Öz Türkçe İsimler
Türklerin köklerinden, anlam ve tarihi bağlantıları ile, yaklaşık on-bin adet öz Türkçe, eski Türk isimleri içinden, bebek isimleri seçin.
KAAN(Kağan) . . . Kağan sözcüğünün Moğol ağzındaki söylenişiKABABüyük, iri, şişkinKABAK1- Kapalı, kabuklu 2- Kabarık, kabadayı - Çengiz Kumanları bey ve komutanlarındanKABALKapalı, zindan, mahpus - Çengiz Kaan’ın dip dedelerindenKABAMIŞKapalı, güçlü, mahfuzKABAN1- Kapan, kapıcı 2- Kabarık, asi, isyankar 3- Dik yokuş - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanKABANBAYbirl. Kaban/Bay - Yakut destanlarında adı geçen bir beyKABAR1- Kabarık, asi, kabadayı 2- Kapan - Hazar İmparatorluğu dönemi bey ve komutanlarındanKABARTUŞişik, kabarık, kabarcıkKABAYbirl. Kap/Ay - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKABIŞKavuş, kavuşma, birleşme, toplanmaKABLAY KAAN(Kubilay Kaan)KACIRKaçır, kaçırıcı, korkutucu, ürkütücü - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanKAÇ(Kaçı, kaş) Kaçan, koşan - Altay Türkleri oymaklarındanKAÇAĞLIKaçaklı, kaçıcı, koşucu - Türkmenlerin, Sarık oymağı dip dedelerindenKAÇAN1- koşan, kaçan 2- Vakit, saat, vade - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKAÇAR HANbirl. Kaçar/HanKAÇAYbirl. Kaç/Ay - Özbeklerin, Konrat ve Koyunlu oymakları dip dedelerindenKAÇGAR(Koçgar, kaşgar) 1- Koç gibi, koçyiğit 2- koç başi - 1- Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerinden 2- İran Türkmenleri bölüğü oymaklarındanKAÇIRKaçıran, kaçırtıcı - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları, dip dedelerindenKAÇIRA(Kaçır) 1- Kaçıran, ürküten 2- Çalışkan, aktifKAÇMAS1- Kaçmaz, ürkmez, korkmaz 2- Evcil, munis - Mısır-Türk kölemenleri devleti, vali ve komutanlarındanKAÇMAZBAYbirl. Kaçmaz/BayKAÇUT1- Savaş, döğüş 2- Kısa mızrak, karg - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanKADAGANBuyruk, ser, emir, komutKADAK(Katak, Katık) 1- Katı, sert 2- Mıh, çivi 3- Armağan, hediye - 1- Geyük Han’ın komutanlarından 2- Şeyban Han’ın oğullarındanKADANKatan, Kadagan - Mangu Kaan’ın kayın amcasıKADAŞArkadaş, yaren, yakınKADIR(Katır) mec. Güçlü, dayanıklı, metin, inatçı - Gazneli Mahmud dönemi Hotin valisiKADIR BİLGEbirl. Katır/Bilge - . . Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKADIR BUGAbirl. Katır/Boğa - Göktürkler dönemi, Dokuz Oğuz bey ve komutanlarındanKADIRCAKatır gibi - 1- Kırgızların, İçgilik oymağı, dip dedelerinden 2- Kırgızların, Kizek oymağı dip dedelerindenKADIRKANbirl. Katır/Kan - Selçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanKAGI(KAKI) Öfke, şiddet - Türkmenlerin, Yavmut ve Küçük Tatar oymakları dip dedelerindenKAĞANİmparator, hanların hanıKAĞANLI(G)İmparatorluk, imparatorluğa mensup olmaKAĞBAKoruyucu, muhafızKAĞNILIbirl. Kağnı/Lı. . . Kağnı oymağına bağlı - Bir Oğuz oymağı ve bu oymağın ilk beyiKAKI(Kagı)KAKIĞANÖfkeli, gözü karaKAKINÇ1- Kılıç ve kargı hamlesi 2- İhtar, ikaz 3- Hiddet, öfkeKAKINÇBEKbirl. Kakınç/BeğKAKIZGözüpek, hiddetliKAKŞASeri, aceleci, hızlıKAKUMAKLUGazablı, şiddetliKALUlu, saygıdeğer, hatırı sayılır - Kıpçak hanlarından (Kal Han) ( Amanok Han’ın oğlu)KALABA1- Ulu, saygıdeğer 2- Sayıca çok, kalabalık, bollukKALAKLIUlu, yüksekteKALALDURUKbirl. Kal/Al/Duruk - Göktürkler dönemi beylerinden, Kürşad’ın kırklarındanKALANÇABakiye, arta kalan, artıkKALAPAbirl. Kal/ApaKALAVUNbirl. Kal/Avun (Ağun) - İlhanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKALÇAVŞakacı, nüktedanKALDAĞbirl. Kal/DağKALDUNKalan, artan, bakiyeKALGAN(Kalkan) Ok, kargı, kılıç gibi savaş aletlerine karşı koruma sağlayan siperlik - Çengiz Kaan’ın torunlarındanKALGAYVeliaht, şehzadeKALIN1- Sert, dayanıklı 2- Mal, servet, varlık 3- Çehiz 4- Yararlılık, faydaKALINGU(Kalın) Kalıng, güçlü, dayanıklıKALINKARAbirl. Kalın/Kara - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKALISIZŞüphesiz, kararlıKALKAMANbirl. Kal/Kaman - 1- Manas destanında adı geçen bir bey 2- Kazakların, Ortayüz, Argın, Kuvandık ve Kiçiyüz- Bayoğlu oymakları dip dedelerindenKALKAN(Kalgan)KALMUKGüç gösterisi, güçlülük, kabadayılık - 1- Altay Türkleri, Kızıl oymağı, dip dedelerinden 2- Moğol oymak beylerindenKAMŞamanist gelenekte, ulu kişi (Hekimlik, filozofluk, büyücülük, duacılık dahil olmak üzere, oba ya da oymakların, her türlü sorunuyla ilgilenen kişi)KAMALAGSedir ağacıKAMAN1- Kuman, kumanlı 2- Gözü kara, cesur, aman vermeyenKAMAR(Homar)KAMAR TEKİNbirl; Kamar/Tekin - karahanlılar dönemi beylerinden Kaşgarlı Mahmud beyin dedesiKAMAŞIGMelez, karışmışKAMAYbirl. Kam/AyKAMAZSarsıcı, sallayıcı, ürkütücüKAMBAŞIbirl. Kam/Başı - Altay Türkleri oymak beylerindenKAMBÖRÜbirl. Kam/Böri - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKAMBÜRE(Kamböri) Kam/Böri - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKAMÇIKırbaçKAMÇIBEKbirl. Kamçı/Beğ - Selçuklular (Sançar Han) dönemi atabeylerindenKAMÇIHANbirl. Kamçı/Han - Havarezm devleti hanlarındanKAMÇITİMURbirl. Kamçı/Timur - Altınordu devleti, bey ve komutanlarındanKAMDUPara yerine geçen eşya, emanetKAMGANbirl. Kam/Gan - dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey (Bayındır Han’ın babası)KAMŞATSarsıtıcı, ürkütücüKAMTURbirl. Kam/Dur - Altay Türkleri, Kızıl oymağı dip dedelerindenKAMU(Ğ)1- Bütün, tam, hep 2- Halk, ahali 3- Destek, dayanışmaKAMUALPbirl. Kamu/AlpKAMUBAYbirl. Kamu/BayKAMUBEKbirl. Kamu/BekKAMUERbirl. Kamu/ErKAMUHANbirl. Kamu/HanKAMUKANbirl. Kamu/KanKAMUTANbirl. Kamu/TanKAMUTAYbirl. Kamu/Tay (. . . Cumhuriyetin ilk yıllarında, Türk dil kurumunun da teklifiyle, millet meclisi yerine bu sözcük kullanılmış ancak, sonraları yine kullanımdan düşmüştür. )KAN1- Soy, sop, kaynak, canü canlılık, soyluluk 2- Damarlardaki sıvı 3- Kağan, han - Altay Türkleri, Kişiler oymağı, dip dedelerindenKANAKbirl. Kan/Ak - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKANARbirl. Kan/Ar - Koço uygurları dönemi hanımlarındanKANAT1- Tüy, telek 2- Taraf, yön, cenahKANATAbirl. Kan/AtaKANAYbirl. Kan/Ay - Kırgızların, Togay ve Soltu oymağı dip dedeledrindenKANBAYbirl. Kan/Bay - Mısır-Türk kölemenleri devleti bey ve komutanlarındanKANCI1- Kan güden soylu 2- Kanıcı, kanmış, inanıcı - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKANÇURAbirl. Kan/Çura - Manas destanında adı geçen bir beyKANDEMİRbirl. Kan/Demir - Harzemşahlar dönemi bey ve komutanlarındanKANDIİnançlı, kanık - Kırgızların, İçglig oymağı dip dedelerindenKANDIBAYbirl. Kandı/BayKANDUK(Kanduk) Kandı, kanık - Avarlar dönemi beylerinden ve Bizans elçiliğide yapmış bir komutanKANDUKYURTbirl. Kanduk/Yurt GurbetKANDURMUŞbirl. Kan/Durmuş - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANG(Kang, kan) Kan, soy, ata - Altay Türkleri, Koybal oymağı dip dedelerindenKANGSIK1- Kardeş gibi. . kardeş yakınlığında 2- Üvey kardeşKAYNAK(Kanak) mec. Soylu - Babür Han dönemi beylerindenKANIBAYbirl. Kanı/BayKANIĞ1- Kanmış, kanık 2- Sevinç, neşeKANIK1- Kanma, inanma, kabul, ermek 2- Sevinç, neşeKANIKANbirl. Kanı/KanKANISOYbirl. Kanı/SoyKANIŞKandırış, cilve, işve - Oğuz beylerinden, Gazi Sultan’ın kızıKANITGANŞevk veren, kan kaynatanKANİLÇİbirl. Kan/İlçi - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANK1- Kan, soy 2- Ata, baba - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Baybaktı oymakları, dip dedelerindenKANKLISoylu, soyu sopu belli, kanlı - Kazakların, Uluyüz bölüğü oymak beylerindenKANKLIBAYbirl. Kanklı/BayKANKLIKOCAbirl. Kanklı/Koca - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanKANKULbirl. Kan/KulKANKULUbirl. Kan/KuluKANLANSoylanKANLISoylı - 1- Kırgızların, İçgilik ve Katırca oymakları dip dedelerinden 2- Kırgızların, Kizek, oymağı dip dedelerinden 3- Özbeklerin, eski oymak beylerindenKANLIBAŞbirl. Kanlı/Baş - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey(Kanturalı’nın babası)KANOĞULbirl. Kan/OğulKANSUbirl. Kan/SuKANTIK1- Kandırıcı, işveli 2- Uzakta, gurbette olanKANTİMURbirl. Kan/TimurKANTÖRE(Kantüre) birl. Kan/TöreKANTURALIbirl. Kan/Turalı - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKANTURSUNbirl. Kan/Dursun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANTUYUNbirl. Kan/Tuyun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKANYUMAZbirl. Kan/Yumaz (Yumak, yıkamak. . . dan) - Türkmenlerin Yaymut oymağı dip dedelerindenKAPAGAN(Kapgan)KAPALAN(Kaplan)KAPAR1- Akıl, can, ruh 2- Kalkan, zırh 3- Kapan, tuzakKAPGAN1- Kanlı, soylu 2- Kalkan, zırh 3- Algan, fatih 4- Kaplan 5- Kapan, tuzakKAPGAN DOĞANbirl. Kapgan/Doğan - Oyratlar devleti hanlarında Kara Han’ın oğluKAPGAN KAĞANbirl. Kapgan/Kağan - Göktürk kağanlarındanKAPGANBAYbirl. Kapgan/BayKAPGIŞAYSaf, sade, halisKAPKAN(Kapgan)KAPKIRHassas, imtizaçlıKAPLANKapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvanKAPLAN GİRAY HANbirl. Kaplan/Giray/Han - Kırım hanlarındanKAPURTUKabartı, kabarık, kabadayıKARKar tanesi - Türkmenlerin, Teke, Toktamış, Ersarı ve Bükevul oymakları dip dedelerindenKARBUĞAbirl. Kar/BoğaKARASiyah renk, ak’ın karşıtı Ancak. . . Bu sözcükte de Türkçe ad ve sıfatlar arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü birçok mecaz anlamı içinde barındırması ilgi çekicidir. Birçok birleşik adın, başında ya da sonunda kullanılabildiğinden, çeşitli anlam değişiklikleri de ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden, içerdiği tüm anlamları açıklamakta yarar vardır. Bu durum, ayrıca Türklerin, sosyal yaşamlarında, renklere ne derece önem verip, ne derece zengin anlamlarla bezediğinin de önemli ipuçlarını verecektir. Örneğin; Ak;Temizlik, güzellik, soyluluk, merkez. Gök(mavi)Kutsallık, özgürlük, Kızıl(kırmızı); Dikkat, özen, tedbir, değişiklik, devrim, şiddet. Yeşil; Doğum, tazelik, huzur, sükun anlamlarını içinde barındırmaktadır. Renklerle yön’ler de anlatılabilir. Ak; güney, Kızıl; Doğu, Sarı; Batı, Kara; KuzeyYönlerini anlatır. Kara’nın öteki anlamlarına gelince1- Güç, şiddet 2- Olağanüstülük, harikuladelik 3- Ululuk, büyüklük, ulaşılmazlık 4- Cesaret, atılganlık, yiğitlik 5- Yas, keder, üzüntü, ölüm 6- Fakirlik, sıradanlık, (soylu olmamak) 7- Kötülük, bela, uğursuzluk 8- Esmer ten, yanık ten 9- Aşırı soğuk, kış - 1- Alper Tunga’nın oğullarından 2- Türkmenlerin, Teke, Ersarı ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAAÇKIbirl. Kara/AçkıKARA KULAGUbirl. Kara/Kulagu - (Kara Kulagu Han) Çağatay hanlarından. Çağatay Han’ın oğluKARAACUNbirl. Kara/AcunKARAAĞAÇbirl. Kara/AğaçKARAAĞAÇBUYRUKbirl. Kara/Ağaç/Buyruk - Uygurlar dönemi vezirlerindenKARAAKbirl. Kara/Ak Karşıtların birlikteliği - Harzem hanlarından Celaleddin’in komutanlarındanKARAALMAZbirl. Kara/Almaz. . NamusluKARAALPbirl. Kara/AlpKARAARSLANbirl. Kara/Arslan - Gazneliler devleti hanlarındanKARAATAĞbirl. Kara/AtağKARAAYbirl. Kara/AyKARABAbirl. Kar/Aba - Altay Türkleri, oymaklarından ve bu oymağın ilk beyiKARABALAbirl. Kara/Bala - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Semiz ve Baganalı oymakları dip dedelerindenKARABALKANbirl. Kara/Balkan - Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenKARABARGIbirl. Kara/Bargı - Kırgızların, Edigene oymağı dip dedelerindenKARABARKbirl. Kara/BargKARABARKINbirl. Kara/BarkınKARABARSbirl. Kara/BarsKARABAŞbirl. Kara/Baş 1- Evlatlık 2- Kul, köle - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanKARABATAKbirl. Kara/Batak. . . Bir deniz kuşuKARABATUbirl. Kara/BatuKARABATURbirl. Kara/BaturKARABAYbirl. Kara/BayKARABAYATbirl. Kara/BayatKARABAYIRbirl. Kara/BayırKARABEGÜMbirl. Kara/BegümKARABEK(Karabey) Kara/Beğ - Hint, Türk kölemenleri devleti, Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKARABERKbirl. Kara/BerkKARABEYbirl. Kara/BeyKARABIYIKbirl. Kara/Bıyık - Kazakların Kiçiyüz bölüğü, oymak beylerindenKARABİKEbirl. Kara/BikeKARABOĞAbirl. Kara/Boğa - Kulagu Han dönemi, İlhanlı komutanlarından ve Bağdat valisiKARABOZbirl. Kara/Boz - Özbeklerin, Konrat ve Kançagalı oymaklarının dip dedelerindenKARABÖGÜbirl. Kara/Bögü - Safeviler dönemi Azeri kökenli ozanlarındanKARABÖRİbirl. Kara/Böri - Kırgızların, Togay, Bugu ve Böri oymaklarının dip dedelerindenKARABÖRKbirl. Kara/Börk - Manas destanında adı geçen bir beyKARABUDAKbirl. Kara/Budak - Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarındanKARABUĞAÇbirl. Kara/Boğaç - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARABUĞRAbirl. Kara/BuğraKARABUĞUbirl. Kara/BuğuKARABUKAbirl. Kara/BukaKARABUKAYbirl. Kara/BugayKARABULUKbirl. Kara/Buluk - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKARABULUTbirl. Kara/BulutKARABURÇbirl. Kara/BurçKARABÜKbirl. Kara/BükKARACA1- Karaya çalan, esmer 2- Gözü kara, cesur, şiddetli 3- Bir ceylan türü 4- Halktan soylu olmayan - Türkmenlerin Türk oymağı dip dedelerindenKARACA ALPbirl. Karaca/Alp - Selçuklular dönemi atabeylerinden ve Dolukatır oğulları beyliğinin kurucusu olan beyKARACA NOYANbirl. Karaca/Noyan - Çengiz Kağan’ın damadı ve Çağatay Han’ın atabeyiKARACABEYbirl. Karaca/Bey - 1- Otmanlıların ilk dönem bey ve komutanlarından 2- Macar kumanları beylerindenKARACAESİbirl. Karaca/EsiKARACAOĞLANbirl. Karaca/Oğlan - 18. Yüzyıl, Otmanlılar dönemi halk ozanlarındanKARACEBEbirl. Kara/CebeKARACIK1- Esmer, kar tenli 2- Gözbebeği - Selçuklular dönemi beylerindenKARACA(karaçak, karaca) - Babür Han dönemi beylerindenKARAÇAĞbirl. Kara/Çağ - Öketay Kaan’ın oğullarındanKARAÇAKIbirl. Kara/ÇakıKARAÇAKINbirl. Kara/ÇakınKARAÇARbirl. Kara/Çar, çur - Timur Kürkan Han’ın dip dedeleirndenKARAÇAVDURbirl. Kara/Çavdur - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenKARAÇAVLIbirl. Kara/ÇavlıKARAÇAYbirl. Kara/Çay - Kafkasya’daki, Kabardın ve Bolkar oymaklarının ilk beylerindenKARAÇILKumral, karaya çalan - Anadolu Selçukluları (Kılıçarslan) dönemi komutanlarındanKARAÇİGİRbirl. Karacı/Yir, yer - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKARAÇORbirl. Kara/Çur - 1- Yenisey yazıtlarında adı geçen bir bey 2- İran Türkmenleri oymak beylerindenKARAÇUK(Karacık) - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARAÇUK ÇOBANbirl. Karaçuk/Çoban - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARADAĞbirl. Kara/Dağ - İran Türkmenleri oymak beylerindenKARADEMİRbirl. Kara/DemirKARADENİZbirl. Kara/DenizKARADOĞANbirl. Kara/Doğan - Sasaniler devleti, komutanlarındanKARADOĞUbirl. Kara/DoğuKARAELÇİbirl. Kara/ElçiKARAELÇİNbirl. Kara/ElçinKARAERbirl. Kara/ErKARAERGİNbirl. Kara/ErginKARAERKİNbirl. Kara/ErkinKARAERSİNbirl. Kara/ErsinKARAEŞbirl. Kara/EşKARAEVLİbirl. Kara/Evli - Oğuz Kağan’ın torunlarından ve 24 Oğuz boyundan biriKARAGAKarga, kuzgun - Altay Türkleri oymak beylerindenKARAGİRAYbirl. Kara/Giray - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenKARAGÖKbirl. Kara/GökKARAGÖKÇEbirl. Kara/Gökçe - Türkmenlerin, Teke oymağı dip dedelerindenKARAGÖNEbirl. Kara/Göne - Göktürk Kağanlarından (Kara Kağan’ın öteki adı)KARAGÖZbirl. Kara/Göz - kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKARAGÖZBEGÜMbirl. Karagöz/Begüm - Babür Han’ın kızkardeşlerindenKARAGÜNbirl. Kara/GünKARAGÜNE(Karagün) - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey (Kazan beyin kardeşi)KARAĞLI1- Yaslı, matemli 2- Bakışları etkileyici - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARAHANbirl. Kara/Han - 1- Türk mitolojisinde "Tanrılar Tanrısı" (Greklerin, Zeus’u gibi) 2- Oğuzname’de, Moğol Han’ın dört oğlundan biri ve Oğuz Kağan’ın babası 3- Karahanlılar devletinin kurucusu olan Satuk Buğra Han’ın dedesi 4- Oyratlar hanlarından 5- Göktürklerden sonraki kurulan Türk 6- Devletlerinde, soylu olmayıp, kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kişilerin takındığı ünvanlardanKARAİLÇİbirl. Kara/İlçiKARAİLİGbirl. Kara/İligKARAİMERbirl. Kara/İmerKARAİNALbirl. Kara/İnalKARAK1- Kara/Ak 2- Gözbebeği 3- Bakış, nazarKARAKAÇIRbirl. Kara/KaçırKARAKAĞANbirl. Kara/kağan - 1- Göktürk devletinin son Kağanı. Kürşad’ın amcasıKARAKANbirl. Kara/Kan (mec. Halktan)KARAKAŞbirl. Kara/kaş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Uvak Girey oymağının dip dedelerindenKARAKAYAbirl. Kara/kayaKARAKAYIbirl. Kara/KayıKARAKÇI1- Gözlemci, bakıcı 2- Kaeakeçi - Kırgızların, Togay ve Tolkan oymaklarının dip dedelerindenKARAKEÇİbirl. Kara/KeçiKARAKEÇİLİbirl. Kara/Keçili - Otmanlıların akrabası olan bir Oğuz oymağıKARAKILIÇbirl. Kara/KılıçKARAKILIGbirl. Kara/Kılık (huy, yaradılış)KARAKIRKbirl. Kara/Kırk (. . Kırk sayısı da, üç ve dokuz gibi, Türklerin uğurlu sayılarındandır. ) - Oğuz beylerden Kara Çiyer’in oğluKARAKIŞbirl. Kara/KışKARAKITAYbirl. Kara/Kıtay (. . Çinliye benzeyen, Çinlilerle kanı karışıp, melez olmuş. . ) - Kara/Kıtaylar devletinin kurucusu ve ilk hanıKARAKİSEKbirl. Kara/Kesik - 1- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Karasakal oymağının dip dedelerinden 2- Kazakların Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenKARAKOCAbirl. Kara/Koca - 1- dede Korkut’un babası 2- Türkmenlerin, Yaymut ve Bayramşahlı oymağının dip dedelerindenKARAKOÇbirl. Kara/KoçKARAKOLbirl. 1- Kara el 2- Gözetleme yeri, gözetim alanı - Kırgızların, Togay ve Girik oymakları dip dedelerindenKARAKONGARbirl. Kara/Kongar - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAKONUKbirl. Kara/Konuk - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARAKOPUZbirl. Kara/KopuzKARAKOYbirl. Kara/Koy (Koyun) - Özbeklerin Karakalpak oymağı dip dedelerindenKARAKOYTUNbirl. Kara/Koytun - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAKÖS(Karaköz, karagöz)KARAKULbirl. Kara/KulKARAKULAbirl. Kara/KulaKARAKULAGUbirl. Kara/Kulagu - Çağatay HanlarındanKARAKULANbirl. Kara/KulanKARAKULİbirl. Kara/KuluKARAKURGANbirl. Kara/KurganKARAKURTbirl. Kara/KurtKARAKURUMbirl. Kara/Kurum (Ötüken)KARAKUŞbirl. Kara/Kuş (Mizan Yıldızı) - Selahaddin Eyyubi’nin komutanlarındanKARAKUZUbirl. Kara/Kuzu - 1- Anadolu Selçukluları dönemi beylerinden 2- Babür Han’ın bey ve komutanlarındanKARAKÜNE(Karagün)KARALVade, müddetKARAMIŞBakmış, görmüş, açık gözKARAMAN1- Kara tenli 2- Yiğit, gözü kara - 1- Selçuklular dönemi beylerinden ve Karamanoğulları kurucusu 2- Türkmenlerin, Salur oymağı dip dedelerindenKARAMANGUbirl. Kara/ManguKARAMANGUTbirl. Kara/Mangut - Özbeklerin, Mangut oymağı dip dedelerindenKARAMIŞ HANbirl. Karamış/Han - Bulgar HanlarındanKARAMUNbirl. Kara/Mun (bun)KARAMUTbirl. Kara/MutKARANÇIBakıcı, gözlemci - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanKARAOBAbirl. Kara/ObaKARAOĞLANbirl. Kara/OğlanKARAOĞULbirl. Kara/OğulKARAOĞURbirl. Kara/UğurKARAOKbirl. Kara/OkKARAOKANbirl. Kara/OkanKARAOKAYbirl. Kara/OkayKARAORAKbirl. Kara/OrakKARAORKUNbirl. Kara/OrkunKARAOTAĞbirl. Kara/Otağ - Eski dönem, toy ve şölenlerde, çocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribün (. . . oğlu olanlar, Ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi. )KARAOZANbirl. Kara/ozan (halk ozanı) - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanKARASADAKbirl. Kara/sadakKARASAGUağıt, mersiyeKARASAKALbirl. Kara/Sakal - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Alioğlu oymağının dip dedelerindenKARASAVÇIbirl. Kara/SavcıKARASAYINbirl. Kara/SayınKARASOYbirl. Kara/SoyKARASÖLEKbirl. Kara/Sülek - Oğuz Kağan’ın vezir ve komutanlarındanKARASUNGURbirl. Kara/Sungur - Baybars han dönemi, Halep valisi ve komutanlarındanKARASÜYÜKbirl. Kara/Süyük (kemik) (avam, halktan)KARAŞAMANbirl. Kara/Şaman - Şamanist gelenekte, kötü ruhlarla uğraşan şamanlarKARAŞINEsmer, karaya çalanKARATAKbirl. Kara/Dağ - Kırgız oymağı eski dönem beylerindenKARATANbirl. Kara/tanKARATAPINbirl. Kara/TapınKARATAŞBirl. Kara/Taş - 1- Mısır-Türk kölemenleri devleti bey ve komutanlarından 2- Türkmenlerin, Teke ve Taşayak oymakları dip dedelerindenKARATATARbirl. Kara/TatarKARATAVbirl. Kara/DağKARATAYbirl. Kara/Tay - Konya Selçukluları dönemi, İzeddin Keykavu’un, atabeylik ve başbakanlığını yapmış bilgin bir kişiKARATEKEbirl. Kara/Teke - Otmanlıların ilk dönem beylerindenKARATEKİNbirl. Kara/Tekin - Danişmendoğulları beyliği dönemi beylerindenKARATEMİRbirl. Kara/Demir (Balta)KARATENGİZbirl. Kara/DenizKARATİGİNbirl. Kara/Tigin - Gazneli Mahmud Han’ın komutanlarındanKARATİKENbirl. Kara/DikenKARATİMURbirl. Kara/TimurKARATİMURTAŞbirl. Kara/TimurtaşKARATOGANbirl. Kara/ToganKARATOĞMAbirl. Kara/ToğmaKARATONbirl. Kara/Ton (Zırh, zırhlı giysi) - batı Hunları Hanlarından. Balamir Han’ın torunuKARATOYbirl. Kara/ToyKARATOYUNbirl. Kara/Toyun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARATUĞbirl. Kara/TuğKARATUĞRULbirl. Kara/TuğrulKARATULGAbirl. Kara/TulgaKARATUMANbirl. Kara/DumanKARATUNGAbirl. Kara/TungaKARATÜBEbirl. KaraTepe - . . Türkmenlerin, Ersarı ve Alaç oymakları dip dedelerindenKARATÜNbirl. Kara/Tün (gece) - Batı Hunları komutanlarındanKARATÜRGEŞbirl. Kara/Türgeş - Türgiş’ler boyunun bir koluKARAUÇbirl. Kara/UçKARAULBakış, gözlem yeri (Karakol sözcüğü buradan gelir) - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedeleirndenKARAURANbirl. Kara/UranKARAUYTUNbirl. Kara/Uytun - Otmanlıların dip dedelerindenKARAUZbirl. Kara/UzKARAÜREKbirl. Kara/Yürek Cesur, korkusuzKARAVBakış, nazar, bakanKARAVUL(Karaul) 1- Gözcü, keşif kolu 2- Muhafız, badıgart - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanKARAYyardımcı, yararlı, yardımseverKARAYABIRbirl. Kara/yabırKARAYAĞANbirl. Kara/YağanKARAYAĞIZbirl. Kara/YağızKARAYAKŞIbirl. Kara/YakşıKARAYALÇINbirl. Kara/YalçınKARAYAMAÇbirl. Kara/YamaçKARAYANBakan, gözleyenKARAYARGIbirl. Kara/YargıKARAYARLIGbirl. Kara/YarlıkKARAYASAbirl. Kara/YasaKARAYAZGANbirl. Kara/YazganKARAYAZGIbirl. Kara/yazgıKARAYELbirl. Kara/YelKARAYELEbirl. Kara/YeleKARAYENGİbirl. Kara/YengiKARAYIĞAÇbirl. Kara/Yığaç - karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanKARAYIŞbakış, bakanKARAYİRbirl. Kara/Yer (kara toprak) - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARAYOLUGbirl. Kara/YolukKARAYUMRUbirl. Kara/YumruKARAYURTbirl. Kara/Yurt (kara çadır)KARAYÜLEKbirl. Kara/Yülek - Akkoyunlu hanlarından, Uzun Hasan’ın dedesiKARAYÜLÜGbirl. Kara/YülügKARBEKbirl. Kar/Bek - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın ve Taşayak oymaklarının dip dedelerindenKARÇAK1- Pençe 2- Büst, yarım heykelKARÇARbirl. Kar/Çar - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKARÇIGABir şahin türü - Kırgız destanlarında adı geçen bir beyKARÇIĞAYbirl. Kar/ÇığayKARÇURbirl. Kar/Çur - Dokuz Oğuzlar dönemi bey ve komutanlarındanKARDAŞKardeş, kardeş yakınlığı - Mısır- Türk kölemenleri devleti denizcilerindenKARESİbirl. Kar/Esi - Anadolu Selçukluları dönemi beylerinden ve Karesi beyliğinin kurucusuKARGIMızrakKARGIBAYbirl. Kargı/BayKARGINMeşbuKARGUY1- Bir atmaca türü 2- Gözetleme kulesi, dağ başlarına yapılan yüksek yapı - İran Türkmenleri oymak beylerindenKARHANbirl. Kar/Han - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKARIKKarışık, melez - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARIKSIZSaf, temiz, karışık olmayanKARIMIŞkarışık, karışmış - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKARINÇIKBakış, nazar, göz kaçamağı - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKARINDAŞ1- Kardeş, kardeşlik 2- Kız kardeş, bacı (Kazak ve Kırgızlarda)KARKIN(Kargın) - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKARKINBAYbirl. Karkın/BayKARKIŞbirl. Kar/KışKARLIGANkarlar eriyince açan bir dsağ çiçeğiKARLIKKarlı arazi, karlı dağ - Özbeklerin, Karakalpak oymağı dip dedelerindenKARLUKarlı, kar almışKARLUBEKbirl. Karlı/BekKARLUGAÇKar çiçeği - Manas destanında adı geçen bir kızKARLUK(Karlı, karlık)KARMASKarıştırmaz (Soyunu, neslini) - Artukoğulları beyliğinden İlgazi beyin oğluKARŞIKarşıt, zıt - Başkurt oymak beylerindenKARŞITKarşı - Türk mitolojisinde, Ülke’nin yedi oğlundan biri ve Temizlik TanrısıKARTALİri kanatlı avcı kuş (Karatal)KARTANbirl. Kar/TanKARTANBAYbirl. Kartan/Bay - Kırgız oymak beylerindenKARTARKANbirl. Kar/TarkanKARTAYbirl. Kar/TayKARUÇ1- Karış, karışık 2- Kara uç - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanKARYAĞDIbirl. Kar/Yağdı (. . . Doğumu, kar yağdığı sırada olan)KARYAĞDI HATUNbirl. Karyağdı/Hatun - Halen Ankara’da türbesi bulunan, Otmanlılar döneminde yaşamış ve ermiş olduğu söylenen bir hanımKASAR1- Keser 2- kasıntı, afili 3- Fırtına - Çengiz Kaan’ın kardeşlerindenKASMIŞAfili, fiyakalı, kasıntı - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKAŞKaş, korkusuzluk, cesaret - Altay Türkleri, Taraga oymağı beylerindenKAŞGA(Kaşka)KAŞGARCesur, üstün vasıflıKAŞKA1- Yiğitlik, mertlik 2- Üstün vasıflılık 3- Dayanıklılık, metanet - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanKAŞKA TAMANbirl. Kaşka/Taman - Kırgızların, Mündi oymağı beylerindenKAŞKABARSbirl. Kaşka/BarsKAŞKABAYbirl. Kaşka/BayKAŞKATİMURbirl. Kaşak/TimurKAŞKAYbirl. Kaşka/Ay - İran Türkmenleri oymak beylerindenKAŞKULİbirl. Kaş/Kulu - İran Türkmenleri Karguy oymağı beylerindenKAŞUKDayanıklı, metin - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKATAKKatı, sertKATAK BAĞATURbirl. Katak/Bahadır - Çengiz Kaan dönemi, Kerayet asıllı bey ve komutanlardanKATAN1- Sert, katı 2- Saplayan, (Kargı, ok) 3- Ekleyen, artıranKATAR(Katan) - Kazak hanlığı dönemi beylerindenKATAR HANbirl. Katar/Han - Kıtay hanlarındanKATAR TİGİNbirl. Katar/TiginKATAYbirl. Katı/Ay - Başkurt oymak beylerindenKATGI (katkı)1- Katı, sert, haşin 2- Yarar, yararlılık 3- Neşe, şenlikKATGIÇKatı, sert, dayanıklı, haşinKATIsert, dayanıklı, haşin, güvenli, admakıllı, etraf - Karahanlılar dönemi beylerinden etraflıcaKATLICAKKatıca, sertçe, şiddetliKATIALPbirl. Katı/AlpKATIGEZbirl. Katı/GezKATIGUÇalışkan, gayretli, azimliKATIGÜNbirl. Katı/GünKATIĞDIÇok katı, şiddetli, kuvvetliKATIK1- Katı, sert, güçlük, şiddet 2- Katılan, katılım 3- Ekmek, yemekKATIKANbirl. Katı/Kan - Avarlar devleti, bey ve komutanlarındanKATILGANDayanıklı, metin, sertKATILIKGüçlük, sertlik, dayanıklılık, haşinlikKATILIKALPbirl. Katılık/AlpKATIRHANbirl. Katır/Han - Karahanlı hanlarındanKATIRAKKatıca, haşinceKATIYELbirl. Katı/Yel (Kuru rüzgar)KATIZ1- Ağaç kabuğu 2- TarçınKATLAVZırh, siperKATLIGKatılık, sertlikKATMIŞ1- Saplamış 2- Katılaşmış 3- Eklemiş - 1- Karahanlılar dönemi komutanlarından 2- Sogay destanların da adı geçen bir beyKATRAG HAN(Katırak han) - Bulgar HanlarındanKATUK(Katık) - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKATUN(Hatun) İmparatoriçe, Kağan eşlerine verilen bir unvan. (Kadınsözcüğü buradan gelir)KAVANKovucu, defedici - Öketay kaan dönemi komutanlarındanKAVÇINKonuk, kısa süreli misafirKAVŞIT1- Kavuşma, vuslat, kavuşulan yer - Divaı Lügat’de adı geçen bir beyKAVURT1- Kurt 2- Kaşmet, ihtişam 3- Dayanıklılık, kalıcılık - Alparslan Han’ın kardeşi. Çağrı Beğin oğullarındanKAVUŞ1- Menzil, kavuşulacak yer 2- Buluşma, buluşma yeriKAY1- Tipi, kar fırtınası 2- Masal, hikayeKAYATaş bloğu mec. 1- Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2- İhsan, inayetKAYA ALPbirl. Kaya/Alp - Ertuğrul Beyin dedesiKAYABAŞbirl. Kaya/BaşKAYABAYbirl. Kaya/BayKAYABEKbirl. Kaya/BekKAYADURbirl. Kaya/DurKAYAERbirl. Kaya/ErKAYAGÜNbirl. Kaya/GünKAYAHANbirl. Kaya/HanKAYAKKayık, sandalKAYALAK1- Kayık, sandal 2- kaya, kayalık - Sogay destanlarında adı geçen bir beyKAYAN1- Çığ, çığ kümedsi 2- Sel, sel suyu - Ergenekon destanında adı geçen bir beyKAYANHANbirl. Kayan/Han - 1- Avarlar devleti hanlarından 2- Çengiz Kaan dönemi, Nayman hanlarındanKAYANSALARbirl. Kayan/Salar - Harzemşahlar devleti, bey ve komutanlarındanKAYANSALÇUKbirl. Kayan/Salçuk - Timur Kürkan Han dönemi beylerindenKAYAR1- Sel, sel suyu 2- Gurur, onurKAYAŞHısım, akraba, kavim kardaşKAYATEKİNbirl. Kaya/TekinKAYATİMURbirl. Kaya/TimurKAYÇIMasalcı, destancıKAYDU1- Katı, sert, şiddetli 2- Kaygı, hüzün 3- Sel, sel suyuKAYDUHANbirl. Kaydu/Han - 1-Çengiz Kaan’ın dip dedelerinden 2- Çağatay hanlarından 3- Öketay Kaan’ın torunlarından 4- Geyük Han’ın yeğenlerindenKAYGAÇKayık, sandalKAYGAŞMucize, olağanüstülükKAYGIN1- Üzgün, kaygılı 2- İsyankar, isyan halindeKAYGUKaygı, endişe, titizlikKAYGULUKaygılı, mahzun - Özbeklerin, Konrat ve Oktamgalı oymakları, dip dedelerindenKAYGUNMahzun, üzgün, müteessirKAYGUSUZVurdumduymaz, gailesiz, umursamaz - Otmanlılar döneminde yaşamış, halk ozanlarından (Kaygusuz Abıdal)KAYHANbirl. Kay/HanKAYI1- Sel 2- Kar fırtınası 3- Muhkem, iyi korunan - Otmanlıların bağlı bulunduğu Oğuz boyu 2- Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenKAYİNAL HANbirl. Kayı/İnal/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKAYI YABGUbirl. Kayı/Yabgu - Oğuz destanında adı geçen bir bey. Tuman Han’ın oğullarındanKAYIACARbirl. Kayı/AcarKAYIALPbirl. Kayı/AlpKAYIERbirl. Kayı/ErKAYIGATUbirl. Kayı/KatıKAYIHANbirl. Kayı/Han - Oğuz Kağan’ın torunu, Gül Han’ın oğluKAYIKTEGENbirl. Kayık/Tegen - Türkmenlewrin, Göklen oymağı dip dedelerindenKAYIR1- Kayırma, hamilik, destek 2- Heybet, gösteriş 3- Azim, kararlılıkKAYIRGAŞ1- Deste, demet 2- Kayırıcı, koruyucuKAYIRMIŞKayıran, kayırıcı, destekçiKAYIRŞI1- İçli, merhametli 2- Karşı, muhalif, hizipKAYITGANDik başlı, boyun eğmeyenKAYITMASAdil, adaletli - Cezire beylerinden, İzeddin beyin komutanlarındanKAYKANbirl. Kay/KanKAYMASAdaletli, düzenli - Selçuklular dönemi Musul atabeylerindenKAYNAKPınar, gözeKAYNAR1- Pınar, göze 2- Ateşli, kızgınKAYNARCA1- Kaynak, pınar, menba 2- Ilıca, banyoKAYRAYardım, inayetKAYRALYardım, destekKAYRALDIĞ1- Destekli, torpilli 2- Eli açık, cömertKAYRIMArka, destek, inayetKAYRUGeri, arka, destekKAYTAGAldatıcı, adaletsiz, hilebazKAYTBAYAdil, adaletli, hakkaniyetliKAYTMAZAdilKAYTUNYardımsever - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKAYURTARKurtarıcı, yardımsever - Kulagu Han’ın komutanlarındanKAZAK1- Kaçak, kıpçak, merkezden uzak kalan 2- Otoriteye bağlı olmayan, başına buyruk 3- Gezgin, derbederKAZAK HANbirl. Kazak/HanKAZAKBAYbirl. Kazak/BayKAZAKBEGbirl. Kazak/BeyKAZAKERbirl. Kazak/ErKAZAN1- Kazanç, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2- Kızan, kızgınKAZAN HANbirl. Kazan/Han - 1- Çağatay hanlarından 2- Altınordu hanlarından 3- Kazan hanlığının kurucusu ve ilk hanıKAZANBAYbirl. Kazan/BayKAZANBEGbirl. Kazan/BeyKAZANCI(Kazanç, Kazançı) - Türkmenlerin, Sarık oymağı dip dedelerindenKAZANCUK1- Kazanç, kar, getiri 2- Yemek kazanı, tencer - Özbeklerin, Konrat ve Oktamgalı oymakları dip dedelerindenKAZANÇGelir, kar, artı değer, getiriKAZANERbirl. Kazan/ErKAZGANKazan, kazanç - Buhara hanlığı hanlarındanKAZGURT(Kazırgan)KAZILIK1- Kazık 2- Kazma aleti 3- Kızgın, celalliKAZILIK KOCAbirl. Kazlılık/Koca - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKAZIRGANŞamanist gelenekte, kötü ruhların, doğruluğa gelmesi için, geçici bir süre için kaldığı ateş çukuru. Bir nevi cehennemKAZUNimet, kazançKAZUK(Kozu, Kazık) 1- Kazma 2- Kazık, sırıkKEBEKKabuk, ağaç kabuğu - Çağatay hanlarındanKEBENÇİtimat, güven, hoşnutlukKEBENÇÜHoşnut, bahtiyarKEÇİG1- Geçit, köprü 2- Mutlu, sevinçliKEÇİKLİĞMutlu, sevinçliKEÇİRBağışlayıcı, affediciKEÇKATULMUŞbirl. Geç/Katılmış - Türk mitolojisinde adı geçen, Oğuz beylerindenKEÇÜRGENBağışlayıcı, affediciKEDİMLİG1- Zırh, demirağ 2- Giyimlik, giysiKEKMENOlgun, ergin, ermişKELDİBAYbirl. Geldi/BayKELDİBEKbirl. Geldi/BeğKELESİNGelesin, gelik, halife - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKELEŞAlımlı, yakışıklı, cıvanKELEZTİHayal, serapKELGİNGelgin, suyu kabaran ırmakKELİŞTÜOlgunluk, gelişim, suhuletKELTEÇİGelici, gelecek olan, halefKEMEÇAsker, askeri görevliKENÇEK(Gençık, Genç)KENÇLİYÜOğuz beylerinin, özellikle güz kurultayların dan sonraki toy ve şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük sofra. Yağma sofrasıKENDÜZNefs, can, ruhKENESARUbirl. Kene/Saru - Kazak hanlarından. Abılay Han’ın torunu (Bazı kaynaklarda "Kuni saru" olarak da geçer)KENEŞİstişare, müşavereLENGEŞKeneşKENGEŞLÜDanışık, anlaşık, dayanışmalı - İran Türkmenleri, oymak beylerindenKENDİLGönül, gönüllü, temiz yürekliKENİ(Kuni) Adaletli, adil, dengeliKEPKEÖrnek, numuneKEPTİK1- Latif, şakacı 2- Eşit, müsaviKERAMUNKaraman, esmer tenli - Kutluğ Timur Han;ın kızlarındanKARAYbirl. Ker/AyKERAYETSahil, kıyı, plajKEREGÜEv, çadır, barınakKEREKLİGerekli, elzem, ihtiyaçKEREKTÜİhtiyaç, lüzum, zaruretKEREKÜLÜGÇadırlı, göçebeKERELTİTanıklık, şehadetKERENUlu, kebir, kadirKEREŞKiriş, yay kirişi - Altay Türkleri, Çor oymağıo dip dedelerindenKERİ1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmiş, gerginKERİK(Keri)KERİNÇSİZEşsiz, binasir, emsalsizKERKİBalta, nacakKERKİTNacak - Altay Türkleri, Kişiler oymağı dip dedelerindenKERTÜK(Kertik) 1- Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2- yapay, suniKESEN1- keskin, kesici 2- Bölüm, araKESİKeskin, kesen, kesici, sertKESİKKesi, keskinKESİKOCAbirl. Kesi/Koca - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKESKİN1- Sert mizaçlı, asabi 2- Uç, ekstrem 3- KesiciKESKİNALPbirl. Keskin/AlpKESKİNAYbirl. Keskin/AyKESKİNBAYbirl. Keskin/BayKESKİNBEGbirl. Keskin/BeğKESKİNERbirl. Keskin/ErKEŞİKÇE1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adetKEŞİKÇİ1- Israrlı 2- NöbetçiKET1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlıKETBUĞAbirl. Ket/Boğa - 1- Kulagu Han’ın akraba ve komutanlarından 2- Mısır- Türk kölemenleri devleti, vali ve komutanlarındanKETÇİKDarbecik - Altay Türkleri, Çorum oymağı dip dedelerindenKETEUlu, büyükKETEBEGbirl. Kete/Bey - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKETKARAbirl. Ket/KaraKETKARA TUDUNbirl. Ketkara/Tudun - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKEYİKBaht, mutlulukKEYKATU(Keykatu Han) birl. Keyik/Katu - İlhanlı hanlarından Argun Han’ın oğluKEZEGENGezgin, çapkınKEZGENGezgin, çapkınKEZGİÇGezginKEZİKCesaret, atılganlık, cüretKEZİR(Kizir, keser) Cesur, cüretkarKIBIKeşif, buluşKICIRÖç duygusu, intikamKICURGANGösterişli, mağrurKIDIKGedik, güdük - . . Kırgızların, Togay ve Bugu oymakları dip dedelerindenKIĞILCIMKıvılcım, şerareKIĞITDUKDavet, ikramKILAĞIKılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgiKILAĞUZKılavuz, rehberKILAVUNDüğün hediyesiKILDI1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amilKILDIHANbirl. Kıldı/Han - Kıpçak hanlarından Canı Han’ın oğluKILGI1- İstem, irade 2- Yaratılmış, kılınmışKILICIYaratıcı, yapıcı, halik, kadimKILIÇ(Kıl-Uç) Silah - Otmanlılar dönemi denizcilerindenKILIÇ BUĞRA HANbirl. Kılıç/Buğra/Han - Karayanlı hanlarından Satuk Buğra Han’ın torunuKILIÇ TAMGAÇ HANbirl. Kılıç/Tamgaç/Han - Selçuklular (Sançar Han) dönemi, komutan ve Semerkant valilerindenKILIÇ ALPbirl. Kılıç/Alp - Suriye Selçuklularından, Nureddin beyin komutanıKILIÇARSLANbirl. Kılıç/Arslan - Anadolu Selçukluları Hanlarından, Kutalmış beğ’in torunu. (Aynı sülaleden, bu ad ile üç han gelmiştir. Bunların içinde en ünlüleri, birincisi olup, haçlı seferlerine karşı koyuşu ve dünya savaş literatürüne geçen "gerilla savaşlarının" ilk örneklerini vermesi bakımından oldukça ilginç ve renkli bir kişiliktir. )KILIÇAYbirl. Kılıç/AyKILIÇBARSbirl. Kılıç/BarsKILIÇBAYbirl. Kılıç/BayKILIÇBOĞAbirl. Kılıç/BoğaKILIÇERbirl. Kılıç/ErKILIÇHANbirl. Kılıç/HanKILIÇKANbirl. Kılıç/Kan - Karahanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKILIÇTİMURbirl. Kılıç/TimurKILIG1- yaradılış, huy, karakte 2- Beceri, iş, yapıcılıkKILIGLI1- İyi huylu, ahlaklı, görgülü 2- Becerikli, çalışkan, işgüzarKILIKKılıgKILIN1- Huy, yaradıliş 2- Naz, işveKILINÇKılınış, huy, karakterKILIVANHediye, bahşiş, ödülKILUÇKılıçKIMAÇAEngel, maniaKIMARKomar, homar, yakışıklı, cezbedici - Oğuznamede, Yafesin oğlu, Türk’ün kardeşiKIMIRTUKıpırdanış, devinim, jestKIMIZEkşi, mayhoş anlamına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki - Sibir hanlarından, Göçüm Han’ın kızıKIMNASürekli, daima, her zamanKIN1- Silah muhafazası 2- Gayret, çalışma 3- Suç, cürüm, ayıpKINAGU1- Ceza, cezalandırma 2- Çalışma, aktiviteKINALPbirl. Kın/AlpKINAYAktif, çalışkanKINCALİnce, narin, zayıfKINÇAKBıçak kılıfıKINGALİnce, narinKINGIRMetin, dayanıklı, sebatkarKINIK1- Gayret, gayretli, çalışkan 2- Muhterem, şerefli, hakim - Oğuz Kağan’ın torunu Deniz Han’ın oğluKIPBaht, talihKIPÇAK1- Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2- Çayırlık, geniş toprak, sahipsiz boş ve geniş arazi 3- Ağaç kovuğu 4- Bahtı açık, talihli - 1- Türkmenlerin, Teke, Toktamış ve Salur oymaklarının dip dedelerinden 2- Kazakların, Ortayüz bölüğü oymak beylerinden 3- Kırgızların, İçgilik oymağı dip dedelerinden 4- Altayların, Teleut oymağı dip dedelerindenKIR1- Kırmak. . . dan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli beyaz renk 3- mec. Olgunluk, tecrübe - 1- Türkmenlerin, Teke, Ötemiş, ve Ersarı oymaklarının dip dedelerinden 2- Özbeklerin, Konrat oymağı dip dedelerindenKIRAÇ1- Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz toprak, yaşlı toprakKIRAÇATAbirl. Kıraç/Ata - Göktürkler dönemi kam’larındanKIRAÇKOCAbirl. Kıraç/KocaKIRALbirl. Kır/Al - Kırgızların, Karatol ve Kutay oymakları dip dedelerindenKIRALPbirl. Kır/AlpKIRAN1- Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yön, kenar, kıyıKIRANALPbirl. Kıran/Alp - Selçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanKIRANAYBirl. Kıran/AyKIRANBAYbirl. Kıran/BayKIRANBEGÜMbirl. Kıran/BegümKIRANERbirl. Kıran/ErKIRANHANbirl. Kıran/HanKIRARSLANbirl. Kır/ArslanKIRATbirl. Kır/AtKIRAY1- Genç, delikanlı 2- Kıran, kan dökücü, vurguncuKIRBAYbirl. Kır/BayKIRBOĞAbirl. Kır/BoğaKIRCAKıra çalan, , kırlaşmış mec. Olgun, bilgeKIRCI1- Kırıcı, sert mizaçlı 2- Kenar, uç, sahilKIRÇİÇEKbirl. Kır/ÇiçekKIRERbirl. Kır/erKIRGI1- Kırım 2- Bir atmaca türüKIRGILKırık, üzgün, kırgın - Manas destanında adı geçen bir beyKIRGIN1- Gönül kırgınlığı 2- BozgunKIRGIZ1- Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, örnek 4- Kırk/Kız - Şecerei Türk’e göre, Oğuz Kağan’ın yeğeniKIRGIZBAYbirl. Kırgız/BayKIRGIZERbirl. Kırgız/ErKIRHANbirl. Kır/Han - Bir ara Sivas valiliği de yapmış olan Havarezmler devleti bey ve komutanlarındanKIRICI1- Kıran, bölen, yaran mec. Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2- Kenar, sahilKIRIKKırılmış, bölünmüş - Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenKIRIM1- Kırış, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, küskünlük 3- Uç nokta, kenarKIRIYSahil, kenarKIRKARIKbirl. Kırk/Arık - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKIRKAYbirl. Kırk/AyKIRKERbirl. Kırk/ErKIRKINBahşiş, hediyeKIRKİLbirl. Kırk/İlKIRKLIEski, şamanist gelenekten, bazı değişiklikler yada dinsel motiflerin de eklenmesiyle, bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı "kırk ünlü ata ruhunun koruması altındaki kişi"KIRKUZbirl. Kırk/UzKIRMANKırma yeri, Kırman, harmanKIRTAYbirl. Kır/Tay - Mısır- Türk kölemenleri devleti, Halep valilerindenKIRYAĞIZbirl. Kır/Yağız - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKISIG1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlıKISIGLUHapis, mahpus, kıstırılmışKISRIKUtangaç, mahçupKISTAVULAcele, aceleci, telaşlıKIŞILKışlık, kış için ayrılmışKIŞLAKKışın kalınan yer, ez, kışlık evKITAY1- Çinliye benzeyen , Çinliye karışmış 2- Kutay - 1- Kırgızların, Togay, Soldu oymakları, dip dedelerinden 2- Özbek oymak beylerindenKITAY BAGATURbirl. Kıtay/Bagatur - Timur Kürkan Han’ın komutanlarındanKITAYHANbirl. Kıtay/Han - Harzem hanlarından Atsız Han’ın oğlu. İlarslan’ın kardeşiKIVANÇGurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve öğünerek sevinme haliKIVAMOlgunluk, yeterlilikKIVAMBEKbirl. Kıvam/Beğ - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKIVANDUKKıvançlı, mutluKIVIKAra, fasılaKIVILCIMAteş parçası, şerareKIVLIKKıvanç ve mutluluk nedeniKIVRAK1- Kıvançlı 2- Hareketli, dayanıklıKIVRIMHare, iltivaKIYAGAN(Kıyan) - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKIYAK1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydıraç 3- Çekicilik, cazibeKIYALİmgeKIYAN1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcıKIYANALPbirl. Kıyan/AlpKIYANAYbirl. Kıyan/AyKIYANBASATbirl. Kıyan/Basat - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKIYANBAYbirl. Kıyan/BayKIYANERbirl. Kıyan/ErKIYANHANbirl. Kıyan/Han - 1- Kıyatlar devleti hanlarından 2- Oğuzname’ye göre Ergenekon’da yaşamış hanlardanKIYANKARAbirl. Kıyan/KaraKIYANGÜÇbirl. Kıyan/GüçKIYANSELÇUKbirl. Kıyan/Selçuk - . . Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKIYANSUbirl. Kıyan/SuKIYANTAŞbirl. Kıyan/TaşKIYATÇekici, cazibeli - Çengiz Kaan’ın bağlı olduğu oymağın adıKIYATÇIĞbirl. Kıyat/Çığ - Çağatay Han dönemi komutanlarındanKIYGAZeki, çok akıllıKIYGIZeka, dehaKIYIK1- Zeka, dahi 2- Çekici 3- Kaçak, kapçakKIYIKSIZKaçmaz, sözünden dönmez, düzKIYIN1- Akid, sözleşme, anlaşna 2- Güç, kudret, otoriteKIYIŞKAN1- Sözünün eri, sözünde duran 2- Cesur, gözüpekKIYMAÇGamzeKIYNAK1- Ünlü, meşhur 2- pençe, kartal pençesiKIYUK1- Mutluluk 2- GeyikKIZARIK1- Kızıl, kızıllaşmış 2- kızgın, kızağanKIZGANKızgın, kızışmışKIZGINKızıllaşmış, asabi, kızağan - Gazan Han’ın bakanlarındanKIZIŞiddet, asabiyet, kızama, kızgınlıkKIZIK1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis - Oğuz Kağan’ın torunlarındanKIZIL1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmış, kızarmış, kızgın - 1- Altay Türkleri eski oymak beylerinden 2- Türkmenlerin, Yaymut ve Küçüktatar oymakları, dip dedelerindenKIZILALMAbirl. Kızıl/Elma - Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir. Ülkü’yü motivasyonu içerir. Bazen, fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin, "Birleşik Türk devletleri"nin imgesiKIZILALPbirl. Kızıl/Alp - Selçuklular dönemi uç beylerindenKIZILARSLANbirl. Kızıl/Arslan - Alparslan Han’ın torunlarındanKIZILATAbirl. Kızıl/AtaKIZILAYbirl. Kızıl/AyKIZILAYAĞbirl. Kızıl/Ayak - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları, dip dedelerindenKIZILBARSbirl. Kızıl/BarsKIZILBAŞbirl. Kızıl/baş - 1- Kırgızları, İçgilik ve Tayıt oymağı, dip dedelerinden. 2- Salçuklu ve Otmanlı dönemlerinde, yöneticiler tarafından, Alevi-Bektaşi Türkmenler için kullanılan genel bir sıfatKIZILBAYbirl. Kızıl/BayKIZILBEKbirl. Kızıl/BekKIZILBÖRİbirl. Kızıl/BöriKIZILBUĞAbirl. Kızıl/Boğa - Salçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerinden.KIZILBUKAbirl. Kızıl/Boğa - Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarından.KIZILERbirl. Kızıl/ErKIZILGUKızarmış, kızgın - Kırgızların, Mürdi oymağı, dip dedelerinden.KIZILHANbirl. Kızıl/Han - . . 1- Şamamist gelenekte Tanrı sıfatlarından 2- Oğuz Kağan dönemi bey ve komutanlarından.KIZILKURTbirl. Kızıl/Kurt - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı, dip dedelerinden.KIZILKÖZbirl. Kızıl/Göz - Türkmenlerin, Teke ve Ötemiş oymakları dip dedelerindenKIZILOKBirl. Kızıl/OkKIZILOTAĞbirl. Kızıl/Otağ - Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin oturduğu, şeref tribünüKIZILTANbirl. Kızıl/TanKIZLITAŞbirl. Kızıl/Taş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Semiz ve Baganalı oymakları dip dedelerindenKIZILTAYbirl. Kızıl/TayKIZILTUĞbirl. Kızıl/TuğKIZIMTAYbirl. Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) TayKIZIRAK(kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan - Türkmenlerin, Tekeli ve Sıçmaz oymakları dip dedelerindenKİÇİ1- Kişi, adam, insan 2- Küçük, minyon 3- Geçmiş, geçik, eski 4- KeçiKİÇİCİK1- Kişicik, insancık 2- Küçük, minyonKİÇİGÖZbirl. Kiçi/Göz - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenKİÇİK1- Küçük, minyon, Geçik, geçmişKİÇİK BEGÜMbirl. Kiçik/Begüm - Babür Han’ın akrabalarından bir hanımKİÇİKHANbirl. Kiçik/Han - Hun devleti dönemi komutanlarındanKİÇİK KOCAbirl. Kiçik/Koca - babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKİÇİNZincir - Tuna Bulgarları HanlarındanKİÇİÖRENbirl. Kiçi/ÖrenKİÇİYÜZbirl. Kiçi/Yüz - Kazakların, üç büyük bölüğünden biriKİÇKİ1- Eski, kadi 2- Kişi, insanKİÇKİNE(Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim - Babür Han dönemi beylerindenKİDGÜGiyim, giysi, elbiseKİLÜGEN BAGATURbirl. Kilügen/Bagatur - Çengiz Kaan dönemi, bey ve komutanlarındanKİLÜKENGülen, güleç, güleryüzlü, mütebessimKİNDİKOrta, odak, merkezKİNEŞŞura, meşveret, kongreKİREY(Girey, geray, keray) - 1- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, YediUruk oymağı dip dedelerinden 2- Türkmenlerin, Yaymut oymağı, dip dedelerinden 3- Başkurtların eski dönem oymak beylerindenKİRİŞSinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır.KİRTİDoğruluk, gerçekçilikKİSEK(Kizek, kesik) - Kırgızların, İçgilik oymağı dip dedelerindenKİŞİLİKKarakter, şahsiyet, insan olma özelliği - Çengiz Kaan’ın Karabudundan, gelip yükselerek komutan olan beylerindenKİŞKEN(Kiçgen) 1- Küçük, minyon 2- Geçen, geçmişKİÇKENTAYbirl. Kiçken/Tay . . . minyon, minikKİŞNİŞBaklagillerden bir bitkiKİYEKut, talih, ululukKİYELİMübarek, saygıdeğer, uluKİYELİ KAĞANbirl. Kiyeli/Kağan - Göktürk kağanlarından Kürşad’ın amcasıKİYİKKiyuk, GeyukKİZEK1- Kesik 2- Nöbet 3- Seyran, gezintiKİZİK(Kizek)KİZİR1- Keser, kesici 2- Gever, gezgin 3- Atılgan, cesurKİZİROĞLUbirl. Kizir/Oğul - Köroğlu destanında adı geçen bir Türkmen beyiKOBRAT(Kubrat) Derlemek, toparlamak, örgütlemek - Bulgar hanlarındanKOBU(Kovu) Buket, demet - Altay Türkleri, Çor oymağı, dip dedelerindenKOBURCUKKabarcık, kabarık, kabadayı - 1- Orus Han’ın oğullarından 2- Timur Kürkan Han’ın, Kıpçak valisi ve komutanlarındanKOBUZ(Kopuz)KOCA1- Ulu, saygıdeğer, hürmete layık 2- Bilgili, tecrübeli, görüp geçirmiş 3- Gösterişli, azametli 4- Mert, düz, koç gibi - Babür Han dönemi beylerindenKOCAALPbirl. Koca/AlpKOCABAŞbirl. Koca/Baş . . . Koruyucu, muhafızKOCABAYbirl. Koca/BayKOCABEKbirl. Koca/BekKOCABUĞAbirl. Koca/BoğaKOCAERbirl. Koca/ErKOCA KULANbirl. Koca/Kulan - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKOCAKURTbirl. Koca/KurtKOCAMAN1- Akıllı, bilge 2- İriyarı, cüsseli, heybetliKOÇErkek koyun mec. Düz, mert, yüz yüze döğüşen, hilesiz, yiğit, dayanıklı, yılmazKOÇA1- Koç gibi. . 2- Kibar, centilmenKOÇAKKoç gibi, cesur yürkli - Er Targın destanında adı geçen bir beyKOÇAN1- Centilmen, kibar 2- Koşan, koşucuKOÇANBÖRÜbirl. Koçan/Böri - Ergenekon destanına göre, Böritaçina’nın oğullarındanKOÇAŞRehber, yol gösteren, önde gidenKOÇAYbirl. Koç/AyKOÇBAYbirl. Koç/BayKOÇBEYbirl. Koç/Bey - Babür Han’ın komutanlarından ( Arayış Han’ın babası)KOÇERbirl. Koç/ErKOÇER NOYANbirl. Koçer/Noyan - İlhanlılar dönemi komutanlarındanKOÇGAR(Kaçgar, kaşgar) 1- Koç başı 2- Koç gibi, koçyiğit - Harzemşahlar devleti vali ve komutanlarındanKOÇGUR(Koçgar)KOÇİKoç gibi, koç yürekliKOÇİBEYbirl. Koçi/Bey - 17. Yüzyıl bilginlerindenKOÇHANbirl. Koç/Han - Avar hanlarındanKOÇKANbirl. Koç/KanKOÇLUĞ( Koçluk) Koç olacak kuzu - Karakıtay devleti hanlarındanKOÇOKibar, mert - Öketay Kaan’ın oğullarından Çengiz Kaan’ın torunuKOÇOTUTUKbirl. Koço/Tutuk - Göktürkler (Kapgan Kağan) dönemi, Uygur asıllı bey ve komutanlardanKOÇU1- Koç gibi 2- Kibar, centilmen - Otmanlılar (Yavuz Selim Han) dönemi, Bursa valilerindenKOÇUM1- Yiğit, mert 2- Koşum, koşma - Ünlü astronom ve bilgin "Uluğ bey" ‘in yeğeniKOÇUNDüz, hilesiz, temiz yürekli - Çengiz Kaan’ın kardeşlerindenKOÇUN BİGEbirl. Koçun/Bike - Çengiz Kaan’ın kızlarındanKOÇUGARMert, yiğit, özü sözü birKOÇYİĞİTbirl. Koç/YiğitKODAN(Kutan) - Salçuklular dönemi komutanlarındanKODARMağrurKODAZMağrurKOKLUĞKoku, parfümKOKULUGKoku, ParfümKOKUMParfümKOKUŞDalları, ok yapımına elverişli bir ağaç türüKOLAN1- Hediye, bahşiş 2- Kollayan, koruyan 3- At, eşek, katır gibi hayvanların, eyerini bağlamaya yarayan kemerKOLANÇIKolancıKOLBAGKadınların, aksesuar olarak bileklerine taktıkları, boncuklu halkaKOLBAS(Kolbaş, kolbaşı) - Kuman hanlarındanKOLBAŞAskeri birlik başı, komutan, askeri koruyup kollayan kişiKOLBAŞI(Kolbaş)KOLBAYAskeri danışmanKOLCUKKolcu, muhafız, koruyucuKOLÇAKKolcu, koruyucu, kollayıcı - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKOLÇUMuhafız, bekçiKOLDAGÜÇHami, koruyucu, şefkatli, merhametli, yardımseverKOLDAŞ1- Silah arkadaşı 2- Arkadaş, birbirini kollayanKOLGAKİstek, heves, taleb - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKOLGAYVeliaht, şehzade (Kırım ve Kazan hanlıkları döneminde kullanılan bir aksesuarKOLKA1- Kolgu, kol takısı 2- Refika, hanım, eşKOLTAGArka, himaye, destekKOLUÇKolcu, kolbaşı, komutanKOLUNÇUĞYakarış, niyazKOMAN(Kaman, kuman) 1- Yurduna yabancı sokmayan 2- Aman vermeyen 3- KumralKOMANBAYbirl. Koman/BayKOMASKomayan, bırakmayan, aman vermeyen - Otmanoğullarının dip dedelerindenKOMUK1- Kabuk, ağaç kabuğu 2- Hazine, define - Karahanlılar dönemi beylerindenKOMURCesur, gözüpekKON1- Yurt, vatan 2- Konak, yerleşim, mekanKONAÇAşiyanKONAG1- Konuk, misafir 2- Konuk ağırlanan ev - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Aday oymakları dip dedelerindenKONALGA1- Konuk yeri, baş köşe 2- Menzil, konulacak, varılacak yerKONAT1- Cana yakın, munis, sokulgan 2- konuk ağırlayıcı, konuksever 3- Birlikte göç eden oba birliğiKONCA1- Armağan, bahşiş 2, GülKONÇUK1-Aşina, tanıdık 2- KonukKONÇUYKağan kızı, prenses, soylu kızKONÇUY TENGRİMKonçuy/Tengrim - Koço Uygurları prenseslerindenKONDUYerleşik, yerli - Kırgız beylerindenKONDUBAYbirl. Kondu/Bay - Sogay destanlarında adı geçen bir beyKONDURKonuksever, cömertKONGAR1- Koyu kırmızı renkteki at 2- Kızıla yakın renk tonu - Macar kumanları beylerindenKONGARALPbirl. Kongar/AlpKONGARATAYbirl. Kongar/Atay - Bulgar HanlarındanKONGARBUĞAbirl. Kongar/BoğaKONGRAT(Kongarat) birl. Kongar/At - İlhanlı hanlarından, Ebu Saidin kızıKONGUR(Kongar) - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenKONGURTAYbirl. Kongur/Tay Kızıltay. . - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKONIKCan, ruh, yaşamKONRAT(Konurat) birl. Konur/At - 1- Kazakların, Ortayüz bölüğü, oymak beylerinden 2- Özbek, oymak beylerindenKONŞUK1- Konşu, komşu 2- Yerleşim yeri 3- konuşma, lafKONUK1- Misafir 2- Can, ruh 3- Varılacak yer, menzilKONUKALPbirl. Konuk/AlpKONUKAYbirl. Konuk/AyKONUKBEKbirl. Konuk/BekKONUL1-Kerevetlerin altındaki, yük konan boşluk, yüklükKONULGA1- Konuk yeri, baş köşe 2- Konuğa verilen yemek, değerli yemekKONUR1- Yakışıklı, civan 2- Gururlu, onurlu, mağrur 3- Kara ve kızıl karışımı renk, at rengi, doru atKONUR APAbirl. Konur/ApaKONURBÖRİbirl. Konur/BöriKONUR KOCAbirl. Konur/KocaKONURAKAbirl. Konur/AkaKONURALbirl. Konur/AlKONURALPbirl. Konur/Alp - Otmanlıların ilk dönem komutanlarından ve Otman beğin yakın yoldaşlarındanKONURATAbirl. Konur/AtaKONURAYbirl. Konur/AyKONURBAYbirl. Konur/Bay - Kırgız beylerindenKONURHANbirl. Konur/Han - Kulagu Han’ın oğluKONUŞ1- Yerleşim, karargah 2- Menzil, varılacak yerKOPAKHANbirl. Köpek/Han - Naymanlar devleti hanlarından (Tarihçilerin çoğu bu adın köpek olduğu görüşünde birleşiyor olsalar da, ikinci bir şık olarak "Kop/Ak" , çok/ak . . olabileceği de gözardı edilmemelidir. )KOPAKKULAbirl. Köpek/Kula - Babür Han’ın komutanlarındanKOPAN1- Galip, utkan 2- Ulu, yüksekKOPTURUSaygı duruşu, tören duruşuKOPUKop, çok, çoklukKOPUNÇoklu, bereket, bütünlükKOPUZSaz, bağlama (Kop_Uz)KOPUZALPbirl. Kopuz/AlpKOPUZAYbirl. Kopuz/AyKOPUZBAYbirl. Kopuz/BayKOPUZBEKbirl. Kopuz/BekKOPUZERbirl. Kopuz/ErKOR1- Öz, maya, asıl 2- Ateş parçası, ateşKORAPAbirl. Kor/ApaKORİLÇİbirl. Kor/İlçi - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKOR KAĞANbirl. Kor/KağanKOR TULUbirl. Kor/TuluKORALbirl. Kor/AlKORALPbirl. Kor/AlpKORALTANbirl. Kor/AltanKORALTAYbirl. Kor/AltayKORATAbirl. Kor/AtaKORAYbirl. Kor/AyKORBAFilizKORBAŞbirl. Kor/BaşKORBAYbirl. Kor/BayKORCUKorucu - Türkmenlerin, Teke, Ötemiş ve Taşayak oymakları, dip dedelerindenKORDEMİRbirl. Kor/DemirKORDUMANbirl. Kor/DumanKORELbirl. Kor/ElKORERbirl. Kor/ErKORGANKorunan yer, kale, kurganKORGAVUŞSavunucu, müdafiKORHANbirl. Kor/Han - Otmanoğullarının dip dedelerindenKORIÇIKorucu, koruyucu, bekçi, yasak bölgeleri bekleyen ve koruyan kişiKORIG1- Koru, ağaçlık, yeşil bölge 2- korunan, yasak bölgeKORKMAZKorkusuz, cesur - Mısır- Türk kölemenleri devleti döneminde Malatya valiliği yapan bir beyKORKUD(Korkut) - Salçuklular (Sançar Han) dönemi, beylerindenKORKUNÇKorkutucu, ürkütücüKORKUT1- Heybetli, korkutucu, korku salan - Otmanlı şehzadelerinden Yavuz Selim Han’ın kardeşiKORKUTALPbirl. Korkut/Alp - Otman beğ dönemi komutanlarındanKORKUTATAbirl. Korkut/Ata . . . Dede Korkut - Oğuzların, Bayat boyundan, Kara Koca’nın oğlu olan bu ulu kişi, yalnızca bir masal ve efsane anlatıcısı değil, aynı zamanda Türklerin sosyal ve kültürel yapısını, en güzel ve net bir biçimde dile getiren, konularında bunu işleyen bunları derleyip toparlayan, o günlerin önemli olaylarının notlarını tutan bir tarihçidir de. Bizler, bu ulu ve bilge kişi sayesinde, Türklerin, sosyal yaşamı, aile yaşamı, yönetim ve siyaset anlayışlarını, kültür anlayışlarını, ad verme biçimlerini, adların önemini, öğrendik. Bu yüzden bu ulus, Korkut Ata’ya çok şey borçludur.KORMARALbirl. Kor/MaralKORSUbirl. Kor/SuKORŞADbirl. Kor/ŞadKORTAGbirl. Kor/DağKORTANbirl. Kor/TanKORTAYbirl. Kor/TayKORTİMURbirl. Kor/TimurKORUĞYalnızca bir masal ve efsane anlatıcısı değil, aynı zamanda Türklerin sosyal ve kültürel yapısını, en güzel ve net bir biçimde dile getiren, konularında bunu işleyen bunları derleyip toparlayan, o günlerin önemli olaylarının notlarını tutan bir tarihçidir de. Bizler, bu ulu ve bilge kişi sayesinde, Türklerin, sosyal yaşamı, aile yaşamı, yönetim ve siyaset anlayışlarını, kültür anlayışlarını, ad verme biçimlerini, adların önemini, öğrendik. Bu yüzden bu ulus, Korkut Ata’ya çok şey borçludur.KORMARALbirl. Kor/MaralKORSUbirl. Kor/SuKORŞADbirl. Kor/ŞadKORTAGbirl. Kor/DağKORTANbirl. Kor/TanKORTAYbirl. Kor/TayKORTİMURbirl. Kor/TimurKORUĞ1- koru, koruluk, ağaçlıklı bölge 2- Koruma bölgesi, sit alanı 3- Yasak bölge, askeri bölgeKORUK(Koru)KORUKÇUKoruyucu, korucu, muhafızKORÜREKbirl. Kor/ÜrekKOŞ1- Koç 2- Dizi, sıra, dizeKOŞAK1- Koşulan, koşturan 2- Neşide, destansı şiirKOŞAR1- Emredici, buyurucu 2- Koşucu, çalışkan, hareketli 3- Dizen, düzenleyenKOŞAYbirl. Koş/Ay - 1- Manas destanında adı geçen bir kız 2- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Bayoğlu ve Aday oymakları dip dedelerindenKOŞMAÖlçülü, uyaklı sözKOŞTAMGAbirl. Koş/Tamga - Özbeklerin, Konrat ve Naymanlar oymakları dip dedelerindenKOŞUK1- Yanyana, birlikte, yaren, dost 2- Koşma, şiirKOŞULHüküm, şartKOŞULGANKoşul koyan, buyurucuKOŞUM1- Koçum 2- Bağlı, yanyana 3- Atın, eyer, kulan, üzengi vb. malzemelerinin tümüKOŞUN1- Asker, savaş birliği 2- Halk, ahali 3- Dizi, dizeKOTAN(Kutan) - Salçuklular (Berk Yaruk Han) dönemi bey ve komutanlarındanKOTAN TUĞRULbirl. Kutan/Tuğrul - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKOTKUAlçak gönüllü, mütevazıKOY1- Koyun 2- Merhamet, acıma duygusuKOYLU1- Merhametli 2- İstikamet, yön, yönünü bilen 3- KoyunluKOYMARALbirl. Koy/MaralKOYUMerhamet - Altay Türkleri Şor oymağı, dip dedelerindenKOYULDAR1- Merhametli 2- Hürmetli - Sogay destanında adı geçen bir beyKOYULMUŞ1- Merhametli 2- ÇalışkanKOYUNLU1- Hun, Hun’lu 2- Merhametli - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları dip dedelerindenKOYURGA1- Hürmet, lütuf 2- Acıma duygusu, merhametKOYURTANGÖzgürlük, HürriyetKOZANKozalakKOZALAKÇam, selvi gibi ağaçların sert çiçeğiKOZANKazanKOZGAVKıyam, isyan, başkaldırmaKÖPÜRGE1- Köprü, geçit 2- Savaş davuluKÖÇAYbirl. Göç/AyKÖÇERbirl. Göç/ErKÖÇERİbirl. Göç/EriKÖÇETFiliz, sürgünKÖÇMENGöçmen, göçücü - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Baybaktı oymakları dip dedelerindenKÖDÜRGÜKurban, adakKÖGMEN(Gökmen) 1- Tanrısal, ilahi 2- Sayın, saygıdeğer 3- Gücünü Tanrıdan alanKÖĞÜZ1- Göksel, Tanrısal 2- Göğüs, sineKÖK1- Gök 2- Aile, soyKÖKBİLGE HANbirl. Kök/Bilge/Han - Uygur hanlarının ünvanlarındanKÖKBUDAKbirl. Kök/BudakKÖKCARGök/Yar - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Nayman oymağı dip dedelerindenKÖKCATIKbirl. Gök/Yatık - Kırgızların, Manguş oymağı dip dedelerindenKÖKÇARbirl. Gök/ÇurKÖKÇEKGökçekKÖKÇEOĞULbirl. Gökçe/Oğul - Kırgızların, Edigene oymağı dip dedelerindenKÖKDAŞEmsal, örnekKÖKELTAŞ(Gökiltaş) birl. Gök/İltaş - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKÖKENGöğen, gelen, 2- Köken, soy, aileKÖKETAYbirl. Kök/TayKÖKİM1- Göğüm 2- Soyum, ailem - Türkmenlerin, Ersarı ve Ok oymakları dip dedelerindenKÖKLÜ1- Tanrıdan gelen 2- SoyluKÖKMEN(Gökmen)KÖKMÜRENbirl. Gök/Müren - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Kıpçak oymağı dip dedelerindenKÖKÖÇÜ(Kökçü) Gökçü, gökten güç alan, Tanrıdan gelen - Çengiz Kaan’ın başşamanıKÖKSAGUNbirl. Gök/Sagun - Salçuklular (Sançar Han) dönemi, Semerkant beylerindenKÖKSALbirl. Kök/SalKÖKSAYbirl. Kök/SayKÖKSENGÜNbirl. Gök/Sengün - Bilge Kağan dönemi komutanlarındanKÖKTANbirl. Kök/TanKÖKTAŞbirl. Kök/TaşKÖKTAYbirl. Kök/Tay - Manas destanında adı geçen bir beyKÖKTAYBİGEbirl. Kök/Tay/Bike - Çengiz Kaan’ın gelini, Tulay Han’ın evdeşiKÖKTEM1- Bahar 2- Gençlik 3- Deha, akılKÖKTİNbirl. Gök/TinKÖKTÜRK(Göktürk)KÖLGöl mec. Ululuk, sonsuzluk, derinlik, bilgelik - Altay Türkleri, Koybal oymağı dip dedelerindenKÖL BİLGE HANbirl. Köl/Bilge/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKÖLERKİ HANbirl. Köl/Erki/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyKÖLERKİNbirl. Köl/Erkin - Karlukluların ünvanlarındanKÖLTİGİN(Kül/Tigin)KÖLAPAKbirl. Köl/ApakKÖLHANbirl. Köl/HanKÖLMÜKHalk, ahaliKÖLÜKYük hayvanıKÖMEK1- Yardım, arka, destek, inayet 2- Ahali, halkKÖMEN1- Hayal, düş 2- Irk, soy 3- Cevher, damarKÖMENBAYbirl. Kömen/BayKÖMEYGerdan, döşKÖMÜÇHazine, defineKÖNG(Könk) Cariye, odalıkKÖNGÜLGönül, canKÖNİLİKAdalet, doğrulukKÖNKAŞKünkaş, kenkeş, meşveretKÖNÜAdalet, doğrulukKÖNÜDİRİbirl. Kömü/Diri - Uygur yazıtlarında adı geçen bir bey.KÖNÜLGönül , canKÖPÇok, gür, çokluk, bollukKÖPEKBEGbirl. Köpek/Beğ - Yakutların eski oymak beylerinden.KÖPTÜK1- Bereket, bolluk 2- KalabalıkKÖPÜKKabarcık, köpürcük, çoklu, artışKÖREGENGören, görücüKÖREM1- Körpe, taze 2- Görgülü, terbiyeliKÖRGENGören, görücüKÖRGÜZGörgülü, centilmen, beyefendi - Çengiz Kaan’ın eğitmen ve atabeylerinden.KÖRKEAğaçtan yapılmış tabakKÖRKEM1- Görkem, ihtişam 2- Hoş, güzel, latifKÖRKLÜBİGEbirl. Görklü/BigeKÖRKLÜĞGüzel, alımlı, cemileKÖROĞLUbirl. Kör’ün/oğlu. . . adına destan yazılmış olan bir Türkmen beyiKÖRPETaze, cıvanKÖRÜ(körüg) Gözcü, haberci, casus, gözlemciKÖRÜG(körü)KÖRÜM1-Bakış, nazar, gözlem 2- Düş, rüya 3- Zeka, fehmKÖRÜMÇİAstronom, rasat, gözlemci, yıldızları inceleyen kişi.KÖRÜMDÜKBakıcı, nezaretçiKÖRÜNÇ1- Görgü, muaşeret 2- Bakan, nazırKÖSEMENTas artan koç.KÖŞÜKDilek, temenniKÖTÜZKıymetliKÖVENÇ1- Güvenç, güvence, teminat 2- Azamet, gururKÖVEZAfi, çalım, fiyakalı.KÖYMEN1- Yanıcı, yanık 2- HayalKÖYMEZYanmaz, ateş almaz.KÖZLÜKAt kuyruğundan yapılan, göz kamaşması ve göz ağrılarının tedavisinde kullanılan bir dokuma.KUANÇKıvanç, sevinçli gururKUANÇIKıvançKUBALGürz, demir topuz. - Göktürkler dönemi, bey ve komutanlarından.KUBANKapan - Altay Türkleri, Kumandı oymağı, dip dedelerinden.KUBAN ARIĞbirl. Kuban/Arığ - Altay destanlarında adı geçen bir kız.KUBAN HANbirl. Kuban/Han - Kıpçak hanlarındanKUBATKapalı, gizliKUBAYbirl. Kubi/Ay - Yakutların eski dönem "Temizlik Tanrıçası"KUBİ(Kubil) Gökyüzü, feza, sema. Mec. Başsızlık ve sonsuzluk.KUBİAŞARbirl. Kubi/Asar - 13. Yz. Kıpçak beylerinden.KUBİLAYbirl. Kubil/AyKUBİLAY KAANbirl. Kubilay/Kaan - Çengiz Kaan’ın torunu, Tulay Han’ın oğulu. Çin’in fethi tamamlandıktan sonraki dönemde, Çengiz Kaan’ın da ölmesiyle birlikte, toprak ve ülkeler, dörde bölünmüş, Tulay Han’ın payına da Çin düşmüştü. Ancak onun ölümünden sonra oğlu Kubilay tahta geçip buraya bütünüyle yerleşti Fakat kaçınılmaz bir sonuç olarak, sonradan gelen kuşaklar, yerleşik düzenin ve Çin kültürünün altında ezilerek zamanla Çinlileştiler.KUBİGÜNbirl. Kubi/Gün - Çengiz Kaan döneminde Şehzadelere verilen ünvanlardanKUBİLAYHANbirl. Kubilay/Han - Çengiz Kaan’ın dip dedelerindenKUCANGöçen, göçerKUCANAYbirl. Kucan/AyKUCARGöçer, göçücüKUCARHANbirl. Kucar/Han - Bulgar hanlarındanKUÇAMDeste, demet, bağKUÇARGöçer, göçmen - Çengiz Kaan’ın yeğeniKUDASihir, büyüKUDAGAÇIBüyücü, doktor - Kırgızların, Manguç oymağı dip dedelerindenKUDAKKadak, katı, sertKUDEKANBuyruk, sert, emir, azar - Çengiz Kaan’ın gençlik arkadaşlarındanKUKUNkıvılcım, ateş parçasıKUKUŞ1- Gonca, gül 2- Şaka, latifeKULBağımlı, bağlı, köle mec. Bağlılık, sadakatKULA1- Kızıl ve karışımı renk, doru, bordo 2- Yelesi, ve kuyruğu kara, gövdesi kızıla çalan at 3- Yabani at 4- Gözükara, atılganKULAALPbirl. Kula/AlpKULABAYbirl. Kula/BayKULABEKbirl. Kula/BekKULABUĞAbirl. Kula/Boğa - Kıpçak hanlarından Turan Han’ın oğluKULAÇ1- Açıklık, mesafe 2- İki kol arasındaki araKULAGU1- Yaratıcı, kılıcı, hükmedici 2- Kula gibi 3- Korkusuz, gözükara 4- Kul/AkıKULAGU HANbirl. Kulagu/Han - Çengiz Kaan’ın torunu. Tulay Han’ın oğlu. Kubilay Kaan’ın kardeşi. İlhanlılar devletinin kurucusu ve ilk han’ı. Abbasiler devletini ve halifeliği yıkarak tarih sahnesinden silen, ünlü kişiKULAĞAbirl. Kul/AğaKULAHANbirl. Kula/HanKULAKARAbirl. Kula/KaraKULAN1- Galip, utkan 2- Vahşi at 3- Yaban eşeğiKULAN ARSLANbirl. Kulan/Arslan - Salçuklular dönemi beylerinden. Kutalmış beğ’in oğluKULAN HATUNbirl. Kulan/Hatun - Çengiz Kaan’ın Merkitlerden olan son evdeşiKULANBAYbirl. Kulan/BayKULANŞI1- At terbiyecisi 2- Musikişinaz, müzisyenKULAPAbirl. Kul/ApaKULAPA URUNGUKulapa/Urungu - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKULATAbirl. Kul/Ata - Salçuklular dönemi, ozanlarındanKULAYbirl. Kul/AyKULBAKMerhametli, yardımsever - Divanı Lügat’te adı geçen bir beyKULBAŞbirl. Kul/Baş - Otmanlıların, ilk dönem beylerinden. Ertuğrul beyin yakın yoldaşlarındanKULBAYbirl. Kul/BayKULDAMSadık kulKULDURAKbirl. Kul/Durak - Altay destanlarında adı geçen bir beyKULERbirl. Kul/ErKULGAGüvercinKULGU1- Müfettiş, murakıp 2- GüvercinKULİ(kulıg) Cesur, gözükaraKULIG(kulı, kulık) - Göktürkler dönemi beylerindenKULKARAbirl. Kul/Kara - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKULKIZbirl. Kul/KızKULPU1- Kilit 2- kulluk, kulluk eden - Altınordu HanlarındanKULUBEGbirl. Kulı/BekKULUGAGüvercinKULUNTay, süt emen çağdaki at yavrusuKULUNKARAbirl. Kulun/KaraKUMAÇSolgun, solukKUMAK1- Yardım, kömek 2- Sevda, aşkKUMAN1- Kul’lu, Hun’lu, Hun 2- Solgun 3- Kumral, sarı ile kahverengi arası renk 4- Aman vermeyen, dirayetli - Hun’ların bir kolu ve devamı olup, Güney Rusya’da yaşayıp devlet kurmuş ve Anadoluya, Salçuklulardan çok önceleri gelip yerleşen bir Türk boyuKUMANALPbirl. Kuman/AlpKUMANBARSbirl. Kuman/ParsKUMANBAYbirl. Kuman/BayKUMANBEKbirl. Kuman/BekKUMANDIMutlu, sevinçliKUMANDI KİŞİkumandı/Kişi - Altay Türkleri eski oymak beylerindenKUMARALKumral, buğday tenliKUMARGAKuşatma, muhasaraKUMRALBuğday tenliKUL1- Koyun 2- Can, ruh 3- Uçurum 4- AdaletKUNAN1- İki yaşına gelmiş kısrak 2- Adaletli, adil - Kırgızların, İçgilik ve Nayman oymakları, dip dedelerindenKUNANBAYbirl. Kunan/Bay - Kazak hanlığı dönemi beylerinden. . Ünlü şair Abay’ın babasıKUNARBereket, bollukKUNARLIBereketli, münbitKUNÇAYbirl. Kul/Çay - Kırgızların, Togay ve Karakol oymakları, dip dedelerindenKUNÇUKKoyuncuk - Çağatay hanlarındanKUNDUZDere kenarlarında yaşayan, kürkünden börk yapılan bir hayvanKUNDUZBEKbirl. Kunduz/BekKUNGURTAYbirl. Kongar/Tay - Altay Türkleri oymak beylerindenKUNİAdalet, hakkaniyet, adaletlilikKUNİ SENGÜNbirl. Kuni/Sengün - Bilge Kağan döneminde yaşamış, Dokuz Oğuz kökenli komutanlardanKUNT1- Dayanıklı, metin 2- Sade, gösterişsizKUNTALPbirl. Kunt/AlpKUNTAYbirl. Kun/TayKUNTBAYbirl. Kunt/BayKUNTERbirl. Kul/TerKUNTURbirl. Kul/Tur (sur) - Volga kıyılarında yaşayan bir Türk oymağıKUNUK1- Mahzun, elemli 2- KonukKUPÇIİnce, zarifKUPTANNiyaz, dua, yakarışKURDüzen, sıra, hiyerarşi, düzenlemeKURALDüzen, düzenlilik, kaideKURALAYCeylan, ahuKURAROrganizatör, düzenleyiciKURATbirl. Kur/AtKURAYBir çeşit bozkır bitkisi otKURÇ(kuruç) Kılıç yapımında kullanılan, iyi bir çelik türüKURÇAK1- Kurç 2- Heykel, yontmataş, taş bebekKURÇI1- Kürçü 2- Kurucu - Babür Han dönemi beylerindenKURÇIKKurum, kuruluş, yapılanma - Altay Türkleri, Kızıl oymağı dip dedelerindenKURDAYbirl. Kur/Tay 2- Kurt/AyKURGA1- Tecrübeli, bilge 2- İnce, narinKURGAN1- İstihkam, kale 2- Anıt, anıt mezarKURHANbirl. Kur/Han - Oğuzname’de, Oğuz Kağan’ın amcası, Karahan’ın kardeşiKURIDINBatılı, batı bölgesindenKURUMFigür, dansKURIMLAKCilveli, hareketli, kıvrakKURIKAN1- Kürkan, damat 2- Hisar, kale 3- Ağaçlık bölgeKURKULUKbirl. Kırk/Uruk - Kırgız oymak beylerindenKURLASDüzen, işleyiş, ahenkKURMANDüzgün, düzenli, düzenleyiciKURMARALbirl. Kur/MaralKURMUŞPlanlı, düzenli, örgütlüKURSIKbirl. Kur/SıkKURTBağımsızlığına olan düşkünlüğü, evcilleşmeyen tek hayvan oluşu, mücadeleciliği, hareketliliği, gururlu ve zeki oluşu, özellikle de sosyal ve örgütçü oluşu ve daha bir çok özellikleriyle, Türklere benzeyen ve Türklerin de çok eskiden beri kutsayarak, sembolleştirdiği hayvanKURTAKKurulu, ayarlıKURTALANbirl. Kurt/AlanKURTARKurtarıcıKURTARANKurtarıcıKURTAYKurt/Ay - Eski dönem, Kırgız oymak beylerindenKURTBAYbirl. Kurt/BayKURTBEKbirl. Kurt/BekKURTBOYbirl. Kurt/BoyKURTCEBEbirl. Kurt/CebeKURTÇAYbirl. Kurt/Çay - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenKURTÇU(kurtçuk) genç kurt - Salçuk beyin torunlarından. Çağrı beyin amcazadelerindenKURTERbirl. Kurt/ErKURTGATecrübeli, güngörmüşKURTHANbirl. Kurt/Han - Bulgar hanlarından. Asbarak Han’ın oğlu Bulgar Türklerini, Rusya’dan Balkanlara getiren kişiKURTİLbirl. Kurt/İl Kurt yurduKURTKAYAbirl. Kurt/Kaya - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanKURTOGANbirl. Kurt/Ogan - Şeyban Han’ın oğullarındanKURTOLbirl. Kurt/OlKURTULHaraç, vergi, cizyeKURTULGU1- Vergi, haraç 2- Kurtuluş, istiklalKURTULMUŞÖzgür, bağımsız, azade - Otmanoğullarının dip dedelerindenKURTULUNbirl. Kurt/UlunKURTULUŞİstiklal "Kurtuluş savaşımızın anısına verilmiş adlarımızdan"KURTUNBatılı, batıdanKURUCAŞbirl. Kuru/Yaş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenKURUĞÇINKurşunKURUKKoru, park, koruluk - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKURULTAGbirl. Kurul/DağKURULTAYbirl. Kurul/Tay Kongre, divan, oturum - Gerek seçim, gerekse devlet için önemli kararların alındığı seçkinler meclisiKURUM1- Kuruluş, düzen, düzenleme 2- Çalım, jest, afi 3- Kaya parçasıKURUMHANbirl. Kurum/Han - Tuna Bulgarları hanlarındanKURUT1- Kurt 2- Kale burcu 3- Kurutulup, suyu alınmış peynir topağıKUSKUNAtın kuyruğundan geçirilip, eyere bağlanan kayışKUŞKuşKUŞBALAbirl. Kuş/BalaKUŞBEGbirl. Kuş/Bey - Hiyve hanlığı dönemi komutanlarındanKUŞBİGİbirl. Kuş/BigeKUŞBULAKbirl. Kuş/Bulak - Buhara hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanKUŞÇAKKuşçu, kuş eğiticisiKUŞÇAKOĞULbirl. Kuşçak/Oğul - Salçuklular dönemi bey ve komutanlarındanKUŞÇUKuş eğiticisi - 1- Kırgızların, Karatal oymağı dip dedeledrinden 2- Türkmenlerin Göklen oymağı, dip dedelerindenKUŞERbirl. Kuş/ErKUŞHANbirl. Kuş/Han - Hiyve hanlarındanKUŞLUKHANbirl. Kuşluk/Han - Semerkant emirlerindenKUŞTAMGAbirl. Kuş/Tamga - Özbeklerin, Karakalpak oymağı, dip dedelerindenKUŞTEMİRbirl. Kuş/Demir - Mısır-Türk kölemenleri devleti bey ve komutanlarındanKUŞTİMURbirl. Kuş/TimurKUŞTOGANbirl. Kuş/Togan - Salçuklular dönemi bey ve komutanlarındanKUT1- Uğur, talih, baht 2- Tanrısal, mübarek 3- Can, ruh, dirilik, yaşam kaynağı, yaşam gücü 4- kader, yazgı 5- Erk, iktidar 6- Bereket, nasipKUTAGAKut/Aka, Kut/Ağa - Çengiz Kaan dönemi Oyrat asıllı beylerden. O dönemin yargıçlarındanKUTACUNbirl. Kut/Acun - Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarından.KUTADGUKutsanmış, kutlu, değerli, yararlı, mutlandıran.KUTADGU BİLİGbirl. Kutadgu/Bilig ( Kutsal, değerli bilgiler) - . . Yusuf Has Hacip’in Karahanlılar döneminde Bakan ( vezir) iken yazdığı ünlü eserin adı. Bu eserde, hem Türklerin sosyal yaşamı ile ilgili bilgilerrrr, hem de devlet yönetimi ve devletin gelecek kuşaklara taşınabilmesi için gerekli bilgiler, çeşitli örneklemelerle birlikte şiirsel bir dille anlatılır.KUTALbirl. Kut/Al - Salçuklular döneminde yaşamış bir bey. Bazı kaynaklar, Alparslan Han’ı bıçaklayarak öldüren kişinin bu olduğunu yazarKUTALHANbirl. Kutal/Han - Çengiz Kaan dönemi, Celayır hanlarından.KUTALANbirl. Kut/Alan mübarekKUTALDIbirl. Kut/Aldı kutlu, mübarekKUTALMIŞbirl. Kut/Almış kutlu, mübarek, kutsanmış - 1- Alparslan Han’ın amca çocuğu. . Arslan Yabgu’nun oğlu. Anadolu salçuklularının kurucularından. 2- İlhanlılar dönemi bey ve komutanlarından 3- Bilge Kaan’ın ünvanlarından.KUTALSINbirl. Kut/AlsınKUTAMIŞKutsamış, değer vermiş, mübarek eylemiş.KUTAN1- Dua, yakarış, niyaz 2- Bir avcı kuş 3- Saban, pulluk - Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarından.KUTANBAYbirl. Kutan/BayKUTARKutsar, kutsayan, kut veren - Kulagu Han dönemi bey ve komutanlarındanKUTAŞKutlu, mübarekKUTAYbirl. Kut/Ay ( . . . Bu ad Türkçe’den Farsça’ya geçmiş ve "Hüda" biçimine gelmiştir. ) - 1- Ateş parçası, ateş 2- Şamanist gelenekte, " Ateş Tanrısı" 3- İpek, ipekli kumaş 4- Tanrıça 5- Paha biçilmez, değerli - İlhanlı hanlarından, Argun Han’ın evdeşi ve Keykatu Han’ın anası.KUTBAYbirl. Kut/BayKUTBEGÜMbirl. Kut/BegümKUTBEYbirl. Kut/BeyKUTBİKEbirl. Kut/BigeKUTBULANbirl. Kut/BulanKUTBULDUbirl. Kut/BulduKUTBULMUŞbirl. Kut/Bulmuş - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKUTDAĞbirl. Kut/DağKUTERbirl. Kut/ErKUTGARUBuyruk, fermenKUTGELDİbirl. Kut/GeldiKUTGÜNbirl. Kuıt/GünKUTHANbirl. Kut/HanKUTKANbirl. Kut/Kan - Uygur kağanlığı dönemi beylerindenKUTKUAğırbaşlı, alçak , gönüllüKUTKULUbirl. Kut/KuluKUTLU1- Mübarek, Tanrısal 2- Bahtiyar 3- Kabul görmüş, saygıdeğerKUTLU BAĞA TARKANbirl. Kutlu/Bağa/Tarkan - Uygur kağanlığı dönemi, bey ve komutanlarından.KUTLUASLANbirl. Kutlu/Arslan - 13. Yz. da Gürcü krallığında görev yapan, o krallığın maliyesinden sorumlu, kıpçak kuman kökenli bir bey.KUTLUAYbirl. Kutlu/Ay - Abaka Han’ın kızlarından.KUTLUBARSbirl. Kutlu/BarsKUTLUBAYbirl. Kutlu/ BayKUTLUBEGbirl. Kutlu/BeyKUTLUBEGÜMbirl. Kutlu/BegümKUTLUBEĞ ÇURKutlu/Beğ/Çur - Göktürkler dönemi kağan ünvanlarındanKUTLUBİGEbirl. Kutlu/BikeKUTLUBÖRİbirl. Kutlu/Böri - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUBUĞAbirl. Kutlu/Boğa - Kıpçak hanlarından. Orus Han’ın oğluKUTLUCAUğurlu, bahtı açıkKUTLUCAALPbirl. Kutluca/AlpKUTLUCAATAbirl. Kutluca/Ata - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenKUTLUDEMİRbirl. Kutlu/Demir - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUDURMUŞbirl. Kutlu/Durmuş - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUERbirl. Kutlu/ErKUTLUGÜNbirl. Kutlu/GünKUTLUĞKutlu, mübarek - Akkoyunlular devleti komutanlarındanKUTLUĞBİLGEbirl. Kutlu/Bilge - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKUTLUĞ İNANÇ(Kutluk İnanç) Kutlu/İnanç - Salçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerinden. Cihan pehlivan bey’in oğluKUTLUĞ KÜL KAĞANKutlu/Kül/Kağan - Uygur kağanlığının kurucusu ve ilk kağanı. Son Göktürk kağanı olan Uzamış Kağanı yenerek, bu devletin siyasi yaşamına son verip kendine bağlayan kişiKUTLUĞ MARALbirl. Kutlu/Maral - Türk mitolojisinde, Türkleri Ergenekondan çıkaran, Demirci Börteçine’nin evdeşiKUTLUĞ ŞAMANKutlu/Şaman - Kırım hanlarından Hacı Giray Han’ın oğluKUTLUĞTURSUNbirl. Kutluk/DursunKUTLUHANbirl. Kutlu/Han - Salçuklular dönemi, Salgurlu atabeylerindenKUTLUKKutlu - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanKUTLUK BEĞÇURKutluk/Beğ/Çur - Göktürkler ve Uygurlar dönemlerindeki, kağan ünvanlarındanKUTLUK BİLGE KÜLKAĞANbirl. Kutlu/Bilge/Kül/Kağan - Uygur kağanlarındanKUTLUK BÖRÜbirl. Kutluk/BöriKUTLUK KAĞANbirl. Kutluk/Kağan - II. Göktürk devletinin kurucusu ve ilk kağanı. Devlet kurulduktan sonra, kurultay kararıyla "İlteriş" adını da alarak, İlteriş Kutluğ Kağan olmuştur.KUTLUK SARUbirl. Kutluk/Sarı - Kırgızların, Togay ve Bağış oymakları, dip dedelerindenKUTLUK ŞADbirl. Kutluk/Şad - İlteriş Kutluk Kağan’ın kağan olmadan ömceki, ad ve ünvanıKUTLUK TİGİNbirl. Kutluk/TiginKUTLUK TİMURbirl. Kutluk/Timur - . . Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKUTLUK(Kutluğ) Kutlu, mübarekKUTLUKAYAbirl. Kutlu/KayaKUTLUTERKENbirl. Kutlu/Terken - Timur Kürkan Han’ın kız kardeşiKUTÖZbirl. Kut/ÖzKUTSANDIKutlu, mübarekKUTUGA(kutaga, kutaka)KUTULA(Kutuluğ) birl. Kut/Ulu - Tayçıkut’lar devleti hanlarından. Altan Han’ın babasıKUTULMUŞ(Kutalmış)KUTUN1- Mesut, mutlu, nurlu 2- Mukaddes, kutsalKUTUNMUŞKutlu, mübarek - Uygur yzaıtlarında adı geçen bir beyKUTURKutlu, mübarekKUTUR TEKİNbirl. Kutur/Tekin - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir beyKUTUY(Kutay)KUTUYHANIMbirl. Kutuy/Hanım - Uygur yazıtlarında adı geçen bir hanım. (Bazı kaynaklarda "Kutuy Hatun" olarak da geçer.KUTUZbirl. 1- Kut/Uz 2- Yaban öküzü - Mısır- Türk kölemenleri hanlarındanKUTVERDİbirl. Kut/VerdiKUTVERMİŞbirl. Kut/VermişKUVAKANbirl. Kuva(kuvanç) Kan - Başkurtların eski dönem, oymak beylerindenKUVANÇKıvanç, gurur, mutluluk, iftiharKUVANÇBEKbirl. Kıvanç/Bek - Kırgızların, Togay ve Bugu oymakları, dip dedelerindenKUVANDUKKıvanç, mutluluk, iftihar, gurur verici - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenKUVART1- Kurt 2- Dayanıklı, kavi, metinKUVARTHANbirl. Kuvart/Han - Bulgar hanlarındanKUVATSevinç, mutlulukKUVRAGToplum, toplumcuKUYAKZırh, demirağKUYANTavşan, bozkır tavşanı - Özbeklerin, Konrat ve Loncagalı oymakları dip dedelerindenKUYAŞGüneş ışığıKUYDUNGBeden, vücut - Kırgızların, Togay, Çoltu ve Tolgan oymakları dip dedelerindenKUYMARALbirl. Kuy/Maral - Oğuzname’de Böriteçine’nin öteki adıKUYMUSevinç, neşeKUYTAKMahfuz, siperKUYTURKABağış, ihsan, lütufKUYULDARSaygıdeğer, saygıya layıkKUYUMAksesuar, küpe, bilezikKUYUMBİLGEbirl. Kuyum/BilgeKUZDağın, güneş görmeyen yamacıKUZAY1- Kuzey yönü, güneşin az olduğu yer, Karanlık ve soğuk yer 2- Kuz/AyKUZBAYbirl. Kuz/BayKUZGUNKargagillerden, bir akbaba türü - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı, dip dedelerindenKUZHANbirl. Kuz/HanKUZLAKBebe, yavruKUZU1- Koyun yavrusu 2- Yavru, bebeKUZUBAYbirl. Kuzu/BayKÜÇGüç, dirayet, kudretKÜÇKARAbirl. Küç/Kara (Acı kuvvet) - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKÜÇEM1- Güç, kudret 2- Gasıb, zorba - Özbeklerin, Konrat ve Kuştamgalı oymakları dip dedelerindenKÜÇEYGüçlü, gücü yeten - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı, dip dedelerindenKÜÇİGüç, güçlük, zorlukKÜÇİKACUNbirl. Küçük/Acun - Altay Türkleri, Kızıl oymağı, dip dedelerindenKÜÇİNAn, kısa zaman parçası - Karahanlılar dönemi beylerindenKÜÇKEYGüçlü, zorluKÜÇLÜKGüç, güçlük, zorluk, kudret - 1- Göktürkler dönemi beylerinden. Kürşad’ın kırklarından 2- Çengiz Kaan dönemi, Merkit beylerinden (Tayang Han’ın oğlu)KÜÇTEKİNbirl. Küç/Tekin - Karahanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKÜÇTİMURbirl. Küç/Timur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKÜÇTOGANbirl. Küç/Togan - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyKÜÇUGURbirl. Küç(güç/Uğur - Çengiz Kaan döneminde, Karabudundan olmasına rağmen, üstün yetenekleri ve hizmet anlayışıyla önce, komutan daha sonra da, merkez ordu komutanlarından, yapılan beyKÜÇÜBAYbirl. Küçi/BayKÜÇÜKUfak, minyon - Kapgan kağan’ın oğullarından (Küçük Şad)KÜÇÜLÜGüçlü, zorluKÜÇÜLÜKGüçlük, güç, zorlukKÜÇÜMGüç, kudretKÜÇÜMHANbirl. Küçüm/Han - 1- Sibir hanlığının kurucusu ve ilk han’ı. 2- Babürhan dönemi, Samerkant hanlarındanKÜKLERMüneccim, yıldız falcısıKÜKREK1- Onur, gurur 2- Kükreyiş, kükreyenKÜL1- Ateş, ateşlilik, yakıcılık, yokedicilik 2- Yenilmezlik 3- Ulu, ünlü 4- Cesaret, gözükaralık 5- Göl, göl gibi geniş ve büyükKÜL ERKİ HANKül/Erki/Han - Tuman Han’ın bey ve komutanlarındanKÜL ERKİNbirl. Kül/Erkin - Batı Göktürkleri bey ve komutanlarındanKÜL ERTİGİNKül/Er/Tigin - Bilge Kağan dönemi, bey ve komutanlarındanKÜL TİGİNbirl. Kül/Tigin Birkaç anlam; 1- Ateş prensi 2, yenilmez prens 3- Ulu prens 4- Yokedici prens 5- Göl (gibi) prens - Türk tarihinin, ünlü simalarından. . Bilge Kağan’ın kardeşi, İlteriş Kutluk Kağan’ın küçük oğlu. Hiçbir zaman taht ve iktidar düşünmeden, ağabeyi Bilge Kağan’ın hizmetinde çalışıp, devletin birliği ve dirliği için, çok küçük yaşlarından itibaren hep savaşarak yaşamış ve ölmüş, ender kişilerdenKÜLABIbirl. Kül/Abı - Özbeklerin, Konrat ve Kuştamgalı oymakları, dip dedelerindenKÜLBİLGEbirl. Kül/BilgeKÜLBİLGE HANbirl. Kül/Bilge/Han - Uygur hanlarından.KÜLÇAĞAÇbirl. Kül/Çağ/Aç - Kırgızların, Togay ve Sayak oymakları, dip dedelerinden.KÜLÇURUluluk, yüksek mevki, saygıdeğerlik. Birl. Kül/Çur - Göktürkler dönemi ünvanlarından.KÜLÇUR APA TARKANbirl. Kül/Çur/Apa/Tarkan - Bilge Kaan dönemi, bey ve komutanlarından.KÜLÇUR KAĞANbirl. Kül/Çur/Kağan - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKÜLE1- Güle , gülüş 2-Demet, bağ, desteKÜLEGEÇ1-Güleç, güleryüzlü 2-Name, melodiKÜLEGENGülen, güleryüzlüKÜLEK1- Fırtına, kumfırtınası 2-Bakraç, tahtadan yapılmış yoğurt kabıKÜLEMBereketli, münbitKÜLERbirl. Kül/Er . . Ulu, saygın kişi.KÜLTEMDeste, demet, buketKÜLÜG(Külük) 1-Ünlü, meşhur, çok tanınan 3-Hızlı, seriKÜLÜG BİLGE KAĞANbirl. Külüg/Bilge/Kağan - Uygur kağanlarından. Uluğ Kutlu Bilge . . Kağan oğluKÜLÜG İNANÇbirl. Külüg/İnanç - Göktürkler dönemi, bey ve komutanlarından.KÜLÜG TİGİNbirl. Külüg/Tigin - Uygur prenslerinden. .KÜLÜKKülüğ, meşhurKÜLÜK APAbirl. Külük/Apa - Yenisey anıtlarında adı geçen bir bey.KÜLÜK BİLGEbirl. Külük/Bilge - Yenisey anıtlarında adı geçen bir bey.KÜLÜKSENGÜNbirl. Külüğ/Sengün - Bilge Kağan dönemi, bey ve komutanlarındanKÜLÜKTUTUKBirl. Külük/Tutuk - Yenisey anıtlarında adı geçen bir bey.KÜLÜNKKazmaKÜMÜŞGümüşKÜMÜŞ TEKİNbirl. Gümüş/Tekin - Karahanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanKÜNGün, güneşKÜN HATUNbirl; Gün/HatunKÜNALPbirl. Gün/AlpKÜNANAbirl. Gün/Ana - Şamanist gelenekte, göğün yedinci katına bakan tanrıçaKÜNAYGün/Ay - Uygur kağanlarının ünvanlarındanKÜNBAYbirl. Kün/BayKÜNBEKbirl. Kün/BekKÜNÇEKGüneşlik, şemsiyeKÜNDEŞ1- Gündeş, güneşe eş değerde 2- İzci, takipçi, halefKÜNDOĞDUHANbirl. Kün/Doğdu/Han - Kutadgu Bilig’de adı geçen bir Karahanlı komutanKÜNDÜNGün ışığıKÜNDÜZGündüz - Macar Kumanları, bey ve komutanlarındanKÜNDÜZBAYbirl. Kündüz/BayKÜNDÜZKULUbirl. Kündüz/KuluKÜNERbirl. Gün/ErKÜNEŞGüneş - Türkmenlerin, Ersarı oymağı beylerinden (Ersarı bey’in oğlu)KÜNGERÜ1- Arzu, dilek, temenni 2- CariyeKÜNGCariye, dişi köleKÜNİ1- Adil, adaletli, hukukçu, yasalara bağlı 2- İtaatkar, mutiKÜNKAŞDanışma, nasihatKÜNSARIbirl. Kün/SarıKÜNTAŞbirl. Kün/Taş - Altay destanlarında adı geçen bir beyKÜNTEMGünlük, gündelikKÜNTOĞSIbirl. Gün/Doğuşu - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyKÜNTÜZALPbirl. Kündüz/AlpKÜNÜÇENMuti, itaatkar, saygılıKÜNÜLÜK1- Şemsiye, 2- Günlük, yövmiyeKÜR1- Gür, sık, bol, bolluk 2- Canlı, diri, sağlam, sarsılmaz 3- Gürleyen, kükreyen, kabadayı, gözükara, yürekli 4- Öz, maya, özünü yitirmemezlik 5- Düzen, düzenlilik 6- Çare, çözüm, devaKÜRBAYbirl. Kür/BayKÜRBEYbirl. Kür/BeyKÜRBUĞAbirl. Kür/Boğa - Salçuklular dönemi komutanlarından. Sonraları, Musul atabeyliği yapan bir beyKÜRÇEEsas, asıl, maya, özKÜRÇİKabadayı, gözükara - Çengiz Kaan dönemi bilginlerindenKÜRÇİBAYbirl. Kürçi/BayKÜRÇURbirl. Kür/ÇurKÜRÇUR KAĞANbirl. Kür/Çur/Kağan - Batı Göktürkleri kağanlarındanKÜRHAN(Gürhan) birl. Kür/Han - 1- Karakıtaylılar devleti hanlarından. (Türkçülük düşüncesini, ilşk defa, teorik olarak ortaya atan kişi) 2- Türk mitolojisinde, Kara Han’ın oğullarından 3- Oğuzname’de Moğol Han’ın dört oğlundan biriKÜRİİç geçiren, imrenen, kıskançKÜRKANbirl. 1- Kür/Kan (Gür/Kan) 2- Damat (Körekan) - Aksak Timur Han’ın ünvanlarındanKÜRMAN KOCAbirl. Kürmen /Koca - Kırgızların, Togay ve Soyak oymakları dip dedelerindenKÜRMENÖzlü, soyluKÜRŞADbirl. Kür/Şad - Türk tarihinin ünlü simalarından. Türk ve dünya tarihindeki, ilk "Milli kurtuluş" hareketini örgütleyen ve gerçekleştiren kişi. Göktürk kağanlarından Çuluk Kağan’ın küçük oğlu. ( İlk Göktürk devleti yıkıldıktan sonraki, Çin’de süren tutsaklık dönemine son vermek için, şan, şöhret, taht ve kişisel çıkar düşünmeden, yalnızca Milletin kurtuluşu ve geleceği için, kırk yiğidi ile gizli bir örgüt kurup sonra da devrimi gerçekleştirdi. (İ. S. 639) Kendisi de dahil olmak üzere hepsi öldü. Ancak bu kutlu eylemin sonucunda öteki bütün Türkler serbest bırakılarak özgürlüklerine kavuştular ve hemen ardından da 11. Göktürk devletini kurdular. )KÜRT AĞbirl. Kür/DağKÜRTİMURbirl. Kür/TimurKÜRTUĞbirl. Kür/Tuğ - Özbeklerin, Konrat ve Kançagalı oymakları, dip dedelerindenKÜRTÜNbirl. Kür/Tün (gece)KÜRÜGEN1- Gürgen 2- Köregen, damatKÜRÜMBasiret, melekeKÜRÜNÇ1- Özlü, soylu 2- Düzen, düzenli 3- KıskançKÜŞLİK1- Güçlük, güç, zorluk 2- Mutlu, mutlulukKÜŞLÜK HANbirl. Küçlük/Han - 1- Naymanlar devleti hanlarından 2- Kerayetler devleti hanlarındanKÜŞÜM1- Ar, edep, hicap 2- Güç, güçlülükKÜVENÇGüvençKÜVENÇİGüvence, garantiKÜZGüz, sonbahar, hazanKÜZHANbirl. Küz/Han - Oğuzname’de Moğol Han’ın dört oğlundan biriKÜZNEKIşık kırılması, aksi-ziyaMAMAKSakin, kendi halindeMAMAYSakin, munis - Atilay Han’ın akrabalarından olan bir Hun beyiMAMAY HANbirl. Mamay/Han - kıpçak hanlarındanMAMAY TÜREbirl. Mamay/TüreMAMIŞ1- Saygılı, söz dinler 2- Saygı, hiramMAMIŞHANbirl. Mamış/Han - Kazak hanlarındanMANAS1- Huy, mizaç 2- Heybet, heybetli - Ünlü, Kırgız yiğidi. Kendi adıyla yazılan ve anılan destan, halen, dünyanın en uzun destanı olup, her yıl yeni mısralar eklenerek de sürmektedir.MANASHANbirl. Manas/HanMANAYSaha, bölge, mıntıkaMANÇOMengü, sonsuzMANÇUMengü, sonsuz - Bu ad ile bir Türk oymağı, şimdiki Mançurya’da bir dönem hanlık yapmış ve Mançurya adı da bu addan dolayı bu günlere kadar gelmiştir. Mançu adı " Mengü’nün kuzey Türklerinin ağzı ile söylenişinden başka bir şey değildir.MANÇU APA YARGAN TARKANMançu/Apa/Yargan/Tarkan - Göktürkler (Bilge Kağan) dönemi komutanlarındanMANGALAY1- Alın, yüz, cephe 2-Süvari, iyi ata binen - Tuman Han’ın torunlarındanMANGUMengü, bengü, sonsuzMANGU KAANbirl. Mangu/Kaan - Çengiz Kaan’ın torunu, Öketay Kaan’ın oğluMANGU TİMURbirl. Mangu/TimurMANGUBERDİbirl. Mangu/Verdi - Anadolu Salçukluları Gıyaseddin’in amcası oğluMANGURMangır, bakır paraMANGUTÖlümsüz, sonsuz - 1- Oğuzname’de, Türk’ün kardeşlerinden 2- Özbeklerin eski dönem oymak beylerindenMARALCeylan, ahu türü bir hayvanMAYDANarin, ince, ince yapılıMENÇİKMülkiyet, mal varlığıMENDEŞ(Menteş, mintaş) Acele, aceleciMENGİMengü, bengi, bengüMENGİ HANbirl. Mengi/HanMENGİ KULAbirl. Mengi/KulaMENGİ TİMURbirl. Mengi/Timur - Altınordu hanlarındanMENGİLİKSonsuzlukMENGLİMingli, benliMENGLİ GİRAY HANbirl. Mingil/Giray/Han - Kırım hanlarındanMENGLİ HATUNbirl. Benli/Hatun - Tuğluk Timur Han’ın anasıMENGÜEbedi, sonsuz, sonsuza kalan, sonsuzluk, ölümsüzlükMENGÜ ALPbirl. Mengü/AlpMENGÜAYbirl. Mengü/AyMENGÜBARSbirl. Mengü/BarsMENGÜBAYbirl. Mengü/BayMENGÜÇSonsuzluk, sonsuzluğa ulaşmış, ermiş, ulu, saygıdeğer - Mengüçler devletinin kurucusu ve ilk beyi. Şebinkarahisar, Aluçra, Şiran ve Refahiye dolaylarını, Alparslan Han’ın emriyle zaptettikten sonra, Salçukluya bağlı özerk bir beylik olarak kalmıştır.MENGÜÇ ATAbirl. Mengüç/Ata - Bilgi ve tecrübesine başvurulan ulu ve bilge kişiMENGÜÇ ATSIZbirl. Mengüç/Atsız - Alparslan Han dönemi, Azerbaycan valisiMENGÜÇAYbirl. Mengüç/AyMENGÜÇEK(Mengüç)MENGÜERbirl. Mengü/ErMENGÜKANbirl. Mengü/kanMENGÜKULbirl. Mengü/KulMENGÜN(Mingün, Bingün) birl. Bin/Gün - Kulagu han’ın oğullarından . . Abaka Han’ın kardeşiMENGÜTAŞbirl. Mengü/Taş - Bilge Kağan’ın yaptırdığı Orkun anıtlarının sıfatıMENGÜTAYbirl. Mengü/Tay - Tulay Han dönemi, Heart valisiMENGÜTEKİNbirl. Mengü/TekinMENGÜTİMURbirl. Mengü/Timur - 1- Batu Han’ın torunu, Doğan Han’ın oğlu 2- Mısır- Türk kölemenleri (Melik Nasır) dönemi komutanlarındanMENGÜVERDİbirl. Mengü/Verdi - Haverezm Han’ı Celaleddin’in gerçek adıMENTEŞ(Mintaş) birl. Bin/Taş - 1- Salçuklular dönemi komutanlarından 2- Mısır- Türk kölemenleri dönem Malatya valilerindenMENGEN1- Nişancı, iyi ok atan, okçu 2- Becerikli, mahir - Bilge Kağan’ın ilk adıMETE1- Soylu, saygıdeğer 2- Bütün, bütünlük, bütünlükçüMETEHANbirl. Mete/Han - Hun kağanlarının en ünlüsü. Aynı soy ve kökten gelen boylar arasında, kan dökülmesini yasaklamış hepsinin tek bir devlet çatısı altında toplanması gerektiğini, bunun aynı zamanda Türk Tanrısı’nın bir emri olduğuna inanarak bu yolda mücadele etmenin ve bunun getireceği sonuçların, en büyük ve paha biçilmez bir mutluluk olduğuna inanmış, bunu da ayrıca, devlet politikası biçimine getirmişti. Türk töresine devlet idaresine sokan, ilk düzenli ve sınıflı kara ordusunu kuran, "Birleşik Türk Devletleri"ülküsünü devlet siyaseti olarak ve bunu gerçekleştiren ilk Türk büyüğü. Tarihçilerimizin büyük çoğunluğu, bu kişinin efsanevi, Oğuz Kağan olduğunu söyler.MİN1-Bin, bin sayısı. 2-ben, gamze - Özbek oymak beylerinden.MİNG1-Ben, gamze 2-Huzur, refah 3-Bin sayısı - Başkurt oymak beylerinden.MİNGAN1-Benli, gamzeli 2-birl. Bin/Kan - Öketay Kaan dönemi, bey ve komutanlarından.MİNGAYbirl. Ming/Ay - Çengiz Kaan’ın askeri danışmanlarından ve komutanlarından.MİNGİDİBEKbirl. Mingli/Bek - Koçay Han’ın komutanlarından.MİNGİLİKRahat, huzur, refahMİNGİRÇok külliyetli.MİNGLİ AĞAÇbirl. Mingli/Ağaç - Timuroğullarından, ünlü devlet adamı ve bilgin, Hüseyin Baykara’nın evdeşi.MİNGLİ GİRAYbirl. Mingli/Giray(Han) - Kırım HanlarındanMİNGLİ GÖNÜLTAŞbirl. Mingi/Gönültaş - Altınordu devleti komutanlarındanMİNGLİBAYbirl. Mingli/BayMİNGLİHANbirl. Mingli/HanMİNKARAbirl. Min/Kara(Binkara) - Uygur yazıtlarında adı geçen bir bey.MİNTAŞ(Bintaş) birl. Min/Taş - hacı Bektaşı Veli’nin kardeşiMİNTİMURbirl. Min/Timur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyMOĞOLKaygı, endişe, hüzün - Havarezmler devleti dönemi bey ve komutanlarından.MOĞOL HANbirl. Moğol/Han - 1- Şecerei Türk’de, Alınca Han’ın ikiz oğlundan biri ve Türk’ün babası 2- Oğuz Kağan destanında, Oğuz’un amcası ve ilk kayın atasıMOĞOLBAYbirl. Moğol/BayMOĞOLKANÇIbirl. Moğol/Kançı - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanMOĞOLTAYbirl. Moğol/TayMOKANBüken, güçlüMOKAN KAĞANbirl. Mokan/Kağan - Bumin Kağan’ın diğer adıMONGUÇAtik, çevik, hamleciMOTUNBütün, bütünlük ( Mete Han’ın asıl adının bu olduğunu söyleyen tarihçiler de var. )MUGLUÜzgün, hüzünlü - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanMUNARSerap, algınMUNCUKBoncuk, takı, mücevher - Atilay Han’ın babasıMUNÇUĞ(Boncuk)MUNG1- Hüzün, elem, üzüntü 2- Ming, ben, gamzeMUNGLUBUĞAbirl. Munglu/Boğa - Mısır-Türk kölemenleri devleti komutanlarındanMUNGLUĞ(Mungluk) Üzgün, bunalmış, hüzzam - Yesukey ölürken, Çengiz Kaan’ı emanet ettiği bey. Çengiz’in bir nevi manevi babası durumundaki beyMUNGULHüzünlü, elemli - 1- Altay Türkleri, Kişiler oymağı, dip dedelerinden 2- Kırgızların, Togay, Sarı ve Bağış oymakları dip dedelerindenMUNZUK(Muncuk, boncuk) Boncuk’un Macar ağzıyla söylenişiMUTbirl. Mut/AlMUTALbirl. Mut/AlMUTAYbirl. Mut/AyMUTBEGÜMbirl. Mut/BegümMUTBİGEbirl. Mut/BigeMUTERbirl. Mut/ErMUTHANbirl. Mut/HanMUTLUMutlu, mesut, bahtiyarMUTLUALPbirl. Mutlu/AlpMUTLUBAYbirl. Mutlu/BayMUTLUBEGÜMbirl. Mutlu/BegümMUTLUBİGEbirl. Mutlu/BikeMUTLUERbirl. Mutlu/ErMUTLUHANbirl. Mutlu/HanMUYAN(Buyan, bayan)MÜÇEKöpücük, buseMÜGEİnci çiçeğiMÜLDÜZBerrak, safMÜRENIrmak, akarsuNATUKYurt, avul, yerleşim bölgesi.NAYMAN1- Soylu, asilzade 2- Kendinden emin - 1- Kırgızların, İçgilik ve Katırca oymakları, dip dedelerinden 2- Altay Türkleri, Teleut oymağı dip dedelerinden . 3- Kazakların, Ortayüz bölüğü oymak beylerinden.NİRUNSaf, katıksız, sade. - Oğuzname’de, Alan Guva’nın çocuklarının genel sıfatı.NOGAYBaşıboş, serbest, azade. Çengizliler döneminde, genellikle Uygur asıllı memurlara verilen bir unvan. - 1- Kırgızların, Togay, Girik ve karakol oymakları, dip dedelerinden. 2- Özbeklerin, Konrat ve Kançakalı oymakları, dip dedelerinden. 3- Kuzey Kafkasya ve Romanya’da yaşayan, bir oymak.NOGAYBEKbirl. Nogay/ BekNOGAYÇERİbirl. Nogay/ÇeriNOYAN1- Soyluluk ünvanlarından ( Avrupalıların, şövalye, sör, ünvanlarının karşılığı) 2- Sükunet, huzur 3- Başkomutanlık, başkomutan - Çengiz Kaan’ın komutanlarından.NOYANBAYbirl. Noyan/BayNOYANÇOBANbirl. Noyan/Çoban - Kulagu Han’ın komutanlarından.NOYANERbirl. Noyan/ErNOYANHANbirl. Noyan/HanNOYANKULİbirl. Noyan/KuliOBA1- Yurt, mekan, mesken, diyar, çadır, mahalle 2- Göçebe, kabile, aşiretOBABEYbirl. Oba/BeyOBAERbirl. Oba/ErOBAREv, barakaOBEN1- Genç aygır 2- Erkek deve yavrusuOBULAZ(Oblas, oflas) 1- Gözüpek, atılgan 2- Alicenap, yüce gönüllü.OBUTŞeref, haysiyetOBUZKaynak, menbaOCAK(Otak, odak) Ateşlik, ateş olan yer, ateş tüten yer. Mec. Ev, yuva, insan eğitiminin, başladığı, insanın pişmeye ve biçimlenmeye başladığı yer.OCAKLIOcak sahibi. - Kazakların, Uluyüz bölüğü oymak beylerinden.ODOt, ateşODAKOcak, yanma, yansıma merkeziODAKANHanım ozanODANAbirl. Od/Ana - Şamanist gelenekte, "Dişi Melek"ODATAbirl. Od/Ata - Şamanist gelenekte "erkek melek"ODAYbirl. Od/AyODBEKbirl. Od/BekODÇUAteşçiODERbirl. Od/ErODGELDİbirl. Od/GeldiODGURMUŞ1- Oturmuş, oturaklı, sakin, kendinden emin 2- Yuva kuran, birlik kuran - Karahanlılar dönemi beylerinden. /Kutadgu Bilig’de Yusuf Has Hacip’in şiirlerini yazarken seslendiği ve hitap ettiği beylerden. )ODHANbirl. Od/Han - Şamanist gelenekte, "Ateş Tanrısı"ODKIZbirl. Od/KızOFLAZ(Obulaz, Oblas)OGOk (Doğma, doğum, yaratılış) - Sibir Hanlığı dönemi bey ve komutanlarından.OGAN(Okan, Ugan) 1- Tanrı, Tanrılık vasıfları, yaratma, yaratış, doğuş, halik 2- Anlayış, zeka, bilgelik 3- Eski Türklerde, kan davalarına karşı çıkan, oba ve oymaklar arasındaki geçimsizliklerde, arabuluculuk yapan, "Barış Tanrısı" 4- Altay ve Tuna Türklerinde " Ateş Tanrısı" - Hiyve Hanlarından Muhammed Han’ın oğlu. Şecerei Türk’ün yazarı olan, Bahatur Han’ın kardeşi.OGAN APAbirl. Ogan/ApaOGAN HANbirl. Ogan/HanOGANALPbirl. Ogan/AlpOGANAYbirl. Ogan/AyOGANBAYbirl. Ogan/BayOGANERbirl. Ogan/ErOGANKULbirl. Ogan/KulOGANKULUbirl. Ogan/KuluOGANSAYbirl. Ogan/SayOGANSOYbirl. Ogan/SoyOGANSUbirl. Ogan/SuOGANVERDİbirl. Ogan/VerdiOGÇİ(Okçu)OGLAĞUKörpe, genç kızOGRAK1- Azim, kararlılık 2- NiyetOGRAŞUğraş, mücadele, meşgaleOGSATBenzer, benzerlik, benzeyişOGTADURMUŞbirl. Okda/Durmuş ( Bu ad, iki anlamda da yorumlanabilir. Akıllı, zeki Durmuş. Zor durumda kalan, zor koşullarda olan Durmuş. . ) - Uygur kağanlığı dönem bey ve komutanlarındanOGUR1- Gizlilik, gizem 2- Uğur, baht, talih, mutlulukOGURLUUğurluOGURMUŞGizemli, ağzı sıkıOGUTURGizli, gizemli - Kırgızların, Mündi oymağı, dip dedelerindenOGÜNbirl. O/Gün (. . Eski bir Türk geleneği olan, tarihin önemli ve özel günlerinin anısına verilen, o gün ya da o günlerin yıldönümüne denk düşen günlerde doğanlar için kullanılan bir ad. Örneğin, Fenerbahçe’nin eski futbolcularından O gün Altıparmak "10 kasım 1938" doğumludur ve Ata’ nın ölümüne atfen bu adı almıştır. )OGÜNERbirl. Ogün/ErOĞÇUOkçu, haberci, ulakOĞIRCIKUğurcuk - Türkmenlerin, Salur ve Karaman oymakları dip dedelerindenOĞLAGUKörpe kızOĞLAKKeçi yavrusu - Babür Han dönemi beylerindenOĞLAMANBir yaşında doğum yapan, koyun ve keçiOĞLANOğul, erkek çocuk, genç erkek - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenOĞLANÇURbirl. Oğlan/Çur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞRAMIŞUğurlu - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞRUN1- Gizli, gizemli 2- Yavaş, ağırOĞUL1- Oğlan, erkek çocuğu 2- Evlat, genel olarak, kız yada erkek çocuğu - Türkmenlerin, Salur ve Karaman oymakları dip dedelerindenOĞULALPbirl. Oğul/AlpOĞULBARSbirl. Oğul/Bars - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞUL HANbirl. Oğul/HanOĞULAKbirl. Oğul/AkOĞULAYbirl. Oğul/AyOĞULBAYbirl. Oğul/BayOĞULBEKbirl. Oğul/BekOĞULBÖRİbirl. Oğul/BöriOĞULÇA1- Oğulcuk, biricik oğul, biricik evlat 2- En küçük oğulOĞULÇA KATIR HANbirl. Oğulça/Katır/Han - Karahanlı hanlarındanOĞULÇAKOğulçaOĞULERbirl. Oğul/ErOĞULGANMIŞOğlu olmayanOĞULGAYMIŞOğlu olmayanOĞULHAN BUĞRAbirl. Oğulhan/Buğra - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞULKANbirl. Oğul/KanOĞULTEKİNbirl. Oğul/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOĞUR1- Uğur, taLİH, bahtiyarlık 2- Vakit, zaman, devirOĞUŞ1- Bolluk, bereket 2- Hısım, akraba, nesil - Otmanoğullarının 16. Göbek dedesiOĞUZ1- Ok-Uz 2- Ağuz, ağız 3- Öküz 4- Olağanüstülük 5- Çağrı, davet, toparlama birleştirme, yaratış - Türklerin en önemli ve geniş bölgelere yayılmış olan boyu. Türkiye’nin büyük bölümü, Azerbaycan, Türkmenistan, Musul, Kerkük, Gagavuzya, İran Türkmenleri, hep bu boyun kollarındandır. )OĞUZALPbirl. Oğuz/AlpOĞUZ BİLGEbirl. Oğuz/Bilge - Bilge Kağan dönemi bey ve bilginlerinden (Oğuz Bilge Tamgaçu)OĞUZ KAĞANOğuz/Kağan - Türklerin, tüm boylarının mitolojik atası. Belli tarihsel dökümanlar içersinde değerlendirmek mümkün olmamakla birlikte, tarihçilerin büyük çoğunluğu, bu kişinin, Hun Kağanı " Mete Kağan" olabileceğini söylemektedirler. Tarihte ilk defa olarak bütün Türk boylarını bir araya getirerek, tek devlet çatısı altında topladığı, kuzey ve orta Asya’yı, Türk yurdu haline getirdiği, Oğuz töresi ya da " Türk Töresi" adı altında, kültürel bir alt yapı hazırladığı, yine uzun yıllar hemen bütün Türk devletlerinin genel yasaları durumunda olan "Oğuz Kağan Yasaları" nı hazırlayıp yürürlüğe koyduğu söylenir.OĞUZBEYbirl. Oğuz/BeyOĞUZERbirl. Oğuz/ErOĞUZGÜNbirl. Oğuz/GünOĞUZHANbirl. Oğuz/Han (Oğuz Kağan)OĞUZTANbirl. Oğuz/TanOĞUZTAYbirl. Oğuz/TayOK1- Doğum, doğuş, yaradılış 2- Akıl, us 3- Dokunma, el sürme 4- Söyleyiş, çağırış, haber verme 5- Silah, yay ile kullanılan ok 6- Örgüt, teşkilat - Türkmenlerin, Ersarı oymağı dip dedelerindenOKAN1- Ogan 2- Anlayış, fehimOKANBARKANbirl. Okan/Barkan - Çengiz Kaan’ın dip dedelerinden Kubilay’ın oğluOKANBAYbirl. Okan/BayOKANERbirl. Okan/ErOKANKULBirl. Okan/KulOKANSOYbirl. Okan/SoyOKATMIŞ(Okutmuş) Haberci, ulakOKAYbirl. Ok/Ay - Kırım hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanOKBAYbirl. Ok/BayOKÇI1- Okuyucu, haberci 2- Ok atan, okçu 3- Örgütçü, komitacıOKÇU(Okçı)OKERbirl. Ok/ErOKHANbirl. Ok/HanOKIÇIDavetçi, davetkar, çağırıcıOKİÇağrı, davetiyeOKKANbirl. Ok/KanOKLAMIŞOk atmış, savaşçıOKLU1- Akıllı, zeki 2- ÖrgütlüOKSUbirl. Ok/SuOKŞAKBenzeyen, andıran, tanıdık, bildikOKŞANBenzeyen, okşayanOKTAAkıllı, zeki, dahi - Niyuçi Tatarları hanlarındanOKTAMGAbirl. Ok/Tamga - Özbeklerin Konrat oymağı dip dedelerindenOKTANbirl. Ok/TanOKTAR1- Okçu, iyi ok atan 2- Bilgili, akıllı, yaratıcı 3- Davetçi, davetkar - Batı Hunları devleti komutanlarındanOKTAŞbirl. Ok/TaşOKTAYbirl. Ok/TayOKUKLUAlim, bilginOKUMAGANArif, eğitimsiz ama kendini yetiştirmiş, olgunlaşmış - Harzemşahlar devleti bey ve komutanlarındanOKUNÇToy ve düğün davetiyesiOKUŞ1- Bilgi, bilgelik 2- BereketOKUŞLUĞ1- Alim, bilgin 2- Bolluk, bereket, bereketliOKUTGANOkutan, eğitmenOKUTANEğitmen, öğretmenOKUVOkuyuş, kıraat, çağırışOKYAYbirl. Ok/YayOLAGANOlan, doğal, olumluOLAMDebdebe, gösteriş, tantanaOLBAKOluş, oluşumOLCAGanimet, bollukOLCAŞTören, seremoni, tazimOLCAYTanrı sıfatlarından. Baht, talih, açık talih, ululukOLCAYBEGÜMbirl. Olcay/BegümOLCAY HANbirl. Olcay/Han - Oğuzname’de Nuh’un oğlu olan Yafes’in gerçek adıOLCAY HANIMOlcay/Hanım - Kara Kulagu Han’ın evdeşiOLCAY KUTLUĞOlcay/KutlukOLCAY TÜRKANOlcay/Türkan ( Terken ) - Timur Kürkan Han’ın evdeşi.OLCAY BİGEbirl. Olcay/BikeOLCAYKUTbirl. Olcay/KutOLCAYTUAçık talih, bahtı açık, bereketliOLCAYTU BUĞAbirl. Olcaytu/ Boğa - İlhanlılar dönemi, bey ve komutanlarındanOLCAYTU HANOlcaytu/Han - İlhanlı hanlarından. Gazan Han’ın kardeşi.OLCAYVERDİbirl. Olcay/Verdi.OLÇAGanimet, bereketOLÇAMGanimet, nimet, bollukOLÇAR1- Saldırı komutu, saldırı 2- haber, havadis 3- Uygun, muvafıkOLÇUM1- Olgunluk, olgun, yetişkin 2- Hüner, marifetOLGAÇOlgun, olmuşOLGUNYetişkin, olmuş, kamilOLGUN HANbirl. Olgun/HanOLGUNAYbirl. Olgun/AyOLGUNBAYbirl. Olgun/BayOLUMOluş, doğuş, olmaya elverişli.OLUN1- Oluş, olgunluk, ağırbaşlılık 2- Genç, taze 3- SoylulukOLUN BİGEbirl. Olun/BikeOLUN İYE HATUN(Olun ige hatun)birl. Olun/İye/Hatun - Çengiz Kaan’ın anasıOLUŞOluşum, düzenOMAÇAmaç, gayeOMAK1- Soy, kan, soyluluk 2- Aile, akrabaOMAY(Umay) Seçkin, güzideOMRAKSevilen, maşukaOMUR(Umur) 1- İlgi, heves 2- Güç, dayanıklılık, dayanıklı - Aydınoğulları beyliğinden, Aydın Bey’in oğullarındanOMURCASağlam, dayanıklı - Astgragan hanlığı, hanlarından.OMURTAGKartal yavrusu - Bulgar hanlarındanOMURTAYbirl. Omur/Tay - Tuna Bulgarları, hanlarından.ONAK1- Onanmış, kabul görmüş 2- Sevgili, el üstünde tutulanONAKA1- (Onak) 2- On/Aka - Atialy han dönemi, bakan ve komutanlarındanONAL1- Doğuş, ortaya çıkış 2- Sağlam, dayanıklıONANLISağlam, meyin, mütehammilONANMIŞSağlam, bayındır, destekliONAT1- Sağlam, dayanıklı 2- Yakışıklı 3- Terbiyeli, iyi davranışlıONATBAYbirl. Onat/BayONATÇAMakbul, hatırşinasONAY1- Sağlam, dayanıklı, uygun 2- Makul, kabul, tasdikONBEGbirl. On/BeyONBOYbirl. On/BoyONG1- Sağlamlılık, kalıcılık, dayanıklılık 2- İyilik, rahmet, bereket, bolluk 3- Sevinç, neşe, mutlulukONG TUTUKbirl. Ong/Tutuk - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir bey.ONGALbirl. Ong/AlONGAN1- Uğurlu, mutlu, bahtiyar 2- Verimli, gelişkin 3- Bayrak, simge, totemONGAN HATUNbirl. Ongan/Hatun - Kazak hanlığı dönemi, ünlü kadınlarından.ONGANERbirl. Ongan/ErONGERbirl. Ong/ErONGHANbirl. Ong/Han - Sibir hanlığı, - hanlarından.ONGU1- Kar, kazanç 2- Set, sütreONGUÇKarlı, kazançlı, verimli, uğurluONGUÇ ALPbirl. Onguç/AlpONGUÇAYbirl. Onguç/AyONGUÇBAYbirl. Onguç/BayONGUÇERbirl. Onguç/ErONGUDAYKarlı, kazançlıONGUN1-Bolluk ve bereket tanrısı. 2- Uğurluluk, verimlilik, kalıcılık 3- Av totemi, kutsanmış av hayvanı 4- Totem, sembol, bayrak, flamaONGUN ALPbirl. Ongun/AlpONGUNERbirl. Ongun/ErONGUNSAYbirl. Ongun/SayONGUNSOYbirl Ongun/SoyONGUR1- Kurtuluş, salah 2- On-OgurONGUTKoruyucu, muhafız, kale muhafızıONOĞULbirl. On/Oğul (. . On oğul değerinde. . )ONOKbirl. On /Ok - Batı Türk illerinin temelini teşkil eden, on boyun genel adı.ONUÇURbirl. On/Uçur - İkşitler devleti hanlarından . Tokuç Han’ın oğluONUK1- Sağlıklı, dayanıklı 2- Uğurlu, aziz, saygıdeğer 3- Usul, yol, teamül 4- Yararlı, faydalıONUKAYbirl. Onuk/AyONUKBAYbirl. Onuk/BayONUKBEGÜMbirl. Onuk/BegümONUKBÖRÜbirl. Onuk/BöriONUKERbirl. Onuk/ErONUKTAYbirl. Onuk/TayONUŞ1- Bereket, bolluk, verim 2- Uğur, talihOPAK(Apak) Temiz, bakımlı - Kazak hanlarındanOPANMağara, delhizOPÇIN(Apçın, afşın) Zırh, demirağ - Salçuklular dönemi, Azarbeycan atabeylerindenOPURObur, iştahlıOPUZKatı, sertOR1- Yer, durak, bölge 2- Doğramak, biçmek 3- Mevki, mertebe 4- Düzen, kuruluşORAKDoğramak, kesmek, doğrayıcı, biçici - Nogay oymaklarından ve bu oymağın dip dedelerindenORAKBAYbirl. Orak/BayORAKBEKbirl. Orak/BekORAKHANbirl. Orak/HanORAL1- birl. Or/Al (. . almaktan) 2- AralORALBAYbirl. Oral/bayORALPbirl. Or/AlpORALTANbirl. Or/AltanORALTAYbirl. Or/AltayORAN1- Taht, şeref makamı 2- Yüksek mevki, yüksek dereceORAYbirl. Or/Ay 1- Aynı, eşit, eş değerde (Kırgızlarda) 2- Fırsat, hamle (Kazaklarda) 3- Beşik(Soglarda)ORAZ(Uraz, uras, ıraz) Şeref, onur, talih - Kırgız oymak beylerindenORAHANbirl. Oraz/Han - Şeybanlılar devleti hanlarındanORBAYbirl. Or/BayORBUĞAbirl. Or/BoğaORÇUN1- Kesici, keskin, doğrayıcı 2- Bölge, vilayet 3- Onurlu, ahlaklı, iyi huyluORDAOrta, merkez (Kağan veya Han otağının bulunduğu yer)ORDAYbirl. Ordu/AyORDU(Orda) 1- Orta, çekirdek, merkez 2- Silahlı ve düzenli toplulukORDUAKAbirl. Ordu/AkaORDUAPAbirl. Ordu/ApaORDUBAYbirl. Ordu/BayORDUBEGbirl. Ordu/BeyORDUCA1- Ordu ile ilgilenen 2- Ortaca, ortanca - Özbek Han’ın evdeşiORDUHANbirl. Ordu/HanORDUKAYAbirl. Ordu/KayaORGABayrak, flamaORGARUN1- İstihkam 2- Bayraklı, bayrak sahibiORGİRKesici, biçiciORGUNSırdaş, sır saklayan, ketumORGUNERbirl. Orgun/ErORGUNbirl. Or/GünORHANbirl. Or/Han - 1- Oğuzname’de Oğuz Kağan’ın amcası ve kayın atası 2- Otmanoğullarının ikinci hanı ve Otman beğ’in oğlu 3- Timur Kürkan Han’ın komutanlarından 4- Yıldırım Bayezit’in en küçük oğluORHUNSır saklayan, sırdaş, gizli, gizemliORHUNERbirl. Orhun/ErORKANbirl. Or/KanORKAYAbirl. Or/KayaORKUN(Orhun)ORKUNERbirl. Orkun/ErORKUNŞATbirl. Orkun/ŞadORKUTbirl. Or/KutORMAGDoğramak, biçmekORMANAğaçlık, bölgeORMUŞDoğrayan, biçenORNAK1- Taht, tahtıravan 2- yer, yöreORPAGMenşe, kök, nesebORTAÇ1- Ortadaki, ortanca 2- Ilımlı, dengeli, ortayolcuORTAÇIIlımlıORTAĞOrtak, ortalama, ortada buluşmaORTAYÜZbirl. Orta/Yüz Kazakların, üç ana bölümünden biriORTİGİNbirl. Or/Tigin - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir beyORTUGOrtak, pay sahibiORTUĞbirl. Or/TuğORUK1- Yol, eylem, gidişat 2- Çare, çözüm, imkan, uygunlukORUMMera, otlakORUMBAYbirl. Orum/BayORUMBEKbirl. Orum/BekORUMKULİbirl. Orum/KuliORUN1- Makam, mevki, özel yer, şerefli yer, taht 2- Karargah, görev yeriORUNÇHediye, bahşişORUNÇAK1- Oya, işleme 2- Rehin, emanetORUNDUKKoltuk, iskemleORUNGULUKBayrak, flamaORUNKULbirl. Orun/KulORUNKULİbirl. Orun/Kuli - Kırgız beylerindenORUNLUGTaht, makamORUNTAGYüksek mevki, makamORUS1- Talih, uğur, baht, mutluluk 2- Amaç, hedef - Özbeklerin, Konrat ve Kançagalı oymakları dip dedelerindenORUS ARGUNbirl. Orus/ArgunORUS HANbirl. Orus/Han - 1- Altınordu devleti hanlarından Toktamış Han’ın oğlu 2- Oğuzname’de Türk’ün oğullarındanORUZ(Orus)ORUZ EMENbirl. Oruz/Emen - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyORUZKOCAbirl. Oruz/Koca - . . Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyOSKAY1- Hamarat, işgüzar 2- Neşeli, şenOT1- Ateş, ocak, ev 2- Nebat, bitkiOT TİGİNbirl. Ot/TiginOTACI(Utacı) 1- Doktor 2- Eczacı, ot ve bitkilerden ilaç yapan kişi 3- kam, baksıOTAĞ1- Oda, içinde ateş yakılarak oturulabilen büyük ve geniş çadır 2- Yeni evlenenlere armağan edilen ev, çadırOTAĞAbirl. Ot/Ağa . . evin reisi, aile reisi, evde sözü geçen kişiOTAĞAYbirl. Otağ/AyOTAKYeni evlenenlere armağan edilen ev, çadır, odaOTAMIŞDoktor, hekim - 1- Karahanlılar devleti bey ve komutanlarından 2- Abbasiler dönemi, vali ve komutanlarındanOTAMIŞ GİRAY HANbirl. Otamış/Giray/Han - Son Kazan hanı. (Ünlü Siyun Bike’nin oğlu)OTANCAKİlaç, merhem, devaOTARGeçici, faniOTAYbirl. Ot/AyOTÇİGENbirl. Ot/Çigen ("Ot/Tigin" adının , Moğol ağzındaki söylenişi. ) - Çengiz Kaan’a gençlik yıllarında, yardımcı olan dokuz beyden biri.OTÇU BOĞAbirl. Otçu/Boğa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir bey.OTGUNKabadayı.OTHANbirl. Ot/HanOTKANbirl. Ot/KanOTKUNKabadayı.OTLUĞ(K)AteşliOTMANAilenin en küçük oğlu . Ocağın ateşini yakıp ısıtacak ve devamlılığı sağlayacak olan, Çok eskilerden beri süregelen, Türk töresince çocuklar arasındaki paylaşımlarda ev , en küçük çocuğa kalır. Bu yüzden ilerde evin yada mülkün idaresi küçük oğlandadır. Yani, ocak, onunla yanmaya devam edecek, aile oba yada oymağın yaşamı onun sayesinde sürecektir. Bu çocuklara içeren"Otman, Ot Tigin, Othan"vb. adlar verilir. - . Otmanlı devletinin kurucusu ve ilk hanı. Ertuğrul Beğ’in en küçük oğlu. Daha Ertuğrul Bey ölmeden, Töreye göre, birçok mal mülk, büyük çocuklara, beylik, en küçük olan Otman’a geçmişti. Ayrıca, çok ilginç bir durum da şudur ki, Türkiyede’ki çoğu tarihçilere göre bu ad Osman, fakat Türkiye dışındaki, birçok ciddi tarihçiye göre ise Otmandır. . (Bazılarına göre ise, Ataman ve Atman’dır. )OTMARAteşli, ateş saçan - Atilay Han’ın dedelerindenOVATDüzgün, muntazamOVLAZGözüpek, atılganOVMAÇEl ile yoğrularak yapılan yiyecekOY1- Düşünmek, düşünce, fikir 2- ÇukurOYA1- Oyularak yapılan elişi, işleme 2- Emanet, rehin 3- Sempatik, minyonOYABEGÜMbirl. Oya/BegümOYABİGEbirl. Oya/BikeOYAÇİÇEKbirl. Oya/ÇiçekOYAN1- İman, inanç 2- Düşünce, efkarOYAZÇukur, kuyuOYBAKÇukurlu vadiOYBATOyuk ve çukurlu yerOYGAK1-Oya, rehin 2- Uyanık, müteyakkızOYGURDere yatağı, dere oyuğuOYINLIDüşünceli, efkarlı - . . Özbeklerin, Konrat oymağı dip dedelerindenOYLUM1- Çukur, kuyu, boşluk 2- Kurucu, kuruntu, yormakOYMAKYığın, kitle. Türklerin sosyal birimleri içindeki sıralamada, Obadan büyü Boy’dan küçük olan akrabalar topluluğuOYMAKAYbirl. Oymak/AyOYMAKBEGbirl. Oymak/BeyOYMURDere, dere yatağıOYNAKMaral, ceylan, vb. Hayvanların bir arada olup su içtikleri kuyu, su birikintisiOYNUK(Oynak)OYRAMGirdap, anaforOYRATDerin, oyuk, derinleşmişOYTUNKutsanmış, mübarekOYTUNAYbirl. Oytun/AyOYTUNBAYbirl. Oytun/BayOYTUNBEKbirl. Oytun/BekOYTUNERbirl. Oytun/ErOYURVücut, endamOZİleri, ön, öndeOZAKadim, eski, ezeli, hep var olanOZAĞITecrübeli, bilgili, uzmanOZAMIŞUzamış, uzman, usta işinin ehliOZAMIŞ KAĞANbirl. (Uzamış Kağan) Ozamış/Kağan - Göktürk kağanlarının sonuncusuOZAN(Uzan) Öncü, herkesin önünde olup hitap eden, şiir yazan ve okuyan, kopuz çalarak şiir okuyan ve yazan. Usta, işinin ehliOZAN HANbirl. Ozan/HanOZANALPbirl. Ozan/AlpOZANAYbirl. Ozan/AyOZANBAYbirl. Ozan/BayOZANBEKbirl. Ozan/BekOZANBİGEbirl. Ozan/BikeOZANBÖRİbirl. Ozan/BöriOZANERbirl. Ozan/ErOZANSAYbirl. Ozan/SayOZANSOYbirl. Ozan/SoyOZANSUbirl. Ozan/SuOZANTİMURbirl. Ozan/TimurOZARUzman, usta, bilir kişi - Oğuz Kağan’ın torunlarından, Bozok Han’ın oğullarındanOZARIKbirl. Oz/ArıkOZGANKademeli, dereceli, öncelikliOZMANUzmanOZMUŞUzmanlaşmış, yetikOZMUŞ TEKİNbirl. Ozmuş/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyOZULEsas, kaideOZUTİkamet, ikametgahOZUTGANİleride, ilericiÖBEKKüçük grup, tim, takım, parçaÖBGECed, Ata, SoyÖCALbirl. Öc/Al intikamcıÖCEK1- Esinti, hafif yel 2- BurçÖCÜTİntikam, öçÖÇALANbirl. Öç/Alan Kinci, intikamcıÖDEM1- Borç, bakiye 2- Ödül, mükafatÖDEMİŞ1- Eczacı, doktor 2- Ricacı, yakaran 3- Borçsuz, bakiyesiz 4- Ödül veren - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenÖDEN1- Ricacı, duacı 2- ÖdülÖDGÜLMÜŞ1- Öğülmüş, öğülen, başarılı, ödül almış 2- Ricacı, duacı - Kutadgu Bilig’de, Yusuf Has Hacip’in, hitapta bulunduğu, Karahanlı, beylerindenÖDGÜRUygun, yerinde, vaktindeÖDRÜMSeçkin, mümtazÖDÜGETRicacı, yakarıcı, duacı - Yakutlar’da, " Akarsular Tanrısı"ÖDÜKRica, yakarı, dua, niyaz, arzuÖDÜL1- Usluluk, akıllılık 2- Yüceltme, ululama, mükafatÖDÜN1- Ödeme, ödeyiş 2- Yakarış, niyazÖDÜŞVakit, devirÖG(Ok) Ana, anne, yaratan, doğuranÖDGÜLÖvülme, övünç kaynağı, övülme nedeniÖGE(Öke) Dahi, çok zeki, çok akıllıÖGEÇİki yaşına gelmiş koçÖGEDAY(Öketay)ÖGEL1- Zeki, akıllı, aklı başında 2- BurçÖGET1- Akıl, zeka, akıllılık, 2- Sevgi, muhabbetÖGİRSevinç, neşe, eğlenceÖGLÜDahi, çok akıllıÖGREDİK1- Mürebbiye, eğitmen, yetiştirici, öğretmen 2- İdman, talim, antrenmanÖGRÜ1- Öğrenilecek olan öğreni 2- Arkadaş, refikÖGÜŞLÜÖvülen, methedilen, övülmeye layıkÖGDÜÖvme, methiyeÖGDÜM1- Övülen, methedilen 2- Önce, öncelikliÖĞERÖvücü, methediciÖĞLEŞAkıl birliği, fikir birliğiÖĞREKToplantı yeri, cemiyet , dernekÖĞRENÖğrenmektenÖĞRETGelenek, terbiyeÖĞREYÜKGelenek, görenek, terbiyeÖĞRÜKMunis, cana yakın, el üstünde tutulanÖĞRÜNÇ1- Deneyimli, bilgili, öğrenmiş, ders almış, yetişmiş 2- Hoşnutluk, memnuniyetÖĞRÜNÇ TİGİNbirl. Öğrünç/Tigin - Koço Uygurları prenslerindenÖĞTÜMetih, övme, ululamaÖĞTÜRÖvme, methediciÖĞÜÇÜÖğücü, methediciÖĞÜLMÜŞBaşarılı, destekli, öğülmeye layıkÖĞÜN1- Öğünmek. . den öğün! 2- İtina, dikkat 3- Sıra, defaatÖĞÜNALPbirl. Öğün/AlpÖĞÜNBAYbirl. Öğün/BayÖĞÜNÇÖvünç, iftihar, övünme gerekçesi, iftihar vesilesiÖĞÜNÇ TİGİNbirl. Öğünç/TiginÖĞÜNÇ ALPbirl. Öğünç/AlpÖĞÜNÇBÖRİbirl. Öğünç/BöriÖĞÜNÇEKÖğünmeye değer, öğünme nedeniÖĞÜNMÜŞÖvünmüş, övünmeyi haketmiş, gururluÖĞÜNÜRGururlu, mağrurÖĞÜRÖğerÖĞÜT1- Anlayış, kavrayış 2- Nasihat, tavsiye, deneyim aktarımıÖĞÜTALbirl. Öğüt/AlÖK(ög) 1- Öz, doğuş, oluş, gelişme 2- Zeka, bilme, us, yetenek, ana, doğuranÖKÇİOkeci, çağırıcı, davet edici, davetiye veren kişiÖKÇİ KAZANbirl. Ökçi/Kazan - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyÖKÇÜRZeki, anlayışlıÖKEDahi, yanılmaz, bilge, çok akıllıÖKEALPbirl. Öke/AlpÖKEBAYbirl. Öke/BayÖKEBUĞAbirl. Öke/BoğaÖKERDahi, süper zekaÖKERMANDahi, bilge, yanılmazÖKETAYbirl. Öke/TayÖKETAY KAANbirl. Öketay/Kaan - Çengizliler devleti kağanı. Çengiz Kaan’ın oğluÖKETİMURbirl. Öke/TimurÖKLÜ1- Dahi, akıllı 2- Egemen, denetimciÖKSÜMArzu, muratÖKSÜZDesteksiz, arkasız, oluşumsuz, gelişmeye engel durumu olan, (Halk arasında, anası olmayan, ölen ya da ayrı olan çocuklar için de bu adın kullanılmasındaki neden, ananın, çocuğun yetişme ve gelişimindeki önemine atfendir. )ÖKTE1- Ökeli, akıllı, dahi, yanılmaz, deneyimli, bilgili 2- Azametli, gösterişliÖKTE ALPbirl. Ökte/AlpÖKTEBAYbirl. Ökte/BayÖKTEBUĞAbirl. Ökte/BoğaÖKTEKARAbirl. Ökte/KaraÖKTEKOCAbirl. Ökte/KocaÖKTEM1- Akıllı, bilge 2- Asi, başına buyruk, pervasız 3- Meşhur, gösterişli 4- Bahar, ilk yazÖKTEN1- Akıllı, bilinçli 2- Kahraman, cesur, korkusuz, başına buyrukÖKTÜ(Öğdü)ÖKÜÇ1- Çok, çokluk, bolluk 2- Akıl, us, bilinçÖKÜNKendine dönüş, öze dönüşÖKÜNMÜŞÖzüne bağlı, özüne dönenÖKÜŞ1- Çok, çokluk, bolluk, bereket 2- Akıl, bilinç, bilinçliÖKÜŞ KARA AÇKIbirl. Öküş/Kara/Açkı mec. Keskin zekalı - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanÖKÜZ1- Irmak, nehir, büyük akarsu 2- Uzman, bilge, ehil, dahi 3- Öküz (Şamanist gelenekte, tüm boyları içine alan, ortak soy totemi) Bu yüzde, Oğuz adının buradan gelebileceğini söyleyen bilim adamları var. Bilindiği gibi, Oğuz’un en büyük ve en belirgin özelliği, bütün Türk boylarını bir araya getirip tek devlet çatısı altında toplamasıdır.ÖLÇER1- Mühendis 2- ağırbaşlı, ölçülü 3- Savaş buyruğu, saldırı buyruğuÖLÇÜM1- Adap, usul, erkan, yol 2- AğırbaşlılıkÖLMEZ1- Dirayetli, dayanıklı 2- Çok sevilen, unutulmaz, iz bırakmışÖN1- Doğu, güneşin doğduğu yön 2- İlk, başlangıç, doğuş, meydana geliş 4- İlke, öncelik, prensip, temelÖNALbirl. Ön/Al Öncü, lider, önde olanÖNALANbirl. Ön/Alan, lider, öncüÖNALDIbirl. Ön/Aldı, lider, öncüÖNALPbirl. Ön/AlpÖNAYbirl. Ön/AyÖNAYDINbirl. Ön/AydınÖNCEKÖnce, önceki, selefÖNCEL1- Selef, daha önceki 2- Önde olan, öncü, rehber 3- Öncelikli, imtiyazlıÖNCELİKİmtiyaz, torpilÖNCÜ1- İlk, orijinal 2- Lider, yol açan, önde olanÖNCÜBAYbirl. Öncü/BayÖNCÜBEKbirl. Öncü/BekÖNCÜERbirl. Öncü/ErÖNCÜL1- Öncü, önde, rehber 2- Birinci, ilkÖNÇEKÖncek, önceki, selefÖNDAŞAynı öncelikte, aynı imtiyazı paylaşanÖNDEÖncü, öncekiÖNDEGÜNbirl. Önde/Gün 1- Önemli gün 2- Önceki günÖNDERÖnde olan öncü, liderÖNDEŞYol açan, rehber, mihmandarÖNDÜÇÖncü, mihmandarÖNDÜL1- En önde, en öndeki, öncü 2- Öncelik, imtiyazÖNDÜN1- Peşin, peşinat 2- Önde, önde gelen - Kırgızların, Togay, Bugu ve Tokum oymakları dip dedelerindenÖNEİleri, ileride, ötedeÖNEKDayanak, direk, destekÖNEL1- Usta, uzman, pir 2- Vade, mühletÖNEMÖncelik, imtiyaz, değer, kıymet, hassasiyetÖNEN1- Önde olan, öne geçen 2- Bağlılık, sadakatÖNERbirl. Ön/Er Öncü, rehber, kılavuz - Salçuklular (Melikşah) dönemi, komutanlarındanÖNEY1- Öne geçen, önde gelen 2- Yükseklik, balagatÖNGİlk, birinci, başta gelenÖNGAYbirl. Öng/AyÖNGEL1- Ağırbaşlı, olgun 2- Öncü, öncülük edenÖNGEN1- Zafer, utku 2- Uzun boylu, leventÖNGERHiddetli, asabiÖNGİ(Öngü) 1- Değişik, farklı, sıradışı 2- Önce, öncelikliÖNGÜÇ1- Öncü, kılavuz 2- Atak, atik, hareketli 3- Delil, kanıt, isbatÖNGÜKYastıkların ucuna yapıla işlemeÖNGÜLYol gösteren, ön ayak olanÖNGÜNbirl. Ön/GünÖNİLbirl. Ön/İlÖNKULbirl. Ön/KulÖNKUZUbirl. Ön/Kuzu mec. Kurban, kurbanlıkÖNSAYbirl. Ön/SayÖNSOYbirl. Ön/SoyÖNÜÇÖnce, önceki, selefÖNÜM1- Birinci, ilk 2- Hasılat, ganimet, karÖNÜRBaşlangıç, siftahÖNÜRTÖnce, öncelikÖNÜTÖnce, öncelikÖPGİNEÖpücük, buseÖPKEİç geçirme, öfke, hırsÖPÖZCan, ruh, nefsÖRÇÜMÜreyiş, gelişim, büyümeÖRÇÜNİpten örülmüş merdivenÖREN1- Örme yapan, örücü 2- Eskiden kalma kalıntı, kalıntı kent ya da mezarÖRGE1- Örnek, motif, örgü örneği 2- Şahika, yükseklikÖRGEN1- Örülü ip, urgan 2- Keçi kılından yapılan ipÖRGÜÇ1- Dokuma aleti, dokuma tezgahı 2- Mevki, mertebe 3- Tümsek, tepeÖRİKLİŞeciyeliÖRKEN1- Urgan, örülü ip 2- FidanÖRKİN1- Fidan 2- Taht, tahtırevanÖRNEKNumune, standart, ölçüÖRPEN1- Örtülü, kapalı, gizli 2- Alev, alev ışığı - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanÖRSÜzerinde metal maden dövülen demir kütle mec. DayanıklılıkÖRTEÖrtü, örtülüÖRTGÜNSamanı ayrılmış, harmanlanmış tahılÖRTÜNOmuz üstüne alınan örgülü giyecek, pelerinÖRÜÇÖrgü malzemesi, dokuma tezgahıÖRÜMÇit, ağılÖRÜN1- Saç örgüsü, belik 2- Beyazlık, temizlik 3- Gökyüzünün bulutsuz hali 4- Ürün, hasılatÖRÜNHANbirl. Örün/Han - Hiyve hanlığı hanlarındanÖRÜNAYbirl. Örün/AyÖRÜNBAYbirl. Örün/BayÖRÜNDÜArı, temiz, saf, pakizeÖRÜNDÜL1- Seçkin, güzide 2- Saf, temiz, pakÖRÜNERbirl. Örün/ErÖRÜNG(Örün)ÖSGerçek, hakikiÖSRÜK1- Mert, özü sözü bir 2- Esrik, kendinden geçmiş, sermestÖSTERİŞFantezi, hayal, fantastikÖTEMİŞ(Ödemiş, otamış) - Türkmenlerin, Teke oymağı dip dedelerindenÖTER1- Ricacı, yakaran 2- İleri, ileri geçmiş 3- Çığırıcı, ötücü, okuyucuÖTGENGeçmiş, aşmış, ötede olanÖTGÜRDelici, delip geçenÖTİLİGİtibarlı, saygıdeğer, muhteremÖTKER1- Ricacı, duacı 2- Geçici, faniÖTNÜRica, yakarı, istirhamÖTÜG(Ötük) Arz, niyaz, rica, dua, dilekÖTÜGEN(Ötüken)ÖTÜKEN1- Ricacı, duacı, niyazcı, Tanrıya yakaran 2- Geçmiş, mazi, onurlu ve öğünçlü mazi - Türklerin, ilk başkentlerinden. Tanrının, Türklere armağan ettiğine inanılan, kutsanmış, ormanlık, dağlık bölgeÖTÜN1- Ödün, verme, bağış, mağfiret 2- Yakarı, yalvarış, niyazÖTÜNÇ1- Rica, dilek, maruzat, istirham 2- İltimas, tarafgirlikÖTÜNÇ TİMURbirl. Ötünç/Timur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyÖVETÖğüş, övgü, methü senaÖVGÜÖvme, methetmeÖVGÜNÖvülen, övülmeye layıkÖVÜÇÖvünç, iftiharÖVÜLÖvülen, övülmeye layıkÖVÜLAYbirl. Övül/AyÖVÜNÇÖvülmeye yol açan davranış, gurur ve onur kaynağıÖVÜTÖğüt, nasihatÖYKEÖfke, hiddet, hınçÖYKÜ1- Taklit, benzeme, benzetme, 2- HikayeÖYKÜNÇEğilim, benzeme, taklit etme eğilimiÖYLEKZaman, devirÖYÜKCoşku, coşkunluk, tezahüratÖZKişinin "ben" derken, anlatmak istediği, tinsel varlık. 1- Ben, tin, can, ruh, gönül 2- Asıl, esas, temel, unsur 3- Şahsi, kişisel, kendi, kendine aitlik 4- Uz, uzluk, ustalık 5- Dere, ırmakÖZAKbirl. Öz/Ak mec. SoyluÖZALbirl. Öz/AlÖZALPbirl. Öz/AlpÖZALTANbirl. Öz/AltanÖZALTAYbirl. Öz/AltayÖZAPAbirl. Öz/Apa - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyÖZATAYbirl. Öz/AtayÖZAYbirl. Öz/AyÖZBALAbirl. Öz/BalaÖZBARSbirl. Öz/BarsÖZBAYbirl. Öz/BayÖZBEGÜMbirl. Öz/BegümÖZBEKbirl. Öz/Bek mec. Cesur, kendine güveni tamÖZBEK HANbirl. Özbek/Han (. . Bazı kaynaklarda, " Uzbek Han " olarak da geçer) - 1- Timur Kürkan Han’ın torunlarından ve Özbek hanlığının kurucusu 2- Altınordu hanlarından. Toktay Han’ın torunuÖZBEKERbirl. Öz/BekerÖZBERKbirl. Öz/BerkÖZBEYbirl. Öz/Bey - Mısır- Türk kölemenleri devleti, bey ve komutanlarındanÖZBEY TİMURbirl. Özbey/Timur - Timur Kürkan Han dönemi, bey ve komutanlarındanÖZBİKEbirl. Öz/BikeÖZBİLbirl. Öz/BilÖZBİLGEbirl. Öz/BilgeÖZBİLGE BEGÜMbirl. Özbilge/Begüm - Uygurlar (Bayan Çur Kağan) dönemi saray hanımlarındanÖZBİLİRbirl. Öz/BilirÖZBİRbirl. Öz/Bir mec. SoyluÖZBOĞAbirl. Öz/BoğaÖZBÖRİbirl. Öz/BöriÖZBUKAbirl. Öz/BoğaÖZÇAĞbirl. Öz/ÇağÖZÇAĞANbirl. Öz/ÇağanÖZÇAKAbirl. Öz/ÇakaÖZÇAKIRbirl. Öz/ÇakırÖZÇELİKbirl. Öz/ÇelikÖZDALbirl. Öz/DalÖZDEK1- Madde, temel, asıl, yapı, kuruluş, oluş, oluşum 2- Beden, vücut 3- Ağacın, köküne yakın olan kısımÖZDEL1- Soylu 2- Armağan, hediyeÖZDEMİRbirl. Öz/Demir - Otmanlılar (Kanuni Süleyman) dönemi, Yemen valisiÖZDEN1- İçten, samimi 2- Ender rastlanan, olağanüstü 3- Akraba, hısım 4- Armağan, hediyeÖZDEYİŞbirl. Öz/DeyişÖZDOĞANbirl. Öz/DoğanÖZDOĞDUbirl. Öz/DoğduÖZEK1- Temel, asıl, üs, merkez 2- Can, ruh, gönülÖZEL1- Ayırt, fark, farklılık 2- Uzman, usta, kalifiye 3- Kişiye özgü, kişiselÖZEN1- İçten, samimi 2- Dikkat, itina, emek, heves 3- Irmak, küçük akarsu - Kırgız oymaklarındanÖZENÇ1- Gıpta, heves, iştiha 2- Direnç, gayret, dikbaşlılıkÖZERbirl. Öz/ErÖZERKbirl. Öz/Erk Kendine egemen, kendine sözü geçenÖZERKEbirl. Öz/ErkeÖZGEBen’in karşıtı. Başka, öteki, yabancı, , gayrıÖZGELÖze ait, özden gelen, samimiyetÖZGERİŞ1- Hayal, kugu, fantezi 2- Devrim, başkaldırıÖZGÜÖze ait, özle ilgili, ait, has, mahsusÖZGÜNÖze ait, özüne ait, orijinal, kendine hasÖZGÜRHür, bağımsız, kendinden başkasını dinlemezÖZGÜVENbirl. Öz/Güven Cesaret, kendine güvenme, kendinden emin olma, kendinden bilgi, beceri ve konumundan kuşku duymamaÖZHANbirl. Öz/HanÖZİFert, ŞahısÖZİÇVarlık, şahsiyetÖZİLbirl. Öz/İl mec. AnayurtÖZKANbirl. Öz/KanÖZKARAYbirl. Öz/KarayÖZKER1- Ulu ruhlu kişi 2- İylik sever, hayırseverÖZKONUKCan, ruhÖZLEK1- Üretken, münbit 2- Felek, talih 3- Özel, şahsi, kişiselÖZLEM1- Öz’ün ilgisi, ilgi duyarak yönelişi, hasret 2- Özel, hususi, kişiselÖZLEN1- Özlenen, aranan 2- Dürüst, özü sözü bir 3- özel, hususi, kişiselÖZLEŞKendine dönüş, kendinden verişÖZLÜOrijinal, sağlamÖZLÜKŞahsi, özel, kişiselÖZMENDürüst, özü sözü birÖZRÜMSeçkin, seçilmişÖZTANbirl. Öz/TanÖZTAŞbirl. Öz/TaşÖZTAYbirl. Öz/TayÖZTEKİNbirl. Öz/TekinÖZTİMURbirl. Öz/TimurÖZTİNbirl. Öz/TinÖZTÜRKbirl. Öz/TürkÖZÜBİRbirl. Özü/BirÖZÜÇVücut, gövde, endamÖZÜMKendine katma, kendine çekme, kendinden yapmaÖZÜREKbirl. Öz/ÜrekÖZVERENbirl. Öz/Veren mec. . . . Fedakar, fedaiÖZVERİbirl. Öz/Veri . . . FedakarlıkPARSLeopar - Göktürkler devleti, bey ve komutanlarındanPARS OKTAYbirl. Pars/Oktay - Mısır- Türk kölemenleri devleti, vali ve komutanlarındanPARSAK1- Acıma duygusu, merhamet 2- PorsukPARSALPbirl. Pars/AlpPARSAYbirl. Pars/AyPARSBAYbirl. Pars/BayPARSBEGbirl. Pars/BeğPARSERbirl. Pars/ErPARSTİMURbirl. Pars/TimurPAŞABaş komutan, general. ( Bu sözcük, bazı dilbilimcilerimize göre, Baş-Şad, bazılarına göre de Baş- Ağa birleşimi ve zamanla ağız değişimiyle bu biçime gelmiştir.PEÇENÇayır, çimen, çayırlık, otlakPEÇENEK1- Otlak, çayırlık 2- Bacanak - Önceleri, Balkaş gölü cıvarında yaşarlarken, sonradan göç ederek, Avrupa ve Balkanlar bölgesine yerleşmiş bir Türk BoyuPEK1- Ber, katı, sıkı, sert, kuvvetli, dayanıklı 2- Bey sözcüğünün, değişik ağız ayrılığı Bek, beg, beğ, bey vb. - Uygur kağanlarının ünvanlarındanPEKAYbirl. Pek/AyPEKBOĞAbirl. Pek/BoğaPEKDOĞDUbirl. Pek/Doğdu - Gazneli Mahmud Han’ın bey ve komutanlarındanPEKERbirl. Pek/ErPEKHANbirl. Pek/HanPEKİŞSıklık, sertlik, pekişmişlikPEKKANbirl. Pek/KanPEKTEKİNbirl. Pek/Tekin - Salçuklular dönemi, komutanlarından ve Musul atabeylerindenPELENİyi, ehvenPELİNAcı ve keskin kokulu bir yayla çiçeğiPELİTMeşe ağacının çiçeğiPERİNÇEK(Berincek) 1- Sadık, içten bağlı 2- FedakarPINARKaynak, kaynarca, gözePIŞGANOlgun, pişginPİŞKİNOlgun, kamil, pişmişPORSUK(Borsuk) Tilki büyüklüğünde, kürkünden yararlanılan bir hayvan - Salçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanPUSAT(Busat, basat) 1- Silah 2- Zırh, koruyucuPUSAT ALPbirl. Pusat/AlpPUSAT HANbirl. Pusat/Han - Karakıtaylar hanlarındanPUSATAYbirl. Pusat/AyPUSUGPusuPUSUNPusu, pusma, sinmePUSUNÇİltica, sığınma, sinme, pusma, sığınmış, mülteciPÜSKÜLSarkık, asılı duran süs, aksesuarSABA(Sava) 1- (Sapa, sopa) Sopa, değnek, savma aleti, savaş aleti (. . Arapçadaki "sabaa" değil!) 2- Söz, iddia, hitapSABACI1- Sopacı, sopayla döğüşen 2- Konuşmacı, hatipSABAK(Savak) 1- Sopa, cop sopa kullanan, dövüşçü, sopa ile döğüşen 2- Kımız saklamak için beygir derisinden yapılan tulumSABAKKARAbirl. Sabak/Kara - Huayka hanlığının son hanlarındanSABAR1- Sapar, savar, döver, sopayla döven 2- Savar, savaşır, savaşçı 3- Hatip, konuşmacı - Kırgızların, Togay ve Sarı oymakları, dip dedelerindenSABAYbirl. Sav/Ay - 1- Koço uygurları dönemi beylerinden 2- Kırgızların, Edigene oymağı dip dedelerindenSABI1- Sopa, cop 2- Savaş, döğüş 3- Söz, sohbetSABIBOĞAbirl. Sabı/Boğa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySABU1- Sopa, cop, değnek 2- Savaş, döğüşçü, döğüş ustası, savaşçıSABUTAY(Subutay, Sabotay) birl. Sabu/Tay – Saba/Tay - Türk ve dünya tarihinin en büyük generali. Bir savaş dehası. Çengiz Kaan’ın ünlü komutanı ve yakın arkadaşı. 35 ayrı ulustan, çeşitli ordularla, 65 savaş yapan ve hepsinden zaferle ayrılan bu olağanüstü kişi için Avrupalı tarihçiler bile hayranlıkla bahsedip, " Ne İskender, ne Sezar, ne de Napolyon, bu kişinin yanında ölçü olamaz ve hepsi sönük kalır" derler.SAÇASaçı, bahşiş, armağanSAÇABEK(Saçıbek) birl. Saçı/Bek - Çengiz Kaan dönemi beylerindenSAÇAN1- Cömert, dağıtan, harcayan 2- Yayıncı, yayın yapanSAÇI1- Armağan, bahşiş 2- Adak, inanç gereği dağıtılan nesne - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySAÇILIKArmağan, hediye, bahşişSAÇIBEGÜMbirl. Saçı/BegümSAÇUĞ(Saçı, Saçuk)SAÇUK1- Eli açık, cömert 2- Armağan, bahşiş 3- Aleni, saklısız, gizlisizSADAKOkların, içinde muhafaza edildiği torba ok torbasıSADAKBAYbirl. Sadak/BaySADAKBEĞbirl. Sadak/Beğ - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySADUİyi, çok iyi, alaSAGAY1- Düşünceli, Düşünen, sakınan 2- Özleyen, özlemiş, özlem - 1- Kazakların, Kiçiyüz ve Bayoğlu oymakları dip dedelerinden 2- Altay Türkleri oymaklarındanSAGIM1- Emel, arzu, Murat 2- Düşünce, fikir, düşünceli, fikir sahibi 3- Sağlamlık, dayanıklılıkSAĞIMBAYbirl. Sagım/BaySAGIN1- Özlem, hasret 2- Düşünce, plan, tasarım 3- Davet 4- KıvılcımSAGINÇISagınan, düşünen, özleyen, sakınca duyanSAGUAğıt, mersiyeSAGUN(Sagın)SAGUNDUÖzlenen, düşünülen, kollananSAGUNDUKÖzlenen, düşünülen, özlemeye değerSAGUNURDüşünce, tasarımSAĞ1- Sağlık, dirilik, canlılık, yeterlilik 2- Akıl, fetanet 3- Doğruluk, inanırlık 4- Halis, saf, netSAĞ BİLGEbirl. Sağ/Bilge Doktor, sağlık uzmanıSAĞANDoğan türü, yırtıcı avcı bir kuşSAĞANAKSağnak, sert ve hızlı yağan yağmurSAĞANBAYbirl. Sağan/BaySAĞANÇIĞNefs, can, ruhSAĞBİLİbirl. Sağ/Bili (Bilig) Sağduyu, hikmetSAĞDAÇSağlıklı günlerin arkadaşı, can yoldaşıSAĞDAK(Sadak)SAĞDIÇSağdaç " Damadın en yakın, en güvenilir arkadaşı"SAĞIK1- Düşünceli, planlı 2- Sağ, diri, uyanık 3- Ateş, kıvılcım, ateşliSAĞIM1- Yaşam, sağlık 2- Serap, algınSAĞIN1- Düşünce, tasarım 2- Özlem 3- Ateş, kıvılcımSAĞIN HANbirl. Sağın/Han - Kazak hanlarındanSAĞINÇ1- Kurgu, hayal 2- Sakınca, mahsur, endişe 3- ÖzlemSAĞIŞHesap, matematik, sayışSAĞLAMSağlıklı, güçlü, dayanıklı, dirençliSAĞLI(Sağlık) Diri, canlı, sağlıklıSAĞLICA(K)Sağlıklı, diri, esenlikliSAĞMANSağlıklı, güçlüSAĞNAK(Sağanak)SAĞNAK ALPbirl. Sağnak/AlpSAĞNAK TEKİNbirl. Sağnak/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySAĞNAK TİGİNbirl. Sağnak/Tigin - Almalık devleti prenslerinden. Sonradan han olduSAĞNAK HANbirl. Sağnak/Han - Almalık devleti hanlarındanSAĞRAKİçki içilen kap, kupa, kadehSAĞRI1- Sağrak 2- Sarı - Türkmenlerin, Ersarı, Teke ve Ok oymakları dip dedelerindenSAĞŞATbirl. Sağ/Şad - Uygurlar döneminde, batı bölgesi ordularının komutanıSAĞUNÇAKAğıt, mersiyeSAĞUNMUŞ1- Özlem içinde olan 2- Düşünen, düşünceli 3- Davet eden, davetkarSAKA1- Akıllı, arif 2- Düşünceli, kaygılı 3- Sakal 4- Saklı, saklayan, koruyan - Alper Tunga ve Tomris Hatunun da bağlı bulunduğu, en eski Türk boylarından. Halen Sibirya da yaşıyorlarSAKALSakal - Altay Türkleri, Kişiler oymağı dip dedelerindenSAKAR1- Alnında beyaz lekesi bulunan at 2- Uğursuz, sakıncalı - Kırgızların, Mündi oymağı dip dedelerindenSAKARALPbirl. Sakar/AlpSAKARBUĞAbirl. Sakar/BoğaSAKÇIKoruyucu, muhafızSAKIKÇoban yıldızıSAKIN1- Düşünme, tasarım, kaygılanma, kaygıyı ortadan kaldırma eylemi 2- Saklama, koruma, esirgeme 3- Uzaklaşma, ayrılmaSAKINÇDüşünce, kaygıSAKIŞKaygı, endişeSAKLI1- Korunmuş, mahfuz, esirgenen 2- Zinde, dinç, sağlıklıSAKLICA1- Gizli, örtülü, korunan 2- Hazine, mücevherSAKLIÇAK1- Gizli, gizlenmiş, örtülü 2- Yaşam, sağlık, esenlikSAKMAN1- Uyanık, diri, sağlam 2- Sokman, dize kadar çıkan çizme - . . Doğu Türkistan’da, bir dönem hanlık da yapmış olan bir beySAKNI(Sakar) - Otmanoğullarının dip dedelerindenSAKURBAYbirl. Sakur/BaySAL1- Saldırı, saldırmak 2- Salmak, bırakmak, azat etmek, serbestlik 3- göndermek, yaymak, ulaştırmak, uzatmakSALAÇAKSalınan, bırakılan, salınmışSALACUKSaldıran, saldırıcı, göndericiSALAMANSalınan, bırakılan, azat edilen, serbest, azade ( Bu sözcük de, Türkçe’den Farsça’ya geçerek, " Selman" biçimini almıştır.SALAMIŞ1- Saldıran, düşmana karşı hamle ve manevra yapan 2- İyi kılıç sallayan, silahşor 3- Salmış, köle azad etmişSALAMIŞ HANSalamış Han - Mısır- Türk kölemenleri devleti hanlarından. Baybars Han’ın oğluSALANÇUSaldırgan, iyi kılıç kullananSALAR1- Ordu sevk eden 2- İyi kılıç kullanan, silahşor - 1- Salçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerinden 2- Doğu Türkistan’da yaşayan bir oymak beyiSALÇI1- Salıcı, sevk edici 2- Salan, serbest bırakan 3- Karahanlılar döneminde, saray aşçılarının ünvanlarından - Göktürkler dönemi, bey ve komutanlarındanSALÇIKUTbirl. Salçı/Kut - Altaylar, Kuntur oymağı dip dedelerindenSALÇUK1- Salınmış, azad edilmiş, saltuk, eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız, otoriteye karşı çıkan 3- Saldıran 4- Silahşor, iyi silah kullanan 5- Küçük yel, esinti 6- Haber salan, mesaj yollayan - Oğuz boyuna bağlı bir oymak ve bu oymağın beyi olan Salçuk bey, kendinden sonra gelen torunları, Çağrı ve Tuğrul beyler tarafından kurulan devletin de adı olarak kullanılmıştır. Salçuklu devleti adını bu beyden almış, Çağrı bey, bu inceliğiyle de ayrı bir hayranlık uyandırmıştır.SaldırSaldırı, hücumSALDIRANHücum eden, asker sevk edenSALDIRAYbirl. Saldır/AySALDIRGANSaldırıcı, hücumcuSALDIRIHücum, taarruzSALDIRMIŞHücum etmiş, taarruz etmişSALDURSaldırıSALDÜZbirl. Sal/DüzSALGARASalınmış, azade, başına buyruk, otorite tanımazSALGIN1- Serbest, bağımsız 2- Serap, hayalSALGURAtak, tetik, saldırmaya hazır - Salçuklular dönemi, Tebriz atabeylerindenSALGUTMebus, vekil. Eskiden bir bölgeyi temsilen, Kağan’a (Başkente) gönderilen kişilere verilen unvanSALIK1- Vergi, vergi borcu, haraç 2- Haber, öğüt, tavsiyeSALIKÇUHaberci, öğütçüSALIM1- Serin esen yel, serinlik 2- Ferman, emirname 3- Üzüm demedi, salkımSALIN1- Serbest, serbestlik, salınma, boy gösterme 2- Jest, eda 3- salıncakSALINAYbirl. Salın/AySALINMIŞSerbest, azade, salamanSALKIMSalınmış, sarkıkSALMAN(Salaman)SALTUK1- Serbest bırakılmış, azade, hürriyetine kavuşmuş eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız - Salçuklular dönemi bey ve komutanlarından Sonraları "Saltukoğulları" beyliğinin kurucusuSALTINYalnız, yalnızlık içinde, tek kalmışSALTIK(saltuk)SALTUK ALPbirl. Saltuk/Alp - Batı Hunları dönemi bey ve komutanlarındanSALTUK BUĞRAbirl. Saltuk/Buğra - Bazı tarih kayıtlarında, Karahanlı hanı, Satuk Buğra’nın bu ad ile zikredildiği de görülür.SALUK(Salık) Serbest, azade, hürriyetine kavuşmuş - 1- Salçuklular dönemi, Erzurum atabeylerinden 2- Türkmenlerin, Bayramşahlı oymağı dip dedelerindenSALUK BİKEbirl. Saluk/BigeSALUKBAYbirl. Saluk/BaySALUK HANbirl. Saluk/HanSALUKTANbirl. Saluk/TanSALUKTAYbirl. Saluk/TaySALUM1- Özgürlük, azat 2- Kılış, silahSALUN1- Jest, mimik, eda, cilve 2- Boy gösterme, ortaya çıkmaSALUNDU1- Özgür, hür 2- Edalı, boy gösterenSALUNDU TİGİNSalundu/Tigin - Koço Uygurları prenslerindenSALUR1- Saldıran, saldırgan, asker salan 2- Silahşor, iyi silah kullanan 3- Saldırma, kılıç, silah 4- Serbest, azade - Türkmen oymaklarından ve bu oymağın ilk beyiSALUR HANbirl. Salur/han - Karahanlı hanlarındanSALUR KAZANbirl. Salur/Kazan - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey. Bayındır Han’ın torunu, Ulaş beğ’in oğluSAMSABaklava türü bir hamur tatlısıSAMSAMA(Samsa) - Otman beğ’in yakın silah arkadaşlarındanSAMUKAİnatçı, dirençli - Çengiz Kaan’ın askeri danışman ve komutanlarındanSANSanmak, saymak, var kabul etmek (. . Farsçadaki "şan" ile ilgisi yok)SANAGA1- Serap, hayal 2- Niyet, maksatSANAĞHesap, matematikSANAKMatematikSANALPbirl. San/AlpSANAYbirl. San/AySANBAYbirl. San/BaySANBERKbirl. San/BerkSANÇAKUcu sivri mızrakSANÇARSaplayan, batıran, dürten, mızrak kullanarak sançan, sançıcı, iyi silah kullananSANÇARALPbirl. Sançar/AlpSANÇAR BARLASbirl. Sançar/Barlas - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySANÇAR HANbirl. Sançar/Han - 1- Salçuklu hanlarından bu hanedanda, bu ad ile, iki ayrı han vardır 2- Çağatay hanlarındanSANÇARBAYbirl. Sançar/BaySANÇARBEKbirl. Sançar/BekSANÇAROKbirl. Sançar/OkSANÇI1- Ucu sivri demir, silah 2- Sivri bir aletin, vücuda değince verdiği acı 3- Acı duymak 4- HayaletSANÇIĞUcu sivri demir, kargıSANÇIŞHamle, kılıç veya kargıyla yapılan dürtüşSANDUGAÇBülbülSANEKHayran, meftunSANERbirl. San/ErSANGSan, düşünce var saymaSANGIHayal, serapSANIR1- Hayal 2- BurçSANKURHayret, şaşkınlıkSANLAVHürmet, saygıSANLI1- Sanıcı, düşünücü 2- ŞüpheciSANSAKAnlayış, intibaSAPA1- Sopa, değnek 2- Kılıç sapı, kabza 3- Aykırı, farklı, başkaSAPAK1- Sopa 2-Aykırı, aykırılıkSAPAR1- Sabar, döver, dövücü 2- Aykırı, farklı 3- KabzaSAPARBAYbirl. Sapar/BaySAPURLUŞDevrim, ihtilal, ayaklanma, ayrılmaSARARSaran, sarıcı, sarma eyleminde olan, ören, örücü - Türkmenlerin, Çavdur oymağı, dip dedelerindenSARBAŞbirl. Sar/Baş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenSARGIN1- Sevimli, sempatik, çekici 2- Sargı, sarılı, örülüSARGUT1- Güneş ışığı 2- Bağış, ihsanSARI1- Sarı renk, sarışın 2- Sarılı, sarılmış, saran, sarılma - Türkmenlerin, Çavdur ve Abıdal oymakları dip dedelerinden 2- Kırgızların, Bögü oymağı dip dedelerindenSARIBAĞIŞbirl. Sarı/Bağış - Kırgızların, Togay oymağı dip dedelerindenSARIBAŞbirl. Sarı/Baş - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Alimoğlu ve Karasakal oymakları dip dedelerindenSARIBÖRİbirl. Sarı/Böri - Kırgızların, Togay ve Böri oymakları dip dedelerindenSARICASarılı, sarı gibi, sarıya çalan - Kırgızların, Üçtamga oymağı dip dedelerindenSARIÇURbirl. Sarı/Çur - Altayların, Çor oymağı dip dedelerindenSARIGSarılı, sarılmış, örgülü - 1- Kırgızların, Togay ve Buğu oymakları dip dedelerinden 2- Altayların, Sogay oymakları, dip dedelerinden 3- Türkmenlerin, Çavdur oymağı, dip dedelerindenSARILSarılmaktan. . . sarıl, mec. Sevgili, saygılı, cana yakınSARIM1- Suyu süzmeye yarayan, ince dokuma 2- Sarma, sarılmaSARIPSarp, dik, sarılı, çıkılması güç, yalçınSARITÜRGİŞbirl. Sarı/Türgiz - 1- Uygurlar döneminde, Uygur kağanlığına bağlı bir uç beyi 2- Oğuz kolundan bir Türk boyuSARKIZbirl. Sar/Kız - Tulay Han’ın evdeşi Mangu Han’ın anasıSARMAN(Sarıman) 1- Sarışın, sarıya çalan 2- Sıcak kanlı, cana yakın - Çağatay Han’ın oğullarındanSARMAŞIKSarılı, sarpasarmış, sarılanSARP(Sarıp)SARPERbirl. Sarp/ErSARPTAŞbirl. Sarp/Taş - Kazak hanlığı, dönemi Kırgız asıllı bir beySARPTİMURbirl. Sarp/TimurSARTIK1- Sarılı, örgülü, örülmüş 2- Farklı, dikkat çekiciSARTUK(Sartık)SARTUKHANbirl. Sartuk/Han - . . Altunordu hanlarından Batu Han’ın oğullarındanSARU1- Sarı 2- Sıra dışı, farklı, dikkat çekici 3- Batı, batı yönüSARUHANbirl. Saru/Han - 1- Salçuklular dönemi bey ve komutanlarından Manisa bölgesi fatihi. Daha sonraları kendi adıyla bir beylik kurdu 2- Harzem hanı Celaleddin’in komutanlarındanSARU HATUNbirl. Saru/Hatun - Karakoyunlu hanlarından, Uzun Hasan’ın anasıSARU SALTUKbirl. Saru/Saltuk - 1- Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarından 2- Gökoğuz Türklerinin, Anadolu’dan bu günkü topraklarına, ilk göç eden kısmının başbuğu olan beySARUALPbirl. Saru/AlpSARUBATUbirl. Saru/Batı - Otman beğ’in ağabeyi, Ertuğrul Beğ’in oğluSARUBATURbirl. Saru/Batur - Timur Kürkan Han dönemi beylerindenSARUBAYbirl. Saru/BaySARUBUĞAbirl. Saru/Boğa - Kıpçak hanlarındanSARUBUKAbirl. Saru/Boğa - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanSARUCA1- Bir sungur türü avcı kuş 2- Sarıya çalan, sarışın - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySARUCABAYbirl. Saruca/BaySARUERbirl. Saru/ErSARUKANbirl. Saru/KanSARUKUNİbirl. Saru/Kuni - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySARULSarılı, sarılmışSARULBAYbirl. Sarul/BaySARULTANbirl. Sarul/TanSATI1- Satık, satuk, satılmışın dişisi 2- Pazar yeri (Eski Türk geleneklerine göre, çocukları sık ölen ya da olmayan ailelerin, çocuğu olduğunda, yaşaması ve uzun ömürlü olması için, onu Tanrı’nın sevdiği, toplumun sevip saydığı, bir ulu kişiye ya da onun ruhuna, çocuğu koruması, manevi bir destek vermesi bakımından emanet edilmesi eylemine satma-satılma adı verilir. Çocuk erkekse, "Satılmış", kız ise "Satı" adı verilir. Bu gelenek, günümüzde de islami motifler içinde yine sürdürülmektedir. )SATIBEGÜMbirl. Satı/BegümSATIBİGEbirl. Satı/BigeSATIÇ1- Satıcı, tüccar 2- Mertebe, rütbeSATIKSatı, satukSATIKAYbirl. Satık/Ay - Kırgızların, Murat Ali oymağı dip dedelerindenSATIKBAYbirl. Satık/BaySATIKERbirl. Satık/ErSATIKTAYbirl. Satık/TaySATIKULbirl. Satı/KulSATILMIŞSatı, satık - İlhanlılar dönemi bey ve komutanlarındanSATIM1- Satıcığım 2- TicaretSATIMKULbirl. Satım/Kul - Kırgız oymak beylerindenSATIŞGANSatıcı, tüccarSATUKSatı, satık, satılmışSATUK BUĞRA HANSatuk/Buğra/Han - Karahanlı hanlarından. Türk tarihindeki, ilk Müslüman olan Türk hanı. (İS 950) Türklerin, İslamiyet’e geçiş ve İslamiyet’in, Türkler arasındaki yayılma süreci bu kişi ile başlar. Daha önce budizme ilgi duyan, sonra Müslüman olan bu kişi, Müslüman olduktan sonra ilk iş olarak, adının başına "Abdülkadir" ünvanı alıp, hemen ardından da, bütün Türk devletlerinde geleneksel olarak var olan, " Oğuz Töresini ve Yasalarını" yürürlükten kaldırıp, yerine "Şeriat yasaları ve Arap fıkıhını" yürürlüğe koymuştur.SATUKHANbirl. Satuk/HanSATUKBARLASbirl. Satuk/Barlas - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySATUNSatın alma, satın alma gücü, pahaSAV(Sava) 1- Mesaj, haber, yeni haber 2- İddia- isnat 3- Ün, san 4- Savaş, vuruşma, döğüş 5- Öykü, atasözü, darbı mesel - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanSAVA(Sav)SAVACI(Savcı) - 1- Ergenekon destanında adı geçen, Böriteçine’nin oğullarından 2- Otman Beğ dönemi bey ve komutanlarındanSAVAKULbirl. Sava/KulSAVAN1- Savıcı, savaşçı, def edici 2- Elçi, arabulucuSAVANKULbirl. Savan/KulSAVARSavaşçı, savıcı, defediciSAVARU1- Bahşiş, armağan 2- Geçici, muvakkatSAVAŞHarp, döğüş, vuruşma, savma, defetmeSAVAŞERİbirl. Savaş/EriSAVAŞGANSavaşçı, cengaverSAVBÖRİbirl. Sav/BöriSAVCI(Savçı, savacı)SAVCIAKAbirl. Savcı/Aka - 14. yüzyılda, Anadolu’ya yerleşen, Moğol beylerindenSAVCIALPbirl. Savcı/Alp - Salçuklular dönemi, bey ve komutanlarındanSAVCIBAYbirl. Savcı/BaySAVCIBEKbirl. Savcı/BeySAVÇI(Savcı, savacı)1- Elçi, haberci, resul, sözcü 2- Savaşçı, cengaver 3- Ünlü, meşhur, ün salmış - 1- Otman beğ’in ağabeyi, Ertuğrul beğ’in oğlu 2- 1. Murat Hüdavendigar’ın küçük oğlu, Yıldırım Bayazıt’ın kardeşiSAVDUKUğurlama, vedaSAVGATArmağan, bahşişSAVGU1- Haraç, vergi 2- Şifa, dermanSAVKULİbirl. Sav/KuliSAVKUTbirl. Sav/KutSAVRIN1- Armağan, bahşiş 2- Ahd, azimSAVRUKSavrulmuş, derbederSAVTAGIbirl. Sav/Takı - Çengiz Kaan dönemi Kazak beylerindenSAVTEKİN(Sav Tigin) birl. Sav/Tekin - Tuğrul Han döneminde, Gazneliler devletinden ayrılıp, Salçuklulara katılan bir beySAVTİMURbirl. Sav/TimurSAVTURVeda, uğurlamaSAVUN1- Davet, çağrı 2- Savunma, savaş 3- Ağıt, mersiye, ölenlerin yiğitlik ya da hayırlı işlerini anlatmak için verilen yemekSAVUALbirl. Savun/AlSAVUNDUKDavetiyeSAVUNGANSavunucu, savaşan, direnen, müdafiSAVUNKULbirl. Savun/KulSAVUREli açık, cömert, hovardaSAVURALPbirl. Savur/AlpSAVURBAYbirl. Savur/BaySAVURKAÇ1- Savurgan, hovarda, eli açık 2- Fırtına, katı yelSAVUT1- Koruyucu, koruyan, müdafi 2- Zırh, çelik yelek, demirağSAY(sag, sağ, sak, sayı) 1- Saygı, sayma, geçerli kılma 2- Düşünme, ölçme, seçme, tasarım, hesap, ödeşme 3- Taşlık yer 4- Zırh, göğüslükSAYAKSaygılı, hürmetli - Kırgızların, Togay oymağı dip dedelerindenSAYAN1- Saygılı, saygıdeğer, saygıya layık 2- saygı gösteren, efendi, ağırbaşlı - Altay Türkleri oymaklarındanSAYBİLbirl. Say/BilSAYDAMSaf, net, berrak, sayılabilen, açık, temiz, bilinenSAYDURSaygı duruşu, ihtiram duruşu - Kırgız oymak beylerindenSAYGI1- Hürmet, önem, değer, edep 2- Sayı, sayım, matematikSAYGINİtibarlı, hürmet gören, saygı gören, hatırı sayılırSAYGINALPbirl. Saygın/AlpSAYGINAYbirl. Saygın/AySAYGINBAYbirl. Saygın/BaySAYGINERbirl. Saygın/ErSAYGINKULbirl. Saygın/KulSAYGINKULUbirl. Saygın/KuluSAYHANbirl. Say/Han - Altay destanlarında adı geçen bir kızSAYHAN HATUNbirl. Sayhan/Hatun - Timur Kürkan Han dönemi saray hanımlarındanSAYILSeçilmiş, seçkin, sayılan, intihab edilenSAYILGANSayılan, saygı gösterilen, mübeccel, muteberSAYIMSaygı, saygı gösteriş - Altay destanlarında adı geçen bir beySAYIN1- Seçkin, değerli, muteber, güzide, muhterem 2- Saf, halis, arı 3- Güzel, ender rastlanan - . 1- İlhanlılar (Bahadır Han) dönemi, bey ve komutanlarından 2-Altay destanlarında adı geçen bir beySAYINALPbirl. Sayın/AlpSAYINHANbirl. Sayın/Han - Altınordu hanlarından (Batu Han’ın öteki adı)SAYIN KARAbirl. Sayın/Kara - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beySAYINAYbirl. Sayın/AySAYINBATUbirl. Sayın/Batu - Kıpçak HanlarındanSAYIN BATURbirl. Sayın/Batur - Kazak hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanSAYINBÖRİbirl. Sayın/BöriSAYINDISaygı duyulan, itibar gören, muhterem, saygınSAYINERbirl. Sayın/ErSAYINTİMURbirl. Sayın/TimurSAYIRİçinden su çıkan mağaraSAYIŞÖdenekSAYITSaygın, muteberSAYHANbirl. Say/HanSAYKANbirl. Say/KanSAYKALbirl. Say/KalSAYKULbirl. Say/KulSAYKUTbirl. Say/KutSAYLAKSayılan, takdir gören, usta, uzmanSAYLIKŞeref, haysiyet, onurSAYMANSayıcı, hesapçı, hesap ve sayı uzmanı, muhasibSAYRIÜzgün, mahzun, yorgun ilgisizSAYTAŞbirl. Say/Taş - Kırgız oymak beylerindenSAYVANGölgelik, kamelyaSAZAĞAN(Sazan) Soğuk yelSAZAK1- Sazlık, bataklık 2- İnce yağan kar 3- Ak bulut 4- Çok konuşan, geveze 5-Poyraz, soğuk esen yel 6-Sezgin, sezici, uyanık - Kazakların Ortayüz bölüğü oymaklarındanSAZAN1- Soğuk esen yel 2- Sazlık, bataklık 3- Sezen, sezici - Kırgızların, Togay ve Girik oymakları dip dedelerindenSEBESevgi, sevi - Altay Türkleri, Çor oymağı dip dedelerindenSEBÜKSevik, sevilen, sevgi görenSEBÜK TEKİNbirl. Sebük/Tekin (Sevük/Tekin)SEÇEN1- Titiz, seçici, ayırıcı 2- Konuşkan, hoş sözlü - 1- Yakut destanlarında adı geçen bir bey. Ulu Koyun’un babası 2- Çengizli hanlarından, Camuga’nın ünvanıSEÇİL1- Seçkin, güzide, seçilmiş 2- Farklı, olağanüstüSEÇİLİRSeçkin, güzideSEÇİLMİŞSeçkin, güzideSEÇKİN1- Farklı, göze batan, olağanüstü 2- İtibar gören, muhterem 3- Peygamber, nebiSEÇKİN ALPbirl. Seçkin/AlpSEÇKİN HANbirl. Seçkin/HanSEÇKİNAYbirl. Seçkin/AySEÇKİNBAYbirl. Seçkin/BaySEÇKİNBEĞbirl. Seçkin/BeğSEÇKİNERbirl. Seçkin/ErSEÇKİNKARAbirl. Seçkin/KaraSEÇKİNKAYAbirl. Seçkin/KayaSEÇKİNSOYbirl. Seçkin/SoySEÇKİNTANbirl. Seçkin/TanSEÇKİNTAYbirl. Seçkin/TaySEGREKSeyrek, ender rastlananSEĞİRTGEN1-Koşucu, atlet 2- Afacan, ele avuca sığmaz, tez canlıSEĞREKSeyrek, nadir, az rastlanır - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey. Eğrek’in ağabeyi, Usun Koca’nın oğluSEKİZ APAbirl. Sekiz/Apa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySEKİZYİRbirl. Sekiz/Yir - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySEKMENSeviye, mertebeSELÇİK(Seligcik) 1- Temiz, pakize, namuslu, bakire 2- Küçük kılıç, bıçak 3- Açık, beliğ, fesahetli - 11. Kılıçarslan’ın kızlarındanSELÇİK HATUNSelçik /Hatun - . . Fatih Sultan Mehmed Han’ın kızlarından ve Karaca paşanın evdeşiSELÇUK(Salçuk) (. . Bu ad üzerine bazı spekülasyonlar var. Bunun aslı "Salçuk" olmasına rağmen, Arap kayıtlarında, Selcuk ve Selcik olarak geçer. İran kayıtlarında ise Selçug, Selçuk olarak geçer ve hepsi de Türkçe ve yabancı dil uyumsuzluğunun tipik örneği, yanı sıra, alfabe farklılıklarından kaynaklanmaktadır.SELEKEli açık, cömertSELEN1- Salınan, sallanan, kıvrılan 2- Temiz, pak, namuslu, zarif, bakire 3- Fısıltı, hafif ses 4- Haber, havadis 5- Yılan (Tuva ve Çuvaş Türklerinde)SELENGEKıvrılan, kıvrık - Baykal gölüne dökülen, Türk dünyasının ünlü ırmağıSELENGÜNbirl. Selen/GünSELİG(Silig)1- Namuslu, temiz, dürüst, pakize 2- Kibar, narin, zarifSELİGÇİK(Selçik) Temiz, namuslu, bakireSELİK(Selig)SELİN1- Selen, salınan, haber, fısıltı 2- Sülün kuşuSEMİZ1- İri yarı, şişman 2- Besili, bakımlı - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Nayman oymağı, dip dedelerindenSENCER(Sançar) Bu sözcüğün aslı "Sançar" dır.SENGER1- Canavar, ejderha 2- Kale, burçSENGİSevgi, seviSENGİSUNbirl. Sengi/SunSENGÜNOrdu komutanı, general - Göktürkler ve Uygurlar döneminde, kullanılan askeri ünvanlardanSENGÜN HANbirl. Sengün/Han - Çengiz Kaan dönemi, Nayman hanlarından Var han’ın oğluSEPİL1- Yaygın, yayılmış, bulaşmış 2- Kale, hisarSEPİN1- Çeyiz, kalın 2- Yaygın, yayıkSEREDAYYüzük, takı, aksesuarSERİM1- Gösteriş, teşhir 2- Sabır, metanetSERİN1- Gölge, gölgelik 2- Genişlik, gerilmişlik 3- Soğuğa yakın, hafif soğuk 4- Sabırlı, dayanıklıSERİNAYbirl. Serin/AySERİNBAYbirl. Serin/BaySERİNBEGbirl. Serin/BeğSERİNGEN1- Serince, serinleşmiş 2- Sabırlı, dayanıklıSERİNGÜNbirl. Serin/GünSEVALbirl. Sev/AlSEVENSevmek. . . den sevgi sahibi, şefkatli, tutkuluSEVENAYbirl. Seven/AySEVENGÜNbirl. Seven/GünSEVER(. . Sevmekden)SEVERGE1- Dost, yakın, yaren 2- Aşk, sevgi, tutkuSEVERGÜNbirl. Sever/GünSEVGİSevme eyleminin nüvesiSEVİSevgi, sevgi eğilimi, sevgi yakınlığıSEVİGENSeven, sevgisini verenSEVİK1- Sevilen, sevgi gösterilen, sevgiye layık, sevgili 2- Dost, gönüldaşSEVİK KÜL ERKİNSevik/Kül/Erkin - Bilge Kağan dönemi, bey ve komutanlarındanSEVİLSevilen, el üstünde tutulanSEVİLAYbirl. Sevil/AySEVİLGENSevilen, aşırı ilgi görenSEVİMSempati, alım, çekicilik- sevgiye yol açanSEVİM BİGEbirl. Sevim/Bige - . . (Bazı tarih kaynaklarında, ünlü, "Siyun Bige" bu ad ile de geçmektedir. )SEVİMLİÇekici, sempatikSEVİNSevinç, mutluluk - Sasaniler’den, Miran Şah’ın evdeşiSEVİNAYbirl. Sevin/AySEVİNÇNeşe, coşku, sevinme duygusu, mutlulukSEVİNÇ HANSevinç/Han - Oğuzname’de, Baydu Han’ın oğullarındanSEVİNÇBEKbirl. Sevinç/BekSEVİNÇEKSevinilecek şey, sevinç kaynağıSEVİNDÜKMutluluk, bahtiyarlık (Uzun süren bir çocuksuzluk döneminden sonra, çocukları olan ailelerin sık kullandığı, geleneksel adlardan) - Kırgızların, argın oymağı dip dedelerindenSEVİNDÜK ALPbirl. Sevindük/Alp - Otman beğ dönemi beylerinden. Samsama beğ’in kardeşiSEVİNMİŞSevinçli, mutlu, mutlu olmuşSEVİNTİ1- Mutluluk, mutlu olmaya değen 2- Ferahlık, gevşeme, rahatlık, huzurSEVTAPbirl. Sev/TapSEVÜKSevilen, sevgili, cananSEVÜK ALPbirl. Sevük/AlpSEVÜKBAYbirl. Sevük/BaySEVÜKBİGEbirl. Sevük/BigeSEVÜK TİGİNbirl. Sevük/Tigin - Gazneliler devletinin kurucusu ve Gazneli Mahmud Han’ın babasıSEYHAN(Sayhan) - Kuman hanlarındanSEYİRTGENAfacan, çalışkan, ele avuca sığmazSEYREKAz rastlanır, sıra dışıSEZEK1- Hassas, duygulu, ferasetli 2- Sezgi, anlayış, kavrayış, hisSEZENAnlayan, kavrayan, hissedenSEZENAYbirl. Sezen/AySEZENBAYbirl. Sezen/BaySEZENERbirl. Sezen/ErSEZERHassas, duygulu, fark ediciSEZGEK(Sezek)SEZGİİdrak, seziş, hissediş, ilhamSEZGİNHassas, seziciSEZGİNALPbirl. Sezgin/AlpSEZGİNAYbirl. Sezgin/AySEZGİNBAYbirl. Sezgin/BaySEZGİNERbirl. Sezgin/ErSEZGİRHassas, narin, alınganSEZGİŞHassas, alınganSEZİGENSezen, sezginSEZİKSezgin, içliSEZİKLÜTedbirli, seziciSEZİMHissediş, anlayışSEZİMTALHassas, duyguluSEZMİŞİdrak eden, anlayanSIBAKSopa, değnek - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Bayoğlu oymağı, dip dedelerindenSIÇMAZ(Saçmaz) Tutumlu, tedbirli - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları, dip dedelerindenSIDALMuktedir, güçlü, egemenSIGUN1- Yabani geyik 2- Emek, zahmet, sıkıntıSIĞINErkek geyik, Ala geyikSIĞINAKSıkı korunan, sığınılacak yer, yoğun ve katı olan yerSIĞINDIKBağlılık, sadakatSIĞLAM1- Sağlam, sıkı, yoğun 2- Sine, bağırSIKKatı, yoğunSIKIKatı, sıkılmış, yoğunSIKILGANDaralmış, daralan, sıkılaşan, utangaçSIKIN1- Keder, yas, üzüntü, sıkıntı 2- AlageyikSILIVTemiz, pakize, bakireSILKIMCesur, gözükaraSIN1- Deney, deneme 2- Endam, gösterişSINAÇIHakem, sınayıcıSINAĞSınav, imtihan, denemeSINAKDeney, sınav, imtihanSINAUVUSınav, deneySINAYÇIHakem, sınayanSINÇIHakem, sınaçıSINDIRAÇBülbülSIRAYÇehre, yüz, benizSIRGA1- Küpe, takı, aksesuar 2- Armağan, bahşiş 3- Halka, halkalıSIRGALUKüpeli - Kazakların Uluyüz bölüğüne bağlı oymak beylerindenSIRGATİGİNbirl. Sırga/TiginSIRMASırlı, boyalı, gümüş telSIYKIMSevgili, canan - Kazakların, Uluyüz bölüğü, oymak beylerindenSIYLI1- Sevimli, sempatik, muteber 2- ArmağanSIYLIHANbirl. Sıylı/HanSIYLIKArmağan, bahşişSIYURGALArmağanSIZGIÇKalem, yazgaçSIZIMSızı, yakınma, hüzünSİBEL1- Buluttan ayrılıp henüz yere düşmemiş yağmur tanesi 2- Buğday, buğday tanesiSİLGİArınma, temizlik, parlaklıkSİLİG1- Temiz, namuslu, dürüst 2- El değmemiş, bakir, bakire 3- Tatlı dilliSİNÇEÇehre, benizSİNGİLKüçük kız kardeşSİNGİNMahçup, sıkılganSİNGİAYbirl. Singi/AySİNKELİmtiyazlı, ayrıcalıklıSİNKİLİmtiyazlıSİR1- Şeciye, soy, kök 2- Birleşik, birleşmiş, müttehidSİR YABGU KAĞANbirl. Sir/Yabgu/Kağan - Batı Göktürkleri kağanlarındanSİREKZeki, akıllıSİTACUNazlı, narin, alıngan, hassasSİYAVUŞSevimli, sempatik, sevgiye layıkSİYENDİSevilen, sevilmiş, sevgiye layıkSİYREKAz rastlanır, seyrek bulunurSİYUNSevim, sevimlilik, sempati, beğeniSİYUN BİKEbirl. Siyun/Bike (Sevim Bike) - . . Türk tarihinin ünlü kadın simalarından. Kazan hanlarının sonuncusu olan Uzamış Han’ın anası. Başından geçen olayların ilginç oluşu, adına destan yazılmasına neden olmuştur.SİYURANUtkan, muzafferSİYURGAL1- Ödül, armağan, ödül alma 2- Madalya, askeri nişanSİYURGATMIŞ1- Düşmanı bozguna uğratmış 2- Başarılı, ödül ve övgü almış - 1- Kutluk devleti hanlarından 2- Karakıtaylılar devleti hanlarından 3- Timur Kürkan Han’ın komutanlarından ve Kazan valilerindenSİYÜNÇSevinç, mutluluk - Şeyban hanlığı, hanlarındanSİZGEKZeki, sezgin, müdrikSİZÜÇENHassas, zeki, uyanık, akıllıSOBAY1- Bekar, yalnız, münferit 2- Silahını iyi kullanan, deneyimli asker, savaşçıSOGUM(Sokum)SOĞAYSağlıklı, zinde, dinç - Yenisey ırmağı kıyılarında yaşayan, Altay Türkleri bölüğünden bir Türk oymağıSOKMAN1- Mert, dürüst 2- Diz kapağına kadar gelen uzun bir tür çizme (Türkmen çizmesi) - Artukoğulları beyliğinden. Artuk Beğ’in oğullarındanSOKULAG1- Adak, kurban 2- Sokulgan, munis, cana yakın - Kırgızların, Manguş oymağı, dip dedelerindenSOKULGANCana yakın, munisSOKUMKurban, adakSOLAGAY1- Solak 2- Ters, hiddetli, öfkeliSOLAK1- Asker yöneten, asker sevk eden (Sulag) 2- Sol el ve ayağını kullanan - Avar hanlarından. Bayan Han’ın, Bizans elçisiSOLAŞIGLIYararlı, çok yararlı, iş bitiriciSOLGUNRengi kaçmış, yıpranmış, hüzünlüSOLGUNAYbirl. Solgun/AySOLGUR(Salgur) Atak, saldırıSOLHANbirl. Sol/HanSOLINAraştırmacı, meraklıSOLMAGANCanlı, ölümsüz, solmazSOLMAZCanlı, diri, çekiciSOLMAZAYbirl. Solmaz/AySOLŞADbirl. Sol/Şad - Uygurlar döneminde, orduların sol cenahını yöneten komutanlara verilen bir askeri unvanSOLTUSoludu, soluklu - Kırgızların, Togay oymağı, dip dedelerindenSOLUKNefes, can - Hazar imparatorluğu dönemi bey ve komutanlarındanSONAYbirl. Son/AySONERbirl. Son/ErSONGARSungur, şahin - İlhanlılar dönemi komutanlarındanSONHANbirl. Son/HanSONUÇ1- Son, bitim, kıyı 2- Uç, sınır, limit - Otmanlı ve Salçuklular döneminde, sınır karakollarında görev yapan kişiler verilen bir adSORGUÇBaşa takılan çelenkSORGUNSöğüt türü bir ağaçSOVAY(Sobay)SOYAKbirl. Soy/AkSOYALPbirl. Soy/AlpSOYARbirl. Soy/ArSOYARIK(Ğ)birl. Soy/ArıkSOYBARSbirl. Soy/BarsSOYBÖRÜbirl. Soy/BöriSOYBUĞAbirl. Soy/BoğaSOYÇASoylu, soylucaSOYDAM1- Soylu, soyunu düşünen 2- Ailesine bağlı, yuvasına bağlıSOYDAN1- Soylu, soylu bir aileden gelen 2- Hanedan, hanedanlıkSOYDAŞAynı soydan gelen, aynı soyun kişileriSOYERbirl. Soy/ErSOYHANbirl. Soy/HanSOYKANbirl. Soy/KanSOYKURTbirl. Soy/KurtSOYKUTbirl. Soy/KutSOYLAMIŞ1- Soyunu çoğaltıp, kutsayan, örgütleyen 2-söz, söyleyen, konuşmacı, hatipSOYLUAsil, asalet sahibiSOYLUHANbirl. Soylu/HanSOYON(Sayın) - Altay Türkleri, Kişiler oymağı, dip dedelerindenSOYSALbirl. Soy/Sal 1- Ünlü, meşhur 2- Soylu, asil 3- Medeni, uygarSOYTANbirl. Soy/TanSOYUAKbirl. Soyu/Ak. . . SoyluSOYUALPbirl. Soyu/AlpSOYUBAYbirl. Soyu/BaySOYUERbirl. Soyu/ErSOYUHANbirl. Soyu/HanSOYURGAL1- Ödül, askeri ödül, madalya, nişan 2- Armağan, bağış, ihsanSOYURGATİhsan, bahşişSÖKEDiz üstü çöküş, çökmeSÖKMEN1- Yiğit, gözükara, düşmana diz çöktüren, dize getiren, buyruğunu dinleten 2- Sokman, uzun çizmeSÖKMENBAYbirl. Sökmen/BaySÖKÜR1- Kızgın, hiddetli, kabarmış 2- Dize getiren, diz çöktüren, buyruğunu dinletenSÖKÜRMÜŞDize getirmiş, baş eğdirmişSÖNGüçten kesilme, azalmaSÖNMEZ1- Canlı, enerjik, ateşli, iddialı 2- Parlak, göz alıcıSÖNMEZAYbirl. Sönmez/AySÖNÜ-k-Sönük, pasif, cansız, heyecansızSÖYKEMSempati, sevim, sevimlilikSÖYLEMAnlatım, hitap, hitabet, demeç, izahSÖYLENCEEfsane, mit, destan, lejantSÖYÜ1- Aşk, sevda 2- SevinçSÖYÜÇEN1- Aşık, sevdalı 2- Sevinçli, mutluSÖYÜNDÜKSevindik - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı, dip dedelerindenSÖZBAYbirl. Söz/Bay Söz zengini, hatip, söz cambazıSÖZBİRbirl. Söz/Bir mec. Doğruluk, dürüstlük, söz birliği, sadakatSÖZEÇEN(Sözen)SÖZENHatip, konuşmacıSÖZERbirl. Söz/Er, mert, sözünün eriSÖZERİbirl. Söz/Eri, mert, sözünün eriSU1- Sıvı 2- Asker, er, eratSUAÇARbirl. Su/AçarSUALPbirl. Su/AlpSUATbirl. Su/AtSUAYbirl. Su/AySUBAKSopa, değnek, cop - Kırgızların, Togay ve Buğu oymakları, dip dedelerindenSUBALAbirl. Su/BalaSUBAYbirl. Su/Bay 1- Bilgili ve deneyimli asker 2- Hafif süvari, atlı asker 3- Bekar evlenmemiş (Anadolu ve Azerbaycan’da) 4- Çocuksuz, çocuğu olmayan ( Kazak ve Kırgızlarda)SUBEGbirl. Su/BeySUBEGÜMbirl. Su/BegümSUBÖRİbirl. Su/BöriSUBUTAY(Sabutay)SUÇURbirl. Su/ÇurSUERbirl. Su/ErSUERİbirl. Su/EriSUGAYAya benzer, ay parçasıSUĞUNÇAKSığınak, sığınılacak yer, sine, bağırSUKANbirl. Su/KanSUKTASıkıcı, ezici, acı kuvvete sahipSUKTABUĞAbirl. Sukta/Boğa - Uygur kağanlığı dönemi, bey ve komutanlarındanSULAK1- Asker sevk eden, sefere çıkan 2- Sulu, verimli, münbitSULAMIŞ(Sülemiş)SULU ÇURbirl. Sulu/Çur - Göktürkler devleti, bey ve komutanlarındanSULU HAN(Sulu Kağan) birl. Sulu/Han - Bati Göktürklerine bağlı, Türgiş beylerinden. Arap işgallerine karşı, Türk topluluklarını örgütleyerek, bir çok direniş ve savaşlarda komutanlık etmiş ve Arapları yenerek, onların ilerlemeye ve yayılmalarını engellemiş bir . . . bey olan bu ulu kişi. Bilge Kağan’ın da dünürüdür.SULUKANbirl. Sulu/KanSUN1- Çağrı, davet 2- İncelik, nezaket 3- Vermek, ihsanda bulunmakSUNA1- Emsalsiz güzellik 2- Yeşilbaş ördeğiSUNAKAdak, kurbanSUNAR1- Davetkar 2- Cömert, abadanSUNAYbirl. Sun/AySUNAYANÇığırıcı, davetkarSUNÇASunak, adakSUNÇAKAdak, kurbanSUNGUBağış, ihsan, ikramSUNGUN1- Yetenek, yetenekli 2- Sunulan, adak, hibe - Çengiz Kaan’ın kayın eçesi ve Konrat oymağı beylerindenSUNGUNALPbirl. Sungun/AlpSUNGUNAPAbirl. Sungun/Apa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySUNGUR1- Kartal 2- Şahin - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanSUNGUR ALPbirl. Sungur/Alp - Otmanlıların, (Otman ve Orhan beğ) dönemi bey ve komutanlarındanSUNGUR HANbirl. Sungun/HanSUNGUR SANÇARbirl. Sungun/Sançar - Baybars Han’ın komutanlarından ve Halep valisiSUNGURAYbirl. Sungur/AySUNGURBAYbirl. Sungur/Bay - Salçuklular dönemi, atabeylerindenSUNGURBEKbirl. Sungur/Bek - . . Mısır- Türk kölemenleri devleti, Şam valilerindenSUNGURCASungur yavrusu, küçük sungurSUNGURTANbirl. Sungur/Tan - Otmanoğullarının dokuzuncu göbek dedelerindenSUNGURTEKİNbirl. Sungur/TekinSUNGURTİGİNbirl. Sungur/Tigin - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir beySUNGURTİMURbirl. Sungur/TimurSUNİÇİNbirl. Sun/İçinSUNKASunak - Oğuznamede adı geçen, Oğuz’un torunlarındanSUNKAKSunak - Kulagu Han’ın komutanlarındanSUNKARSungur - Otmanoğullarının on ikinci göbek dedelerindenSUNKURSungur - Salçuklular (Sançar Han) dönemi komutanlarındanSUNTAYbirl. Sun/Tay - Kulagu Han’ın gençlik arkadaşı ve komutanlarındanSUNUİkram, davet, bağış, armağanSUSKUÇAKKüçük, körpe - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySUSÜSağlık, şifaSUTAYbirl. Su/Tay - Ertuğrul beğ’in amcalarındanSUTAY BAGATURbirl. Sutay/Bagatur - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanSUTİGİNbirl. Su/Tigin - Kürşad’ın ilk adı. Şad olmadan önceki ad ve ünvanıSUTU BOĞDAMübarek, Tanrısal, Tanrıdan gelen (Eski dönem Tanrı sıfatlarından) - Çengiz Kaan’ın ünvanlarındanSUVANSavaşçı, cengaver - Kazakların, Uluyüz bölüğü, oymak beylerindenSUVARBolluk, bereket - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beySUVAT1- Su kanalı 2- Suyun taksim edildiği yerSUYUN(siyun, sevim) Sevimlilik, sempati, niyetSUYUNÇUK1- Sevinç, sevimlilik 2- MüjdeSÜRERbirl. Su/ErSÜÇÜG(Süçig) Tatlı, lezzetli, hoşa giden - Türkmenlerin, Yaymut, Atabey ve Küçük Tatar oymakları, dip dedelerindenSÜDÜNbirl. Süt/Ün, Soylu, temiz - Oğuzname’de adı geçen bir beySÜLEDİSaldırgan, akın yapan, akıncıSÜLEKSaldırgan, akıncıSÜLEMİŞ1- Akıncı, saldırgan, düşman üzerine asker yollayan 2- İyi silah kullanan, silahşor - 1- Mısır- Türk kölemenleri hanlarından. Baybars Han’ın oğlu 2- Salçuklular dönemi bey ve komutanlarından 3- Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanSÜLÜNUzun kuyruklu, renkli bir kuşSÜLÜNBİGEbirl. Sülün/BikeSÜNERuh, canSÜNGÜ(Süngük) 1- Kesici ve delici, uzun bıçak 2- Kemik, kemik parçası, kemikle yapılan mızrak 3- Eskiden, mezar başlarına dikilen sırıkSÜNGÜBAYbirl. Süngü/BaySÜNGÜKSüngüSÜNGÜŞSüngü darbesi, süngü hamlesi, süngüleme, savaşSÜNGÜTAYbirl. Süngü/TaySÜRÇEKYemek, oyun ve eğlence için yapılan, gece toplantısıSÜRÇÜK(Sürçek)SÜREN1- Asker sevk eden, savaşa asker yollayan 2- Haykırış, nara, savaş narası 3- Süs, makyajSÜRER1- Asker sevk eden 2- Dölleyen, döl yapanSÜRGİT1- Payidar, kalıcı 2- Ulak, postacıSÜRÜK(Sürek, sürdek, süren) - Babür han dönemi bey ve komutanlarındanSÜRÜNSüs, makyaj, makyaj malzemesiSÜSÇENKargı ve kılıç saplamada usta olan kişiSÜSMEN1- Süslü, süsü ve süslenmeyi seven 2- Tos atan, toslayan - Karahanlılar dönemi komutanlarındanSÜSÜNSüslü, işveli, sempatik, çekiciSÜSÜN BİGEbirl. Süsün/Bige - Timur Kürkan Han’ın gelini, Şahruk’un evdeşiSÜVERCECanan, aşık olunan, maşukaSÜYEKKemik, soy, sopSÜYGENSevgili, cananSÜYÜKKemik, soy, oymakSÜYÜM1- Sevim, sempatik 2- Görüş, kanaatSÜYÜNSevim, sempatiSÜYÜNÇ1- Sevinç, mutluluk 2- MüjdeSÜYÜNÇÜ(Süyünç) müjdeSÜYÜNÇÜK HANbirl. Süyünçük/Han - Babür Han dönemi, Taşkent hanlarındanSÜYÜRGEToy, şölen, ziyafetSÜYÜŞBuse, öpücükSÜZEMDiksiyon, söz söyleme ve konuşma ahengiSÜZGETarak, çok ince dişli saç tarağıSÜZGÜ1- Tarak 2- SüzgeçSÜZGÜN1- Arınmış, süzülmüş 2- Mest, mahmur, kendinden geçmiş 3- Göz alıcı, alımlı, fettanSÜZGÜTAYbirl. Süzgü/TayŞAD(Şat) 1- Ordu komutanı, general 2- Tigin, prens 3- Cesur - Göktürkler döneminde, Kağan sülalesinden olanlar, ordu içinde gösterdikleri yararlılıklara göre, yüksek düzeyde bir komuta kademesine geçince bu ünvanı alırlardı. Sonraları, Uygurlar ve Karahanlılarda da, bu unvan kullanılmıştır.ŞADABEKbirl. Şad/Bek - Kırgız oymak beylerindenŞADAPITŞad’a bağlı birlik ve beyliklerin genel adıŞAKAR1- Şakır, bülbül gibi öter 2- Çakar, cesurŞAKIBEKbirl. Çakı/BekŞAKIR1- Öter 2- ÇakırŞAKRUÇağrı, mesaj, davetŞAMANKam, baksı, büyücü, rahipŞANÇISaplayıcı, iyi ok ve kargı kullanan, silahşor - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanŞANDAAlçak ve rutubetli yerŞANYU(Tanyu) Sonsuzluk, genişlikŞARA(Çara) Ufuk, ufuk çizgisiŞAŞ1- Şiş, sivri uçlu, et pişirme aracı 2- Taş 3- Dış kısım, dışarı dışarıda kalan, taşraŞAŞLIKŞiş, şiş kebabıŞAYBALŞımarık, nazlıŞAYLAN (çaylan)Nazik, kibar, neşeli, güleryüzlüŞAYLIĞŞeref, onurŞEYBAN(Şeban, şıban, çıbın, zıbın) Sinek, haşarat - Oğuznamede, Oğuz Kağan’ın vezirlerindenŞIBAN(Çıbın, şeyban)ŞIMGAAcele, aceleciŞORAMUN(Çoramun, çuramun) Ruhlarla ilgilenen, kötü ruhları kovan - Çengiz Kaan dönemi komutanlarındanŞORAYbirl. Çor/AyŞORBEGÜMbirl. Çor/BegümŞORLAKŞorul, şorul akan su, çağlayanŞORYARUKbirl. Çor/YarukŞÖLENYalnızca fakir ve kimsesizlere verilen toy, yemek ziyafeti, Bey yemeğiŞUBAN(Şıban, şeyban)ŞUMGAAceleci, tez kanlıŞURLAKÇağlayanŞURLAYUÇağlayanŞÜYÜNMüjde