülüÖRTGÜN
Samanı ayrılmış, harmanlanmış tahılÖRTÜN
Omuz üstüne alınan örgülü giyecek, pelerinÖRÜÇ
Örgü malzemesi, dokuma tezgahıÖRÜM
Çit, ağılÖRÜN
1- Saç örgüsü, belik 2- Beyazlık, temizlik 3- Gökyüzünün bulutsuz hali 4- Ürün, hasılatÖRÜNHAN
birl. Örün/Han - Hiyve hanlığı hanlarındanÖRÜNAY
birl. Örün/AyÖRÜNBAY
birl. Örün/BayÖRÜNDÜ
Arı, temiz, saf, pakizeÖRÜNDÜL
1- Seçkin, güzide 2- Saf, temiz, pakÖRÜNER
birl. Örün/ErÖRÜNG
(Örün)ÖS
Gerçek, hakikiÖSRÜK
1- Mert, özü sözü bir 2- Esrik, kendinden geçmiş, sermestÖSTERİŞ
Fantezi, hayal, fantastikÖTEMİŞ
(Ödemiş, otamış) - Türkmenlerin, Teke oymağı dip dedelerindenÖTER
1- Ricacı, yakaran 2- İleri, ileri geçmiş 3- Çığırıcı, ötücü, okuyucuÖTGEN
Geçmiş, aşmış, ötede olanÖTGÜR
Delici, delip geçenÖTİLİG
İtibarlı, saygıdeğer, muhteremÖTKER
1- Ricacı, duacı 2- Geçici, faniÖTNÜ
Rica, yakarı, istirhamÖTÜG
(Ötük) Arz, niyaz, rica, dua, dilekÖTÜGEN
(Ötüken)ÖTÜKEN
1- Ricacı, duacı, niyazcı, Tanrıya yakaran 2- Geçmiş, mazi, onurlu ve öğünçlü mazi - Türklerin, ilk başkentlerinden. Tanrının, Türklere armağan ettiğine inanılan, kutsanmış, ormanlık, dağlık bölgeÖTÜN
1- Ödün, verme, bağış, mağfiret 2- Yakarı, yalvarış, niyazÖTÜNÇ
1- Rica, dilek, maruzat, istirham 2- İltimas, tarafgirlikÖTÜNÇ TİMUR
birl. Ötünç/Timur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyÖVET
Öğüş, övgü, methü senaÖVGÜ
Övme, methetmeÖVGÜN
Övülen, övülmeye layıkÖVÜÇ
Övünç, iftiharÖVÜL
Övülen, övülmeye layıkÖVÜLAY
birl. Övül/AyÖVÜNÇ
Övülmeye yol açan davranış, gurur ve onur kaynağıÖVÜT
Öğüt, nasihatÖYKE
Öfke, hiddet, hınçÖYKÜ
1- Taklit, benzeme, benzetme, 2- HikayeÖYKÜNÇ
Eğilim, benzeme, taklit etme eğilimiÖYLEK
Zaman, devirÖYÜK
Coşku, coşkunluk, tezahüratÖZ
Kişinin "ben" derken, anlatmak istediği, tinsel varlık. 1- Ben, tin, can, ruh, gönül 2- Asıl, esas, temel, unsur 3- Şahsi, kişisel, kendi, kendine aitlik 4- Uz, uzluk, ustalık 5- Dere, ırmakÖZAK
birl. Öz/Ak mec. SoyluÖZAL
birl. Öz/AlÖZALP
birl. Öz/AlpÖZALTAN
birl. Öz/AltanÖZALTAY
birl. Öz/AltayÖZAPA
birl. Öz/Apa - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyÖZATAY
birl. Öz/AtayÖZAY
birl. Öz/AyÖZBALA
birl. Öz/BalaÖZBARS
birl. Öz/BarsÖZBAY
birl. Öz/BayÖZBEGÜM
birl. Öz/BegümÖZBEK
birl. Öz/Bek mec. Cesur, kendine güveni tamÖZBEK HAN
birl. Özbek/Han (. . Bazı kaynaklarda, " Uzbek Han " olarak da geçer) - 1- Timur Kürkan Han’ın torunlarından ve Özbek hanlığının kurucusu 2- Altınordu hanlarından. Toktay Han’ın torunuÖZBEKER
birl. Öz/BekerÖZBERK
birl. Öz/BerkÖZBEY
birl. Öz/Bey - Mısır- Türk kölemenleri devleti, bey ve komutanlarındanÖZBEY TİMUR
birl. Özbey/Timur - Timur Kürkan Han dönemi, bey ve komutanlarındanÖZBİKE
birl. Öz/BikeÖZBİL
birl. Öz/BilÖZBİLGE
birl. Öz/BilgeÖZBİLGE BEGÜM
birl. Özbilge/Begüm - Uygurlar (Bayan Çur Kağan) dönemi saray hanımlarındanÖZBİLİR
birl. Öz/BilirÖZBİR
birl. Öz/Bir mec. SoyluÖZBOĞA
birl. Öz/BoğaÖZBÖRİ
birl. Öz/BöriÖZBUKA
birl. Öz/BoğaÖZÇAĞ
birl. Öz/ÇağÖZÇAĞAN
birl. Öz/ÇağanÖZÇAKA
birl. Öz/ÇakaÖZÇAKIR
birl. Öz/ÇakırÖZÇELİK
birl. Öz/ÇelikÖZDAL
birl. Öz/DalÖZDEK
1- Madde, temel, asıl, yapı, kuruluş, oluş, oluşum 2- Beden, vücut 3- Ağacın, köküne yakın olan kısımÖZDEL
1- Soylu 2- Armağan, hediyeÖZDEMİR
birl. Öz/Demir - Otmanlılar (Kanuni Süleyman) dönemi, Yemen valisiÖZDEN
1- İçten, samimi 2- Ender rastlanan, olağanüstü 3- Akraba, hısım 4- Armağan, hediyeÖZDEYİŞ
birl. Öz/DeyişÖZDOĞAN
birl. Öz/DoğanÖZDOĞDU
birl. Öz/DoğduÖZEK
1- Temel, asıl, üs, merkez 2- Can, ruh, gönülÖZEL
1- Ayırt, fark, farklılık 2- Uzman, usta, kalifiye 3- Kişiye özgü, kişiselÖZEN
1- İçten, samimi 2- Dikkat, itina, emek, heves 3- Irmak, küçük akarsu - Kırgız oymaklarındanÖZENÇ
1- Gıpta, heves, iştiha 2- Direnç, gayret, dikbaşlılıkÖZER
birl. Öz/ErÖZERK
birl. Öz/Erk Kendine egemen, kendine sözü geçenÖZERKE
birl. Öz/ErkeÖZGE
Ben’in karşıtı. Başka, öteki, yabancı, , gayrıÖZGEL
Öze ait, özden gelen, samimiyetÖZGERİŞ
1- Hayal, kugu, fantezi 2- Devrim, başkaldırıÖZGÜ
Öze ait, özle ilgili, ait, has, mahsusÖZGÜN
Öze ait, özüne ait, orijinal, kendine hasÖZGÜR
Hür, bağımsız, kendinden başkasını dinlemezÖZGÜVEN
birl. Öz/Güven Cesaret, kendine güvenme, kendinden emin olma, kendinden bilgi, beceri ve konumundan kuşku duymamaÖZHAN
birl. Öz/HanÖZİ
Fert, ŞahısÖZİÇ
Varlık, şahsiyetÖZİL
birl. Öz/İl mec. AnayurtÖZKAN
birl. Öz/KanÖZKARAY
birl. Öz/KarayÖZKER
1- Ulu ruhlu kişi 2- İylik sever, hayırseverÖZKONUK
Can, ruhÖZLEK
1- Üretken, münbit 2- Felek, talih 3- Özel, şahsi, kişiselÖZLEM
1- Öz’ün ilgisi, ilgi duyarak yönelişi, hasret 2- Özel, hususi, kişiselÖZLEN
1- Özlenen, aranan 2- Dürüst, özü sözü bir 3- özel, hususi, kişiselÖZLEŞ
Kendine dönüş, kendinden verişÖZLÜ
Orijinal, sağlamÖZLÜK
Şahsi, özel, kişiselÖZMEN
Dürüst, özü sözü birÖZRÜM
Seçkin, seçilmişÖZTAN
birl. Öz/TanÖZTAŞ
birl. Öz/TaşÖZTAY
birl. Öz/TayÖZTEKİN
birl. Öz/TekinÖZTİMUR
birl. Öz/TimurÖZTİN
birl. Öz/TinÖZTÜRK
birl. Öz/TürkÖZÜBİR
birl. Özü/BirÖZÜÇ
Vücut, gövde, endamÖZÜM
Kendine katma, kendine çekme, kendinden yapmaÖZÜREK
birl. Öz/ÜrekÖZVEREN
birl. Öz/Veren mec. . . . Fedakar, fedaiÖZVERİ
birl. Öz/Veri . . . FedakarlıkPARS
Leopar - Göktürkler devleti, bey ve komutanlarındanPARS OKTAY
birl. Pars/Oktay - Mısır- Türk kölemenleri devleti, vali ve komutanlarındanPARSAK
1- Acıma duygusu, merhamet 2- PorsukPARSALP
birl. Pars/AlpPARSAY
birl. Pars/AyPARSBAY
birl. Pars/BayPARSBEG
birl. Pars/BeğPARSER
birl. Pars/ErPARSTİMUR
birl. Pars/TimurPAŞA
Baş komutan, general. ( Bu sözcük, bazı dilbilimcilerimize göre, Baş-Şad, bazılarına göre de Baş- Ağa birleşimi ve zamanla ağız değişimiyle bu biçime gelmiştir.PEÇEN
Çayır, çimen, çayırlık, otlakPEÇENEK
1- Otlak, çayırlık 2- Bacanak - Önceleri, Balkaş gölü cıvarında yaşarlarken, sonradan göç ederek, Avrupa ve Balkanlar bölgesine yerleşmiş bir Türk BoyuPEK
1- Ber, katı, sıkı, sert, kuvvetli, dayanıklı 2- Bey sözcüğünün, değişik ağız ayrılığı Bek, beg, beğ, bey vb. - Uygur kağanlarının ünvanlarındanPEKAY
birl. Pek/AyPEKBOĞA
birl. Pek/BoğaPEKDOĞDU
birl. Pek/Doğdu - Gazneli Mahmud Han’ın bey ve komutanlarındanPEKER
birl. Pek/ErPEKHAN
birl. Pek/HanPEKİŞ
Sıklık, sertlik, pekişmişlikPEKKAN
birl. Pek/KanPEKTEKİN
birl. Pek/Tekin - Salçuklular dönemi, komutanlarından ve Musul atabeylerindenPELEN
İyi, ehvenPELİN
Acı ve keskin kokulu bir yayla çiçeğiPELİT
Meşe ağacının çiçeğiPERİNÇEK
(Berincek) 1- Sadık, içten bağlı 2- FedakarPINAR
Kaynak, kaynarca, gözePIŞGAN
Olgun, pişginPİŞKİN
Olgun, kamil, pişmişPORSUK
(Borsuk) Tilki büyüklüğünde, kürkünden yararlanılan bir hayvan - Salçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanPUSAT
(Busat, basat) 1- Silah 2- Zırh, koruyucuPUSAT ALP
birl. Pusat/AlpPUSAT HAN
birl. Pusat/Han - Karakıtaylar hanlarındanPUSATAY
birl. Pusat/AyPUSUG
PusuPUSUN
Pusu, pusma, sinmePUSUNÇ
İltica, sığınma, sinme, pusma, sığınmış, mülteciPÜSKÜL
Sarkık, asılı duran süs, aksesuarSABA
(Sava) 1- (Sapa, sopa) Sopa, değnek, savma aleti, savaş aleti (. . Arapçadaki "sabaa" değil!) 2- Söz, iddia, hitapSABACI
1- Sopacı, sopayla döğüşen 2- Konuşmacı, hatipSABAK
(Savak) 1- Sopa, cop sopa kullanan, dövüşçü, sopa ile döğüşen 2- Kımız saklamak için beygir derisinden yapılan tulumSABAKKARA
birl. Sabak/Kara - Huayka hanlığının son hanlarındanSABAR
1- Sapar, savar, döver, sopayla döven 2- Savar, savaşır, savaşçı 3- Hatip, konuşmacı - Kırgızların, Togay ve Sarı oymakları, dip dedelerindenSABAY
birl. Sav/Ay - 1- Koço uygurları dönemi beylerinden 2- Kırgızların, Edigene oymağı dip dedelerindenSABI
1- Sopa, cop 2- Savaş, döğüş 3- Söz, sohbetSABIBOĞA
birl. Sabı/Boğa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySABU
1- Sopa, cop, değnek 2- Savaş, döğüşçü, döğüş ustası, savaşçıSABUTAY
(Subutay, Sabotay) birl. Sabu/Tay – Saba/Tay - Türk ve dünya tarihinin en büyük generali. Bir savaş dehası. Çengiz Kaan’ın ünlü komutanı ve yakın arkadaşı. 35 ayrı ulustan, çeşitli ordularla, 65 savaş yapan ve hepsinden zaferle ayrılan bu olağanüstü kişi için Avrupalı tarihçiler bile hayranlıkla bahsedip, " Ne İskender, ne Sezar, ne de Napolyon, bu kişinin yanında ölçü olamaz ve hepsi sönük kalır" derler.SAÇA
Saçı, bahşiş, armağanSAÇABEK
(Saçıbek) birl. Saçı/Bek - Çengiz Kaan dönemi beylerindenSAÇAN
1- Cömert, dağıtan, harcayan 2- Yayıncı, yayın yapanSAÇI
1- Armağan, bahşiş 2- Adak, inanç gereği dağıtılan nesne - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySAÇILIK
Armağan, hediye, bahşişSAÇIBEGÜM
birl. Saçı/BegümSAÇUĞ
(Saçı, Saçuk)SAÇUK
1- Eli açık, cömert 2- Armağan, bahşiş 3- Aleni, saklısız, gizlisizSADAK
Okların, içinde muhafaza edildiği torba ok torbasıSADAKBAY
birl. Sadak/BaySADAKBEĞ
birl. Sadak/Beğ - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySADU
İyi, çok iyi, alaSAGAY
1- Düşünceli, Düşünen, sakınan 2- Özleyen, özlemiş, özlem - 1- Kazakların, Kiçiyüz ve Bayoğlu oymakları dip dedelerinden 2- Altay Türkleri oymaklarındanSAGIM
1- Emel, arzu, Murat 2- Düşünce, fikir, düşünceli, fikir sahibi 3- Sağlamlık, dayanıklılıkSAĞIMBAY
birl. Sagım/BaySAGIN
1- Özlem, hasret 2- Düşünce, plan, tasarım 3- Davet 4- KıvılcımSAGINÇI
Sagınan, düşünen, özleyen, sakınca duyanSAGU
Ağıt, mersiyeSAGUN
(Sagın)SAGUNDU
Özlenen, düşünülen, kollananSAGUNDUK
Özlenen, düşünülen, özlemeye değerSAGUNUR
Düşünce, tasarımSAĞ
1- Sağlık, dirilik, canlılık, yeterlilik 2- Akıl, fetanet 3- Doğruluk, inanırlık 4- Halis, saf, netSAĞ BİLGE
birl. Sağ/Bilge Doktor, sağlık uzmanıSAĞAN
Doğan türü, yırtıcı avcı bir kuşSAĞANAK
Sağnak, sert ve hızlı yağan yağmurSAĞANBAY
birl. Sağan/BaySAĞANÇIĞ
Nefs, can, ruhSAĞBİLİ
birl. Sağ/Bili (Bilig) Sağduyu, hikmetSAĞDAÇ
Sağlıklı günlerin arkadaşı, can yoldaşıSAĞDAK
(Sadak)SAĞDIÇ
Sağdaç " Damadın en yakın, en güvenilir arkadaşı"SAĞIK
1- Düşünceli, planlı 2- Sağ, diri, uyanık 3- Ateş, kıvılcım, ateşliSAĞIM
1- Yaşam, sağlık 2- Serap, algınSAĞIN
1- Düşünce, tasarım 2- Özlem 3- Ateş, kıvılcımSAĞIN HAN
birl. Sağın/Han - Kazak hanlarındanSAĞINÇ
1- Kurgu, hayal 2- Sakınca, mahsur, endişe 3- ÖzlemSAĞIŞ
Hesap, matematik, sayışSAĞLAM
Sağlıklı, güçlü, dayanıklı, dirençliSAĞLI
(Sağlık) Diri, canlı, sağlıklıSAĞLICA(K)
Sağlıklı, diri, esenlikliSAĞMAN
Sağlıklı, güçlüSAĞNAK
(Sağanak)SAĞNAK ALP
birl. Sağnak/AlpSAĞNAK TEKİN
birl. Sağnak/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySAĞNAK TİGİN
birl. Sağnak/Tigin - Almalık devleti prenslerinden. Sonradan han olduSAĞNAK HAN
birl. Sağnak/Han - Almalık devleti hanlarındanSAĞRAK
İçki içilen kap, kupa, kadehSAĞRI
1- Sağrak 2- Sarı - Türkmenlerin, Ersarı, Teke ve Ok oymakları dip dedelerindenSAĞŞAT
birl. Sağ/Şad - Uygurlar döneminde, batı bölgesi ordularının komutanıSAĞUNÇAK
Ağıt, mersiyeSAĞUNMUŞ
1- Özlem içinde olan 2- Düşünen, düşünceli 3- Davet eden, davetkarSAKA
1- Akıllı, arif 2- Düşünceli, kaygılı 3- Sakal 4- Saklı, saklayan, koruyan - Alper Tunga ve Tomris Hatunun da bağlı bulunduğu, en eski Türk boylarından. Halen Sibirya da yaşıyorlarSAKAL
Sakal - Altay Türkleri, Kişiler oymağı dip dedelerindenSAKAR
1- Alnında beyaz lekesi bulunan at 2- Uğursuz, sakıncalı - Kırgızların, Mündi oymağı dip dedelerindenSAKARALP
birl. Sakar/AlpSAKARBUĞA
birl. Sakar/BoğaSAKÇI
Koruyucu, muhafızSAKIK
Çoban yıldızıSAKIN
1- Düşünme, tasarım, kaygılanma, kaygıyı ortadan kaldırma eylemi 2- Saklama, koruma, esirgeme 3- Uzaklaşma, ayrılmaSAKINÇ
Düşünce, kaygıSAKIŞ
Kaygı, endişeSAKLI
1- Korunmuş, mahfuz, esirgenen 2- Zinde, dinç, sağlıklıSAKLICA
1- Gizli, örtülü, korunan 2- Hazine, mücevherSAKLIÇAK
1- Gizli, gizlenmiş, örtülü 2- Yaşam, sağlık, esenlikSAKMAN
1- Uyanık, diri, sağlam 2- Sokman, dize kadar çıkan çizme - . . Doğu Türkistan’da, bir dönem hanlık da yapmış olan bir beySAKNI
(Sakar) - Otmanoğullarının dip dedelerindenSAKURBAY
birl. Sakur/BaySAL
1- Saldırı, saldırmak 2- Salmak, bırakmak, azat etmek, serbestlik 3- göndermek, yaymak, ulaştırmak, uzatmakSALAÇAK
Salınan, bırakılan, salınmışSALACUK
Saldıran, saldırıcı, göndericiSALAMAN
Salınan, bırakılan, azat edilen, serbest, azade ( Bu sözcük de, Türkçe’den Farsça’ya geçerek, " Selman" biçimini almıştır.SALAMIŞ
1- Saldıran, düşmana karşı hamle ve manevra yapan 2- İyi kılıç sallayan, silahşor 3- Salmış, köle azad etmişSALAMIŞ HAN
Salamış Han - Mısır- Türk kölemenleri devleti hanlarından. Baybars Han’ın oğluSALANÇU
Saldırgan, iyi kılıç kullananSALAR
1- Ordu sevk eden 2- İyi kılıç kullanan, silahşor - 1- Salçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerinden 2- Doğu Türkistan’da yaşayan bir oymak beyiSALÇI
1- Salıcı, sevk edici 2- Salan, serbest bırakan 3- Karahanlılar döneminde, saray aşçılarının ünvanlarından - Göktürkler dönemi, bey ve komutanlarındanSALÇIKUT
birl. Salçı/Kut - Altaylar, Kuntur oymağı dip dedelerindenSALÇUK
1- Salınmış, azad edilmiş, saltuk, eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız, otoriteye karşı çıkan 3- Saldıran 4- Silahşor, iyi silah kullanan 5- Küçük yel, esinti 6- Haber salan, mesaj yollayan - Oğuz boyuna bağlı bir oymak ve bu oymağın beyi olan Salçuk bey, kendinden sonra gelen torunları, Çağrı ve Tuğrul beyler tarafından kurulan devletin de adı olarak kullanılmıştır. Salçuklu devleti adını bu beyden almış, Çağrı bey, bu inceliğiyle de ayrı bir hayranlık uyandırmıştır.Saldır
Saldırı, hücumSALDIRAN
Hücum eden, asker sevk edenSALDIRAY
birl. Saldır/AySALDIRGAN
Saldırıcı, hücumcuSALDIRI
Hücum, taarruzSALDIRMIŞ
Hücum etmiş, taarruz etmişSALDUR
SaldırıSALDÜZ
birl. Sal/DüzSALGARA
Salınmış, azade, başına buyruk, otorite tanımazSALGIN
1- Serbest, bağımsız 2- Serap, hayalSALGUR
Atak, tetik, saldırmaya hazır - Salçuklular dönemi, Tebriz atabeylerindenSALGUT
Mebus, vekil. Eskiden bir bölgeyi temsilen, Kağan’a (Başkente) gönderilen kişilere verilen unvanSALIK
1- Vergi, vergi borcu, haraç 2- Haber, öğüt, tavsiyeSALIKÇU
Haberci, öğütçüSALIM
1- Serin esen yel, serinlik 2- Ferman, emirname 3- Üzüm demedi, salkımSALIN
1- Serbest, serbestlik, salınma, boy gösterme 2- Jest, eda 3- salıncakSALINAY
birl. Salın/AySALINMIŞ
Serbest, azade, salamanSALKIM
Salınmış, sarkıkSALMAN
(Salaman)SALTUK
1- Serbest bırakılmış, azade, hürriyetine kavuşmuş eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız - Salçuklular dönemi bey ve komutanlarından Sonraları "Saltukoğulları" beyliğinin kurucusuSALTIN
Yalnız, yalnızlık içinde, tek kalmışSALTIK
(saltuk)SALTUK ALP
birl. Saltuk/Alp - Batı Hunları dönemi bey ve komutanlarındanSALTUK BUĞRA
birl. Saltuk/Buğra - Bazı tarih kayıtlarında, Karahanlı hanı, Satuk Buğra’nın bu ad ile zikredildiği de görülür.SALUK
(Salık) Serbest, azade, hürriyetine kavuşmuş - 1- Salçuklular dönemi, Erzurum atabeylerinden 2- Türkmenlerin, Bayramşahlı oymağı dip dedelerindenSALUK BİKE
birl. Saluk/BigeSALUKBAY
birl. Saluk/BaySALUK HAN
birl. Saluk/HanSALUKTAN
birl. Saluk/TanSALUKTAY
birl. Saluk/TaySALUM
1- Özgürlük, azat 2- Kılış, silahSALUN
1- Jest, mimik, eda, cilve 2- Boy gösterme, ortaya çıkmaSALUNDU
1- Özgür, hür 2- Edalı, boy gösterenSALUNDU TİGİN
Salundu/Tigin - Koço Uygurları prenslerindenSALUR
1- Saldıran, saldırgan, asker salan 2- Silahşor, iyi silah kullanan 3- Saldırma, kılıç, silah 4- Serbest, azade - Türkmen oymaklarından ve bu oymağın ilk beyiSALUR HAN
birl. Salur/han - Karahanlı hanlarındanSALUR KAZAN
birl. Salur/Kazan - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey. Bayındır Han’ın torunu, Ulaş beğ’in oğluSAMSA
Baklava türü bir hamur tatlısıSAMSAMA
(Samsa) - Otman beğ’in yakın silah arkadaşlarındanSAMUKA
İnatçı, dirençli - Çengiz Kaan’ın askeri danışman ve komutanlarındanSAN
Sanmak, saymak, var kabul etmek (. . Farsçadaki "şan" ile ilgisi yok)SANAGA
1- Serap, hayal 2- Niyet, maksatSANAĞ
Hesap, matematikSANAK
MatematikSANALP
birl. San/AlpSANAY
birl. San/AySANBAY
birl. San/BaySANBERK
birl. San/BerkSANÇAK
Ucu sivri mızrakSANÇAR
Saplayan, batıran, dürten, mızrak kullanarak sançan, sançıcı, iyi silah kullananSANÇARALP
birl. Sançar/AlpSANÇAR BARLAS
birl. Sançar/Barlas - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySANÇAR HAN
birl. Sançar/Han - 1- Salçuklu hanlarından bu hanedanda, bu ad ile, iki ayrı han vardır 2- Çağatay hanlarındanSANÇARBAY
birl. Sançar/BaySANÇARBEK
birl. Sançar/BekSANÇAROK
birl. Sançar/OkSANÇI
1- Ucu sivri demir, silah 2- Sivri bir aletin, vücuda değince verdiği acı 3- Acı duymak 4- HayaletSANÇIĞ
Ucu sivri demir, kargıSANÇIŞ
Hamle, kılıç veya kargıyla yapılan dürtüşSANDUGAÇ
BülbülSANEK
Hayran, meftunSANER
birl. San/ErSANG
San, düşünce var saymaSANGI
Hayal, serapSANIR
1- Hayal 2- BurçSANKUR
Hayret, şaşkınlıkSANLAV
Hürmet, saygıSANLI
1- Sanıcı, düşünücü 2- ŞüpheciSANSAK
Anlayış, intibaSAPA
1- Sopa, değnek 2- Kılıç sapı, kabza 3- Aykırı, farklı, başkaSAPAK
1- Sopa 2-Aykırı, aykırılıkSAPAR
1- Sabar, döver, dövücü 2- Aykırı, farklı 3- KabzaSAPARBAY
birl. Sapar/BaySAPURLUŞ
Devrim, ihtilal, ayaklanma, ayrılmaSARAR
Saran, sarıcı, sarma eyleminde olan, ören, örücü - Türkmenlerin, Çavdur oymağı, dip dedelerindenSARBAŞ
birl. Sar/Baş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenSARGIN
1- Sevimli, sempatik, çekici 2- Sargı, sarılı, örülüSARGUT
1- Güneş ışığı 2- Bağış, ihsanSARI
1- Sarı renk, sarışın 2- Sarılı, sarılmış, saran, sarılma - Türkmenlerin, Çavdur ve Abıdal oymakları dip dedelerinden 2- Kırgızların, Bögü oymağı dip dedelerindenSARIBAĞIŞ
birl. Sarı/Bağış - Kırgızların, Togay oymağı dip dedelerindenSARIBAŞ
birl. Sarı/Baş - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Alimoğlu ve Karasakal oymakları dip dedelerindenSARIBÖRİ
birl. Sarı/Böri - Kırgızların, Togay ve Böri oymakları dip dedelerindenSARICA
Sarılı, sarı gibi, sarıya çalan - Kırgızların, Üçtamga oymağı dip dedelerindenSARIÇUR
birl. Sarı/Çur - Altayların, Çor oymağı dip dedelerindenSARIG
Sarılı, sarılmış, örgülü - 1- Kırgızların, Togay ve Buğu oymakları dip dedelerinden 2- Altayların, Sogay oymakları, dip dedelerinden 3- Türkmenlerin, Çavdur oymağı, dip dedelerindenSARIL
Sarılmaktan. . . sarıl, mec. Sevgili, saygılı, cana yakınSARIM
1- Suyu süzmeye yarayan, ince dokuma 2- Sarma, sarılmaSARIP
Sarp, dik, sarılı, çıkılması güç, yalçınSARITÜRGİŞ
birl. Sarı/Türgiz - 1- Uygurlar döneminde, Uygur kağanlığına bağlı bir uç beyi 2- Oğuz kolundan bir Türk boyuSARKIZ
birl. Sar/Kız - Tulay Han’ın evdeşi Mangu Han’ın anasıSARMAN
(Sarıman) 1- Sarışın, sarıya çalan 2- Sıcak kanlı, cana yakın - Çağatay Han’ın oğullarındanSARMAŞIK
Sarılı, sarpasarmış, sarılanSARP
(Sarıp)SARPER
birl. Sarp/ErSARPTAŞ
birl. Sarp/Taş - Kazak hanlığı, dönemi Kırgız asıllı bir beySARPTİMUR
birl. Sarp/TimurSARTIK
1- Sarılı, örgülü, örülmüş 2- Farklı, dikkat çekiciSARTUK
(Sartık)SARTUKHAN
birl. Sartuk/Han - . . Altunordu hanlarından Batu Han’ın oğullarındanSARU
1- Sarı 2- Sıra dışı, farklı, dikkat çekici 3- Batı, batı yönüSARUHAN
birl. Saru/Han - 1- Salçuklular dönemi bey ve komutanlarından Manisa bölgesi fatihi. Daha sonraları kendi adıyla bir beylik kurdu 2- Harzem hanı Celaleddin’in komutanlarındanSARU HATUN
birl. Saru/Hatun - Karakoyunlu hanlarından, Uzun Hasan’ın anasıSARU SALTUK
birl. Saru/Saltuk - 1- Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarından 2- Gökoğuz Türklerinin, Anadolu’dan bu günkü topraklarına, ilk göç eden kısmının başbuğu olan beySARUALP
birl. Saru/AlpSARUBATU
birl. Saru/Batı - Otman beğ’in ağabeyi, Ertuğrul Beğ’in oğluSARUBATUR
birl. Saru/Batur - Timur Kürkan Han dönemi beylerindenSARUBAY
birl. Saru/BaySARUBUĞA
birl. Saru/Boğa - Kıpçak hanlarındanSARUBUKA
birl. Saru/Boğa - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanSARUCA
1- Bir sungur türü avcı kuş 2- Sarıya çalan, sarışın - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySARUCABAY
birl. Saruca/BaySARUER
birl. Saru/ErSARUKAN
birl. Saru/KanSARUKUNİ
birl. Saru/Kuni - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySARUL
Sarılı, sarılmışSARULBAY
birl. Sarul/BaySARULTAN
birl. Sarul/TanSATI
1- Satık, satuk, satılmışın dişisi 2- Pazar yeri (Eski Türk geleneklerine göre, çocukları sık ölen ya da olmayan ailelerin, çocuğu olduğunda, yaşaması ve uzun ömürlü olması için, onu Tanrı’nın sevdiği, toplumun sevip saydığı, bir ulu kişiye ya da onun ruhuna, çocuğu koruması, manevi bir destek vermesi bakımından emanet edilmesi eylemine satma-satılma adı verilir. Çocuk erkekse, "Satılmış", kız ise "Satı" adı verilir. Bu gelenek, günümüzde de islami motifler içinde yine sürdürülmektedir. )SATIBEGÜM
birl. Satı/BegümSATIBİGE
birl. Satı/BigeSATIÇ
1- Satıcı, tüccar 2- Mertebe, rütbeSATIK
Satı, satukSATIKAY
birl. Satık/Ay - Kırgızların, Murat Ali oymağı dip dedelerindenSATIKBAY
birl. Satık/BaySATIKER
birl. Satık/ErSATIKTAY
birl. Satık/TaySATIKUL
birl. Satı/KulSATILMIŞ
Satı, satık - İlhanlılar dönemi bey ve komutanlarındanSATIM
1- Satıcığım 2- TicaretSATIMKUL
birl. Satım/Kul - Kırgız oymak beylerindenSATIŞGAN
Satıcı, tüccarSATUK
Satı, satık, satılmışSATUK BUĞRA HAN
Satuk/Buğra/Han - Karahanlı hanlarından. Türk tarihindeki, ilk Müslüman olan Türk hanı. (İS 950) Türklerin, İslamiyet’e geçiş ve İslamiyet’in, Türkler arasındaki yayılma süreci bu kişi ile başlar. Daha önce budizme ilgi duyan, sonra Müslüman olan bu kişi, Müslüman olduktan sonra ilk iş olarak, adının başına "Abdülkadir" ünvanı alıp, hemen ardından da, bütün Türk devletlerinde geleneksel olarak var olan, " Oğuz Töresini ve Yasalarını" yürürlükten kaldırıp, yerine "Şeriat yasaları ve Arap fıkıhını" yürürlüğe koymuştur.SATUKHAN
birl. Satuk/HanSATUKBARLAS
birl. Satuk/Barlas - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySATUN
Satın alma, satın alma gücü, pahaSAV
(Sava) 1- Mesaj, haber, yeni haber 2- İddia- isnat 3- Ün, san 4- Savaş, vuruşma, döğüş 5- Öykü, atasözü, darbı mesel - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanSAVA
(Sav)SAVACI
(Savcı) - 1- Ergenekon destanında adı geçen, Böriteçine’nin oğullarından 2- Otman Beğ dönemi bey ve komutanlarındanSAVAKUL
birl. Sava/KulSAVAN
1- Savıcı, savaşçı, def edici 2- Elçi, arabulucuSAVANKUL
birl. Savan/KulSAVAR
Savaşçı, savıcı, defediciSAVARU
1- Bahşiş, armağan 2- Geçici, muvakkatSAVAŞ
Harp, döğüş, vuruşma, savma, defetmeSAVAŞERİ
birl. Savaş/EriSAVAŞGAN
Savaşçı, cengaverSAVBÖRİ
birl. Sav/BöriSAVCI
(Savçı, savacı)SAVCIAKA
birl. Savcı/Aka - 14. yüzyılda, Anadolu’ya yerleşen, Moğol beylerindenSAVCIALP
birl. Savcı/Alp - Salçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanSAVCIBAY
birl. Savcı/BaySAVCIBEK
birl. Savcı/BeySAVÇI
(Savcı, savacı)1- Elçi, haberci, resul, sözcü 2- Savaşçı, cengaver 3- Ünlü, meşhur, ün salmış - 1- Otman beğ’in ağabeyi, Ertuğrul beğ’in oğlu 2- 1. Murat Hüdavendigar’ın küçük oğlu, Yıldırım Bayazıt’ın kardeşiSAVDUK
Uğurlama, vedaSAVGAT
Armağan, bahşişSAVGU
1- Haraç, vergi 2- Şifa, dermanSAVKULİ
birl. Sav/KuliSAVKUT
birl. Sav/KutSAVRIN
1- Armağan, bahşiş 2- Ahd, azimSAVRUK
Savrulmuş, derbederSAVTAGI
birl. Sav/Takı - Çengiz Kaan dönemi Kazak beylerindenSAVTEKİN
(Sav Tigin) birl. Sav/Tekin - Tuğrul Han döneminde, Gazneliler devletinden ayrılıp, Salçuklulara katılan bir beySAVTİMUR
birl. Sav/TimurSAVTUR
Veda, uğurlamaSAVUN
1- Davet, çağrı 2- Savunma, savaş 3- Ağıt, mersiye, ölenlerin yiğitlik ya da hayırlı işlerini anlatmak için verilen yemekSAVUAL
birl. Savun/AlSAVUNDUK
DavetiyeSAVUNGAN
Savunucu, savaşan, direnen, müdafiSAVUNKUL
birl. Savun/KulSAVUR
Eli açık, cömert, hovardaSAVURALP
birl. Savur/AlpSAVURBAY
birl. Savur/BaySAVURKAÇ
1- Savurgan, hovarda, eli açık 2- Fırtına, katı yelSAVUT
1- Koruyucu, koruyan, müdafi 2- Zırh, çelik yelek, demirağSAY
(sag, sağ, sak, sayı) 1- Saygı, sayma, geçerli kılma 2- Düşünme, ölçme, seçme, tasarım, hesap, ödeşme 3- Taşlık yer 4- Zırh, göğüslükSAYAK
Saygılı, hürmetli - Kırgızların, Togay oymağı dip dedelerindenSAYAN
1- Saygılı, saygıdeğer, saygıya layık 2- saygı gösteren, efendi, ağırbaşlı - Altay Türkleri oymaklarındanSAYBİL
birl. Say/BilSAYDAM
Saf, net, berrak, sayılabilen, açık, temiz, bilinenSAYDUR
Saygı duruşu, ihtiram duruşu - Kırgız oymak beylerindenSAYGI
1- Hürmet, önem, değer, edep 2- Sayı, sayım, matematikSAYGIN
İtibarlı, hürmet gören, saygı gören, hatırı sayılırSAYGINALP
birl. Saygın/AlpSAYGINAY
birl. Saygın/AySAYGINBAY
birl. Saygın/BaySAYGINER
birl. Saygın/ErSAYGINKUL
birl. Saygın/KulSAYGINKULU
birl. Saygın/KuluSAYHAN
birl. Say/Han - Altay destanlarında adı geçen bir kızSAYHAN HATUN
birl. Sayhan/Hatun - Timur Kürkan Han dönemi saray hanımlarındanSAYIL
Seçilmiş, seçkin, sayılan, intihab edilenSAYILGAN
Sayılan, saygı gösterilen, mübeccel, muteberSAYIM
Saygı, saygı gösteriş - Altay destanlarında adı geçen bir beySAYIN
1- Seçkin, değerli, muteber, güzide, muhterem 2- Saf, halis, arı 3- Güzel, ender rastlanan - . 1- İlhanlılar (Bahadır Han) dönemi, bey ve komutanlarından 2-Altay destanlarında adı geçen bir beySAYINALP
birl. Sayın/AlpSAYINHAN
birl. Sayın/Han - Altınordu hanlarından (Batu Han’ın öteki adı)SAYIN KARA
birl. Sayın/Kara - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beySAYINAY
birl. Sayın/AySAYINBATU
birl. Sayın/Batu - Kıpçak HanlarındanSAYIN BATUR
birl. Sayın/Batur - Kazak hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanSAYINBÖRİ
birl. Sayın/BöriSAYINDI
Saygı duyulan, itibar gören, muhterem, saygınSAYINER
birl. Sayın/ErSAYINTİMUR
birl. Sayın/TimurSAYIR
İçinden su çıkan mağaraSAYIŞ
ÖdenekSAYIT
Saygın, muteberSAYHAN
birl. Say/HanSAYKAN
birl. Say/KanSAYKAL
birl. Say/KalSAYKUL
birl. Say/KulSAYKUT
birl. Say/KutSAYLAK
Sayılan, takdir gören, usta, uzmanSAYLIK
Şeref, haysiyet, onurSAYMAN
Sayıcı, hesapçı, hesap ve sayı uzmanı, muhasibSAYRI
Üzgün, mahzun, yorgun ilgisizSAYTAŞ
birl. Say/Taş - Kırgız oymak beylerindenSAYVAN
Gölgelik, kamelyaSAZAĞAN
(Sazan) Soğuk yelSAZAK
1- Sazlık, bataklık 2- İnce yağan kar 3- Ak bulut 4- Çok konuşan, geveze 5-Poyraz, soğuk esen yel 6-Sezgin, sezici, uyanık - Kazakların Ortayüz bölüğü oymaklarındanSAZAN
1- Soğuk esen yel 2- Sazlık, bataklık 3- Sezen, sezici - Kırgızların, Togay ve Girik oymakları dip dedelerindenSEBE
Sevgi, sevi - Altay Türkleri, Çor oymağı dip dedelerindenSEBÜK
Sevik, sevilen, sevgi görenSEBÜK TEKİN
birl. Sebük/Tekin (Sevük/Tekin)SEÇEN
1- Titiz, seçici, ayırıcı 2- Konuşkan, hoş sözlü - 1- Yakut destanlarında adı geçen bir bey. Ulu Koyun’un babası 2- Çengizli hanlarından, Camuga’nın ünvanıSEÇİL
1- Seçkin, güzide, seçilmiş 2- Farklı, olağanüstüSEÇİLİR
Seçkin, güzideSEÇİLMİŞ
Seçkin, güzideSEÇKİN
1- Farklı, göze batan, olağanüstü 2- İtibar gören, muhterem 3- Peygamber, nebiSEÇKİN ALP
birl. Seçkin/AlpSEÇKİN HAN
birl. Seçkin/HanSEÇKİNAY
birl. Seçkin/AySEÇKİNBAY
birl. Seçkin/BaySEÇKİNBEĞ
birl. Seçkin/BeğSEÇKİNER
birl. Seçkin/ErSEÇKİNKARA
birl. Seçkin/KaraSEÇKİNKAYA
birl. Seçkin/KayaSEÇKİNSOY
birl. Seçkin/SoySEÇKİNTAN
birl. Seçkin/TanSEÇKİNTAY
birl. Seçkin/TaySEGREK
Seyrek, ender rastlananSEĞİRTGEN
1-Koşucu, atlet 2- Afacan, ele avuca sığmaz, tez canlıSEĞREK
Seyrek, nadir, az rastlanır - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey. Eğrek’in ağabeyi, Usun Koca’nın oğluSEKİZ APA
birl. Sekiz/Apa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySEKİZYİR
birl. Sekiz/Yir - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySEKMEN
Seviye, mertebeSELÇİK
(Seligcik) 1- Temiz, pakize, namuslu, bakire 2- Küçük kılıç, bıçak 3- Açık, beliğ, fesahetli - 11. Kılıçarslan’ın kızlarındanSELÇİK HATUN
Selçik /Hatun - . . Fatih Sultan Mehmed Han’ın kızlarından ve Karaca paşanın evdeşiSELÇUK
(Salçuk) (. . Bu ad üzerine bazı spekülasyonlar var. Bunun aslı "Salçuk" olmasına rağmen, Arap kayıtlarında, Selcuk ve Selcik olarak geçer. İran kayıtlarında ise Selçug, Selçuk olarak geçer ve hepsi de Türkçe ve yabancı dil uyumsuzluğunun tipik örneği, yanı sıra, alfabe farklılıklarından kaynaklanmaktadır.SELEK
Eli açık, cömertSELEN
1- Salınan, sallanan, kıvrılan 2- Temiz, pak, namuslu, zarif, bakire 3- Fısıltı, hafif ses 4- Haber, havadis 5- Yılan (Tuva ve Çuvaş Türklerinde)SELENGE
Kıvrılan, kıvrık - Baykal gölüne dökülen, Türk dünyasının ünlü ırmağıSELENGÜN
birl. Selen/GünSELİG(Silig)
1- Namuslu, temiz, dürüst, pakize 2- Kibar, narin, zarifSELİGÇİK
(Selçik) Temiz, namuslu, bakireSELİK
(Selig)SELİN
1- Selen, salınan, haber, fısıltı 2- Sülün kuşuSEMİZ
1- İri yarı, şişman 2- Besili, bakımlı - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Nayman oymağı, dip dedelerindenSENCER
(Sançar) Bu sözcüğün aslı "Sançar" dır.SENGER
1- Canavar, ejderha 2- Kale, burçSENGİ
Sevgi, seviSENGİSUN
birl. Sengi/SunSENGÜN
Ordu komutanı, general - Göktürkler ve Uygurlar döneminde, kullanılan askeri ünvanlardanSENGÜN HAN
birl. Sengün/Han - Çengiz Kaan dönemi, Nayman hanlarından Var han’ın oğluSEPİL
1- Yaygın, yayılmış, bulaşmış 2- Kale, hisarSEPİN
1- Çeyiz, kalın 2- Yaygın, yayıkSEREDAY
Yüzük, takı, aksesuarSERİM
1- Gösteriş, teşhir 2- Sabır, metanetSERİN
1- Gölge, gölgelik 2- Genişlik, gerilmişlik 3- Soğuğa yakın, hafif soğuk 4- Sabırlı, dayanıklıSERİNAY
birl. Serin/AySERİNBAY
birl. Serin/BaySERİNBEG
birl. Serin/BeğSERİNGEN
1- Serince, serinleşmiş 2- Sabırlı, dayanıklıSERİNGÜN
birl. Serin/GünSEVAL
birl. Sev/AlSEVEN
Sevmek. . . den sevgi sahibi, şefkatli, tutkuluSEVENAY
birl. Seven/AySEVENGÜN
birl. Seven/GünSEVER
(. . Sevmekden)SEVERGE
1- Dost, yakın, yaren 2- Aşk, sevgi, tutkuSEVERGÜN
birl. Sever/GünSEVGİ
Sevme eyleminin nüvesiSEVİ
Sevgi, sevgi eğilimi, sevgi yakınlığıSEVİGEN
Seven, sevgisini verenSEVİK
1- Sevilen, sevgi gösterilen, sevgiye layık, sevgili 2- Dost, gönüldaşSEVİK KÜL ERKİN
Sevik/Kül/Erkin - Bilge Kağan dönemi, bey ve komutanlarındanSEVİL
Sevilen, el üstünde tutulanSEVİLAY
birl. Sevil/AySEVİLGEN
Sevilen, aşırı ilgi görenSEVİM
Sempati, alım, çekicilik- sevgiye yol açanSEVİM BİGE
birl. Sevim/Bige - . . (Bazı tarih kaynaklarında, ünlü, "Siyun Bige" bu ad ile de geçmektedir. )SEVİMLİ
Çekici, sempatikSEVİN
Sevinç, mutluluk - Sasaniler’den, Miran Şah’ın evdeşiSEVİNAY
birl. Sevin/AySEVİNÇ
Neşe, coşku, sevinme duygusu, mutlulukSEVİNÇ HAN
Sevinç/Han - Oğuzname’de, Baydu Han’ın oğullarındanSEVİNÇBEK
birl. Sevinç/BekSEVİNÇEK
Sevinilecek şey, sevinç kaynağıSEVİNDÜK
Mutluluk, bahtiyarlık (Uzun süren bir çocuksuzluk döneminden sonra, çocukları olan ailelerin sık kullandığı, geleneksel adlardan) - Kırgızların, argın oymağı dip dedelerindenSEVİNDÜK ALP
birl. Sevindük/Alp - Otman beğ dönemi beylerinden. Samsama beğ’in kardeşiSEVİNMİŞ
Sevinçli, mutlu, mutlu olmuşSEVİNTİ
1- Mutluluk, mutlu olmaya değen 2- Ferahlık, gevşeme, rahatlık, huzurSEVTAP
birl. Sev/TapSEVÜK
Sevilen, sevgili, cananSEVÜK ALP
birl. Sevük/AlpSEVÜKBAY
birl. Sevük/BaySEVÜKBİGE
birl. Sevük/BigeSEVÜK TİGİN
birl. Sevük/Tigin - Gazneliler devletinin kurucusu ve Gazneli Mahmud Han’ın babasıSEYHAN
(Sayhan) - Kuman hanlarındanSEYİRTGEN
Afacan, çalışkan, ele avuca sığmazSEYREK
Az rastlanır, sıra dışıSEZEK
1- Hassas, duygulu, ferasetli 2- Sezgi, anlayış, kavrayış, hisSEZEN
Anlayan, kavrayan, hissedenSEZENAY
birl. Sezen/AySEZENBAY
birl. Sezen/BaySEZENER
birl. Sezen/ErSEZER
Hassas, duygulu, fark ediciSEZGEK
(Sezek)SEZGİ
İdrak, seziş, hissediş, ilhamSEZGİN
Hassas, seziciSEZGİNALP
birl. Sezgin/AlpSEZGİNAY
birl. Sezgin/AySEZGİNBAY
birl. Sezgin/BaySEZGİNER
birl. Sezgin/ErSEZGİR
Hassas, narin, alınganSEZGİŞ
Hassas, alınganSEZİGEN
Sezen, sezginSEZİK
Sezgin, içliSEZİKLÜ
Tedbirli, seziciSEZİM
Hissediş, anlayışSEZİMTAL
Hassas, duyguluSEZMİŞ
İdrak eden, anlayanSIBAK
Sopa, değnek - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Bayoğlu oymağı, dip dedelerindenSIÇMAZ
(Saçmaz) Tutumlu, tedbirli - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları, dip dedelerindenSIDAL
Muktedir, güçlü, egemenSIGUN
1- Yabani geyik 2- Emek, zahmet, sıkıntıSIĞIN
Erkek geyik, Ala geyikSIĞINAK
Sıkı korunan, sığınılacak yer, yoğun ve katı olan yerSIĞINDIK
Bağlılık, sadakatSIĞLAM
1- Sağlam, sıkı, yoğun 2- Sine, bağırSIK
Katı, yoğunSIKI
Katı, sıkılmış, yoğunSIKILGAN
Daralmış, daralan, sıkılaşan, utangaçSIKIN
1- Keder, yas, üzüntü, sıkıntı 2- AlageyikSILIV
Temiz, pakize, bakireSILKIM
Cesur, gözükaraSIN
1- Deney, deneme 2- Endam, gösterişSINAÇI
Hakem, sınayıcıSINAĞ
Sınav, imtihan, denemeSINAK
Deney, sınav, imtihanSINAUVU
Sınav, deneySINAYÇI
Hakem, sınayanSINÇI
Hakem, sınaçıSINDIRAÇ
BülbülSIRAY
Çehre, yüz, benizSIRGA
1- Küpe, takı, aksesuar 2- Armağan, bahşiş 3- Halka, halkalıSIRGALU
Küpeli - Kazakların Uluyüz bölüğüne bağlı oymak beylerindenSIRGATİGİN
birl. Sırga/TiginSIRMA
Sırlı, boyalı, gümüş telSIYKIM
Sevgili, canan - Kazakların, Uluyüz bölüğü, oymak beylerindenSIYLI
1- Sevimli, sempatik, muteber 2- ArmağanSIYLIHAN
birl. Sıylı/HanSIYLIK
Armağan, bahşişSIYURGAL
ArmağanSIZGIÇ
Kalem, yazgaçSIZIM
Sızı, yakınma, hüzünSİBEL
1- Buluttan ayrılıp henüz yere düşmemiş yağmur tanesi 2- Buğday, buğday tanesiSİLGİ
Arınma, temizlik, parlaklıkSİLİG
1- Temiz, namuslu, dürüst 2- El değmemiş, bakir, bakire 3- Tatlı dilliSİNÇE
Çehre, benizSİNGİL
Küçük kız kardeşSİNGİN
Mahçup, sıkılganSİNGİAY
birl. Singi/AySİNKEL
İmtiyazlı, ayrıcalıklıSİNKİL
İmtiyazlıSİR
1- Şeciye, soy, kök 2- Birleşik, birleşmiş, müttehidSİR YABGU KAĞAN
birl. Sir/Yabgu/Kağan - Batı Göktürkleri kağanlarındanSİREK
Zeki, akıllıSİTACU
Nazlı, narin, alıngan, hassasSİYAVUŞ
Sevimli, sempatik, sevgiye layıkSİYENDİ
Sevilen, sevilmiş, sevgiye layıkSİYREK
Az rastlanır, seyrek bulunurSİYUN
Sevim, sevimlilik, sempati, beğeniSİYUN BİKE
birl. Siyun/Bike (Sevim Bike) - . . Türk tarihinin ünlü kadın simalarından. Kazan hanlarının sonuncusu olan Uzamış Han’ın anası. Başından geçen olayların ilginç oluşu, adına destan yazılmasına neden olmuştur.SİYURAN
Utkan, muzafferSİYURGAL
1- Ödül, armağan, ödül alma 2- Madalya, askeri nişanSİYURGATMIŞ
1- Düşmanı bozguna uğratmış 2- Başarılı, ödül ve övgü almış - 1- Kutluk devleti hanlarından 2- Karakıtaylılar devleti hanlarından 3- Timur Kürkan Han’ın komutanlarından ve Kazan valilerindenSİYÜNÇ
Sevinç, mutluluk - Şeyban hanlığı, hanlarındanSİZGEK
Zeki, sezgin, müdrikSİZÜÇEN
Hassas, zeki, uyanık, akıllıSOBAY
1- Bekar, yalnız, münferit 2- Silahını iyi kullanan, deneyimli asker, savaşçıSOGUM
(Sokum)SOĞAY
Sağlıklı, zinde, dinç - Yenisey ırmağı kıyılarında yaşayan, Altay Türkleri bölüğünden bir Türk oymağıSOKMAN
1- Mert, dürüst 2- Diz kapağına kadar gelen uzun bir tür çizme (Türkmen çizmesi) - Artukoğulları beyliğinden. Artuk Beğ’in oğullarındanSOKULAG
1- Adak, kurban 2- Sokulgan, munis, cana yakın - Kırgızların, Manguş oymağı, dip dedelerindenSOKULGAN
Cana yakın, munisSOKUM
Kurban, adakSOLAGAY
1- Solak 2- Ters, hiddetli, öfkeliSOLAK
1- Asker yöneten, asker sevk eden (Sulag) 2- Sol el ve ayağını kullanan - Avar hanlarından. Bayan Han’ın, Bizans elçisiSOLAŞIGLI
Yararlı, çok yararlı, iş bitiriciSOLGUN
Rengi kaçmış, yıpranmış, hüzünlüSOLGUNAY
birl. Solgun/AySOLGUR
(Salgur) Atak, saldırıSOLHAN
birl. Sol/HanSOLIN
Araştırmacı, meraklıSOLMAGAN
Canlı, ölümsüz, solmazSOLMAZ
Canlı, diri, çekiciSOLMAZAY
birl. Solmaz/AySOLŞAD
birl. Sol/Şad - Uygurlar döneminde, orduların sol cenahını yöneten komutanlara verilen bir askeri unvanSOLTU
Soludu, soluklu - Kırgızların, Togay oymağı, dip dedelerindenSOLUK
Nefes, can - Hazar imparatorluğu dönemi bey ve komutanlarındanSONAY
birl. Son/AySONER
birl. Son/ErSONGAR
Sungur, şahin - İlhanlılar dönemi komutanlarındanSONHAN
birl. Son/HanSONUÇ
1- Son, bitim, kıyı 2- Uç, sınır, limit - Otmanlı ve Salçuklular döneminde, sınır karakollarında görev yapan kişiler verilen bir adSORGUÇ
Başa takılan çelenkSORGUN
Söğüt türü bir ağaçSOVAY
(Sobay)SOYAK
birl. Soy/AkSOYALP
birl. Soy/AlpSOYAR
birl. Soy/ArSOYARIK(Ğ)
birl. Soy/ArıkSOYBARS
birl. Soy/BarsSOYBÖRÜ
birl. Soy/BöriSOYBUĞA
birl. Soy/BoğaSOYÇA
Soylu, soylucaSOYDAM
1- Soylu, soyunu düşünen 2- Ailesine bağlı, yuvasına bağlıSOYDAN
1- Soylu, soylu bir aileden gelen 2- Hanedan, hanedanlıkSOYDAŞ
Aynı soydan gelen, aynı soyun kişileriSOYER
birl. Soy/ErSOYHAN
birl. Soy/HanSOYKAN
birl. Soy/KanSOYKURT
birl. Soy/KurtSOYKUT
birl. Soy/KutSOYLAMIŞ
1- Soyunu çoğaltıp, kutsayan, örgütleyen 2-söz, söyleyen, konuşmacı, hatipSOYLU
Asil, asalet sahibiSOYLUHAN
birl. Soylu/HanSOYON
(Sayın) - Altay Türkleri, Kişiler oymağı, dip dedelerindenSOYSAL
birl. Soy/Sal 1- Ünlü, meşhur 2- Soylu, asil 3- Medeni, uygarSOYTAN
birl. Soy/TanSOYUAK
birl. Soyu/Ak. . . SoyluSOYUALP
birl. Soyu/AlpSOYUBAY
birl. Soyu/BaySOYUER
birl. Soyu/ErSOYUHAN
birl. Soyu/HanSOYURGAL
1- Ödül, askeri ödül, madalya, nişan 2- Armağan, bağış, ihsanSOYURGAT
İhsan, bahşişSÖKE
Diz üstü çöküş, çökmeSÖKMEN
1- Yiğit, gözükara, düşmana diz çöktüren, dize getiren, buyruğunu dinleten 2- Sokman, uzun çizmeSÖKMENBAY
birl. Sökmen/BaySÖKÜR
1- Kızgın, hiddetli, kabarmış 2- Dize getiren, diz çöktüren, buyruğunu dinletenSÖKÜRMÜŞ
Dize getirmiş, baş eğdirmişSÖN
Güçten kesilme, azalmaSÖNMEZ
1- Canlı, enerjik, ateşli, iddialı 2- Parlak, göz alıcıSÖNMEZAY
birl. Sönmez/AySÖNÜ-k-
Sönük, pasif, cansız, heyecansızSÖYKEM
Sempati, sevim, sevimlilikSÖYLEM
Anlatım, hitap, hitabet, demeç, izahSÖYLENCE
Efsane, mit, destan, lejantSÖYÜ
1- Aşk, sevda 2- SevinçSÖYÜÇEN
1- Aşık, sevdalı 2- Sevinçli, mutluSÖYÜNDÜK
Sevindik - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı, dip dedelerindenSÖZBAY
birl. Söz/Bay Söz zengini, hatip, söz cambazıSÖZBİR
birl. Söz/Bir mec. Doğruluk, dürüstlük, söz birliği, sadakatSÖZEÇEN
(Sözen)SÖZEN
Hatip, konuşmacıSÖZER
birl. Söz/Er, mert, sözünün eriSÖZERİ
birl. Söz/Eri, mert, sözünün eriSU
1- Sıvı 2- Asker, er, eratSUAÇAR
birl. Su/AçarSUALP
birl. Su/AlpSUAT
birl. Su/AtSUAY
birl. Su/AySUBAK
Sopa, değnek, cop - Kırgızların, Togay ve Buğu oymakları, dip dedelerindenSUBALA
birl. Su/BalaSUBAY
birl. Su/Bay 1- Bilgili ve deneyimli asker 2- Hafif süvari, atlı asker 3- Bekar evlenmemiş (Anadolu ve Azerbaycan’da) 4- Çocuksuz, çocuğu olmayan ( Kazak ve Kırgızlarda)SUBEG
birl. Su/BeySUBEGÜM
birl. Su/BegümSUBÖRİ
birl. Su/BöriSUBUTAY
(Sabutay)SUÇUR
birl. Su/ÇurSUER
birl. Su/ErSUERİ
birl. Su/EriSUGAY
Aya benzer, ay parçasıSUĞUNÇAK
Sığınak, sığınılacak yer, sine, bağırSUKAN
birl. Su/KanSUKTA
Sıkıcı, ezici, acı kuvvete sahipSUKTABUĞA
birl. Sukta/Boğa - Uygur kağanlığı dönemi, bey ve komutanlarındanSULAK
1- Asker sevk eden, sefere çıkan 2- Sulu, verimli, münbitSULAMIŞ
(Sülemiş)SULU ÇUR
birl. Sulu/Çur - Göktürkler devleti, bey ve komutanlarındanSULU HAN
(Sulu Kağan) birl. Sulu/Han - Bati Göktürklerine bağlı, Türgiş beylerinden. Arap işgallerine karşı, Türk topluluklarını örgütleyerek, bir çok direniş ve savaşlarda komutanlık etmiş ve Arapları yenerek, onların ilerlemeye ve yayılmalarını engellemiş bir . . . bey olan bu ulu kişi. Bilge Kağan’ın da dünürüdür.SULUKAN
birl. Sulu/KanSUN
1- Çağrı, davet 2- İncelik, nezaket 3- Vermek, ihsanda bulunmakSUNA
1- Emsalsiz güzellik 2- Yeşilbaş ördeğiSUNAK
Adak, kurbanSUNAR
1- Davetkar 2- Cömert, abadanSUNAY
birl. Sun/AySUNAYAN
Çığırıcı, davetkarSUNÇA
Sunak, adakSUNÇAK
Adak, kurbanSUNGU
Bağış, ihsan, ikramSUNGUN
1- Yetenek, yetenekli 2- Sunulan, adak, hibe - Çengiz Kaan’ın kayın eçesi ve Konrat oymağı beylerindenSUNGUNALP
birl. Sungun/AlpSUNGUNAPA
birl. Sungun/Apa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySUNGUR
1- Kartal 2- Şahin - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanSUNGUR ALP
birl. Sungur/Alp - Otmanlıların, (Otman ve Orhan beğ) dönemi bey ve komutanlarındanSUNGUR HAN
birl. Sungun/HanSUNGUR SANÇAR
birl. Sungun/Sançar - Baybars Han’ın komutanlarından ve Halep valisiSUNGURAY
birl. Sungur/AySUNGURBAY
birl. Sungur/Bay - Salçuklular dönemi, atabeylerindenSUNGURBEK
birl. Sungur/Bek - . . Mısır- Türk kölemenleri devleti, Şam valilerindenSUNGURCA
Sungur yavrusu, küçük sungurSUNGURTAN
birl. Sungur/Tan - Otmanoğullarının dokuzuncu göbek dedelerindenSUNGURTEKİN
birl. Sungur/TekinSUNGURTİGİN
birl. Sungur/Tigin - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir beySUNGURTİMUR
birl. Sungur/TimurSUNİÇİN
birl. Sun/İçinSUNKA
Sunak - Oğuznamede adı geçen, Oğuz’un torunlarındanSUNKAK
Sunak - Kulagu Han’ın komutanlarındanSUNKAR
Sungur - Otmanoğullarının on ikinci göbek dedelerindenSUNKUR
Sungur - Salçuklular (Sançar Han) dönemi komutanlarındanSUNTAY
birl. Sun/Tay - Kulagu Han’ın gençlik arkadaşı ve komutanlarındanSUNU
İkram, davet, bağış, armağanSUSKUÇAK
Küçük, körpe - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySUSÜ
Sağlık, şifaSUTAY
birl. Su/Tay - Ertuğrul beğ’in amcalarındanSUTAY BAGATUR
birl. Sutay/Bagatur - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanSUTİGİN
birl. Su/Tigin - Kürşad’ın ilk adı. Şad olmadan önceki ad ve ünvanıSUTU BOĞDA
Mübarek, Tanrısal, Tanrıdan gelen (Eski dönem Tanrı sıfatlarından) - Çengiz Kaan’ın ünvanlarındanSUVAN
Savaşçı, cengaver - Kazakların, Uluyüz bölüğü, oymak beylerindenSUVAR
Bolluk, bereket - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySUVAT
1- Su kanalı 2- Suyun taksim edildiği yerSUYUN
(siyun, sevim) Sevimlilik, sempati, niyetSUYUNÇUK
1- Sevinç, sevimlilik 2- MüjdeSÜRER
birl. Su/ErSÜÇÜG
(Süçig) Tatlı, lezzetli, hoşa giden - Türkmenlerin, Yaymut, Atabey ve Küçük Tatar oymakları, dip dedelerindenSÜDÜN
birl. Süt/Ün, Soylu, temiz - Oğuzname’de adı geçen bir beySÜLEDİ
Saldırgan, akın yapan, akıncıSÜLEK
Saldırgan, akıncıSÜLEMİŞ
1- Akıncı, saldırgan, düşman üzerine asker yollayan 2- İyi silah kullanan, silahşor - 1- Mısır- Türk kölemenleri hanlarından. Baybars Han’ın oğlu 2- Salçuklular dönemi bey ve komutanlarından 3- Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanSÜLÜN
Uzun kuyruklu, renkli bir kuşSÜLÜNBİGE
birl. Sülün/BikeSÜNE
Ruh, canSÜNGÜ
(Süngük) 1- Kesici ve delici, uzun bıçak 2- Kemik, kemik parçası, kemikle yapılan mızrak 3- Eskiden, mezar başlarına dikilen sırıkSÜNGÜBAY
birl. Süngü/BaySÜNGÜK
SüngüSÜNGÜŞ
Süngü darbesi, süngü hamlesi, süngüleme, savaşSÜNGÜTAY
birl. Süngü/TaySÜRÇEK
Yemek, oyun ve eğlence için yapılan, gece toplantısıSÜRÇÜK
(Sürçek)SÜREN
1- Asker sevk eden, savaşa asker yollayan 2- Haykırış, nara, savaş narası 3- Süs, makyajSÜRER
1- Asker sevk eden 2- Dölleyen, döl yapanSÜRGİT
1- Payidar, kalıcı 2- Ulak, postacıSÜRÜK
(Sürek, sürdek, süren) - Babür han dönemi bey ve komutanlarındanSÜRÜN
Süs, makyaj, makyaj malzemesiSÜSÇEN
Kargı ve kılıç saplamada usta olan kişiSÜSMEN
1- Süslü, süsü ve süslenmeyi seven 2- Tos atan, toslayan - Karahanlılar dönemi komutanlarındanSÜSÜN
Süslü, işveli, sempatik, çekiciSÜSÜN BİGE
birl. Süsün/Bige - Timur Kürkan Han’ın gelini, Şahruk’un evdeşiSÜVERCE
Canan, aşık olunan, maşukaSÜYEK
Kemik, soy, sopSÜYGEN
Sevgili, cananSÜYÜK
Kemik, soy, oymakSÜYÜM
1- Sevim, sempatik 2- Görüş, kanaatSÜYÜN
Sevim, sempatiSÜYÜNÇ
1- Sevinç, mutluluk 2- MüjdeSÜYÜNÇÜ
(Süyünç) müjdeSÜYÜNÇÜK HAN
birl. Süyünçük/Han - Babür Han dönemi, Taşkent hanlarındanSÜYÜRGE
Toy, şölen, ziyafetSÜYÜŞ
Buse, öpücükSÜZEM
Diksiyon, söz söyleme ve konuşma ahengiSÜZGE
Tarak, çok ince dişli saç tarağıSÜZGÜ
1- Tarak 2- SüzgeçSÜZGÜN
1- Arınmış, süzülmüş 2- Mest, mahmur, kendinden geçmiş 3- Göz alıcı, alımlı, fettanSÜZGÜTAY
birl. Süzgü/TayŞAD
(Şat) 1- Ordu komutanı, general 2- Tigin, prens 3- Cesur - Göktürkler döneminde, Kağan sülalesinden olanlar, ordu içinde gösterdikleri yararlılıklara göre, yüksek düzeyde bir komuta kademesine geçince bu ünvanı alırlardı. Sonraları, Uygurlar ve Karahanlılarda da, bu unvan kullanılmıştır.ŞADABEK
birl. Şad/Bek - Kırgız oymak beylerindenŞADAPIT
Şad’a bağlı birlik ve beyliklerin genel adıŞAKAR
1- Şakır, bülbül gibi öter 2- Çakar, cesurŞAKIBEK
birl. Çakı/BekŞAKIR
1- Öter 2- ÇakırŞAKRU
Çağrı, mesaj, davetŞAMAN
Kam, baksı, büyücü, rahipŞANÇI
Saplayıcı, iyi ok ve kargı kullanan, silahşor - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanŞANDA
Alçak ve rutubetli yerŞANYU
(Tanyu) Sonsuzluk, genişlikŞARA
(Çara) Ufuk, ufuk çizgisiŞAŞ
1- Şiş, sivri uçlu, et pişirme aracı 2- Taş 3- Dış kısım, dışarı dışarıda kalan, taşraŞAŞLIK
Şiş, şiş kebabıŞAYBAL
Şımarık, nazlıŞAYLAN (çaylan)
Nazik, kibar, neşeli, güleryüzlüŞAYLIĞ
Şeref, onurŞEYBAN
(Şeban, şıban, çıbın, zıbın) Sinek, haşarat - Oğuznamede, Oğuz Kağan’ın vezirlerindenŞIBAN
(Çıbın, şeyban)ŞIMGA
Acele, aceleciŞORAMUN
(Çoramun, çuramun) Ruhlarla ilgilenen, kötü ruhları kovan - Çengiz Kaan dönemi komutanlarındanŞORAY
birl. Çor/AyŞORBEGÜM
birl. Çor/BegümŞORLAK
Şorul, şorul akan su, çağlayanŞORYARUK
birl. Çor/YarukŞÖLEN
Yalnızca fakir ve kimsesizlere verilen toy, yemek ziyafeti, Bey yemeğiŞUBAN
(Şıban, şeyban)ŞUMGA
Aceleci, tez kanlıŞURLAK
ÇağlayanŞURLAYU
ÇağlayanŞÜYÜN
Müjde