Öz Türkçe İsimler
Türklerin köklerinden, anlam ve tarihi bağlantıları ile, yaklaşık on-bin adet öz Türkçe, eski Türk isimleri içinden, bebek isimleri seçin.
CABADAK
Hayret, şaşmaCABALAK
Yabalak, yaygın - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Bayoğlu ve Altun oymağı dip dedelerindenCAĞIMDA
Yaratıcı, üretkenCAĞIMDI
lütufkar, iltifat edenCAĞLI
Namuslu, dürüstCAKŞI
Yakşı, yakışıklı, güzel - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyCALMAN
Yalman - Kazakların, Ortayüz bölüğü Semiz oymağı dip dedelerindenCAMAN
1- Yaman, 2- Kam, büyücüCAMANBAY
birl. Caman/Bay. . Şamanist gelenekte, obanın büyücüsü, doktoru, kötü ruhları kovan kişiCAMUGA
(Camuka) Kızgın, asabi - Çengiz Kaan dönemi beylerindenCANİK
Tüccar, ticaret erbabıCANKU
Meşveret (Farsçadaki "can" sözcüğüyle yalnızca ad benzerliği var. )CARIP
Yarkın, dost, çok yakın arkadaşCARLIK
Yarlık, emir, fermanCARTI
Şık, alımlıCARUZ
HeyecanCATUK
Halim, halukCAV
Gösteriş, afi, fiyaka - Akşitler devletinin kurucusu olan Mehmed Han’ın dedesiCAVANKUL
Uygurlar döneminde ordunun sol cenahını ve oradaki askerlerin tümüne verilen adCAVILDAK
Neşeli, şen şakrakCAVLI
Gösterişli, cafcaflıCAVLIBEGÜM
birl. Cavlı/BegümCAVLIBİGE
birl. Cavlı/BigeCAYMAZ
Cesur, kararlıCAYNAK
Pençe, Doğan pençesi - Kırgız oymak beylerindenCEBE
1- Silah, ok, cephane 2- ZırhCEBEALP
birl. Cebe/AlpCEBEN
Gayretli, çalışkan - Selçuklular dönemi komutanlarındanCEBENOYAN
Cebe/Noyan - Çengiz Kaan’ın dünyaca ünlü komutanı ve yakın arkadaşı. (Çengiz’in bütün Türkleri bir bayrak altında toplama fikrinin mimarı bu ulu kişidir. )CEBESOY
birl. Cebe/SoyCELASUN
(Çalasun) 1- Delikanlı 2- Cesur, savaşçı 3- Becerikli, eli tez.CELAYIR
(Çalayır) 1- Bilgin, güngörmüş, tecrübeli 2- savaşçı - Kazakların, Uluyüz bölüğüne bağlı oymak ve bu oymağın kurucu beyiCELDEN
Yel, yel parçası - Kırgızların, Togay ve Bugu oymakları dip dedelerindenCELKELDİ
(Celgeldi, Yelgeldi) birl. Cel/Geldi - Kırgızların, Manguç oymağı beylerindenCELME
Çalım, fiyaka, gösterişCELMEALP
birl. Celme/AlpCELMEGÜN
birl. Celme/GünCENGEL
Hafif, inceCENGİZ
Çengiz, Tengiz, DenizCENGİZHAN
birl. Cengiz/HanCERAY
birl. Yer/AyCEREN
Ceylan, ahu, gazelCERENAY
birl. Ceren/AyCERKİN
Hısım, yakınCERKUDAY
birl. Yer/Kutay - Eski dönem yer tanrısıCETİK
Yetkin, uzman, olgunCETİZ
Yetkin, becerikliCEYHAN
Aslı Çayhan. . dır. birl. Çay/HanCEYHUN
(Ceyhan, Çayhan)CEYRAN
CerenCIDA
Mızrak, kısa saplı mızrakCIGI
Şamanist gelenekte , iyi ruh. Boy ve oymakları kötülüklerden koruduğuna inanılan ruhCILDUZ
YıldızCILIMGA
Kağan ve Han’ların mektuplarını yazmakla görevli kişiCIVGIN
NihalCIVI
(Cıgı)CİBELİK
Sonsuz, sonsuzlukCİCİ
(Cicik, cicek) 1- Çiçek, gül 2- Konuk 3- Sevim, sevimlilikCİCİBEGÜM
birl. Cici/BegümCİCİANAGA
birl. Cici/Anaga (Analık) - Babürler devleti vezirlerinden, Ekber Han’ın evdeşiCİCİBİGE
birl. Cici/BigeCİCİN
CiciCİDAGU
Yetkin, yetenekli, becerikliCİDE
İri, uzun bir ağaç türüCİGA
Taç, gelin başıCİGABEGÜM
birl. Ciga/BegümCİGABİGE
birl. Ciga/BikeCİGAY
(Ciga)CİĞİL
Hafif, yeğni, kolayCİĞİLAY
birl. Ciğil/AyCİLASUN
(Celasun)CİLMAYA
Türk mitolojisindeki efsanevi kanatlı atCİNGİL
1- Galip, utkan 2- Güvenilir, sadıkCİNGİLAY
birl. Cingil/AyCİNGÜ
Zafer, utkuCİNGÜBAY
birl. Cingü/BayCİNGÜER
birl. Cingü/ErCİVİL
İyi ruh, temiz , arınmış ruhCİVİLAY
birl. Civil/AyCOLAY
(Yolay) birl. Yol/Ay. . . Kazaklarda "ayağı uğurlu" kişiler için kullanılır.COLDA
Yolcu, yola çıkanCOLDACAKŞI
birl. Yolda/Yakşı - Kırgızların Mürdi oymağı beylerindenCUCİ
1- Cici, çiçi, cicik, çiçek, çuçu, çuçi 2- Konuk. . Bu ad daha çok, beklenmeyen doğumlar sonrası kullanılır ve bu yüzden "konuk" anlamını içerirCUCİALP
birl. Cuci/AlpCUCİBAY
birl. Cuci/BayCUCİBEGÜM
birl. Cuci/BegümCUCİBİKE
birl. Cuci/BikeCUCİBUĞA
birl. Cuci/Boğa - Çengiz Kaan’ın ilk oğlu. Altınordu devletinin kurucusu, Batu Han’ın babasıCUCİKASAR
birl. Cuci/Kasar, kazar, keser - Çengiz Kaan’ın kardeşlerindenCUCİKAZAR
(Cuci hazar) birl. Cuci/Keser - Taygutlular devleti hanlarındanCUCİN
CuciCUCİNHATUN
birl. Cucin/Hatun - Kıpçak hanlarından, Mengü Timur Han’ın evdeşiCULUM
Narin, nazik, hassasCUMUK
Yumuk, yumulmuş - Kazakların Ortayüz bölüğü, Kara Giray oymak beylerindenCUPAR
Parfüm, güzel kokuCUPARAY
birl. Cupar/AyÇABA
Gayret, enerji - Atilay Han’ın yeğenlerindenÇABAALP
birl. Çaba/AlpÇABACI
Gayretli, enerjik - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Baybaykı oymağı dip dedelerindenÇABAHAN
birl. Çaba/Han - 1- Karahanlılar dönemi beylerinden 2- Batı Göjtürkleri (Tardu Şad) Dönemi bey ve komutanlarındanÇABAK
(Çaba)1-Çabuk, çevik 2- Küçük bir göl balığı türü - kuman Hanlığı dönemi beylerindenÇABAR
1- çpar, davranır 2- Ulak, kurye, elçi - Kaydu Han’ın oğullarındanÇABUK
(Çapuk) Çapan, çaba gösteren, çabalayan - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanÇAÇA
1- Savaş baltası 2- Gemici 3- Çiçi, çiçikÇAÇAHAN
birl. Çaça/Han - Doğu Hun hanlarındanÇAÇAKLI
(Çaçalı) - Özbeklerin Konrat oymağı dip dedelerindenÇAÇASENGÜN
birl. Çaça/Sengün - Göktürkler (Bilge Kağan) dönemi bey ve komutanlarındanÇAĞAN
(Çakan) - Samanoğulları dönemi Horasan valisiÇAGAVUN
Bal arısıÇAĞ
1- Zaman, vakit 2- devir, devran 3- su sesi, şırıltıÇAĞA
Yavru çocukÇAĞAÇAN
birl. Çağ/AçanÇAĞAÇAR
birl. Çağ/AçarÇAĞALP
birl. Çağ/AlpÇAĞAN
1- Bayram, eğlence 2- Şimşek 3- gürz, çakan 4- Beyaza kaçan beyazımsı - Kıpçak hanlığı dönemi beylerindenÇAĞANAK
Çalgı, enstrümanÇAĞAŞ
KırlangıçÇAĞATAY
birl. Çağ/Atay 1-Çağının en ünlüsü 2- çağdaş, çağının ilerisinde - Babür Han dönemi beylerinden (Çağatay Hasan Ali bey)ÇAĞATAYHAN
birl. Çağatay/Han - . . Çengiz Kaan’ın oğullarından ve Çağatay devletinin kurucusu (. . Çengiz imparatorluğunun resmi dili Türkçe idi. Ancak sonraki dönem, ayrı devletlerin oluşması ile bazılarında ortaya çıkan dil ve kültür, karışıklıklarına rağmen, Çağatay Han, Türk diline ve edebiyatına çok büyük önem vererek ayrı bir ivme kazandırmıştır. Bu yüzden, Türkçemiz bu ulu kişiye çok şey borçludur. Ayrıca günümüzde konuşulan Türkçenin ağız ve gramer yapısı, " Çağatay lehçesi" olarak bu kişinin adına atfen onun döneminden gelmektedir. )ÇAĞATAYHATUN
birl. Çağatay/Hatun - Altınordu hanlarından, Uzbek Han’ın evdeşiÇAĞAY
birl. Çağ/AyÇAĞAYBAYLI
birl. Çağay/Baylı - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Yedi Uruğ oymağının kurucu beylerindenÇAĞBAY
birl. Çağ/BayÇAĞBEGÜM
birl. Çağ/BegümÇAĞBEK
(Çağbey) birl. Çağ/BeyÇAĞBİKE
birl. Çağ/BikeÇAĞBUĞA
birl. Çağ/BoğaÇAĞDAŞ
Çağın insanı, aynı çağda yaşayan kişilerÇAĞER
birl. Çağ/ErÇAĞGÜN
birl. Çağ/GünÇAĞHAN
birl. Çağ/HanÇAĞHANIM
birl. Çağ/HanımÇAĞIBEK
birl. Çakı/Bey - Timur Kürkan Han dönemi beylerindenÇAĞIL
1- Su sesi 2- Çakıl taşıÇAĞILAY
birl. Çağıl/AyÇAĞILDAK
Çağlayan, şelale - Kırgızların, Togay ve Saru oymaklarının dip dedelerindenÇAĞILHAN
birl. Çağıl/HanÇAĞILTI
1- Su sesi, suyun taş ve kayalara çarparken çıkartığı sesÇAĞIN
1- Şimşek , çakın 2- Gürz, topuz - Babür Han’ın komutanlarındanÇAĞIR
Çağırı, çağrıÇAĞIRBEYKE
(Çağır/Bike - Çengiz Kaan’ın gelini, Cuci Han’ın evdeşi, Batu Han’ın anasıÇAĞIRGAN
Çağıran, devetkarÇAĞLA
1- Namuslu, dürüst 2- Erik türlerinden bir yemişÇAĞLAK
1- Namuslu, dürüst 2- Çağlayan, şelaleÇAĞLAR
Şelale, çağlayanÇAĞLASUN
DürüstÇAĞLAV
DürüstÇAĞLAYAN
ŞelaleÇAĞLAYIK
ŞelaleÇAĞLI
1- Dürüst 2- Yakışıklı, güzelÇAĞLIN
Meşhur ve liyakat sahibiÇAĞRI
1- Mesaj, davet 2- Doğan kuşu, doğanın bir çeşidi - Göktürkler dönemi beylerinden ve Kürşad’ın kırklarındanÇAĞRI ALP
birl. Çağrı/AlpÇAĞRIBAY
birl. Çağrı/BayÇAĞRIBEĞ
birl. Çağrı/Bey - Selçuklu devletinin kurucusu Tuğrul Han’ın kardeşi Alparslan Han’ın babasıÇAĞRIBOĞA
Çağrı/BoğaÇAĞRI TEKİN
Çağrı/Tekin - Karahanlılar HanlarındanÇAĞRI TİGİN
Çağrı/Tigin - Divanı Lugati Türk’ün yazarı olan, Kaşgarlı Mahmud beyin babasıÇAĞRI TİMUR
Çağrı/TimurÇAĞRIBARS
birl. Çağrı/BarsÇAĞRIBAY
birl. Çağrı/BayÇAĞRIBÖRİ
birl. Çağrı/BöriÇAĞRIKUL
birl. Çağrı/KulÇAĞRITAN
birl. Çağrı/TanÇAĞRITAY
birl. Çağrı/TayÇAĞRUK
Katı, sertÇAKA
1- Savaş baltası 2- Çakı 3- Fiyaka, çalım, gösteriş - Türkmenlerin Çavdur oymağı dip dedelerindenÇAKABAY
birl. Çaka/BayÇAKABEY
birl. Çaka/Bey - Anadolu Selçuklular dönemi beylerinden. Kılıçarslan han’ın kaynatası. Anadoludaki ilk denizcilik hareketlerini başlatarak bu konuda öncülük yapan beyÇAKABÖRİ
birl. Çaka/BöriÇAKAHAN
birl. Çaka/Han - Kıpçak hanlarındanÇAKALOZ
1- Fener 2- İlkel bir top silahı (Top mermisi yerine çakıl taşı atan)ÇAKAN
1- Gürz, topuz 2- Şimşek - Çengiz Kaan’ın komutanlarından ve evlatlığıÇAKANBAY
birl. Çakan/BayÇAKAR
1-Deniz feneri 2- gürz - Selçuklşular dönemi, Musul valilerindenÇAKARHAN
birl. Çakar/Han - II. yz. Moğol HanlarındanÇAKAR KOCA
Çakar/Koca - Çengiz Kaan’ın Çin elçisiÇAKARLI
Çakar/lı - İran Türkmenleri, Karapapak oymak beylerindenÇAKI
Kesici, yontucu küçük bıçakÇAKICI
1- Çakma eyleminde bulunan 2- Çakı ustasıÇAKIL
Çakıl taşıÇAKIN
1- Şimşek 2- Kıvılcım - Selçuklular dönemi beylerinden (Kılıç Arslan’ın damadı)ÇAKINBAY
birl. Çakın/BayÇAKINTİMUR
birl. Çakın/TimurÇAKIR
1- Doğan türü bir avcı kuş 2- Gürz 3- Şarap, içki - Çağrı bey için bazı kaynaklar bu ad ile bahsederÇAKIRALP
birl. Çakır/AlpÇAKIRBAY
birl. Çakır/BayÇAKIRCA
Doğan türü bir avcı kuşÇAKIRCALI
Çakırca/lıÇAKIRCI
Eskiden saraylarda, özel olarak doğan terbiyeciliği yapanlara verilen bir sıfatÇAKIRHAN
birl. Çakır/HanÇAKIRKAN
birl. Çakır/KanÇAKMAK
. . Çak kökünden türeyen, vurmak, kesmek, bölmek eylemi için kullanılan bir sözcük - 1- Kurtuluş Savaşı kahramanlarından ve Atatürk’ün yakın arkadaşlarından, (Mareşal Fevzi Çakmak) 2- Mısır-Türk kölemenleri dönemi, Suriye valilerindenÇAKMUR
Tutumlu, eli sıkıÇAKTU
İri yapılı, gösterişliÇAL
Kılıç darbesi, darbe, vuruş - Türkmenlerin , Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenÇALAP
Ulu ruh, Kaadiri mutlak (Eski dönem Tanrı sıfatlarından)ÇALAPBERDİ
birl. Çalap/VerdiÇALAPKUL
birl. Çalap/KulÇALBAK
birl. Çal/Bak - Kırgızların, Togay ve Tolkan oymakları dip dedelerindenÇALBAY
birl. Çal/Bay - Manas destanında adı geçen bir beyÇALGAR
Çalıcı, vurucu - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenÇALGIÇAY
Taştan yapılmış el değirmeni - Kırgız oymak beylerindenÇALHAN
birl. Çal/Han - Özbek Han’ın Rusya elçisiÇALIK
1- Silahşör, iyi kılıç kullanan 2- Çelik 3- Mesaj, haber 4- Haşarı, yaramaz - Göktürkler dönemi beylerindenÇALIKALP
birl. Çalık/AlpÇALIKUŞU
birl. Çalı/Kuşu - Kırgız oymaklarından ve bu oymağın ilk beylerindenÇALIM
1- Gösteriş, fiyaka, kurum 2- Kılıcın keskin tarafıÇALIMALP
birl. Çalım/AlpÇALIMAY
birl. Çalım/AyÇALIMBAY
birl. Çalım/BayÇALIMER
birl. Çalım/ErÇALIMLU
Gösterişli, çekiciÇALIN
Çiğ, jaleÇALIŞ
Azim, cehtÇALIŞALP
birl. Çalış/AlpÇALIŞHAN
birl. Çalış/Han - Ertuğrul Gazi’nin dedesiÇALIŞGAN
Çalışkan, işgüzarÇALKARA
1- Doğan türü bir avcı kuş 2- birl. Çal/Kara - Göktürkler dönemi beylerindenÇALKIN
Darbeci, hamleci, vurucuÇALMA
Maden üzerine yapılmış oyma, işlemeÇALMABEK
birl. Çalma/BeyÇALMAN
Çalıcı, vurucu - Altay Türkleri, Televut oymağı dip dedelerindenÇALUK
ÇalıkÇALUKBAY
birl. Çaluk/BayÇAM
Bir ağaç türüÇAMHAN
birl. Çam/Han - Hiyve hanlığı hanlarındanÇAMTOSUN
birl. Çam/Tosun - Şeyban Han’ın komutanlarındanÇAMUR
Sazlık, bataklık - Selçuklular dönemi beylerindenÇAMURALP
birl. Çamur/AlpÇAMURBAY
birl. Çamur/BayÇAMURBEK
birl. Çamur/Bek - Göktürkler dönemi beylerinden. (Çuluk Kağan’ın muhafızlarından)ÇANAYAZ
Berrak, billurÇANDAR
Karışık, karmaÇANDIR
KarışıkÇANGA
1- Soylu 2- PençeÇANGABAY
birl. Çanga/BayÇANGAL
1- Çok sık ağaçlı bölge 2- Budaklı ağaçÇAPAN
1- Ulak, haberci 2- Enerjik, - çalışkan 3- iş elbisesi, eski giysiÇAPANALP
birl. Çapan/AlpÇAPANAY
birl. Çapan/Ay - Kırgız oymak beylerindenÇAPANBAY
birl. Çapan/BayÇAPANER
birl. Çapan/ErÇAPAR
1- Enerjik, çalışkan 2- Giysi 3- Saldırgan 4- ulak, haberci - Batı Han’ın oğullarındanÇAPGIN
Enerjik, koşan, ardından gidenÇAPGUR
Tufan, afet, depremÇAPIN
Atak, hücum, savletÇAPITGAN
Saldıran, saldırgan - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanÇAPKAN
ÇapanÇAPKUR
(Çapgur) - Altay Türkleri, Kişiler oymağı dip dedelerindenÇAPLAN
Bir şahin türü - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenÇAPLI
Şahin türü bir avcı kuş - Karahanlılar dönemi beylerindenÇAPTI
Koşan, seğirten - Altay Türkleri Kişiler oymağı dip dedelerindenÇAPTUĞ
Ünlü, çok tanınanÇAPUL
Çap. . . mak kökünden, vuran, saldıran, alıp götüren vb. eylemlerin tümüÇAPULAŞ
birl. Çapul/AşÇAPUTGUN
(Çaputgan) CellatÇARBUĞA
birl. Çar(çur)/ Boğa - Otmanlıların dip dedelerindenÇARDU
Cili, periliÇARMAGUN
Görevli, görevlendirilmiş , emir almışÇARMAGUN NOYAN
Çarmagun/Noyan - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanÇAŞKA
Sabi, bebek, yavruÇAŞUT
Haberci, muhbir, ajanÇAT
Yansıma, yayılma, ünÇATAK
Çatal, çatallı, iki kollu değnekÇATAKBEĞ
birl. Çatak/BeyÇATAL
İki kollu, iki kola ayrılmış nesneÇATGAL
1-Yüksek dağlık bölge 2- Çatal - Kırgız oymak beylerindenÇATIK
Çatılmış, tersleşmiş - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenÇATLI(ğ)
1-Ünlü, tanınmış 2- Gözü kara, cesurÇATUK
Bıçak sapı yapılan bir ağaç türüÇAV
Ün, şöhret, yansıma, duyuru, bildiriÇAVBEGÜM
birl. Çav/BegümÇAVBİGE
birl. Çav/BikeÇAVA
Ünlü, tanınmış - Divanı Lügat’de adı geçen bir beyÇAVADUR
birl. Çava/Dur - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyÇAVAŞ
Ünlü, tanınmışÇAVAY
birl. Çav/AyÇAVDUR
birl. Çav/Dur - Türkmen oymak beylerindenÇAVLAK
Çağlayan, şelaleÇAVLAN
ÇağlayanÇAVLAY
birl. Çavlı/Ay - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenÇAVLI
1- Ünlü, meşhur 2- Doğan yavrusu - Seçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerindenÇAVLIBAY
birl. Çavlı/BayÇAVUDUR
İyi üne ve şöhrete sahip olanÇAVUNT
Ün, şöhretÇAVUŞ
Bilgi veren, bilgi götüren, bilgi dağıtan (Çav. . . kökünden)ÇAVUT
Duvar, sütunÇAY
Dere, ırmakÇAYAN
1- Dövülmemiş, dökme demir 2- İşlenmemiş ham demirÇAYHAN
birl. Çay/HanÇAYKARA
birl. Çay/KaraÇAYLAK
Kuyruğu uzun ve çatallı bir avcı kuşÇAYLAN
1-Dere kenarı 2- ÇağlayanÇEBER
1- Usta, mahir 2- Hoş, latifÇEBİ
(Çepi, çepni) 1- sert bakışlı 2- usta eli yatkın, yetenekli 3- civciv, ferik 4- cebe, çebe, silah - oğuz Kağan’ın torunlarından. Oğuz’un 24 boyundan biriÇEBİŞ
ÇebiÇEKEN
Cazip, cazibe, çekicilikÇEKİM
Cazibe, çekicilikÇEKİMALP
birl. Çekim/AlpÇEKİMHAN
birl. Çekim/HanÇEKİMAY
birl. Çekim/AyÇEKİMBEK
birl. Çekim/BeyÇEKİMBİGE
birl. Çekim/BikeÇEKİMER
birl. Çekim/ErÇEKİMLÜ
Çekimli, cazibeliÇEKİMTAY
birl. Çekim/TayÇEKLİ
Armağan, hediye, düğün hediyesi - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Alimoğlu oymağı dip dedelerindenÇEKMERGEN
Nişancı, iyi vuruş yapan, silahşör - Altay destanlarında adı geçen bir beyÇELEK
Bülbül, güzel öten bir kuşÇELEN
1- Becerikli, çalışkan 2- Fettan, yanıltıcıÇELİK
(Çelük. çuluk) Gücü arttırılmış sert demir (. . . Farsçadaki "çalik", dal parçası anlamına gelir ve bununla hiçbir ilgisi yoktur. Yalnızca ad benzerliği olmasına rağmen, bazı kaynaklar bu sözcüğün de dilimize farsçadan geçtiğini söylerlerse de bu yanlıştır. )ÇELİKALP
birl. Çelik/AlpÇELİKEL
birl. Çelik/ElÇELİKER
birl. Çelik/ErÇELİKHAN
birl. Çelik/HanÇELİKTAN
birl. Çelik/TanÇELİKTAY
birl. Çelik/TayÇELİKTEN
Çelik parçasıÇELİM
Beden, endam, gösteriş - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü Bayoğlu ve Aday oymakları dip dedelerindenÇELİMALP
birl. Çelim/AlpÇELİM TİMUR
birl. Çelim/TimurÇELME
1- Çalma 2- Başa örtülen bez (Bandana)ÇELME NOYAN
birl. Çelme/Noyan - Çengiz Kaan dönemi beylerinden ve ikinci yoldaşıÇENGİN
Gösterişli, dikkat çekici - Kubilay Kaan’ın oğullarındanÇENGİZ
DenizÇENGİZ KAAN
Çengiz/Kaan - Yalnızca Türk tarihi değil, dünya tarihinin gördüğü ve tanıdığı en büyük fatih, askeri ve siyasi açıdan en ünlü kişisidir. Asıl adı Timurçine (Timurçine, Timuçin) dir. Küçük bir beylik iken sonraları büyüyüp, genişleyerek bağımsızlığını ilan ettiği gün, toplanan kurultayın aldığı bir kararla adı "Çengiz" olmuştur. Çengiz, deniz anlamına gelmekle beraber, genişlik, sonsuzluk, ve ölümsüzlük sembolü olarak kullanılan bir ünvandır. Bu ulu kişinin döneminde, bütün Türk boyları tek bir devlet çatısı altında toplanmış, o günkü dünyanın neredeyse yarısından fazlasına egemen olunmuş ve dünya tarihinin coğrafi olarak da en büyük imparatorluğu tarih sahnesinde yer almıştır.ÇENGŞİ
Mucize, olağanüstülük - . 1- Göktürkler dönemi beylerinden ve Kürşad’ın kırklarından 2- Hotan hanlığı dönemi beylerindenÇEPEN
Hatip, iyi konuşan, güzel söz söyleyenÇEPİ
(Çepi)ÇEPNİ
(Çebi)ÇERÇİ
Ulak, haber, bildiri ulaştırna kişiÇERİ(Ğ)
Asker, savaşçı, toplanarak bir araya gelmiş eratÇERİBÖRİ
birl. Çeri/BöriÇERİĞBAY
birl. Çeri/BayÇERİHAN
birl. Çeri/HanÇERİKAN
birl. Çeri/KanÇETİN
Sert, güç, şiddetÇETİNALP
birl. Çetin/AlpÇETİNAY
birl. Çetin/AyÇETİNER
birl. Çetin/ErÇETİNSU
birl. Çetin/SuÇETİNTAY
birl. Çetin/TayÇEVEN
Çevre, muhitÇEVGEN
Cirit, değnekÇEVRİ
Çeviri, girdap, anaforÇEVRİM
1- Girdap, anafor 2- Çevre, muhitÇIDAM
Dayanıklılık, metanetÇIDAMLI
Metin, dayanıklıÇIDIK
Güç, dayanıklılıkÇIGAY (Çığay)
1- Fakir, varlıksız 2- Kurt yüzlü, kurt bakışlıÇIGAY BÖRÜ
Çıgay/Böri - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanÇIĞ
1- su damlası, kırağı 2- kar yığını, kar topu - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyÇIĞAL
Omuz, omuz başıÇIĞALP
birl. Çığ/AlpÇIĞAN
(Çıkan)ÇIĞAY
birl. Çığ/AyÇIĞBATUR
birl. Çığ/BaturÇIĞIN
Çıkın, bohçaÇIĞIR
1- Çağ, devir 2- çığın açtığı yol 3- dar yol, patikaÇIĞLA
Saf, halisÇIĞLAN
Saf, halis - Karahanlılar dönemi beylerindenÇIĞRI
1- felek 2- melodiÇIKAN
1- kaynak, kaynarca 2- yeğen, hala çocuğuÇIKMAK
1- çıkma eylemi 2- Kaynak 3- çakmak - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanÇILDIM
Seri- hızlı, enerjikÇIMRIN
Aktif, faalÇIN
(çin, çine) sağlam, dayanıklı, güvenilirÇINAK
1- sevap, hayr 2- güvenilir, sadıkÇINDAN
sandal ağacıÇINGAY
Özü, sözü bir, sözüne güvenilirÇINGILIÇ
birl. Çın(sağlam, dayanıklı) Kılıç - Hindistan’da beylik kuran bir Türk beyiÇINGIR
1- Kopuza benzeyen bir saz 2- ÇıngırakÇINIK
(Çınak)ÇINTAY
Soylu, güvenilir - Altınordu hanlarındanÇIRAY
Yüz, eda, çehreÇIRAY BEGÜM
birl. Çıray/BegümÇIRAY BİGE
birl. Çıray/BikeÇIRGANIŞ
Zevk, haz, tadÇITIRKI
Işık, nur, ziyaÇİBEK
Atmaca türü bir avcı kuşÇİBİ
(Çebi)ÇİÇEK
1- Gül, gül çiçeği 2- Cici, cicik (. . . Farsçadaki "çeçel"den geldiğini söyleyen bazı dilciler varsa da , Moğol dilinde çok eskiden beri kullanıla gelen bir sözcüktür. Sonraları farsçaya geçmiş olması daha akla yatkındır) - Hazar kağanlarından Bulan kağan’ın kızı. Bizans imparatoru V. Konstantin’in eşi ve"Hazarlaen" ünvanlı Bizans imparatorunun anasıÇİÇEK BEGÜM
birl. Çiçek/Begüm - Abbasi halifelerinden El Muktefi’nin, Türk asıllı anasıÇİÇEKBİGE
birl. Çiçek/BikeÇİÇİ
(çiçik, çiçek)ÇİÇİHAN
birl. Çiçi/HanÇİÇİKAĞAN
birl. Çiçi/Kağan - Hun imparatorlarından (Ulusçuluğu, devlet siyasetine sokan ve bunun savaşını veren kişi)ÇİÇİKUTAGA
birl. Çiçi/Kut/Aka, ağa - Çengiz "Bu ulu kişi döneminde, işkence ile alınan ifadeler geçersiz sayılıyordu"ÇİÇİYABGU
birl. Çiçi/Yabgu - Çiçi Kağan’ın kağanlıktan önceki ad ve ünvanıÇİGAN
Yoksul, fakirÇİGEN
GayretliÇİGENDİK
Gayretli, çalışkan - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Arkın oymağı dip dedelerindenÇİGER
1- Gayret, azim 2- Çökertiş, çökertmeÇİGERMİŞ
Çökertmiş, düşmanı bozguna uğratmış - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanÇİGİL
Olgun, gelişmiş, olmuşÇİGİLVAR
Kısa ve küçük ok, özel okÇİGİL ARSLAN
birl. Çigil/Arslan - Selçuklular dönemi komutanlarındanÇİĞDEM
Yaban çiçeği, (Itır çiçeğinin Türkçesi)ÇİĞİL
(Çigil)ÇİĞİLARSLAN
birl. Çiğil/Arslan - Uygurlar dönemi beylerindenÇİKEN
(Çigen) - 1- Türkmenlerin, Ersan oymağı dip dedelerinden 2- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Aday oymağı dip dedelerindenÇİL
Dağ tavuğuÇİLAVUN
birl. Çil/Avun - Çengiz Kaan’ın gençlik yoldaşlarındanÇİLBEK
birl. Çil/Bey - Kırgızların, Togay vd Buğu oymakları dip dedelerindenÇİLDE
Kış mevsiminin en soğuk dönemi - Kırgız oymak beylerindenÇİLDU
Hızlı, seri, çabukÇİLEN
1- Çığ 2- Jale 3- Bir dağ çiçeğiÇİLENTİ
Çığ, jaleÇİLHAN
birl. Çil/HanÇİLHANIM
birl. Çil/HanımÇİMÇİK
Saf, masumÇİNE
(Çin) 1- Sadık, güvenilir 2- Öz, soy 3- kurt, kurt yavrusuÇİNER
birl. Çin/Er - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyÇİNKAY
Sözüne güvenilir, özü sözü bir - Altınordu hanlarındanÇİNTİMUR
birl. Çin/Timur - 1- Geyik Han dönemi komutanlarından 2- Babür Han’ın bey ve komutanlarındanÇİNTOSUN
birl. Çin/Tosun - Ulutaş Han’ın oğullarındanÇİPLİ
Narin, ince yapılıÇİRAY
Yüz, çehre, edaÇİT
Çizgi, sınır, limitÇİTER
birl. Çit/Er (sınır muhafızı) - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanÇİZGEN
Saban izi, karasabanın tarlada açtığı yolÇİZİM
Resim figürüÇOBAN
1- Elinde cop (değnek, sopa) olan 2- Muhtar, oba beyi - A. Selçukluları dönemi (13. yz. ) Kastamonu beylerindenÇOBANALP
birl. Çoban/AlpÇOBAN KAZAN
birl. Çoban/Kazan - Kazan hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanÇOBAN NOYAN
birl. Çoban/Noyan - Olcaytu Han’ın komutanı ve danışmanlarındanÇOBANBEK
birl. Çoban/Bey - Kulagu Han’ın komutanlarındanÇOBAR
Değnekli, değnek taşıyan - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Girey oymağı dip dedelerindenÇOBAYIKMIŞ
Gönül kırıcı, haşin - Göktürkler dönemi beylerinden ve Kürşad’ın kırklarındanÇOGA
Vahşi hayvanÇOGAY
Yoğun, kesifÇOĞAŞ
1- Debdebe, şaşa 2- Vahşi hayvan yavrusuÇOKAN
1- Gürz, topuz 2- Hayvan yavrusu - Kazak bilim adamı ve ozanlarından (Abılay Han’ın oğullarından)ÇOKAY
(Çogay)ÇOKU
1- Debdebe, şaşa 2- Bolluk, bereket - Sevük Tekin’in babasıÇOKUBEGÜM
birl. Çoku/BegümÇOLAK
(Çalak) Silahşör, iyi kılıç çalanÇOLBANAK
1- Uzak görüşlü 2- Törenin dışında kalan 3- Nikahsız ilişkiden doğan çocuk (Hakas Türklerinde)ÇOLBU
(Çolpan)ÇOLDU
1- Bahşiş, mükafat 2- GanimetÇOLPAN
1-Kuzey yıldızı 2- Uzak görüşlü 3- Tanıdık, bildik, aşina - Timur Kürkan Han’ın ikinci evdeşi 2-Yakut destanlarında adı geçen bir kızÇOMAK
1- İri ve yuvarlak değnek 2- Bir ucunda topuz bulunan sopa, silah 3- İnanmış, inançlı - Kuman hanlığı dönemi beylerindenÇOMAKER
birl. Çomak/ErÇONGAR
Gürültü, şamata, naraÇOPUR
Geyik ve karaca yavrusuÇOPURALP
birl. Çopur/AlpÇOR
(çur, çura)ÇORBEGÜM
birl. Çor/BegümÇORA
(çura, çur) 1- Yer tanrısı 2- Cin, peri 3- Ruh (. . . Farsçadaki "şur" (kötülük, uğursuzluk) sözcüğü bu dile Türkçeden geçmiştir. ) - 8. yz. Balkan Oğuzları bey ve komutanlarındanÇORABATUR
birl. Çora/Batur - Altınordu devletinin son dönemlerinde yaşanmış bir bey. (Ruslara tutsak olmamak için kendini öldüren ve adına destan yazılmış olan kişi)ÇORAMAN
Cinli, perili - Kırgız oymak beylerindenÇORAY
birl. Çor/AyÇORBİGE
birl. Çor/BikeÇORHAN
birl. Çor/HanÇORKARA
birl. Çor/KaraÇORLU
Cinli kötü ruhların etkisinde kalan kişi. Bu ad şamanist gelenekten gelen bir addır. Eskiden bunalımlı ve toplum tarafından hoş karşılanmayan kişiler için bu ad verilirdi ve bu kişiler Kam ve Baksılar tarafından tedavi edilmeye çalışılırdı)ÇORMAN
(çoraman)ÇORTAN
birl. Çor/TanÇOTAK
Kabza, kılıç kabzası - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyÇOTAKAY
birl. Çotak/AyÇOTUR
Kabza, kılıç kabzasıÇOTURAY
birl. Çotur/AyÇÖKERMİŞ
Çökertmiş, düşmanı bozmuşÇÖKERTMİŞ
(çökermiş) - Kırgızların, Togay ve Bugu oymakları dip dedelerindenÇÖKLÜ
Soylu, asilÇÖKÜL
Irmakların taşarak vadilere bıraktığı tortuÇÖMÇE
Ağaçtan oyulmuş su kabıÇÖZELİ
Kıpçak, merkezden uzakta olanÇÖZELİALP
birl. Çözeli/AlpÇÖZELİBAY
birl. Çözeli/BayÇÖZELİBEK
birl. Çözeli/BeyÇÖZELTİ
Ayrılış, kopuş, firakÇÖZÜLÜ
(çözeli)ÇUBAN
Çoban, muhtar, obabaşıÇUÇU
Şair, şairane konuşan - Hunlar döneminde yaşamış, ilk Türk ozanlarındanÇUĞA
(çuka) 1- Yürekli, cesur 2- Arınmış, duru 3- İnc narin - Saruhan beyin kardeşiÇUĞAY
Narin ve alımlı kızÇUKA
(çuğa)ÇULÇU
Serçe, Turgay kuşuÇULUHAN
birl. Çulu(çuluk)/ HanÇULUK
1-Çelik 2- çalık, kılıç çalan 3- aceleci, heyecanlıÇULUKHAN
birl. Çuluk/Han - Avar hanlarındanÇULUK KAĞAN
birl. Çuluk/kağan - Göktürk kağanlarından (Kürşad’ın babası)ÇULUKTİGİN
birl. Çuluk/Tigin - Çuluk Kağan’ın kağan olmadan önceki ad ve ünvanıÇUNGAR
(çangar)ÇUNGARA
(çangar) - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Karasakal oymağı dip dedelerindenÇUR
(çor, çur, çora)ÇURABEK
birl. Çura/Bey - Kırgız oymak beylerindenÇURALP
birl. Çur/AlpÇURAN
Ruhlarla ilgilenen - Özbeklerin, Konrat ve Oyunlu oymağı dip dedelerindenÇURAY
birl. Çur/AyÇURBAĞA
birl. Çur/Bağa - Çurbağa Kağan. . . Göktürk kağanlarındanÇURÇEDAK
birl. Çur/Çotak - Altınordu devleti bey ve komutanlarındanÇURÇUTAY
birl. Çurçu/Tay - Çengiz Kaan’ın komutanlarından olan Çelme’nin babasıÇURGATAY
(çurkutay)birl. Çur/Kutay - Çengiz Kaan’ın torunlarındanÇURHAN
birl. Çur/HanÇURKAN
(Çorkan, Şorkan)birl. Çur/Kan - Çengiz Kaan’ın gençlik yoldaşlarındanÇURKUT
birl. Çur/Kut - Tulay Han’ın oğullarındanÇURTAY
birl. Çur/Tay - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Semiz ve Baganalı oymaklarının dip dedelerindenÇUTUR
Kılıç kabzasıÇUVAŞ
1-Sakin, rahat 2- dindar, dünyaya değer vermez 3, çavuş - Sibirya’da yaşayan eski Türk boylarındanÇUVAŞALP
birl. Çuvaş/AlpÇUVAŞAY
birl. Çuvaş/AyÇÜCEN
Akıllı, aklını kullananÇÜCEN CAMUKA
birl. Çücen/Camuka - Çengiz Kaan’ın gençlik yıllarındaki yoldaşlarından ve andasıÇÜNÜK
Çınar ağacı - Divanı Lügat’de adı geçen bir beyDADAK
Değme, dokunma, tadma - Selçuklulara adını vermiş olan Salçuk beyin babasıDADAL
Tadalan, sezen, farkına varanDADALOĞLU
birl. Dadal/Oğlu - Otmanlılara baş kaldırmış (19. yz. ) bir Türkmen beyi ve ozanıDADAŞ
birl. Dağ/Daş Aynı dağdan. . . aynı dağı kullananDAĞ
(Tağ, tağ, tak, tav) Dağ. . . mec. genişlik, büyüklük, ululuk, heybetDAĞAÇA
Dağ gibi heybetliDAĞALP
birl. Dağ/AlpDAĞARSLAN
birl. Dağ/ArslanDAĞAY
(Tağay)birl. Dağ/Ay - Çengiz Kaan’ın karabudun kökenli komutanlarındanDAĞBAY
birl. Dağ/BayDAĞDAŞ
(dadaş)DAĞDORA
birl. Dağ/DoraDAĞDORUK
birl. Dağ/DorukDAĞDURAK
birl. Dağ/DurakDAĞGÜN
birl. Dağ/GünDAĞHAN
birl. Dağ/Han - 1- Oğuz Kağan’ın ilk oğlu 2- Eski dönem Türk tanrılarındanDAĞLI
Dağ/lıDAĞLIBAY
birl. Dağlı/BayDAĞTAN
birl. Dağ/TanDAĞTAY
birl. Dağ/TayDAĞTEKİN
birl. Dağ/TekinDAĞTİMUR
birl. Dağ/TimurDAĞTOLU
birl. Dağ/DoluDAĞTURA
birl. Dağ/DuraDAKAK
Ucu ataşli ok - ŞamSelçukluları beylerinden Tutuş beyinoğluDAL
1-Ayrı, bölünmüş 2- saldırı, büyüme, yayılma 3- batma, çıkma 4- yalınlık, çıplaklıkDALAN
koridor, dehlizDALAŞ
Döğüş, karşılıklı saldırıDALAY
(Talay) Genişlik, ululuk, sonsuzluk mecaz eden, asıl anlamı , büyük deniz, okyanusDALAYOBA
birl. Talay/ObaDALBAY
1- Vasi, ardına sığınılan kişi 2- Çuhadan yapılmış şapka Kırgızlarda- 3- avcı kuşları yakalamak için, tuzaklara bağlanarak bırakılan küçük kuşDALBOĞA
birl. Dal/BoğaDALBOY
Vasi, ardına sığınılan kişiDALKILIÇ
birl. Dal/Kılıç mec. Çıplak, zırhsız ve korunmasızDALKIRAN
Kırıcı, ayırıcıDALOKAY
birl. Dal/OkayDAMLA
Su damlası , taneDANA
İnek yavrusu, iki yaşındaki genç inek - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenDANABEK
birl. Dana/Bey - Selçuklular dönemi komutanlarındanDANATİMUR
birl. Dana/Timur - . . Kubilay Kaan’ın kardeşlerindenDANİŞMAN
Müşavir, bilgi ve tecrübesine danışılan kiş (Tanışman) (Türkçeden, Farsçaya geçen sözcüklerden, Tanış’dan, "Danişmend" olmuş. Türkmen ve Türkmenend gibi. . ) - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarından. Sonraları kendi adıyla bir de beylik kuran kişiDANSIK
(Tansık) Olağanüstü, fevkaladeDARGA
Vali, üst düzey, bürokratDARGUN
Alıngan, kırılan, narinDARGUNAY
birl. Dargun/AyDARI
1- Bir tahıl türü 2- sıkı, sıkıntı, zorlukDARIALP
birl. Darı/AlpDARIBEK
birl. Darı/BeyDARICA
1- Darı gibi, darı niteliğinde mec. Bereketli 2- sıkı, sıkıcs, zorluDARITAY
birl. Darı/Tay - Çengiz kaan dönemi Kerayet beylerindenDARSIK
Öfkeli, hiddetliDARUKA
(Darga) Vali, yönetici, bürokratDARULGAN
alıngan, nazlıDAŞAYAK
birl. Taş/Ayak - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenDAŞKI
Taşkı, taşmış, dışarı çıkmış, dışarıda olan - Türkmenlerin Çavdur oymağı eski beylerindenDAYAK
Değnek, baston, dayanılan nesneDAYANÇ
1- Dayanak, destek, güven 2- Dayanma gücü tahammülDAYANGAN
Dayanıklı, metinDAYANGI
Köşe minderiDAYAR
Hazır, hazırlıklıDEBRET
Kımıldayış, devinimDEBRETÜL BOĞA
birl. Debretül/Boğa - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanDAĞER
Kıymet, para, nafızDEĞERBİLİR
birl. Değer/Bilir Kadirşinaz, vefalıDEĞERLÜ
Değerli, kıymetliDEĞİRMİ
Çevreli, yuvarlak, toparlakDEĞNEK
Dayanak, dayanılacak nesneDELİ
Usu gitmiş, azmış, dellenen, mec. gözü kara, yiğit - Türkmenlerin, Teke oymağı dip dedelerindenDELİBÖRÜ
birl. Deli/BöriDELİDUMRUL
birl. Deli/Dumrul - dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyDALİGÜN
birl. Deli/GünDELİGÜNBULDAK
birl. Deligün/BuldakDELİKARÇAR
birl. Deli/Karçar - dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyDELİKURT
birl. Deli/KurtDEMİR
Demir madeni - Kulagu Han’ın kardeşlerindenDEMİRAĞ
Zırh, örgülü göğüslük birl. Demir/AğDEMİRALP
birl. Demir/AlpDEMİRAY
birl. Demir/AyDEMİRBAY
birl. Demir/BayDEMİRBOĞA
birl. Demir/BoğaDEMİRDEN
Demir parçasıDEMİRDÖĞEN
birl. Demir/Döğen mec. Acı kuvvet sahibiDEMİREL
birl. Demir/ElDEMİRER
birl. Demir/ErDEMİRGEN
1- Demir, ham demir 2- temren, okun ucundaki demir parçasıDEMİRHAN
birl. Demir/Han - 1- Şamanist gelenekte " Maden Tanrısı" 2- karesi oğulları dönemi bey ve komutanlarındanDEMİRKAN
birl. Demir/KanDEMİRKUT
birl. Demir/KutDEMİROK
birl. Demir/OkDEMİRTAG
birl. Demir/DağDEMİRTAŞ
birl. Demir/Taş - Selçuklular dönemi beylerinden 2- 1. Murat dönemi Otmanlı bey ve komutanlarındanDEMİRTUĞ
birl. Demir/TuğDENERİ
Dikkat, itinaDENGİZİK
Denizcik, küçük deniz, göl - Atilay Han’ın oğullarındanDENİZ
Deniz, büyük gölDENİZALP
birl. Deniz/AlpDENİZAY
birl. Deniz/AyDENİZBAY
birl. Deniz/BayDENİZER
birl. Deniz/ErDENİZHAN
birl. Deniz/Han - Oğuz kağan’ın oğullarından. . (Seçukluların bağlı bulunduğu boy)DENLİ
Edepli, terbiyeliDEPEGEN
Tekmeleyen, iyi tekme atanDEPREM
Zelzele, sarsılma, kımıldama (Kişisel görüşüme göre bu ad çocuklara deprem sırasında ya da deprem felaketi sonrası yaşanan, çileli günler sırasında doğan ve o günlerin anısına verilen bir addır. )DEPRETÜR BOĞA
birl. Depretür/Boğa - Selçuklular dönemi beylerindenDERİN
Derinlik. . . den mec. Olgunluk, bilgelik - Sogay destanlarında adı geçen bir beyDERİNAY
birl. Derin/AyDERMEK
Dirilik, canlılık, birarada tutmakDERNEK
Eğlence, toy, birliktelikDEVİN
Hareket, kımıldanış, davranışDEVİNAY
birl. Devin/AyDEVRİM
Devirme, yıkma, devirip yerine geçme, . . ihtilalDEYİM
Söyleniş, darbımeselDEYİŞ
Söyleyiş, şiirsel anlatım, ozan diliDEYİŞBEK
birl. Deyiş/BeyDIŞOĞUZ
Taşralı Oğuz , dışarıdaki Oğuz, TürkmenDIVRAK
Yakışıklı, alımlı, civanDİB YABGU HAN
Dip/Yabgu/Han - Türk mitolojisinde yer alan Oğuz hanlarındanDİBEK
1- Ağaçtan oyulmuş büyük havan 2- Yayık ağaçDİK
1-Yükseklik, yükseliş 2- kararlılık, yıkılmazlık, cazmazlık 3- inatDİKALP
birl. Dik/AlpDİKBAŞ
birl. Dik/BaşDİKBAY
birl. Dik/BayDİKBEY
birl. Dik/BeyDİKBUĞA
birl. Dik/BoğaDİKEÇ
Sütun, dikil, dikilmişDİKER
birl. Dik/ErDİKKAN
birl. Dik/Kan - Kırgızların eski oymak beylerindenDİKMEN
İnatçı, kararlıDİLEK
Dil ile istenen, dile getirilenistek, arzu, murat, dilekDİLER
Dileyen, dileyiciDİLERAY
birl. Diler/AyDİLİM
kesik, bölüm, bölünmüş, biçimlenmişDİNÇ
Zinde, sağlam, dirençliDİNÇALP
birl. Dinç/AlpDİNÇAY
birl. Dinç/AyDİNÇBAY
birl. Dinç/BayDİNÇER
birl. Dinç/ErDİNÇSU
birl. Dinç/SuDİNÇTÜRK
birl. Dinç/TürkDİNLER
Terbiyeli, munis, mutiDİP
Baht, talihDİP BAKUY
birl. Dip/Bakuy - Oğuzname’de Türk’ün torunu, İlçi Han’ın oğluDİPÇİN
1- Bahtı açık 2- Sağlam, dayanıklıDİREK
1- Dirilik, sağlamlık, ayakta kalmak 2- Temel, dayanak 3- Vezir, bakanDİREK TEKÜR
birl. Direk/Tekür (Teker) - dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyDİREN
Direnç, karşı koyuş, dirilikDİRENÇ
Dirnme gücüDİRENGEÇ
Destek, dayanakDİRGEN
1-Dirilik, 2- harmanda kullanılan demir çatalDİRİ
(diri, dirik, Tiri, tirik) Can, ruh, canlılık, canlıDİRİL
Can, ruh, tinDİRİM
Yaşam, sağlık, canlılıkDİRİM ALP
birl. Dirim/AlpDİRİMBEK
birl. Dirim/BeyDİRLİG
Yaşam, hayatDİRLİKALP
birl. Dirlik/AlpDİRLİKHAN
birl. Dirlik/HanDİRLİKAY
birl. Dirlik/AyDİRLİKBAY
birl. Dirlik/BayDİRLİKBEG
birl. Dirlik/BeyDİRSE
Derse, söylerse, konuşkanDİRSEALP
birl. Dirse/AlpDİRSEHAN
birl. Dirse/Han - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir bey (Boğaç Han’ın babası)DİZİK
(dizi) Kolye, takıDİZLEK
Hazır cevap, konuşkanDODURGA
1- Dolgun, doyumlu 2- doyuran, doyurucu 3- açık, net, berrak - Oğuz Kağan’ın torunlarından ve 24 Oğuz boyundan biriDOĞA
1- Tabiat, doğallık, ortaya çıkış 2- Huy, yaradılış, fıtratDOĞAN
1- Soylu bir av kuşu 2- Doğmuş, olmuş, ortaya çıkanDOĞANALP
birl. Doğan/AlpDOĞANARSLAN
birl. Doğan/Arslan - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanDOĞANBİGE
birl. Doğan/BikeDOĞANHAN
birl. Doğan/Han - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanDOĞANTEKİN
birl. Doğan/TekinDOĞANTİMUR
birl. Doğan/Timur - Çengiz Kaan’ın torunu, Cuci Han’ın oğlu. Batu Han’ın kardeşiDOĞANTUĞRUL
birl. Doğan/Tuğrul - Alparslan Han’ın kardeşi, Çağrı beğin oğullarındanDOĞANAY
birl. Doğan/AyDOĞANBAY
birl. Doğan/BayDOĞANBEK
birl. Doğan/BeyDOĞANER
birl. Doğan/ErDOĞANGÜN
birl. Doğan/GünDOĞRU
Dürüst, yalansız, sözüne güvenilenDOĞRUL
1-Doğruluk, dürüstlük 2- Ayakta duran, dirençliDOĞU
Güneşin doğuş yönüDOĞUALP
birl. Doğu/AlpDOĞUBAY
birl. Doğu/BayDOĞUÇ
Doğuş, doğma, ortaya çıkış - İkşitler devletinin kurucusu ve ilk hanıDOĞUDAN
Doğulu, doğu yönünden gelenDOĞUER
birl. Doğu/ErDOĞUHAN
birl. Doğu/HanDOĞUKAN
birl. Doğu/KanDOĞULU
Doğu bölgesindenDOĞUŞ
Doğma, ortaya çıkışDOĞUTAN
birl. Doğu/TanDOĞUTAY
birl. Doğu/TayDOKUNAK
Dokunuş, değiş, mec. Ağır, mahsun, yürek sızlatan, yüreğe dokunanDOKUNÇ
Dokunak, hüzünDOKUZ
Dokuz sayısı, Türklerin en çok eskilerden beri uğurlu sayılarındandırDOKUZALP
birl. Dokuz/AlpDOKUZATA
birl. Dokuz/AtaDOKUZ ARKA
Dokuz/Arka (. . . Eski dönemlerde soyluluk gösterme ve belli etmesi açısından, bir kişinin babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp açıklanması. . )DOKUZ HATUN
birl. Dokuz/Hatun - Kulagu Han’ın evdeşiDOKUZ OĞUZ
birl. Dokuz/Oğuz - Oğuz kökenli bir Türk devletinin adı. Uygurların köküde bu baya dayanır.DOKUZ TATAR
birl. Dokuz/Tatar - Göktürkler döneminde yaşayıp beylik etmiş bir Türk boyuDOKUZAKA
birl. Dokuz/Aka - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanDOKUZBAY
birl. Dokuz/BayDOKUZÇUR
birl. Dokuz/ÇurDOKUZER
birl. Dokuz/Er mec. Dokuz er gücündeDOKUZHAN
birl. Dokuz/HanDOKUZTUĞ
birl. Dokuz/TuğDOKUZUYGUR
birl. Dokuz/Uygur - Göktürkler devletini yıkıp, onun yerine Uygur devletini kuran, Türk boyuDOLANDI
Dolanan, gezginDOLANDIBEK
birl. Dolandı/Bek - Selçuklular dönemi beylerindenDOLDAY
(Dolu/Tay) - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanDOLU
1-Bilgin, tecrübeli, öğretmen 2- Bütün, tam, eksiksiz 3, Şamanist gelenekte ve Alevi_Bektaşi gelenekte, içki, şarap 4- kısa süren, iri taneli yağmurDOLUALP
birl. Dolu/AlpDOLUBAY
birl. Dolu/BayDOLUBEK
birl. Dolu/BekDOLUER
birl. Dolu/ErDOLU KADIR
birl. Dolu/Katır - Selçuklular dönemi beylerinden ve Maraş yöresinde kendi adıyla beylik kuran kişiDOLUN
Tam, bütün, eksiksiz - Yakut Türklerinin eski bereket TanrılarındanDOLUNAY
Ayın ondördü, ayın en güzel haliDOLUNBAY
birl. Dolun/BayDOMANİÇ
1-Dumanlı bölge 2- Tümsek, engebeli araziDONAT
Giyim, kuşam, zenginlik, cömertlikDOMURCUK
Gül, tomurcukDONATHAN
birl. Donat/Han - Batı Hunları hanlarındanDONATMIŞ
Giydirip, kuşatmış, sevindirmiş, cömertlik göstermişDONATUR
Cömert, eli açık, bağışlayıcıDONSUZ
Çıplak, fakir, varlıksızDORA
Doruk, zirve, şahikaDORABAY
birl. Dora/BayDORAMAN
birl. Dora/Man (Dorman-dormen) - Kuman hanlarındanDORAN
(Duran) Diri, canlı, yaşayanDORATAN
birl. Dora/TanDORATAY
birl. Dora/TayDORMAN
(Doraman)DORU
1- Doruk, zirve 2- Kara ile kızıl arası renk (At rengi)DORUALP
birl. Doru/AlpDORUBAY
birl. Doru/BayDORUBEY
birl. Doru/BeyDORUER
birl. Doru/ErDORUHAN
birl. Doru/HanDORUK
Zirve, uç, şahikaDORUKALP
birl. Doruk/AlpDORUKAN
birl. Doru/KanDORUKAY
birl. Doruk/AyDORUKER
birl. Doruk/ErDORUKHAN
birl. Doruk/HanDORUKTİGİN
birl. Doruk/TiginDOYMADUK
Doyumsuz, sevilmeye doymayan, doyulmayanDOYUM
1- Doymak, tatmin 2- Ganimet, bereketDOYURAN
mec. Cömert, hayr sahibi, iyilik severDÖĞEN
1- Dövüşçü, döven 2- Ekin saplarını ezmeye yarayan, altında çakmaktaşı bulunan geniş tahtaDÖĞER
1- Döver 2- değer, kıymet 3- Kalın, enli bir ağaçDÖĞERLİ
Değerli - Oğuz Kağan’ın torunlarından ve 24 Oğuz boyundan biriDÖĞÜŞ
Dövüş, savaş, kavgaDÖĞÜŞGEN
Kavgacı, savaşçıDÖKÜMHAN
birl. Böküm/Han 1- Dökmekten döküm 2- Düğüm, bağ - Bulgar hanlarından (Kurum Han’ın oğlu)DÖLEK
1- Çok döl veren 2- Koyunun kuzuladığı yer 3- İtibarlı, saygıdeğer, maharetliDÖLEN
Muti, sevgi gösterenDÖNDER
(Döne, döndü gibi "dönmek" fiilinden türetilmiş, çocukları ölen ailelerin, yeni çocukları olduğunda kullandıkları adlardan) - (Dönder bey) Ertuğrul Gazi’nin kardeşi, Otman Gazi’nin amcasıDÖNDÜ
Dönüş yapan (Reenkarnasyon) çocukları ölen ailelerin verdiği adlardanDÖNE
(Döndü, dönder)DÖNE BEGÜM
birl. Döne/BegümDÖNENBAY
birl. Dönen/Bay - Kırgız oymak beylerindenDÖNENGÜN
birl. Dönen/GünDÖNERALP
birl. Döner/AlpDÖNGEL
SaatDÖNGÜ
Dönüşüm, başa dönüşDÖNGÜN
Dargın, gönlü kırıkDÖNMEZ
Kararlı, cesur, azimliDÖNMEZER
birl. Dönmez/ErDULAK
Dolu, olgun, tecrübeli - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenDULUNDU
(Dolandı)DUMAN
1- Sis, kırağı 2- ateşten çıkan gazDUMANHAN
birl. Duman/HanDUMANBAY
birl. Duman/BayDUMANER
birl. Duman/ErDUMLU
1- dumanlı, sisli bölge 2- Soğuk ve ayaz alan yerDUMRUL
1- Okun sivri ucu 2- Başı dumanlı, efkarlıDURA
(Durak) 1- yaşam, hayat 2- Sağlamlık, dayanıklılık, kalıcılık 3- ev, yaşanılan yer, barınak (Bu ad, çocukları çlmüş ailelerin yeni çocukları olduğunda yaşamda kalıp uzun yaşaması ve sağlıklı olması dileğini içeren adlardandır ve çok eskilere dayanan bir gelenekle bu gün de sürdürülmektedir. Durak, Dursun, Durmuş, Durdu, Yaşar, Tokta, Tok, Toka, Toktamış, Turan vb. adlar da hep aynı psikoloji ve geleneğin ürünüdür.DURATİMUR
birl. Dura/Timur - Çağatay hanlarındanDURABAY
birl. Dura/BayDURAK
(Dura) Yaşam, hayat - Otmanoğullarının dip dedelerindenDURAKBEĞ
birl. Durak/Bey - T. B. M. M. ’nin ilk milletvekillerinde (Erzurum milletvekili)DURAKALP
birl. Durak/AlpDURAKHAN
birl. Durak/Han - Peçenek hanlarındanDURAKAY
birl. Durak/AyDURAN
(Turan) Durucu, kalıcı, yaşayan, canlıDURANAY
birl. Duran/AyDURANBAY
birl. Duran/BayDURANER
birl. Duran/ErDURATAV
birl. Dura/DağDURATAY
birl. Dura/TayDURCU
Durucu, kalıcı canlıDURDU
1- Duran, kalıcı, canlı, yaşayan 2- Yaşam, hayatDURDU BEGÜM
birl. Durdu/BegümDURDUBİGE
birl. Durdu/BikeDURGAÇ
Durak, durulan, yaşanılan yerDURGUN
1- Durulmuş, süzülmüş, arınmış 2- Sakin, sükuna ermiş, kendi halindeDURGUNALP
birl. Durun/AlpDURGUN BEGÜM
birl. Durgun/BegümDURGUNBİKE
birl. Durgun/BikeDURGUNAY
birl. Durgun/AyDURGUNBAY
birl. Durgun/BayDURGUNER
birl. Durgun/ErDURGUNSU
birl. Durgun/SuDURMAZ
Çalışkan, ilericiDURMAZALP
birl. Durnaz/AlpDURMAZBAY
birl. Durmaz/BayDURMAZER
birl. Durmaz/ErDURMUŞ
1- Duran, yaşayan, canlı 2- Yaşam, hayatDURSUN
Durması, yaşaması istenenDURSUNALP
birl. Dursun/AlpDURSUNAY
birl. Dursun/AyDURSUNBAY
birl. Dursun/BayDURU
1- saf, sade, berrak 2- Duran, durgunDURUALP
birl. Duru/alpDURUAY
birl. Duru/AyDURUBAY
birl. Duru/BayDURUBEGÜM
birl. Duru/BegümDURUBEĞ
birl. Duru/BeyDURUBİGE
birl. Duru/BikeDURUGAN
Duran, durağanDURUHAN
birl. Duru/HanDURUK
Duru, durucuDURUKAL
birl. Duru/KalDURUKAN
birl. Duru/KanDURUL
1- Sükun bulmak, huzura kavuşmak 2- Günahsızlık, arınmışlıkDURULCA
Masum, günahsızDURULMAZ
Afacan, yaramazDURULMUŞ
Tatminkar, sakinDURUM
Yaşam, hayat, süregenlik, duruşDURUSOY
birl. Duru/SoyDURUSU
birl. Duru/SuDURUTEKİN
birl. Duru/TekinDURUTİMUR
birl. Duru/TimurDURUTÜRK
birl. Duru/TürkDUVA
(Düve) - Kırgızların, Togay ve üç Tamga oymakları dip dedelerindenDUVAK
Örtül kapanmış, gelin başıDUVAN
(Doğan) - Başkurt oymak beylerindenDUYAN
Duyucu, hissediciDUYAR
Duyarlı, hisli, duyguluDUYARI
Duyarlılık, hislilikDUYGU
His, duyumDUYUŞ
Duyum, hissediş, duyarlılıkDUYUŞAN
Duyan, hisseden - Kırgız oymak beylerindenDÜĞÜN
(Töğün, Toygün) Toy günü, yemekli eğlenceDÜŞ
Rüya, aniden ortaya çıkışDÜŞELGE
Pay, hisseDÜŞERGE
Miras, payDÜŞÜNGÜ
Düşünerek üzülme, kafaya takma, üzülme, teessürDÜVE
1- Genç inek, dananın büyüğü 2- Döven, dövüşçüDÜVE TEKİN
birl. Düve/TekinDÜVE TİMUR
birl. Düve/TimurDÜVECİ
Dövücü, dövüşçü - Türkmenlerin, Yavmut ve Şerif oymakları dip dedelerindenDÜVEHAN
birl. Düve/Han - Çağatay hanlarındanDÜVEN
(Döven)DÜYECİ
Dövüşçü, döğüşçü - Türkmenlerin, Sarık oymağı dip dedeleirndenDÜZ
(Tüz) 1- Doğru, doğruluk, gerçek 2- Soy, kök, döl 3- Kural, kaideDÜZE
Düzen, uslup, tarzDÜZEN
Kural, kurallar bütünüDÜZGE
Süs, makyajDÜZGÜN
1- Düzülü, düzenli, muntazam 2- Gidişat, teamülEBİN
(Evin) Tane, özEBİNÇ
Refah, huzurEBİRİ
Erim, edrem, faziletEBREK
Dayanıklı, sebatkarEBREK TİMUR
birl. Ebrek/Timur - Toka Timur Han’ın oğullarındanEBREN
1- Evren, kainat 2- Felek, talihEBRET
Ayrılım, ihtilafEBRÜK
Dayanıklı, sebatkarECE
(Eçe)ECEVİT
1- Çalışkan , , aktif 2- haşarı, yaramazEÇE
1- Dahi, çok akıllı, çok zeki 2- Saygıdeğer, görgülü hanım - Otmanlılar (Orhan bey) dönemi bey ve komutanlarındanEÇİBEK
birl. Eçe/BekEÇİM
(Eçem)EÇİNE
Doğru sözlü, sözüne güvenilirEÇİNE KUTLUĞ
birl. Eçine/Kutluğ - Batı Göktürkleri dönemi bey ve komutanlarındanEÇİNEKÜR
birl. Eçine/Kür - Göktürk kağanlarındanEÇİNE TÜRÇÜ
birl. Eçine/Türçü - Göktürk kağanlarındanEDE
(Edi, Ata) Atalık, hatırı sayılan, sözü dinlenen kişiEDEBALI
birl. Ede/Balı - Otmanlı devletinin manevi kurucusu ve Otman beyin kayın atasıEDERKON
birl. Ede/Kon (Konmaktan can, ruh) - Atilay Han’ın danışman ve komutanıEDEMEN
birl. Ede/Men - Atilay Han’ın torunlarındanEDGÜ
1- İyi, güzel, hoş 2- Adil, adaletli 3- Eğitmen, öğretmenEDGÜ TUĞRUL
birl. Edgü/Tuğrul - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyEDGÜDİ
1- Eğitici, öğretici 2- İyi, alaEDİ
Eda, ata, saygıdeğer ulu kişiEDİGE
1- İyi, iyi kalpli 2- öğretmen - Altınordu hanlarındanEDİGENE
(Edige) - Kırgız oymağı ve beylerindenEDİK
Kısa konçlu çizmeEDİL
(İdil, etil, atil) iyilik, güzellikEDİZ
1- Kıymet, kıymetli 2- Yüksek, YükselmişEGE
(Eke, Öke)1- Dahi, çok akıllı 2- Egemen, sahip 3- Bakıcı, eğiticiEGEBİGİ
birl. Ege/Bike - Timur Kürkan Han’ın kızlarındanEGEMEN
1- Hakim, sahip, kendinden başkasını dinlemeyen, buyrukçu 2- bilge kişi, dahi 3- ağa, ağabeyEGİT
Göz değmesi ve nazara karş göz kenarlarına sürülen bir otEĞBER
Eğri, eğrilmişEĞİLMEZ
Gururlu, mağrur, dik başlıEĞİN
EğirilmişEĞİR
1- Sarış, çeviriş, kuşatma 2- bükme, kıvırmaEĞNEZ
Narin, zayıf, inceEĞREK
Sık, bol - Dede korkut destanlarında adı geçen bir bey (Seğrek’in kardeşi)EĞRİ
Eğik, bükük mec. Saygılı, alçak gönüllüEĞRİGÜN
birl. Eğri/GünEĞRİM
Pınar, göze, küçük çağlayanEKE
1- Dahi, çok akıllı 2- Sahip, egemen 3- bakıcı, eğiticiEKEALP
birl. Eke/AlpEKEBAY
birl. Eke/BayEKEBEĞ
birl. Eke/BeyEKECEREN
birl. Eke/Ceren - Çengiz kaan dönemi Nayman hanlarından Altan Han’ın kardeşiEKEÇ
Cana yakın ve çekici kızEKEHAN
birl. Eke/HanEKELİK
Deha, kıymetEKEMEN
(Egemen)EKETAY
birl. Eke/TayEKİM
1- Ekin ekme eylemi 2- Yarım, ziraatEKİN
1- Mahsul, tarla ürünü 2- tarlaya ekilip olması beklenen her türlü bitkiEKİNCİ
1-İkinci (erkek, ya da kız) 2- Rençber, çiftçi - 1. Selçuklular dönemi, Kıpçak asıllı bey ve komutanı 2- Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyEKİNER
birl. Ekin/ErEKMEN
(Ekemen)EKSÜK
Azlık, yokluk, yoksulluk - Artukoğulları beylerinden Artuk beyin babası * Artuk- EksükEKŞİ
Eksi, eksik, azlık, yoklukEL
1- İl, Ülke, Memleket 2- İlgi, bağlantı 3- Barış, Sukunet 4- Kolun, bilekten aşağısıELA
(Ala) Renkli alacalıELALDI
birl. El/Aldı Fatih, Algan, İlalan - Anadolu Selçukluları dönemi, İnanoğulları beyliğinin kurucusu olan İnal beyin torunuELALMIŞ
Fatih, AlganELALTUN
birl. El/AltunELARSLAN
birl. El/ArslanELBAN
(İlban) Devletçi, devletine bağlı, sadık - Kıpçak hanlarından Mengü Timur Han’ın oğluELBİLGE
birl. El/BilgeELBİLİG
birl. El/BiligELBİR
birl. El/Bir mec. Elbirliği, işbirliği, imeceELBİRLİG
(Elbir)ELBOĞA
birl. El/Boğa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELCEK
1- Ekin biçme aracı 2- Munis, sessizELÇİK
EldivenELCULA
(Elyula) birl. El/Yula - kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu ve Kızıltuğ oymakları dip dedelerindenELÇİ
1- Devletine bağlı, devletçi 2- Devleti adına aracılık eden, haberci, temsilciELÇİBUĞA
birl. Elçi/Boğa - Babür han’ın komutanlarındanELÇİKULA
birl. Elçi/Kula - Babür Han’ın komutanlarındanELÇİBAY
birl. Elçi/Bay - . . Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELÇİBEK
birl. Elçi/Bek - Kırgızların, Edigene oymağı beylerindenELÇİBEY
birl. Elçi/Bey - Azerbaycan’ın Sovyetler karşı bağımsızlık mücadelesini öğütleyen ve sonrasında kurulan cumhuriyette ilk cumhurbaşkanlığını yapan tarih bilginiELÇİBÖGÜ
birl. Elçi/BögüELÇİM
Demet, tutamELÇİN
1- Demet, bağ, buket 2- Ekin biçerken kullanılan bir alet 3- Devlet görevlisi, devletine bağlıELÇİBAY
birl. Elçi/BayELÇİTİMUR
birl. Elçi/TimurELÇUR KÜÇ BARS
birl. El/Çur/Küç/Bars - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyELDEK
1- basiret, kaabiliyet, eylem gücü 2- Yedek, elde bulunanELDEM
1-Alışkın, yetişkin 2- Sevimli, cana yakın 3- evcil koyunELDEMALP
birl. Eldem/AlpELDEMBAY
birl. Eldem/BayELDEMİR
birl. El/DemirELDENAY
birl. Elden/AyELDÜZ
birl. El/Düz YurtseverELEZ
(Eliz)Arı, duru, temiz, munis, uyumlu - Yakut destanlarında bekaret tanrıçası (ulu Tuyun’un kızı)ELGAY
YurtseverELGİN
1- Konuk, öncelik verilen kişi 2- Gurbetçi, yurdundan uzakELGİNALP
birl. Elgin/AlpELGİNAY
birl. Elgin/AyELGİNSU
birl. Elgin/SuELGÖRMÜŞ
Gezgin, seyyah, cihandideELGÜN
Halk, avam, halktan kişiELİBOL
Cömert, eli açık, sahiELİK
Usta, eli yatkın - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELİŞ
Usta, maharetli - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELİTAŞ
Cimri, eli sıkı - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELİTEZ
BecerikliELKATMIŞ
birl. El/Katmış Ülke fethetmiş, alganELKIRMIŞ
birl. El/Kırmış - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELKİN
1- konuk 2- YolcuELKİNBAY
birl. Elkin/BayELKOCA
(İlkoca) birl. El/Koca - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyELKÜN
(Elgün)ELÖVER
YurtseverELTEKE
birl. El/Teke - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Baybaktı oymağının dip dedelerindenELTİMUR
birl. El/Timur - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyELTUTAR
birl. 1- El/Tutar mec. Yardımsever, hayırşinas 2- Fatih, AlganELVER
Tarikatlarda, şeyhlerin müridlerini kabul etme eylemiELVERDİ
Tarikat geleneklerinde şeyhin müridini kabulü ile ilgiliELVEREN
1- Olgunlaşan, yeterlilik kazanan 2- Tarikat şeyhlerinin Müridlerini kabulüEMÇİ
Doktor, eczacıEMÇİATA
birl. Emçi/AtaEMEÇ
Amaç, gayeEMEK
1- Gayret, cehd, zahmet 2- Güç, enerjiEMEN
1-Can, ruh, hayat 2- Ağaç dikmek için açılan çukur 3- meşe ağacı - Göktürkler dönemi beylerinden ve Kürşad’ın kırklarındanEMENBAY
birl. Emen/BayEMET
1-Sınır, mesafe 2- emzik, emcekEMETER
birl. Emet/ErEMETİ
(Emet)EMGEK
Emek, zahmet, güçlükEMLEK
Duygulu, merhametliEMRE
(İmre) Düşkün, aşık, hayallerle yaşayan (. . . Arapçadaki "emr" sözcüğüyle İlgisi yok yalnızca ad benzerliği var. Anlamlar farklı. ) - Anadolu Selçukluları dönemi, ozan ve dervişlerinden (Yunus Emre)EN
(Yen)1- Derinlik, genişlik 2- Av 3-Kıyı 4- ArkaENÇU
Sükun, huzur, ruh derinliğiENDEŞ
Eşit, müsaviENEÇ
Meyil, meyilliENİK
(enük, enek) 1- Genişçe, yayık 2- Taşak, testis (. . Rumcadan gelen "enik" köpek yavrusu ile yalnızca ad benzerliği vardır. Bu ise Türkçedeki "En" kökünden gelir. )- Mısır-Türk kölemenleri hanlarından Şaban Han’ın kardeşiENGİN
1- Genişlik, derinlik, yayıklık 2- ufuk, ufuk çizgisiENGİNALP
birl. Engin/AlpENGİNAY
birl. Engin/AyENGİNBAY
birl. Engin/BayENGİNER
bir. Engin/ErENGİNSU
birl. Engin/SuENGİNTAN
birl. Engin/TanENGİNTAY
birl. Engin/TayENGÜR
(Enkür) birl. En/GürENİCUK
Hısım, kavim- kardaşENİSOLUM
birl. Eni/Solum - Sibir Türklerinde saygın hanımefendilere verilen bir unvanENİŞ
(Enuş) 1- İniş, yokuşun karşılığı mec. Rahata ve huzura erme 2- Uçlarda, ekstremENKİŞ
Tecrübeli, deneyimli, olgunENUŞ
(Eniş) En uçENUŞEHAN
birl. Enuş/HanENUŞTEKİN
birl. Enuş/Tekin - 1- Harzem hanlarından Atsız Han’ın dedesi 2-Selçuklular dönemi Komutanlarından 3- Gazneli Mahmud Han’ın komutanlarındanENÜK
(Enik)ENÜK SENGÜN
(Enik Sengün) birl. Enük/Sengün Göktürkler döneminde Kullanılan bir unvan - Göktürkler (Bilge Kağan) dönemi bey ve komutanlarındanER
1- Olgun, olmuş, ergin, yetişkin erkek 2- Asker, çeriER BAĞATUR
birl. Er/BağaturERABA
birl. Er/AbaERACAR
birl. Er/AcarERADIN
birl. Er/AdınERADLAN
birl. Er/AdlanERAGA
birl. Er/AğaERAĞAN
birl. Er/AğanERAĞIT
birl. Er/AğıtERAKA
birl. Er/AkaERAKALIN
birl. Er/AkalınERAKAY
birl. Er/AkayERAKIN
birl. Er/AkınERAL
birl. Er/AlERALAN
birl. Er/AlanERALDI
birl. Er/AldıERALGAN
birl. Er/AlganERALIM
birl. Er/AlımERALP
birl. Er/AlpERALTAN
birl. Er/AltanERALTAY
birl. Er/AltayERALTUN
birl. Er/AltunERANIL
birl. Er/AnılERANT
birl. Er/AntERAPA
birl. Er/ApaERARSLAN
birl. Er/ArslanERASIĞ
birl. Er/AsığERAŞAN
birl. Er/AşanERAŞAR
birl. Er/AşarERAŞUK
birl. Er/AşukERATA
birl. Er/AtaERATAN
birl. Er/AtanERATIK
birl. Er/AtıkERATIL
birl. Er/AtılERATLIĞ
birl. Er/AtlığERATSIZ
birl. Er/AtsızERAY
birl. Er/AyERAYDIN
birl. Er/AydınERAYGAN
birl. Er/AyganERAYTUNÇ
birl. Er/AytunçERBAKAN
birl. Er/BakanERBAKAR
birl. Er/BakarERBAKIR
birl. Er/BakırERBAKIŞ
birl. Er/bakışERBAKTI
birl. Er/BaktıERBALA
birl. Er/BalaERBARS
birl. Er/BarsERBASAN
birl. Er/BasanERBASAT
birl. Er/BasatERBASTI
birl. Er/BastıERBASUT
birl. Er/BasutERBAŞ
birl. Er/BaşERBAŞAR
birl. Er/BaşarERBAŞAT
birl. Er/BaşatERBATIM
birl. Er/BatımERBATIR
birl. Er/BatırERBATU
birl. Er/BatuERBATUR
birl. Er/BaturERBAY
birl. Er/BayERBAYAT
birl. Er/BayatERBAYÇU
birl. Er/BayçuERBAYGU
birl. Er/BayguERBAYIK
birl. Er/BayıkERBAYIN
birl. Er/BayınERBAYLI
birl. Er/BaylıERBEK
birl. Er/BekERBELGİN
birl. Er/BelginERBERK
birl. Er/BerkERBERKE
birl. Er/BerkeERBERKİN
birl. Er/BerkinERBEY
birl. Er/BeyERBİÇEN
birl. Er/BiçenERBİÇER
birl. Er/BiçerERBİÇTİ
birl. Er/BiçtiERBİL
birl. Er/BilERBİLEK
birl. Er/BilekERBİLEN
birl. Er/BilenERBİLGE
birl. Er/BilgeERBİLGEN
birl. Er/bilgenERBİLGİ
birl. Er/BilgiERBİLİG
birl. Er/BiligERBİLİR
birl. Er/BilirERBİLMİŞ
birl. Er/BilmişERBOĞA
birl. Er/BoğaERBORA
birl. Er/Bora - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyERBÖRK
birl. Er/BörkERBÖRÜ
birl. Er/BöüERBUGAY
birl. Er/BugayERBUĞ
bir. Er/BuğERBUĞA
birl. Er/BoğaERBUĞRA
birl. Er/BuğraERBULAK
bir. Er/BulakERBULAN
birl. Er/BulanERBUN
birl. Er/BunERBUNÇ
birl. Er/BunçERBUYAN
bir. Er/BuyanERBUYRUK
birl. Er/BuyrukERBUYUR
birl. Er/BuyurERBÜGE
birl. Er/BügeERBÜGÜ
birl. ER/BügüERBÜKE
birl. Er/BükeERCELASUN
birl. Er/CelasunERÇABA
birl. Er/ÇabaERÇAĞ
birl. Er/ÇağERÇAĞAN
birl. Er/ÇağanERÇAĞIM
birl. Er/ÇağımERÇAĞIR
birl. Er/ÇağırERÇAĞLAR
birl. Er/ÇağlarERÇAĞRI
birl. Er/ÇağrıERÇAKA
birl. Er/ÇakaERÇAKAN
birl. Er/ÇakanERÇAKI
birl. Er/ÇakıERÇAKIM
birl. Er/ÇakımERÇAKIN
birl. Er/ÇakınERÇAKIR
birl. Er/ÇakırERÇAKIŞ
birl. Er/ÇakışERÇAKTI
birl. Er/ÇaktıERÇALIŞ
birl. Er/ÇalışERÇALUK
birl. Er/ÇaluşERÇAPAR
birl. Er/ÇaparERÇAPIN
birl. Er/ÇapınERÇATLI
birl. Er/ÇatlıERÇAV
birl. Er/ÇavERÇAVLI
birl. Er/ÇavlıERÇAVUŞ
birl. Er/ÇavuşERÇE
birl. Er/Çe. . . Erkeğe yakışır biçimdeERÇEKEN
birl. Er/ÇekenERÇEKER
birl. Er/ÇekerERÇEKİM
birl. Er/ÇekimERÇEKMEZ
birl. Er/ÇekmezERÇELİK
birl. Er/ÇelikERÇERİ
birl. Er/ÇeriERÇETİN
birl. Er/ÇetinERÇİN
Ülkenin idari bölümlerinden her biri (İl, ilçe, kasaba vb. )ERÇİZEN
birl. Er/ÇizenERÇİZİM
birl. Er/ÇizimERDAĞ
birl. Er/DağERDAL
birl. Er/DalERDALAR
birl. Er/DalarERDALAŞ
birl. Er/DalaşERDAŞ
birl. Er/DaşERDAVRAN
birl. Er/DavranERDAYAN
birl. Er/DayanERDEĞEN
birl. Er/DeğenERDEĞER
birl. Er/DeğerERDEĞİŞ
birl. Er/DeğişERDEM
( Ertem) Fazilet, bilgelik, yücelik, hünerlilik - Kırgızların Nayman oymağı beylerindenERDEMALP
birl. Erdem/Alp - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanERDEMAY
birl. Erdem/AyERDEMBAY
birl. Erdem/BayERDEMÇİ
Erdem sahibiERDEMİR
birl. Er/DemirERDEMHAN
birl. Erdem/HanERDEMKAN
birl. Erdem/KanERDEMLÜ
Erdem sahibi - Timur Kürkan Han’ın dip dedelerindenERDEN
Er parçası, erden olma - Türkmenlerin Sarık oymağı dip dedelerindenERDENALP
birl. Erden/AlpERDENANAR
birl. Erden/Anar - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyERDENAY
birl. Erden/AyERDENİZ
birl. Er/DenizERDERİL
birl. Er/DerilERDERİN
birl. Er/DerinERDEŞ
Erkekçe, erkek gibiERDEVİR
birl. Er/DevirERDEVRİM
birl. Er/DevrimERDEYİŞ
birl. Er/DeyişERDİ
Ermiş, olgunERDİBİGE
birl. Erdi/BigeERDİL
birl. Er/DilERDİLEK
birl. Er/DilekERDİLER
birl. Er/DilerERDİM
Ermiş, olgun - Peçenekler dönemi bey ve komutanlarındanERDİN
Ermiş, olgunERDİNÇ
birl. Er/DinçERDİREK
birl. Er/DirekERDİREN
birl. Er/DirenERDİRENÇ
birl. Er/DirençERDİRET
birl. Er/DiretERDİRLİK
birl. Er/DirlikERDOĞAN
birl. Er/DoğanERDOĞDU
birl. Er/DoğduERDOĞMUŞ
birl. Er/DoğmuşERDOĞRU
birl. Er/DoğruERDOĞU
birl. Er/DoğuERDOĞUŞ
birl. Er/DoğuşERDOKUZ
birl. Er/DokuzERDOLU
birl. Er/DoluERDOLUN
birl. Er/DolunERDORA
birl. Er/DoraERDORU
birl. Er/DoruERDORUK
birl. Er/DorukERDOYUR
birl. Er/DoyurERDÖĞÜŞ
birl. Er/DöğüşERDÖNDÜ
birl. Er/DöndüERDÖNE
birl. Er/DöneERDÖVEN
birl. Er/DövenERDUMAN
birl. Er/DumanERDURA
birl. Er/DuraERDURAK
birl. Er/DurakERDURAN
birl. Er/DuranERDURDU
birl. Er/DurduERDURGUN
birl. Er/DurgunERDURMUŞ
birl. Er/DurmuşERDURSA
birl. Er/DursaERDURSUN
birl. Er/DursunERDURU
birl. Er/DuruERDURUK
birl. Er/DurukERDURUŞ
birl. Er/DuruşERDUYAN
birl. Er/DuyanERDUYAR
birl. Er/DuyarERDUYGU
birl. Er/DuyguERDUYU
birl. Er/DuyuERDUYUL
birl. Er/DuyulERDUYUM
birl. Er/DuyumERDUYUŞ
birl. Er/DuyuşERDÜREN
birl. Er/DürenERDÜŞ
birl. Er/DüşERDÜZ
birl. Er/DüzERDÜZEN
birl. Er/DüzenEREK
Erişilmek istenen, ülkü, hedefEREKLİ
(Ereğli) Ereği olanEREKUL
birl. Er’e/KulERELÇİ
birl. Er/ElçiERELÇİN
birl. Er/ElçiEREM
Müjde, iyi haberEREN
1- Olgun, 2- Hür, bağımsız 3- Din ile bütünleşmişERENALP
birl. Eren/AlpERENAY
birl. Eren/AyERENGÜN
birl. Eren/GünERENKARA
birl. Eren/Kara - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyERENKUL
birl. Eren/KulERENKULU
birl. Eren/KuluERENSAY
birl. Eren/SayERENSAYIN
birl. Eren/Sayın - Kırgız destanlarında adı geçen bir beyERENSOY
birl. Eren/SoyERENSU
birl. Eren/SuERENTÜRK
birl. Eren/TürkERENTÜZ
birl. Eren/Düz - Tuva ve Çuvaş Türklerinde, "Terazi Yıldızı"ERENULUĞ
birl. Eren/Ukuğ - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyERESEN
birl. Er/EsenERESİ
birl. Er/EsiERESİN
birl. Er/EsinEREZ
1- Erişilen, mutlu olunan 2- Cesur, gözükara, dayanıklıERGAYUR
birl. Er/GayurERGAZAN
birl. Er/GazanERGEÇEN
birl. Er/GeçenERGELDİ
birl. Er/GeldiERGELEN
birl. Er/GelenERGELMİŞ
birl. Er/GelmişERGEN
Olgun, deneyimliERGENE
1- Güçlülük, egemenlik 2- Maden dağı 3- Dağlar arasındaki geçitERGENE HATUN
birl. Ergene/Hatun - Kara Kulagu Han’ın evdeşiERGENEKON
1- Maden dağı 2- Dağlar arasındaki yurt - Türk mitolojisindeki efsanevi kurtERGENEKTİ
Ergeneli - Kazakların, Otayüz bölüğü, Nayman oymağı dip dedelerindenERGEZEN
birl. Er/GezenERGEZER
birl. Er/GezerERGİ
Eriş, olgunluk, deneyimERGİL
1- Bilgili, deneyimli, yetişkin 2- Savaşçı, cengaverERGİN
1- Ermiş, olgun, irfan sahibi 2- Savaşçı, cegaverERGİN ALP
birl. Ergin/AlpERGİNAY
birl. Erin/AyERGİNEL
birl. Ergin/ElERGİNER
birl. Ergin/ErERGİNOL
birl. Ergin/OlERGİNSOY
birl. Ergin/SoyERGİNSU
birl. Ergin/SuERGİNTUĞ
birl. Ergin/TuğERGİRAY
birl. Er/GirayERGİZ
birl. Er/GizERGİZEK
birl. Er/GizekERGİZEM
birl. Er/GizemERGİZEY
birl. Er/GizeyERGÖK
birl. Er/GökERGÖKÇE
birl. Er/Gökçe - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenERGÖKÇEK
birl. Er/GökçekERGÖKÇEN
birl. Er/GökçenERGÖNENÇ
birl. Er/GönençERGÖNÜL
birl. Er/GönülERGÖRK
birl. Er/GörkERGÖRKEM
birl. Er/GörkemERGÖRKLÜĞ
birl. Er/GörklüğERGÖRÜN
birl. Er/GörünERGÖZ
birl. Er/GözERGUN
1- Yumuşak huylu kişi 2- Hızlı koşan at 3- ArgunERGUNALP
birl. Ergun/AlpERGUNHAN
birl. Ergun/HanERGUNAY
birl. Ergun/AyERGUNBAY
birl. Ergun/BayERGUNER
birl. Ergun/ErERGUNTAY
birl. Ergun/TayERGÜÇ
birl. Er/GüçERGÜDER
birl. Er/GüderERGÜLEÇ
birl. Er/GüleçERGÜLER
birl. Er/GülerERGÜMÜŞ
birl. Er/GümüşERGÜN
birl. Er/GünERGÜNDÜZ
birl. Er/GündüzERGÜR
birl. Er/GürERGÜRLER
birl. Er/GürlerERGÜVEN
birl. Er/güvenERHAN
birl. Er/HanERHUN
birl. Er/HunERIRMAK
birl. Er/IrmakERİK
Ermiş, olgun, bilge, filozof, becerikli - Türkmenlerin, Ersarı ve Kara oymakları dip dedelerindenERİKBÜKÜ
birl. Erik/Bükü - Kubilay Kaan’ın küçük kardeşiERİKEN
Ermiş, olgun, bilgeERİL
birl. Er/İlERİLÇİ
birl. Er/İlçiERİLHAN
birl. Er/İlhanERİM
1- Müjde, iyi haber 2- Felsefe, derin bilgi 3- Vade, zamanERİNAL
birl. Er/İnalERİNCİK
Mahçup, utangaçERİNÇ
1- Olacak, olması gereken, kaçınılmaz sonuç 2- Nimet, bollukERİRKİL
birl. Er/İrkilERİŞ
Gaye, erişilmesi istenenERİŞEK
Ülkü, gayeERİŞEN
Ulaşan, vasıl olanERİŞKİN
Olgun, kamil, ermişERİZ
birl. Er/İzERK
1- Güç, kudret 2- İktidar, erklik, hükümranlık 3- Bağımsızlık EgemenlikERKALP
birl. Erk/AlpERKHAN
birl. Erk/HanERKAÇMAS
birl. Er/KaçmazERKAL
birl. Er/KalERKAMLI
birl. Er/KamlıERKAN
birl. Er/KanERKAPAR
birl. Er/KaparERKARA
birl. Er/KaraERKARSLAN
birl. Erk/Arslan - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyERKAŞKA
birl. Er/Kaşka - Kırgızların, Manguş oymağı beylerindenERKAY
birl. Erk/AyERKAYA
birl. Er/KayaERKAYAN
birl. Er/KayanERKAZAN
birl. Er/KazanERKAZAK
birl. Er/KazakERKAZAN
birl. Er/KazanERKBAY
birl. Erk/BayERKBÖRİ
birl. Erk/BöriERKE
1- Egemen, güç 2- İşve, naz, cilve 3- Çekicilik, çekiciliği kullanma istek ve yeteneği - Türk mitolojisinde, Ülgen’in dokuz kızından biri ve namus tanrıçasıERKEKARA
birl. Erke/Kara - Çengiz Kaan dönemi Nayman beylerindenERKELİ
Egemen - Türkmenlerin, Göklen oymağı dip dedelerindenERKEM
Nazlım, işvelim, edalımERKENOYAN
(Erkinoyan) birl. Erke/NoyanERKER
birl. Erk/ErERKESEN
birl. Er/KesenERKESER
birl. Er/KeserERKESKİN
birl. Er/KeskinERKILIÇ
birl. Er/KılıçERKILIG
birl. Er/KılıgERKIMIZ
birl. Er/KımızERKIRAN
birl. Er/KıranERKIRGIZ
birl. Er/KırgızERKIVAN
birl. Er/KıvanERKIVANÇ
birl. Er/KıvançERKIYAN
birl. Er/KıyanERKIZIL
birl. Er/KızılERKİ
1- Güçlü, egemen, erke 2- Atik, çevik - Türkmenlerin, Sarık oymağı dip dedelerindenERKİL
birl. Erk/İlERKİN
1- Bağımsız, otorite tanımaz 2- Başına bıuruk, kendi bildiğini okuyan 3- Sürekli, süreklilikERKİNALP
birl. Erkin/AlpERKİNHAN
birl. Erkin/HanERKİNAY
birl. Erkin/AyERKİNBAY
birl. Erkin/BayERKİNDİK
Erkinlik, bağımsızlık, hürriyetERKİNER
birl. Erkin/ErERKİNSU
birl. Erkin/SuERKİNTAN
birl. Erkin/TanERKİNYAT
birl. Erkin/TayERKİNTUĞ
birl. Erkin/TuğERKLİBEG
birl. Erkli/BeyERKLİGHAN
birl. Erklik/HanERKLİG
Egemen, kuvvetli, şevkatliERKMEN
1- Bağımsız, başına buyruk 2- Bekar, evlenmemişERKOÇ
birl. Er/KoçERKOL
birl. Erk/OlERKOLA
birl. Erk/OlaERKOLDAŞ
birl. Er/Koldaş - Çengiz Kaan döneminde bazı askeri birlik erleri için kullanılan bir deyimERKONAR
birl. Er/KonarERKONUK
birl. Er/KonukERKONUR
birl. Er/KonurERKOPUZ
birl. Er/KopuzERKORUN
birl. Er/KorunERKOVAN
birl. Er/KovanERKÖNÜL
birl. Er/GönülERKÖZ
birl. Erk/ÖzERKSAN
birl. Erk/SanERKSAY
birl. Erk/SayERKSİN
Egemen, yöneticiERKSOY
birl. Erk/SoyERKTAN
birl. Erk/TanERKTAY
birl. Erk/TayERKTUĞ
birl. Erk/TuğERKUL
birl. Er/KulERKULİ
birl. Er/KuluERKULUĞ
birl. Erk/UluğERKURT
birl. Er/KurtERKUŞ
birl. Er/Kuş - Kırgız destanlarında madı geçen bir beyERKUT
birl. Er/KutERKUTAL
birl. Er/KutalERKUTAN
birl. Er/KutanERKUVAN
birl. Er/Kuvan, kıvanERKUZ
birl. Erk/Uz - Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarındanERKÜN
birl. Erk/ÜnERLİK ALP
birl. Erlik/AlpERLİK HAN
birl. Erlik/Han - Şamanist gelenekte "Cezalandırma Tanrısı"ERLİKBAY
birl. Erlik/BayERMAN
1- Erdemli, güç, mert 2- Kutsal, mukaddesERMANGU
birl. Er/ManguERMİŞ
Olgun, müdrikERNEK
Küçük parmak, serçe parmağı - Atilay Han’ın oğullarındanERNOYAN
birl. Er/NoyanEROBA
birl. Er/ObaEROGAN
birl. Er/OganEROĞUL
birl. Er/OğulEROĞUZ
birl. Er/OğuzEROK
birl. Er/OkEROKAN
birl. Er/OkanEROL
birl. Er/OlEROYTUN
birl. Er7OytunEROZAN
birl. Er/OzanERÖGDÜ
birl. Er/ÖğdüERÖĞER
birl. Er/ÖğerERÖZ
birl. Er/ÖzERÖZBEK
birl. Er/ÖzbekERÖZEN
birl. Er/ÖzenERÖZLÜ
birl. Er/ÖzlüERPEK
birl. Er/PekERPUSAT
birl. Er/PusatERSADAK
birl. Er/SadakERSAGUN
birl. Er/Sagun - Çağrı ve Tuğrul beylerin amcazadeleriERSAĞAN
birl. Er/SağanERSAĞNAK
birl. Er/SağnakERSAKIN
birl. Er/SakınERSAKLI
birl. Er/SaklıERSALAN
birl. Er/SalanERSALDI
birl. Er/SaldıERSALIN
birl. Er/SalınERSALUR
birl. Er/SalurERSAN
birl. Er/SanERSANÇAR
birl. Er/SançarERSANÇMIŞ
birl. Er/Sançmış - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyERSARAN
birl. Er/SaranERSARI
birl. Er/Sarı - Türkmenlerin bir oymağı ve bu oymağın ilk beyiERSARIL
birl. Er/SarılERSARU
birl. Er/Saru - 1- Selçuklular dönemi komutanlarından 2- Kazak oymak beylerindenERSATUK
birl. Er/SatukERSAV
birl. Er/SavERSAVAN
birl. Er/SavanERSAVCI
birl. Er/SavcıERSAVDI
birl. Er/SavdıERSAVUN
birl. Er/SavunERSAVUR
birl. Er/SavurERSAVUT
birl. Er/SavutERSAY
birl. Er/SayERSAYAN
birl. Er/SayanERSAYAR
birl. Er/SayarERSAYDI
birl. Er/SaydıERSAYGIN
birl. Er/SaygınERSAYIN
birl. Er/SayınERSE
Ermes olgunlaşması istenenERSEÇEN
birl. Er/SeçenERSEGÜN
birl. Erse/Gün - Göktürkler dönemi beylerinden ( Bögü Alp’in torunu)ERSEK
(Erse)ERSEKOCA
birl. Erse/KocaERSEMİZ
birl. Er/SemizERSEVÜK
birl. Er/SevükERSEZİ
birl. Er/SeziERSEZİL
birl. Er/SezilERSEZİM
birl. Er/SezimERSEZİN
birl. Er/SezinERSEZİŞ
birl. Er/SezişERSIĞIN
birl. Er/SığınERSİN
1- Uzun ömürlülük dileği 2- Olgunluk, bilgelik dileğiERSİNBAY
birl. Ersin/BayERSOLUK
birl. Er/SolukERSOY
birl. Er/SoyERSOYLU
birl. Er/SoyluERSUN
birl. Er/SunERSUNAY
birl. Er/SunayERSUNDU
birl. Er/SunduERSUNGUR
birl. Er/SungurERSÜ
1- Fazla, çok fazlalık 2- birl. Er/Su (asker)ERSÜREN
birl. Er/SürenERSÜZEN
birl. Er/SüzenERSÜZER
birl. Er/SüzerERTAMIŞ
birl. Er/TamışERTAN
birl. Er/TanERTANA
birl. ErDana - İlhanlılar dönemi bey ve komutanlarındanERTANIN
birl. Er/TanınERTANIR
birl. Er/TanırERTANIŞ
birl. Er/TanışERTANUK
birl. Er/TanıkERTAPAN
birl. Er/TapanERTAPAR
birl. Er/TaparERTARGIN
birl. Er/Targın - Aslen Kırgız kökenli olup, Kırım hanlığına hizmet etmiş bir bey. Adına bir de destan yazılmış olan beyERTAŞ
birl. Er/Taş - Tuğrul ve Çağrı beylerin amcazadelerinden. İnal beyin kardeşiERTAŞYINAL
birl. Ertaş/Yınal - . . Çağrı ve TuğrulERTAŞ YABGU
birl. Ertaş/YabguERTAŞAN
birl. Er/TaşanERTAY
birl. Er/TayERTAYANÇ
birl. Er/TayançERTAYLAN
birl. Er/TaylanERTE
1- Seher, şafak 2- Yarın, gelecek, sonraki, halefERTEGİ
Destan, lejantERTEGÜN
birl. Erte/GünERTEKİN
birl. Er/TekinERTEM
(Erdem) - Avrupa Hunları (Macar) dönemi bey ve komutanlarındanERTEMİR
birl. Er/DemirERTEN
Tan, şafakERTERİM
birl. Er/TerimERTERİŞ
birl. Er/TerişERTİGİN
birl. Er/TiginERTİK
Meslek, sanatERTİM
Olgun, erişkin, bilge - Peçenek bey ve komutanlarındanERTİMUR
birl. Er/TimurERTİN
1- Mahsun, hüzünlü 2- Kendine yetenERTİNGÜ
1- Olağanüstü, fevkalade 2- Efsane, mitERTOGAN
birl. Er/Doğan - Selçuklular döneminde Kayseri cıvarında beylik kurmuş bir beyERTOĞDI
birl. Er/DoğduERTOKA
birl. Er/TokaERETOKLU
birl. Er/TokluERTOKTA
birl. Er/ToktaERTOKUŞ
birl. Er/Tokuş - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanERTOKUZ
birl. Er/TokuzERTOLU
birl. Er/DoluERTON
birl. Er/TonERTONGA
birl. Er/Tonga - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyERTORU
birl. Er/DoruERTORUN
birl. Er/TorunERTOY
birl. Er/ToyERTÖRE
birl. Er/TöreERTÖREN
birl. Er/TörenERTUGAN
birl. Er/TuganERTUĞ
birl. Er/TuğERTUĞBAY
birl. Ertuğ/BayERTUĞRUL
birl. Er/Tuğrul - 1- Otmanlı devletinin kurucusu olan Otman beyin babası. Devlet olmadan önceki beylik döneminin lideri ve Otmanlıları Söğüt, Domaniç bölgesine getirip yerleştiren kişi. 2- Otmanlılardan Yıldırım Bayezit’in, şehit oğluERTULGA
birl. Er/TulgaERTULİN
birl. Er/TulinERTUMAN
birl. Er/TumanERTUNÇ
birl. Er/TunçERTUNGA
birl. Er/TungaERTURA
birl. Er/TuraERTURAN
birl. Er/TuranERTUTAR
birl. Er/TutarERTUTAY
birl. Er/TutayERTUTKU
birl. Er/TutkuERTUTU
birl. Er/TutuERTUTUK
birl. Er/TutukERTUTUŞ
birl. Er/TutuşERTÜK
Kıymet, pahaERTÜMEN
birl. Er/TümenERTÜR
birl. Er/TürERTÜRE
birl. Er/TüreERTÜREL
birl. Er/TürelERTÜRK
birl. Er/TürkERTÜZÜN
birl. Er/TüzünERUĞRAŞ
birl. Er/UğraşERULAŞ
birl. Er/UlaşERULUÇ
birl. Er/UluçERULUG
birl. Er/UlugERUMAN
birl. Er/UmanERUMUT
birl. Er/UmutERURKU
birl. Er/UrkuERUSLUĞ
birl. Er/UsluERUTKU
birl. Er/UtkuERUYAR
birl. Er/UyarERUYUM
birl. Er/UyumERUZ
birl. Er/Uz - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanERUZAN
birl. Er/UzanERUZLU
birl. Er/UzluERÜN
birl. Er/ÜnERÜNAL
birl. Er/ÜnalERÜNLEN
birl. Er/ÜnlenERÜNSAL
birl. Er/ÜnsalERÜREK
birl. Er/YürekERVARAN
birl. Er/VaranERVARIŞ
birl. Er/VarışERVERDİ
birl. Er/VerdiERVEREN
birl. Er/VerenERVERGİ
birl. Er/VergiERVERİM
birl. Er/VerimERVURAN
birl. Er/VuranERVURUŞ
birl. Er/VuruşERYAĞAN
birl. Er/YağanERYAĞDI
birl. Er/YağdıERYAĞIŞ
birl. Er/YağışERYAĞIZ
birl. Er/YağızERYAKAN
birl. Er/YakanERYAKAR
birl. Er/YakarERYAKUT
birl. Er/YakutERYALIM
birl. Er/YalımERYALIN
birl. Er/YalınERYAMAÇ
birl. Er/YamaçERYAMAN
birl. Er/YamanERYANIK
birl. Er/YanıkERYARIŞ
birl. Er/YarışERYARUK
birl. Er/Yaruk - Selçuklular (Tuğrul bey) dönemi, beylerindenERYASA
birl. Er/YasaERYAŞA
birl. Er/YaşaERYAŞAM
birl. Er/YaşamERYAVUZ
birl. Er/YavuzERYAY
birl. Er/YayERYAYIL
birl. Er/YayılERYAZGAN
birl. Er/YazganERYAZGI
birl. Er/YazgıERYEĞİN
birl. Er/YeğinERYELEN
birl. Er/YelenERYELER
birl. Er/YelerERYELİN
birl. Er/YelinERYENAL
birl. Er/Yen/AlERYETEN
birl. Er/YetenERYETER
birl. Er/YeterERYETİÇ
birl. Er/YetiçERYETİK
birl. Er/YetikERYETİM
birl. Er/YetimERYETİN
birl. Er/YetinERYETİŞ
birl. Er/YetişERYIĞAR
birl. Er/YığarERYIĞIN
birl. Er/YığınERYILDIZ
birl. Er/YıldızERYİĞİT
birl. Er/YiğitERYOL
birl. Er/YolERYOLDAŞ
birl. Er/YoldaşERYORUM
birl. Er/YorumERYÖN
birl. Er/YönERYÖNEL
birl. Er/YönelERYÖRÜK
birl. Er/YörükERYULA
birl. Er/YulaERYURT
birl. Er/YurtERYÜREK
birl. Er/YürekERYÜRÜK
birl. Er/YürükERYÜRÜR
birl. Er/YürürERYÜZ
birl. Er/Yüz - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanERZENE
Doruk, zirve, en üstERZİ
Veli, vasi, yöneticiERZİK
1- Asıl, ana, temel 2- Soylu ve yiğitESBOL
birl. Es/Bol . . . Çok zeki, çok akıllı (Usu-bol)ESDİ KAAN
birl. Esti/KaanESE
1- Mutluluk, sağlık 2- Yel, esintiESE TEKİN
birl. Ese/Tekin - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyESEBAY
birl. Ese/BayESELİK
Selam, selametESEN
1- Sağlık, selamet 2- Yel, yumuşak yelESEN TİMUR
birl. Esen/Timur - 1- Çağatay hanlarından 2- Kubilay Kaan’ın torunlarındanESENAY
birl. Esen/AyESENBAY
birl. Esen/BayESENBİGE
birl. Esen/BikeESENBEGÜM
birl. Esen/BegümESENBOĞA
birl. Esen/Boğa - Timur Kürkan Han’ın ünlü komutanı. (Ankaradaki, "Esenboğa" hava alanı, bu kişinin adına atfen, Atatürk’ün tavsiye ve teklifiyle verilmiştir. )ESENBUKA
(İsun buğa) birl. Esen/Boğa - Çağatay hanlarındanESENDEMİR
birl. Esen/Demir - 1. Baybars Han dönemi komutanlarındanESENER
birl. Esen/ErESENGELDİ
birl. Esen/Geldi - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Alimoğlu oymağının dip dedelerindenESENGÜN
birl. Esen/GünESENKAYA
birl. Esen/Kaya - Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarındanESENKUL
birl. Esen/Kul - Kırgız oymak beylerindenESENKULİ
birl. Esen/KuluESENLÜ
Esenli, sağlıklı - Türkmenlerin, Çavdur oymağı dip dedelerindenESER
Esinti, yelESİ
Yel, esintiESİALP
birl. Esi/AlpESİ TEKİN
birl. Esi/Tekin - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanESİBAY
birl. Esi/BayESİBEK
birl. Esi/BekESİKARA
birl. Esi/Kara - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyESİM
Esinti - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyESİMHAN
birl. Esim/Han - Kazak hanlarındanESİN
1- Esinti, yel 2- soluk, sağlık, nefes 3- İlhamESİNALP
birl. Esin/AlpESİN TİMUR
birl. Esin/Timur - Kubilay Kaan’ın torunlarındanESİNTİ
Yel, hafif yelESİRGEN
1- Arkadaş, dost, yaren 2- korunan, yakınlık duyulanESİRGENÇ
Nazlı, nazeninESİRKİŞ
Mehamet, acıma duygusuESKİN
Yel, yel alanESLEK
1- Yumuşak başlı, uysal 2- Selam, selametESLİK
(Eslek)ESNEK
Uzayan, genişleyen, esenESRİGÜN
birl. Esri/Gün. . . fırtınaESRİK
Mecnun, kendinden geçmişESRİK BUĞA
birl. Esrik/BoğaESRİMİŞ
Kendinden geçmişESTELİK
Yadigar, hatıraESTİ
Yel, esinti - Kazakların, Uluyüz bölüğü, oymak beylerindenESTİ KAĞAN
birl. Esti/Kağan - Çengizoğullarının Çin’deki son kağanlarındanESÜK
(Esik) esmekden - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanEŞİM
Çalışkan, becerikli - Kazak hanlarından (Eşim Han)EŞİNGEN
1- Çalışkan 2- Eşit, müsaviEŞİTGEN
İşitgen, işiten, dikkatliEŞKARA
birl. Eş/Kara - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyEŞKİN
1- Hızlı, atik 2- Dayanıklı, metin 3- Rüzgarlı bölge, rüzgar alan bölgeEŞKİNALP
birl. Eşkin/AlpEŞKİNAY
birl. Eşkin/AyEŞKİNBAY
birl. Eşkin/BayEŞKİNER
birl. Eşkin/ErEŞLİK
Dost, yaren, refikETE
(Ede) - Atilay Han’ın üçüncü göbekten dedesiETGÜ
1- İyi, iyilik 2- Etki, şiddetETİGE
Öğretmen, mürebbiyeETİL
İtil- idilETİNGÜ
Olağanüstü, fevkaladeETİZ
Yüksek, uluEVCİL
Evine bağlı, evcimenEVCİM
1- Evcimen, evcil 2- İşgüzar, hamaratEVCİMEN
Evine bağlıEVCİMİK
Ekonomist, muktesitEVDEŞ
Hanım, erkeğin eşiEVGİ
İvedi, aceleEVGİN
1- Aceleci, telaşlı 2- Evcil, evine bağlıEVİN
Cevher, öz, nüveEVİRGEN
1- Tedbir, tedbirli 2- Dönüşüm, çevirimEVREN
1- Kainat 2- Ejderha, canavar 3- Baht, talihEVRENAY
birl. Evren/AyEVRENSEL
Evreni kaplayan, evreni içine alanEVRENTİMUR
birl. Evren/Timur - Toka Timur Han’ın oğullarındanEVRENUZ
birl. Evren/Uz - Otmanlılar dönemi bey ve komutanlarından. Orhan beyin yakın yoldaşlarındanEVTÖRÜ
birl. Ev/TörüEYBEK
birl. İyi/Bek - Mısı-Türk kölemenleri hanlarından. (O dönemlerden, aynı ad ile anılan iki bey daha var. )EYBER
(Aybar)EYGİ
İyi, salih, temizEYGİŞ
İyi kişi, iyi insanEYGÜ
İyi, iyiceEYGÜ TEKİN
birl. Eygü/Tekin - Abbasiler dönemi, Taberistan valisi ve komutanıEYİN
VücutEYİNÇ
Refah, mutlulukEYLEM
1- İş, iş görme, çalışma 2- Etkileyici davranış 3- Durdurma, önünü kesmeEYLEMGÜN
birl. Eylem/GünEYLETMEZ
Amansız, aman vermezEYLETÜR
İyilik sahibi, cömertEYLETÜR BOĞA
birl. Eyletür/Boğa - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanEYLİK
İyilik, yardım, ianeEYLÜK KOCA
birl. Eylük/Koca - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyEYMEN
1- Alçak gönüllü, mütevazı 2- Yardımsever, hayırşinasEYMÜR
(Eymir) İyilik sahibi, hayırşinas - 1- Selçuklular dönemi bey ve komutanlarından 2- Türkmen oymak beylerindenEYTEMİŞ
Güzel konuşan, tatlı dilli, hatip - Mısır-Türk kölemenleri (kılavun) dönemi bey ve komutanlarındanEYÜGE
İyi, iyice - Kırgızların, Togay, Sarı ve Bağış oymağı dip dedelerindenEZDİ
Ezen, ezici, baskıcıEZDİBEK
birl. Ezdi/BekEZGİ
1- İyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, üzüntü 4- Name, hoş sadaEZGİER
birl. Ezgi/ErEZGİN
Ezik, ezilmiş, acı çekmiş, mahzunEZGÜ
(Ezgi) - Selçuklular devleti bey ve komutanlarındanEZGÜ TEKİN
birl. Ezgü/Tekin (Eygü/Tekin)EZİLGEN
Mazlum, zulüm görmüşEZİM
1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyetEZİNÇ
1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunlukGALI
Kalın, Hediye, bağış, çehizGALI TEKİN
birl. Galı/Tekin - Kırgız destanlarında adı geçen bir beyGALI TİGİN
birl. Galı/Tigi - Dokuz Oğuz destanında adı geçen bir bey (Yilun Tigin’in oğlu)GALIN
Hediye, çehizGAMAĞ
Bütünlük, bütün, tümGARA
Kara - Alper Tunga’nın oğullarındanGARACU
Sivil, resmi olmayanGARGILI
Kargılı, mızraklı - Selçuklular dönemi, komutanlarından ve Musul atabeylerindenGASPAK
Süslü, müzeyyenGAYIR
(Kayır) 1- Taraf, destek, kayırma 2- Lütuf, ihsan, hediyeGAYURHAN
birl. Gayur/Han - 1- İlhanlı devleti hanlarındanGAYUR İNAL
birl. Gayur/İnal - Havarezmler dönemi vali ve komutanlarındanGAYURMUŞ
Kayırmış - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanGAZAN
(Kazan) 1- Kazanma, kazanç, üstünlük 2- Kızgın, kızgınlı celallenmekGAZANHAN
birl. Gazan/Han - 1- İlhanlı devleti hanlarından (Kulagu Han’ın torunu, Argun Han’ın oğlu 2- Çağatay hanlarındanGAZANBAY
birl. Gazan/BayGEÇE
Geçmiş, mazi, geçenGEÇEK
Geçit, köprüGEÇER
Geçeli, caizGEÇGEL
Makbul, nafızGEÇGİL
Geçerli, makbulGEÇGİN
Geçmiş, kendinden geçmiş, feda etmişGEÇİM
1- Yaşam, dirlik 2- Anlaşma, uyuşma 3- rısk, yiyecek, nafakaGEÇİMALP
birl. Geçim/AlpGEÇİM HAN
birl. Geçim/hanGEÇİMLÜ
Munis, yumuşak huyluGEÇİMLÜK
Geçinmek için gerekli olanGEDEK
1- Görev, vazife 2- Oyuk, kırılıp, yıkılarak açılan yolGEDİK
(Gedik)GEDİZ
Su birikintisi, göletGEGEZ
Mümkün, uyumluGEĞİN
Set, şiddetliGELBERİ
Ocaklardan, ateş çekmek için kullanılan ucu eğri demir çubukGELDEÇ
Gelecek, ati, istikbalGELEK
(Gelik) halife, sonraki - Özbeklerin, Konrat ve Kançaklı oymakları dip dedelerindenGELGEÇ
Geçici, kalıcı olmayanGELGEL
Çekim, cazibeGELDİ
Gelecek, istikbalGELİN
Gelen, dışarıdan içeriye gelenGELİNCİK
Kır çiçeğiGELİK
Halef, halife, sonraki - Özbeklerin, Konrat ve Kançaklı oymakları dip dedelerindenGELİKLİ
Halef, halifeGENCE
(Gençek, genç) Taze, yavru, genişleyen, gelişenGENÇ
(Gence)GENÇEK
(Gence, genç)GENEŞ
Müşavere, meşveretGENEŞKE
(Geneş)GENGEŞ
(geneş)GENGŞİ
Cengşi, mucizeGENİŞ
Yaygın, enli, enginGENSU
birl. Gen/Su Deniz, büyük gölGER
1- Söz verme, and içme, bağlama, anlaşma, birleşme 2- Vahşi hayvan yavrusu 3- Dev, devasaGERAY
birl. Ger/Ay - Uygun, münasip, layıkGERAYHAN
birl. Geray/Han - Kırım hanlığının kurucusu ve ilk hanı. Daha sonra gelen hanlar bu adı, birer unvan olarak kullanmışlardır.GERBUĞA
birl. Ger/Boğa - Mısır-Türk kölemenleri komutanlarındanGEREZ
DilberGERGÖZ
1- Zabit, zabıta 2- Geyik gözüGERİM
1- Yön, cihet 2- Hicap, utangaçlıkGERİŞ
birl. Ger/İşGERUÇMAĞ
birl. Ger/Uçmak - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenGEYİK
(Geyük) Yabani, vahşi, yabancılGEYÜKHAN
birl. Geyük/Han - Oğuzname’de Türk’ün torunlarından (Dip Bakuy Han’ın oğlu)GEZ
1- Nişan, işaret 2- Giz, sırGEZAY
birl. Gez/AyGEZGİN
SeyyahGEZGİNALP
birl. Gezgin/AlpGEZGİNAY
birl. Gezgin/AyGEZGİNBAY
birl. Gezgin/BayGEZGİNSU
birl. Gezgin/Su . . . IrmakGEZLER
Nişancı, iyi atıcıGIYIN
Gamze, çukurGİCİK
Taze, hoş, sevimliGİDİK
Uç, kenar, sınır, limitGİRAY
Uygun, layikGİRAYALP
birl. Giray/AlpGİRAYER
birl. Giray/ErGİREY
(Geray, Giray, Keray) - Türkmenlerin, Yavmut ve Küçük oymağı, dip dedelerindenGİRGİN
Girişken, müteşebbis, cana yakınGİRGİNAY
birl. Girgin/AyGİRGİNBAY
birl. Girgin/BayGİRGİNER
birl. Girgin/ErGİRGİNSAY
birl. Girgin/SayGİRİK
Girişken, müteşebbis - . . Kırgızların, Togay oymağı dip dedelerindenGİRİŞKEN
GirginGILAV
Teşvik, destekGILIG
(Kılık) Huy, yaradılış, tabiatGIRGIÇ
Çalışkan, aktif, faalGİRÇEK
1- Gerçek, hakikat 2- Bağlı, sadakatliGİRGİNSU
GİRTİNE
İman, inançGİZ
Sır, GizlilikGİZAY
birl. Giz/AyGİZALP
birl. Giz/AlpGİZBAY
birl. Giz/BayGİZEM
Sır, esrarGİZGÜN
birl. Giz/GünGİZLENÇ
Hazine, defineGİZTAY
birl. Giz/TayGONÇA
Bahşiş, hediyeGORAL
Kısmet, nasipGİCİK
Minyon, sevimliGÖCEK
Taze, hoş, güzelGÖÇAY
birl. Göç/AyGÖÇELGE
Konup göçülen yerGÖÇER
GöçmenGÖÇERHAN
birl. Göçer/Han - Babür Han’ın bey ve komutanlarındanGÖÇERİ
birl. Göç/EriGÖÇKÜNCÜ HAN
birl. Göçküncü/Han - Şeybanlar hanlığı, hanlarındanGÖÇMEN
MuhacırGÖÇÜNCÜ
(Göçküncü) Geçici, faniGÖÇÜRHAN
(Göçer Han) birl. Göçür/ HanGÖĞEBAKAN
birl. Göğe/BakanGÖĞEN
Gök rengi, maviye çalan, mavileşmişGÖĞKUTLUĞ
birl. Gök/KutluGÖĞNÜK
1- Yanmış, kavrulmuş 2- Mavi, maviye kaçanGÖK
1- Tanrı, Tanrıdan. . Tanrısal, kutsal 2- Mavi , Gök rengi 3- Yer üstü, gökyüzü 4- Ezel-ebed, başsızlık ve sonsuzlık 5- Güzellik, gözalıcılık, üstünlükGÖKAĞAÇ
birl. Gök/AğaçGÖKAĞUL
birl. Gök/AğulGÖKALP
birl. Gök/Alp - Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda, Atatürk’ün de fikir ve görüşlerinden yararlandığı, Türkçülük düşüncesini, sosyolojik boyutlarıyla ele alıp, değerlendiren, ünlü sosyolog ve edebiyatçımızGÖKARSLAN
birl. Gök/ArslanGÖKATLIĞ
birl. Gök/AtlıGÖKAY
birl. Gök/AyGÖKBALA
birl. Gök/BalaGÖKBARS
birl. Gök/BarsGÖKBATU
birl. Gök/BatuGÖKBATUR
birl. Gök/BaturGÖKBAY
birl. Gök/BayGÖKBEN
1- Tanrıdan gelen, gök parçası 2- MasmaviGÖKBERDİ
birl. Gök/VerdiGÖKBEY
birl. Gök/BeyGÖKBİLGE
birl. Gök/BilgeGÖKBÖRİ
birl. Gök/Böri Tanrısal kurt. . (Bozkurt) - Harzem hanlarından Celaleddin’in vezir ve komutanlarındanGÖKBÖRİHAN
birl. Gökböri/Han - Selçuklular dönemi, Erbil atabeylerindenGÖKBÖRİ
birl. Gök/Böri (. . Bazı kaynaklarda "Bozkurt" olarakda geçer. ) - Göktürkler dönemi beylerinden. . Kürşad’ın kırklarındanGÖKBUDAK
birl. Gök/BudakGÖKBUDUN
birl. Gök/BudunGÖKBUĞA
birl. Gök/BoğaGÖKBUYRUK
birl. Gök/BuyrukGÖKÇE
Güzel, zarif, çekici, gözalıcı - Selçuklular dönemi, Azerbaycan atabeylerindenGÖKÇEBAL
birl. Gökçe/BalGÖKÇEBALA
birl. Gökçe/BalaGÖKÇEBAŞ
birl. Gökçe/BaşGÖKÇEBAY
birl. Gökçe/BayGÖKÇEK
Gökçe, çekici, güzel - Çengiz Kaan’ın, "Çengiz" adını alması için kurultaya teklif veren beyGÖKÇEKBAY
birl. Gökçek/BayGÖKÇEL
Mavimsi, maviye çalanGÖKÇELİ
Güzel, Yakışıklı - Tatarların, Ak oymağı beylerindenGÖKÇEN
Gökçe, güzel, alımlı, dilberGÖKÇER
birl. Gökçe/Er - Türkmenlerin, Teke ve Toktamış oymakları dip dedelerindenGÖKÇERİ
birl. Gök/ÇeriGÖKÇİÇEK
birl. Gök/ÇiçekGÖKÇİL
1- Gökten gelen, göksel 2- Mavi, maviye çalanGÖKÇİN
MaviGÖKDAĞ
birl. Gök/DağGÖKDOĞAN
birl. Gök/DoğanGÖKER
birl. Gök/ErGÖKHAN
birl. Gök/Han - Oğuz Kağan’ın oğullarındanGÖKHUN
birl. Gök/HunGÖKİMER
birl. Gök/İmerGÖKKAĞAN
(Tanrı Kağan) birl. Gök/Kağan - Göktürk kağanlarındanGÖKKILIÇ
birl. Gök/KılıçGÖKKIN
birl. Gök/KınGÖKKIYAZ
birl. Gök/Kıyaz - Manas destanında adı geçen bir beyGÖKKOPUZ
birl. Gök/KopuzGÖKKULİ
birl. Gök/KuluGÖKKUT
birl. Gök/KutGÖKKÜR
birl. Gök/KürGÖKLEN
Ulu, mübarek - Türkmen oymak beylerindenGÖKMEN
Tanrısal, Tanrıdan gelenGÖKMENGÜ
birl. Gök/MengüGÖKMOĞOL
birl. Gök/MoğolGÖKOBA
birl. Gök/ObaGÖKOĞUL
birl. Gök/OğulGÖKOĞUZ
birl. Gök/Oğuz - Halen Moldavya’ya bağlı özerk olarak yaşamlarını sürdüren Oğuz boyuGÖKORDU
birl. Gök/OrduGÖKOTAĞ
birl. Gök/OtağGÖKOVA
birl. Gök/OvaGÖKOYA
birl. Gök/OyaGÖKOZAN
birl. Gök/OzanGÖKSAGUN
birl. Gök/Sagun - Selçuklular dönemi, Semerkant valilerindenGÖKSAY
birl. Gök/SayGÖKSOY
birl. Gök/SoyGÖKSU
birl. Gök/SuGÖKŞİN
(Gökçin)GÖKTAĞ
birl. Gök/DağGÖKTAN
birl. Gök/TanGÖKTANIK
birl. Gök/TanıkGÖKTAŞ
birl. Gök/Taş - 1- Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarından 2- Musul Selçukluları beylerindenGÖKTAY
birl. Gök/TayGÖKTEBOLDI
birl. Gökte/OlduGÖKTEMİR
birl. Gök/DemirGÖKTİGİN
birl. Gök/TiginGÖKTİMUR
birl. Gök/TimurGÖKTOGAN
birl. Gök/DoğanGÖKTOY
birl. Gök/ToyGÖKTÖRE
birl. Gök/TöreGÖKTUĞ
birl. Gök/TuğGÖKTULGA
birl. Gök/TulgaGÖKTURA
birl. Gök/TuraGÖKTURAN
birl. Gök/TuranGÖKTUYUK
birl. Gök/TuyukGÖKTÜRE
birl. Gök/TüreGÖKTÜRK
birl. Gök/Türk Tanrıdan kut almış. Kutsanmış Türk. . . (Tanrısal Türk, Tanrı tarafından gökte yaratılıp, yeryüzüne yollanan Türk)GÖKYAĞAN
birl. Gök/YağanGÖKYARUK
birl. Gök/YarukGÖKYASAĞ
birl. Gök/YasaGÖKYAY
birl. Gök/YayGÖKYOLDAŞ
birl. Gök/YoldaşGÖKYURT
birl. Gök/YurtGÖL
Göl, deniz mec. Ululuk, geniş gönüllülükGÖLÇUR
(Kölçur, Külçur) birl. Göl/Çur - Sarı Türgişler (Sulu Han) dönemi bey ve komutanlarındanGÖLEĞEZ
birl. Göl kenarında yetişen bir su çiçeğiGÖLET
Küçük göl, gölcük, yapay gölGÖMEÇ
Kuyuda (Toprak fırnda pişirilen ekmek)GÖMEK
Kömek, yardım, inayetGÖMÜÇ
Hazine, define, mücevherGÖNDEM
İttatkar, muti, sadıkGÖNDER
Mızrak, direkGÖNE
Onu iftiharGÖNEN
1- Feyz 2- Onur, iftihar 3- Bolluk, bereketGÖNENÇ
Açık, talih, mutluluk, iftiharGÖNÜL
1- Can, ruh, duygu merkezi 2- Kalb, vücudun kan pompasıGÖNÜLAY
birl. Gönül/AyGÖNÜLDAŞ
Gönül birlikteliği, aynı inanç, duygu ve düşünceleri paylaşıp savunan bireylerin her biriGÖNÜLER
birl. Gönül/ErGÖNÜLHAN
birl. Gönül/HanGÖNÜLSAY
birl. Gönül/SayGÖNÜLSOY
birl. Gönül/SoyGÖNÜLTAŞ
birl. Gönül/Taş - Safaviler (Şah Abbas dönemi) bey ve komutanlarındanGÖRCEĞİZ
Ufuk çizgisiGÖRÇEK
Ufuk, ufuk çizgisiGÖRÇÜM
Geçici, fani - Gürümçük Han’ın diğer adıGÖREGEN
Görgülü, görüp geçirmiş, deneyimli - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyGÖREK
Görüntü, peyzaj, manzaraGÖREN
(Gürün) Görmekden - Babür Han dönemi beylerindenGÖREZ
Meltem, hafif yelGÖRGÜ
Terbiye, muaşeretGÖRGÜÇ
DürbünGÖRGÜLÜ
Terbiyeli, cihandide - Harzemşahlar dönemi bey ve komutanlarındanGÖRGÜN
Görgülü, deneyimliGÖRK
İhtişam, olağanüstü güzellik ve çekicilik, ihtişam, debdebeGÖKALP
birl. Gök/AlpGÖKAY
birl. Gök/AyGÖRKEM
İhtişam, debdebe, heybet, olağanüstülükGÖRKEN
Hürmetli, Hürmete layıkGÖRKER
birl. Görk/ErGÖRKHAN
birl. Görk/HanGÖRKLÜCE
İhtişamlı, heybetli, yakışıklı, güzelGÖRKLÜĞ
Çok güzel, çekici, ihtişamlıGÖRKSU
birl. Görk/SuGÖRKSAY
birl. Görk/SayGÖRKSEV
birl. Görk/SevGÖRÜMCÜK
Görülmesi, ilgilenilmesi gerekli olanGÖRÜK
Gözetleyici, casusGÖRÜN
Görütü, Açıklık, netlikGÖRÜNDÜK
Aşikar, gizlisiz, saklısızGÖVEL
Gök rengini almış, göğermişGÖVERİ
Yeşermiş, gururluGÖVEZ
Mağrur, gururluGÖY
Taze, gençGÖYMEN
Yanık, yanık tenliGÖYNÜK
Yanık, kavrulmuşGÖZ KAMAN
birl. Göz/Kaman Gözde, seçkin, göz kamaştırıcı - Manas destanında adı geçen bir beyGÖZAL
Gözalıcı, farklı, seçkin, el üstündeGÖZBAY
birl. Göz/Bay SihirbazGÖZBAYCI
Sihirbaz, illüzyonistGÖZDE
Beğenilen, göze girmiş, el üstünde tutulan, emsallerinden daha üstte bulunanGÖZE
(Gözek, Köze) Kaynak suyu, menbaGÖZEBE
Tahmin, beklentiGÖZEGER
Çekici, cazibeliGÖZEGÜ
Gözde, çekiciGÖZEĞEN
Ufuk, ufuk çizgisiGÖZEĞİR
birl. Göz/Eğir Çekici, cazip, göze hoş gelenGÖZEK
GözeGÖZEN
Cazibeli, çekici, göze hoş gelenGÖZERİ
DürbünGÖZGEÇ
AynaGÖZGÖR
AynaGÖZGÜ
AynaGUNA
KınaGUNA BEGÜM
birl. Guna/Begüm - Gazneliler dönemi, Gazaeddin beyin kızıGONCUK
(Göncük) Kısa gün, kış günüGONCUK HAN
Göncük/Han - Çağatay hanlarındanGUR
(Gür, Kür) 1- Şiddet, kızgınlık, öfke 2- Ateş, ateşlilikGURHAN
(Gürhan, Kürhan) birl. Gur/Han - 1- Uygur hanlarından 2- Çengiz Kaan dönemi, kerayet hanlarından Tuğrul Han’ın amcasıGURSAÇTI
birl. Gur/Saçtı (Kızgın, celalli, hiddet ve öfke saçan) - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyGUVA
GeyikGUYUK
Canavar, ejderha, vahşi ve yırtıcı hayvanGUYUK HAN
birl. Guyuk/Han - 1- Altınordu hanlarından 2- İlhanlı hanlarındanGUYULDAR
Uyumlu, ahengli, geçimli - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyGUZ
1- Güzel, çekici, yakışıklı 2- OğuzGUZHAN
birl. Guz/HanGUZBEGÜM
birl. Guz/BegümGÜCENİR
Alıngan, mahçupGÜCENMİŞ
AlınganGÜÇ
(Güçü, küç, küçlük) Enerji, kuvvet - Otmanlılar dip dedelerindenGÜÇALP
birl. Güç/AlpGÜÇBAY
birl. Güç/BayGÜÇBEY
birl. Güç/BeyGÜÇEYÜ
Çok güçlü, yenilmezGÜÇHAN
birl. Güç/Han - Öketay Kaan’ın oğullarındanGÜÇLÜK
Güç, zorluk, meşakkatGÜÇTEKİN
birl. Güç/Tekin - Divanı Lügat’te adı geçen, Karahanlılar dönemi beylerindenGÜÇTİMUR
birl. Güç/Timur - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanGÜÇÜMHAN
birl. Güçüm/Han - Sibir HanlarındanGÜDEK
Güdülenme, motivasyonGÜDER
Murat, emel, beklentiGÜDÜL
1- Saç üzerinde pişirilmiş mısır ekmeği 2- Kısa, kalın 3- GözüpekGÜDÜR
Hayal, kurguGÜLEÇ
Güleryüzlü, mütebessimGÜLEÇ ALP
birl. Güleç/AlpGÜLEÇ BATUR
birl. Güleç/BaturGÜLEÇ HAN
birl. Güleç/HanGÜLEÇER
birl. Güleç/ErGÜLEGEN
Güleryüzlü, mütebessimGÜLEK
1- Handan, mütebessim 2- Gölcük, küçük gölGÜLEN
Mutlu, mütebessimGÜLENAY
birl. Gülen/AyGÜLER
Mütebessim, güleryüzlü mec. Talihi açıkGÜLERYÜZ
birl. Güler/YüzGÜLESİN
Mutlu, sıkıntısız, tasasız olma dileğiGÜLGEN
GülenGÜLGÜN
Gülen, mütebessimGÜLSÜN
Mutlu, sıkıntısız olma dileğiGÜLÜK
Gülen, mütebessimGÜLÜMSER
Mütebessim, sevimliGÜMÜL
Demet, buket, desteGÜMÜŞ
Gümüş madeni - Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanGÜMÜŞ ALP
birl. Gümüş/AlpGÜMÜŞ ARIĞ
birl. Gümüş/Arık - Altay destanlarında adı geçen bir kızGÜMÜŞAY
birl. Gümüş/AyGÜMÜŞBAY
birl. Gümüş/BayGÜMÜŞ BEGÜM
birl. Gümüş/BegümGÜMÜŞ BUĞA
birl. Gümüş/Boğa - Mısır-Türk kölemenleri devleti, komutanlarındanGÜMÜŞ HAN
birl. Gümüş/HanGÜMÜŞ HATUN
birl. Gümüş/HatunGÜMÜŞ TEKİN
birl. Gümüş/Tekin - 1- Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarından 2- Selçuklular dönemi Danişmendoğullarından bir beyGÜMÜŞBEK
birl. Gümüş/BeğGÜN
Güneş, gündüz, afitapGÜNACUN
birl. Gün/AcunGÜNAÇAR
birl. Gün/AçarGÜNAK
birl. Gün/AkGÜNAL
birl. Gün/AlGÜNALAN
birl. Gün/AlanGÜNALDI
birl. Gün/AldıGÜNALMIŞ
birl. Gün/AlmışGÜNALP
birl. Gün/AlpGÜNANA
birl. Gün/Ana - Sogay Türklerinde eski dönem, güneş tanrıçasıGÜNARSLAN
birl. Gün/ArslanGÜNATLIĞ
birl. Gün/AtlığGÜNAY
birl. Gün/AyGÜNAYÇA
birl. Gün/AyçaGÜNBALA
birl. Gün/BalaGÜNBARS
birl. Gün/BarsGÜNBATU
birl. Gün/BatuGÜNBATUR
birl. Gün/BaturGÜNBAY
birl. Gün/BayGÜNBEY
birl. Gün/BeyGÜNBERK
birl. Gün/BerkGÜNBERKE
birl. Gün/BerkeGÜNBOL
birl. Gün/BolGÜNBUDAK
birl. Gün/BudakGÜNBUGAY
birl. Gün/BugayGÜNBUĞU
birl. Gün/BuğuGÜNBUL
birl. Gün/BulGÜNBULAK
birl. Bün/BulakGÜNÇAĞ
birl. Gün/ÇağGÜNÇE
Güneşlik, şemsiye - Manas destanında adı geçen bir beyGÜNÇEK
GüneşlikGÜNÇEKİM
birl. Gün/ÇekimGÜNÇİÇEK
birl. Gün/ÇiçekGÜNÇUR
birl. Gün/ÇurGÜNÇÜ
1- Güneşe benzeyen, güneş gibi 2- Güneşi seven - Çengiz Kaan’ın ikinci eşi ve Kıtay hanlarından Altun Han’ın kızkardeşiGÜNDAŞ
Gün/Daş . . Aynı güneşi paylaşan, gün ortağıGÜNDAY
birl. Gün/TayGÜNDEM
Ağır başlı, mülayimGÜNDEMİR
birl. Gün/DemirGÜNDEN
El üstünde tutulan, revaçta. .GÜNDER
birl. Gün/Der (. . Derlemekten. . )GÜNDEŞ
(Gündaş)GÜNDOĞAN
birl. Gün/DoğanGÜNDOĞAR
birl. Gün/DoğarGÜNDOĞDU
birl. Gün/Doğdu - Selçuklular dönemi, Musul atabeylerindenGÜNDOĞMUŞ
birl. Gün/Doğmuş - Ertuğrul Bey’in dedesi, Süleyman Şah’ın babasıGÜNDOKUZ
birl. Gün/DokuzGÜNDÖNE
birl. Gün/DöneGÜNDÖNDÜ
birl. Gün/Döndü bir çiçek türüGÜNDURMAZ
birl. Gün/DurmazGÜNDÜ
Gündüz, gün ortası - Kıpçak hanlarından Mengü Timur Han’ın oğluGÜNDÜZ
Gün içi, gün ortası, güneşli günGÜNDÜZ ALP
birl. Gündüz/Alp - Ertuğrul Bey’in kardeşi, Otman beyin amcasıGÜNEBAKAN
birl. Güne/BakanGÜNER
birl. Gün/Er - Kazak ve Kırgız destanlarında adı geçen bir beyGÜNERDEM
birl. Gün/ErdemGÜNERDİ
birl. Gün/ErdiGÜNEREN
birl. Gün/ErenGÜNERMİŞ
birl. Gün/ErmişGÜNERİ
birl. Gün/EriGÜNERKE
birl. Gün/ErkeGÜNESİ
birl. Gün/EsiGÜNESİN
birl. Gün/EsinGÜNEŞ
GüneşGÜNEŞ HAN
birl. Güneş/HanGÜNEŞ HANIM
birl. Güneş/Hanım - Yakut destanlarında adı geçen bir kız (Akkoyun’un kızı)GÜNEY
(Küney) Güneşe bakan, güneş görenGÜNEYSU
birl. Güney/SuGÜNGEN
Takvim, vakitGÜNGÖR
birl. Gün/Gör "mec. Bahtı açık olsun, mutlu olsun"GÜNGÖRDÜ
birl. Gün/GördüGÜNGÖREN
birl. Gün/GörenGÜNGÖRMÜŞ
birl. Gün/Görmüş "mec. Deneyimli, dolu yaşamış"GÜNHAN
birl. Gün/Han - Oğuz Kağan’ın oğullarındanGÜNHANIM
birl. Gün/HanımGÜNIŞIK
birl. Gün/IşıkGÜNKARA
birl. Gün/KaraGÜNKILIÇ
birl. Gün/KılıçGÜNKIYAN
birl. Gün/KıyanGÜNKONUR
birl. Gün/KonurGÜNKUT
birl. Gün/KutGÜNLÜK
Güneşlik, şemsiyeGÜNOĞUL
birl. Gün /OğulGÜNOYA
birl. Gün/OyaGÜNSALDI
birl. Gün/SaldıGÜNSALUR
birl. Gün/SalurGÜNSAYIN
birl. Gün/SayınGÜNSEVİL
birl. Gün/SevilGÜNSEVİM
birl. Gün/SevimGÜNSİLİG
birl. Gün/SiligGÜNSU
birl. Gün/SuGÜNŞAT
birl. Gün/ŞadGÜNTAN
birl. Gün/TanGÜNTAŞ
birl. Gün/TaşGÜNTAY
birl. Gün/TayGÜNTEKİN
birl. Gün/TekinGÜNTERİŞ
birl. Gün/TerişGÜNTİGİN
birl. Gün/TiginGÜNTİMUR
birl. Gün/TimurGÜNTOGAN
birl. Gün/ToganGÜNTOLDI
birl. Gün/DolduGÜNTOLU
birl. Gün/DoluGÜNTOY
birl. Gün/ToyGÜNTÖRE
birl. Gün/TöreGÜNTÖREN
birl. Gün/TörenGÜNTUĞ
birl. Gün/TuğGÜNTUNGA
birl. Gün/TungaGÜNTURA
birl. Gün/TuraGÜNTURAK
birl. Gün/DurakGÜNTURAN
birl. Gün/DuranGÜNTÜLÜ
birl. Gün/Tülü (. . . Gündüz düşü)GÜNTÜZÜN
birl. Gün/TüzünGÜNUĞRAŞ
birl. Gün/UğraşGÜNULUĞ
birl. Gün/UluğGÜNUSLUĞ
birl. Gün/UsluGÜNÜÇ
Nafaka, günlükGÜNYAĞIZ
birl. Gün/YağızGÜNYARUK
birl. Gün/Yaruk - Göktürkler dönemi, hanımlarından (Işbara Alp’in kızı)GÜNYAVUZ
birl. Gün/YavuzGÜNYAZGAN
birl. Gün/YazganGÜNYAZIR
birl. Gün/YazırGÜNYELİ
birl. Gün/Yeli . . doğudan gelen yel, doğu rüzgarıGÜNYİĞİT
birl. Gün/YiğitGÜNYURT
birl. Gün/YurtGÜNYÜZ
birl. Gün/YüzGÜR
(Kür) 1- Sağlam, sıkı 2- Sık, yoğun 3- Yiğit, korkusuzGÜRAL
birl. Gür/AlGÜRALP
birl. Gür/AlpGÜRAY
birl. Gür/AyGÜRBAY
birl. Gür/BayGÜRBOĞA
(Kürboğa) birl. Gür/Boğa - Türkistan’ın Araplarca işgal edildiği dönemlerde, özellikle o sıralarda Genel vali olan, " İbni-kuteybe" adlı çapulcuya karşı, kahramanca direnen ve her defasında Yeni direnişler örgütleyerek, Türkleri işgallere karşı uyanık ve diri tutmaya çalışan bir Türk beyiGÜRBÜZ
Sağlıklı, kuvvetli, dayanıklıGÜRDAL
birl. Gür/DalGÜRE
Güç, enerjiGÜRELİ
1- Enerjik, çalışkan 2- Haz, doyumGÜRELİK
(Güreli)GÜRGEN
Bir ağaç türüGÜRHAN
birl. Gür/Han - 1- Oğuz Kağan’ın amcalarından 2- Kıpçak hanlarından 3- Karakıtay Hanlarından 4- Uygur hanlarının ünvanlarındanGÜRKAN
birl. Gür/KanGÜROL
birl. Gür/OlGÜRSANÇTI
birl. Gür/Sançtı - Havarezm hanlarından Muhammed Han’ın oğluGÜRSU
birl. Gür/SuGÜRTAN
birl. Gür/TanGÜRTAY
birl. Gür/TayGÜRTEKİN
birl. Gür/Tekin - Abbasi halfesi, El Muktedi dönemi, Türk beylerindenGÜRÜN
1- birl. Gür/Ün 2- Görün - Babür Han dönemi bey ve komutanlarındanGÜRÜZ
(Gürz) TopuzGÜRYAY
birl. Gür/YayGÜVEN
İtimatGÜVENALP
birl. Güven/AlpGÜVENAL
birl. Güven/AlGÜVENÇ
Güvence, garantiGÜVENER
birl. Güven/ErGÜYÜK
Canavar, vahşi hayvanGÜZ
SonbaharGÜZALP
birl. Güz/AlpGÜZAY
birl. Güz/AyGÜZBAY
birl. Güz/BayGÜZBEK
birl. Güz/BeyGÜZEL
(Gözel) Yakşı, alımlı, çekici, göze hoş gelen - Abbasi halifelerinden, Mu’tesid’in, Türk asıllı anasıGÜZER
birl. Güz/ErGÜZEY
1- Taze, körpe, yeni 2-Destek, fırsat 3- Sonbahar 4- Kuzey yönü - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Argın oymağı dip dedelerindenGÜZHAN
birl. Güz/HanGÜZHANIM
birl. Güz/HanımGÜZİLİ
birl. Güz/İli - Özbeklerin, Konrat oymağı, Kır obası dip dedelerindenGÜZİN
(Güzün) Güz vakti, güz vaktinde doğanGÜZLEK
Güz döneminde kalınan yerHAN
1- Devlet başkanı 2- Kağana bağlı, özerk devlet başkanı 3- beylik başkanı, yöneticiHANAY
birl. Han/Ay - Sibir hanlarından, Güçüm Han’ın oğluHANBAGATUR
birl. Han/Bağatur - Hindistan’da hüküm sürmüş olan, Potna beyin, bilgin ve ozan olan oğluHANBALA
birl. Han/BalaHANBAY
birl. Han/BayHANBEGÜM
birl. Han/Begüm - Babür Han’ın kızkardeşiHANBEK
birl. Han/BekHANBİGE
birl. Han/BikeHANEKE
birl. Han/Eke - Kalmuk beyliği dönemi Horasan emirlerindenHANER
birl. Han/ErHANIM
1- Han’ın dişisi 2- Soylu kadın 3- Han’ın evdeşi (Hatun) 4- Türk töresinde, kadınlara olan saygıyı ifade eden genel bir sıfatHANIMAĞA
birl. Hanım/AğaHANIMAY
birl. Hanım/AyHANIMBAY
birl. Hanım/BayHANIMHAN
birl. Hanım/Han - Hint-Türk kölemenleri devleti, İbrahim Han dönemi beylerindenHANİLÇİ
birl. Han/İlçi - III. Murat döneminde Otmanlılarla ilişki içine giren, Kum valisiHANKULU
birl. Han/KuluHANKURT
birl. Han/Kurt - Bulgar hanlarındanHANLI
Yurttaş, Bir Han’a bağlı kişi, Bağımsız bir devletin mensubuHANSOY
birl. Han/SoyHANSU
birl. Han/SuHATUN
(Katun) 1- Kağan’ın evdeşi, kraliçe 2- Saygı duyulan, görgülü hanım Türkçedeki, kadın sözcüğü buradan gelir - Alparslan Han’ın torunu, Melikşah’ın kızıHATUNANA
birl. Hatun/Ana - Selçuklu dönemi bektaşilerinden Hacı İdris’in evdeşiHOMAR
(Humar) Yakışıklı, çekici, güzel, süslü, fiyakalıHOMAR ARSLAN
birl. Homar/Arslan - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanHOMAR TEKİN
birl. Homar/Tekin - Harzemşahlar devleti dönemi komutanlarındanHOMARBAY
birl. Homar/BayHOMARBEK
birl. Homar/Bek - Tolunoğullar beylerinden Tolun beyin oğluHOMARTAŞ
birl. Homar/Taş - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyHULAGU HAN
(Kulagu Han)HUMARTAŞ
birl. Humar/Taş - Gazneli Mahmut dönemi bey ve komutanlarındanHUMAR TİGİN
birl. Humar/Tigin - Selçuklular dönemi komutanlarındanHUN
(Kul) Koyun, koyunluHUNALP
birl. Hun/AlpHUNAY
birl. Hun/AyHUNBAY
birl. Hun/BayHUNER
birl. Hun/ErHUŞ
Bir çam ağacı türüHUŞBEK
birl. Huş/Bek - Selçuklular dönemi atabeylerindenIDAÇU
Muhafız, korumaIDUĞ
(Iduk) Kutsal, tanrısalIĞAÇ
1- Ağaç, ağaçlıklı bölge 2- FersahIĞAR
Kıymetli, ağırIĞDIR
1- İyi, hoş, hoşluk 2- Yetkin, ehil - Türkmenlerin, Çavdur oymak beylerindenIĞIRCIK
FecirILAÇIN
Laçin, şahin kuşu - 1-Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarından 2- Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanILANKU
1- Kıvrak, atletik 2- Ulu, Ululanmış, yüce - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanILDIR
1- Ürküt, ürkütücü 2- Berk, sertILDIRIM
Yıldırım, berkILDUZ
Yıldız, necmILGAR
1- Gayret, cehd 2- Atın, dört nala gitmesi haliILGAT
Kapalı, müphem, belirsizILGIM
SerapILGIN
Hoş kokulu bir bitkiILGIT
Ilık, tatlı, sakince, yumuşakçaILICA
1- Ilımlı, ılık, ılıkça 2- Yunak, hamamILIK
Soğukla sıcak arasıILIMAN
1- Ilık, ılık hava 2- Uyumlu, sakin, mutedilILKI
1- At yavrusu 2- At sürüsüILKICI
At çobanıIMIRGI
Taze, körpeIMRAĞ
(Imrak, İmre, Emre) Aşık, şayeste, geçkinINAÇ
Yar, cananINAK
1- Han ve Kağanlara yakın olan kişi "Hasbey" 2- Gamsız 3- Canan, yarIRAZ
(Irıs, uraz) 1- Baht, talih, mutluluk 2- Cesaret, gözüpek olmaIRGA
Talihli, şans, şanslıIRIM
1- Büyü, efsun 2- İçinden su akan toprak, araziIRIS
(Iraz)IRIZ
(Iraz)IRLAYU
Irlayan, yırlayan, akarak uzaklaşan, ırmakIRMAK
AkarsuISIK
(Issıg-Issık) Isı, sıcaklık, hararet - 1- Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerinden 2- Kırgızların Togay, Sarı ve Bağış oymağı dip dedelerindenISIKAY
birl. Isık/AyISIKBAY
birl. Isık/BayISIYEL
birl. Isı/Yel. . . meltemISRIK
Okşayıcı, sarıcı, ısıtıcıISRIKAY
birl. Isrık/AyISSIK
Isık, ısıISSIZ
Soğuk, tenha, cansız, kimsesizISTIK
Sıcak, ılımanIŞBARA
1- Çalışkan, hamarat 2- birl. Isı/BoraIŞBARA ALP
birl. Işbara/Alp - . . Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanIŞBARA BİLGE
birl. Işbara/Bilge - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyIŞBARA ÇIKAN
birl. Işbara/Çıkan - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyIŞBARA HAN
birl. Işbara/Han - Uygur hanlarındanIŞBARA KAĞAN
birl. Işbara/Kağan - Batı Türkleri kağanlarındanIŞBARA TAMGAN
birl. Işbara/Tamgan - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyIÇBARA TARKAN
birl. Işbara/Tarkan - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyIŞBARA TERİŞ TUNGA
birl. Işbara/Teriş/Tunga - Göktürk kağanlarındanIŞBARA YAMTAR
birl. Işbara/Yamtar - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyIŞIK
Aydınlık, yaruk, nurIŞIL
Yarul, nur, ziya, ışık parıltısıIŞILAY
birl. Işıl/AyIŞILTAN
birl. Işıl/TanIŞILTAY
birl. Işıl/TayIŞILTI
Işık parçasıIŞIN
Güneş parıltısı, ışık parıltısı, yansısıIŞINBAY
birl. Işın/BayIYIŞ
Armağan, hediye, ihsanİBAR
Parfüm, koku, miskİÇ
1- Öz, görünmeyen yan, bir nesnenin öz yapısı 2- İçerde kalan kısım, iç kısımİÇBUYRUK
birl. İç/Buyruk - Saraylardaki iç hizmetle görevli kişiİÇEL
birl. İç/ElİÇEN
(İçin) İçli, duygusalİÇENHAN
birl. İçen/Han - Cuci Han’ın oğlu, Batu Han’ın kardeşiİÇEN BİLGE KAĞAN
birl. İçen/Bilge/Kağan - Göktürk kağanlarındanİÇER
İçeride, kapalı, mahfuzİÇERGE
(İçergu) İçten, samimiİÇERGU BOYLA TUĞ
birl. İçergu/Bayla/Tuğ - Kurum han dönemi Bulgar bey ve komutanlarındanİÇGE
İçeri, içerde, dahiliİÇGELİK
birl. İç/Gelik . . İçten gelen, doğal davranış, samimiyet - Kırgız oymak beylerindenİÇGER
İçe alan, içe bağlayan, tabi kılanİÇGİ SALUR
birl. İçgi/Salur . . İçerdeki, salur - Haverezm devleti dönemi beylerindenİÇGİN
İçli, içten, samimiİÇİGEN
1- İç geçiren, içli 2- Sabırsız, aceleciİÇİK
1- İçli, duygulu 2- İçerde, dahilde, delete tabiİÇİM
1- Duygu, hassasiyet 2- Yudum, yudumlukİÇİMHAN
birl. İçim/Han - Kazak hanlarındanİÇİN KAĞAN
birl. İçin/Kağan - . . Göktürk kağanlarındanİÇİNGİR
İçli, hassasİÇİT
İçilecek nitelikte, içimi güzelİÇKİN
(İçgin)İÇKİNER
birl. İçkin/ErİÇKUR
Savaş meydanıİÇLEK
İçli, narin, hassasİÇLİ(K)
Duygulu, hassasİÇTEN
Samimi, açık, dürüstİÇTENLÜK
SamimiyetİDE
(Ede, İdi) Ululuk, nüfuz, kudretİDEGE
Ulu, nüfuz sahibi, edici, yapıcı - Altay destanlarında adı geçen bir beyİDEGER
Eder, yapar - Kırgızların, Togay ve Sarı oymakları dip dedelerindenİDEKLİ
Yapıcı, edici, güçlüİDER
1- İzci, takipçi 2- Yapan, yapıcı, ediciİDER HAN
birl. İder/Han - Bulgar hanlarındanİDGÜ
1- İyi, güzel 2- Tanrısal, mübarekİDGÜ HAN
birl. İdgü/Han - Altınordu hanlarından Orus Han’ın oğluİDİ
(İdik) 1- Tanrı, rab, sahip, efendi 2- Tanrısal, Tanrıdan gelen, mübarek, kutluİDİBALA
birl. İdi/BalaİDİBARS
birl. İdi/BarsİDİBÖRİ
birl. İdi/BöriİDİGELDİ
birl. İdi/GeldiİDİKURT
birl. İdi/KurtİDİKUT
birl. İdi/Kut. . . Kut sahibi, Tanrıdan gelen, Tanrıya yakın, Tanrıya benzer, Tanrı tarfından görevlendirilmiş vb. anlamları içeren ve Uygur kağanlarının büyük çoğunluğunun kullandığı bir unvanİDİL
(Etil, İtil)İDİLMÜREN
birl. İdil/MürenİDUK
İdi, Tanrısal, mübarekİDUKBAŞ
birl. İduk/Baş - Uygur kağanlığı dönemi komutanlarındanİGAN
Yıkan, yıkıcı, deviren - Harzem hanlarından Alaaddin’in kardeşiİGİT
1- Yiğit 2- Bakıcı, eğiticiİĞDİ
(İğdir) Yetkin, ehil, iyice - Başkurt oymak beylerindenİĞDİR
(İğdi, Iğdır)İĞREK
Saf, temiz, duru, arıİĞSEN
Kayıtsız, ilgisizİĞSİZ
Salim, selametliİKİNÇ
İkinciİKİZER
İkizlerden her biri, benzer - Çengiz Kaan’ın komutanlarındanİKŞİT
Yürekli, bagatur - İkşitler devletinin kurucusu ve ilk hanıİL
1- Doğuş, oluş, oluşum 2- Bitişme, bütünleşme, doku 3- Devlet 4- Yurt, yer, konak, memleket, diyar 5- Halk, ahali, insan topluluğu 6- Barış, sulhİLAÇAN
birl. İl/Açan . . İl almış, fatih, alganİLAÇİN
Laçin, şahin - . . Göktürkler dönemi beylerinden Kürşad’ın kırklarındanİLAÇMIŞ
birl. İl/Açmış Algan, fatihİLAÇTI
birl. İl/Açtı Algan, FatihİLALAN
birl. İl/Alan Algan, fatihİLALDI
birl. İl/Aldı Algan, fatih - İnanoğulları beyliği, bey ve komutanlarındanİLALMIŞ
birl. İl/Almış Algan, fatih - Karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanİLARSLAN
birl. İl/Arslan - Havarezm hanlarından Atsız Han’ın oğluİLAY
birl. İl/AyİLBALA
birl. İl/BalaİLBAN
(İlben) - Altınordu devleti dönem bey ve komutanlarındanİLBARS
birl. İl/Bars - Havarezm hanlarındanİLBASAN
birl. İl/Basan - Koço Uygurları yazıtlarındanİLBASMIŞ
birl. İl/Basmış - Koço Uygurları yazıtlarındanİLBASTI
birl. İl/BastıİLBAŞ
birl. İl/BaşİLBAY
birl. İl/Bay . . Vali, bakan, beylerbeyi - Otmanlıların ilk dönem beylerinden Orhan beyin yakın yoldaşlarındanİLBEGÜM
birl. İl/BegümİLBEN
birl. İl/Ben - Altınordu hanlarındanİLBENGÜ
birl. İl/BengüİLBEY
birl. İl/Bey - Otmanlılar döneminde asker toplayıp, onların eğitim ve lojistiğini sağlayan kişilere verilen bir unvanİLBEYİ
birl. İl/BeyiİLBİ
Büyü, sihirİLBİKE
birl. İl/BikeİLBİLGE
birl. İl/Bilge ( Devlet yönetiminde bulunmuş ve devlet tecrübesi olan)İLBİLGE HATUN
birl. İlbilge/Hatun - İlteriş Kutluk Kağan’ın evdeşi, Bige Kağan ve Kül Tigin’in anasıİLBİLİG
1- Devlet bilgisi ve deneyimi 2- Devlet arşiviİLBİLMİŞ
birl. İl/Bilmiş Yurtsever, yurduna bağlıİLBOĞA
birl. İl/BoğaİLBOY
birl. İl/BoyİLBÖRİ
birl. İl/BöriİLBUĞU
birl. İl/BuğuİLBUKA
birl. İl/BoğaİLBULAK
birl. İl/BulakİLBULAN
birl. İl/BulanİLÇİ
Devlete hizmet eden, devletin hizmetinde olan - Uygur kağanlarının ünvanlarındanİLÇİ BUĞA
birl. İlçi/Boğa - Timur Kürkan Han dönemi bey ve komutanlarındanİLÇİHAN
birl. İlçi/Han - 1- Oğuznamede, Türk’ün oğullarından 2- Altınordu hanlarındanİLÇİ KETAY HAN
birl. İlçi/Ketay/Han - . . Çağatay hanlarındanİLÇİK
(İlçi)İLÇİKHAN
birl. İlçik/Han - Çağatay hanlarındanİLÇİN
Devlet görevlisi, devlete iş gören - Kazan hanlığı dönemi beylerindenİLÇİTAY
birl. İlçi/Tay - Geyük Han’ın bey ve komutanlarındanİLDAŞ
Yurttaş, hemşehriİLDEM
Pişman, nadimİLDEMİR
birl. İl/Demir - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİLDENİZ
birl. İl/Deniz - Selçuklular (Sultan Mesud) dönemi vezirlerindenİLDEŞ
(İldaş)İLDOĞDU
birl. İl/DoğduİLDOKUZ
birl. İl/DokuzİLDOKUZBAY
birl. İldokuz/BayİLEK
(İlak) birl. İl/Ak - Atilay Han’ın oğullarındanİLER
1- Oluşum, bitişim 2- birl. İl/ErİLERİ
1- Çağdaş, ilerici 2- birl. İl/EriİLERK
birl. İl/ErkİLERKE
birl. İl/ErkeİLETMİŞ
birl. İl/Etmiş Algan, fatih - 1- Türgişler devleti hanlarından 2- Gazneliler dönemi bey ve bilginlerinden Daha sonraları "Gurlar" devletini kuran kişi 3- Uygur kağanlarından (İletmiş Kutluk Bilge Kağan)İLEY
Civar, etrafİLGEN
Kanıt, delil, ispatİLGERÜ
1- İleri, ileride 2- Doğu, doğudan 3- Bolluk, refahİLGEZDİ
birl. İl/Gezdi, Gezgin, seyyahİLGEZER
birl. İl/Gezer, GezginİLGİ
Bağlantı, bitişim, alaka, özenİLGİK
Barışsever, barışçıİLGİNÇ
İlgi çeken, ilgi duyulan, enteresan, sıradışıİLGİR
Barışçı, barışsever - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİLGİZER
(İlgizer)İLGÖRMÜŞ
birl. İl/Görmüş, GezginİLGÜ
Amaç, hedefİLGÜN
birl. İl/GünİLGÜY
Nazlı, nazeninİLHAN
birl. İl/Han. . . Bölge Hanı, Kağanlığa bağlı özerk han - Çengiz kağan’ın ölümünden sonra, imparatorluğun, dörde bölünen parçalarından her biri. Ayrıca sonraları Çengiz’in torunu olan Kulagu Han’ın kurduğu devletin ve bu devletin hanlarının ünvanıİLHANIM
birl. İl/HanımİLHATUN
birl. İl/HatunİLİHAN
birl. İli/Han - Oğuz Kağan’ın torunu Deniz Han’ın oğluİLİTİMUR
birl. İli/Timur - Timur Kürkan Han’ın komutanlarındanİLİBEK
birl. İli/BeyİLİBİKE
birl. İli/BikeİLİDİ
Yarar, faydaİLİGHAN
birl. İlig/Han - Karahanlılar devleti hanlarındanİLİG KAĞAN
birl. İlig/Kağan - Göktürk kağanlarındanİLİG(ğ)
1- Ünlü, tanınmış, meşhur 2- İlk, birinci, başlangıç, ortaya çıkışİLİK
İlk, birinci, önceİLİKAN
birl. İli/Kan - Celayirliler devletinin diğer adıİLİNGİ
Devletine bağlı, devletinin hizmetçisi - Çengiz Kaan dönemi beylerindenİLİŞ
Bitişik, yakınİLK
Başlangıç, doğuş, çıkış, öncelikİLKAĞAN
birl. İl/KağanİLKAN
birl. İl/KanİLKATMIŞ
birl. İl/Katmış, Algan, fatihİLKAY
birl. İlk/AyİLKAYA
birl. İl/KayaİLKBAY
birl. İlk/BayİLKBEY
birl. İlk/BeyİLKE
(Ülke) Kurucu, yapıştırıcı, oluşturucu. . (Günümüz Türkçesinde, "prensip, düstur" anlamında)İLKER
birl. İlk/ErİLKGÜN
birl. İlk/GünİLKHAN
birl. İlk/HanİLKILIÇ
birl. İl/Kılıç - Atsız Han’ın oğullarındanİLKİ
ilk, ilkin, birinciİLKİN
Birinci, önceliklİLKOCA
birl. İl/Koca - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİLKSON
birl. İlk/SonİLKUŞ
birl. İl/Kuş Kartal türü bir avcı kuşİLKUT
birl. İl/KutİLKUTLUĞ
bir. İl/Kutluğ - Atsız Han’ın oğullarından (öteki adı "Atlığ Han" )İLKUTLUK
birl. İl/KutluğİLLİ
Bağımsız, özgür, devleti olan - Atilay Han’ın oğullarındanİLMEN
Devletç devletine sadık - Kazakların, Kiçiyüz bçlüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenİLOBA
birl. İl/ObaİLÖTÜKEN
birl. İl/ÖtükenİLSİRET
birl. İl/Siret . . Düşmanın devletini yıkıp, esir eden, devletsiz bırakan - Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarındanİLTAN
birl. İl/TanİLTAPAR
birl. İl/TaparİLTAŞ
birl. İl/TaşİLTEBER
1- İl/Tapar 2- İl/Teber - Göktürkler ve Uygurlar döneminde, yüksek memuriyet ünvanlarındanİLTEMİR
birl. İl/DemirİLTEMİŞ
birl. İl/Demiş . . Yurtsever - . . Hindistan’da beylik etmiş bir Türk beyiİLTENGİZ
birl. İl/TengizİLTENİZ
birl. İl/TenizİLTER
Yurt koruyucusu, yurduna sahip çıkan, yurtsever, yurdunu toparlayanİLTERİM
birl. İl/TerimİLTERİŞ
birl. İl/Teriş, Yurdunu ve budunu derleyip, toparlayan, biraraya getiren ve tüceltenİLTERİŞ KAĞAN
birl. İlteriş/KağanİLTERİŞ KUTLUK KAĞAN
birl. İlteriş/Kutluğ/Kağan - II. Göktürk devletinin kurucusu. Bilge Kağan ve Kül Tigin’in babasıİLTİKE
birl. İl/TikeİLTİMUR
birl. İl/TimurİLTOGAN
birl. İl/DoğanİLTOGAN TUTUK
birl. İltogan/Tutuk - Bilge Kağan dönemi bey ve komutanlarındanİLTOĞDI
birl. İl/DoğduİLTOKUZ
birl. İl/DokuzİLTÖRE
birl. İl/Töre, . . Devlet geleneğiİLTUNGA
birl. İl/TungaİLTUTKU
birl. İl/TutkuİLTUTMUŞ
birl. İl/Tutmuş, Algan, fatihİLTUTUK
birl. İl/TutukİLTÜZER
birl. İl/Tüzer - Hiyve hanlığı dönemi beylerindenİLUN
1- Ulu, yüce 2- Soylu 3- Genç, cıvan - Başkurt oymak beylerindenİLYAĞAN
birl. İl/YağanİLYAĞIZ
birl. İl/YağızİLYAMAN
birl. İl/Yaman - Babür han dönemi bey ve komutanlarındanİLYAVUZ
birl. İl/YavuzİLYAY
birl. İl/YayİLYIĞDI
birl. İl/Yığdı, Algan, fatihİLYIĞMIŞ
birl. İl/Yığmış - Toktamış Han’ın komutanlarındanİME
Em, çare, dermanİMEÇE
Birliktelik, emek ortaklığı, kollektivizmİMEN
1- Emen, can, ruh 2- Kayın ağacıİMER
Hayırsever, iyilik sahibiİMERAY
birl. İmer/AyİMGE
1- İyi, yararlı 2- İz, belirti 3- Tasavvur, zihinsel sembolİMİŞÇİ TUNGATAR
birl. İmişçi/Tunga/Tar. . Kaplanlarla döğüşen cesur kişi - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanİMRAG (imrağ-İmrak)
Aşık, derviş, dostİMRE (Emre-İmrağ)
1- Ağabey, ağa 2- Beylerbeyi 3- Aşık, derviş, dost - Oğuz Kağan’ın torunu, Dağ Han’ın oğluİMREN
İmrenmekten. . . imrenilen, iç geçirtenİNAK
1- Kardeş, kardeş çocuğu 2- Han ve beylerin en güvenilir adamı ve yardımcısı - 1- Selçuklular dönemi bey ve komutanlarından 2- Abbasiler dönemi vali ve komutanlarındanİNAL
1- Soylu, Kağan yada Hanların ana tarafından akraba 2- Anası Kağan yada Han soyundan olup babası kara budundan, halktan olan kişi 3- Avrupadaki, kont, baron vb. ünvanların Türkçedeki karşılığı 4- Emin ve güvenilir kişiİNAL KAĞAN
birl. İnal/KağanİNAL SIR YAVKUY HAN
İnal/Sır/Yavkuy/Han - . . Dede Korkut destanlarında adı geçen bir hanİNAL TARKAN
birl. İnal/Tarkan - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanİNALBAY
birl. İnal/Bay - Mısır-Türk kölemenleri devleti komutanlarındanİNALBEG
birl. İnal/Bey - 1- Selçuklular dönemi bey ve komutanlarından 2- İnanoğulları beyliğinin kurucusu ve ilk beyiİNALÇIK
Küçük İnal - 1- Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarından 2- Haverezmler devleti bey ve komutanlarındanİNALÖZ
birl. İnal/Öz - Kıpçak hanlığı dönemi bey ve komutanlarındanİNALPARS
birl. İnal/Pars - Mısır-Türk kölemenleri hanlarındanİNALTAN
birl. İnal/TanİNALTAY
birl. İnal/TayİNALTEKİN
birl. İnal/Tekin - Harzemler devleti bey ve komutanlarındanİNALTİGİN
birl. İnal/Tigin (Yınal Tigin) - Harzem hanlarından Atsız Han’ın kardeşiİNALUZ
birl. İnal/UzİNALYABGU
birl. İnal/Yabgu - 1- Batı göktürkleri vali ve komutanlarından 2- Oğuz Kağan destanında adı geçen bir beyİNAN
İman, inanç 2- Kural, akide 3- Emniyet, güvenlikİNANAPA
birl. İnan/Apa - KülTigin’in ünvanlarından (öldükten sonra, ağabeyi Bilge Kağan tarafından verilmiş bir unvan)İNANÇ HAN
birl. İnanç/Han - Havarezmler dönemi Semerkant emiriİNANÇ YABGU
birl. İnanç/Yabgu - 1- Batı göktürkleri dönemi valilerinden 2- Selçuk beyin oğullarındanİNANÇBEK
birl. İnanç/Beğ - Göktürkler dönemi beylerinden (Kül Tigin’in cenaze ve yuğ törenine katılması için Kırgız hanı tarafından yollanan kişi)İNANÇBİLGE
birl. İnanç/Bilge - Çengiz Kaan dönemi Nayman beylerindenİNANÇI
İnançu, inanç - Selçuklular dönemi Ahlat beylerinden Ahmet beyin kızıİNANÇI ÇUR
İnanç/Çur - Bilge Kağan dönemi bey ve komutanlarındanİNANGU
İnanılan, güvenilen, mutemed - Selçuklular dönemi bey ve komutanlarındanİNANÇAY
birl. İnanç/AyİNANÇBEGÜM
birl. İnanç/BegümİNANIR
İmanlı, inançlıİNCE
Hafif, yeğni, nazikİNCESEN
Huzur ve güvenlik, sükunet - Çengiz Kaan dönemi beylerindenİNCİ
(Yinçi, yinçgü) 1- işve, naz, eda 2- Sessizlik, ıssızlık 3- İstiridye türü deniz kabuklusundan çıkan tane, takıİNCİBUĞA
birl. İnci/Boğa - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİNÇGÜ
İnce, narin - Arpa Han dönemi bey ve komutanlarındanİNÇİBACI
birl. İnci/BacıİNER
İnmek. . . den mec. Alçak gönüllü, mütevazı - Türkmenlerin, Ersan ve Ok oymağının dip dedelerindenİNERBAŞ
birl. İner/Baş mec. Alçak gönüllü Türkmenlerin Ok oymağı dip dedeleirndenİNİ
Kardeş, karındaşİNİBÖRİ
birl. İni/Böri - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyİNİKARA
birl. İni/Kara - Altay Türkleri, Koybal oymağı dip dedelerindenİNİSİ
Küçük erkek kardeşiİNİSİAY
birl. İnisi/Ay - Kırgız oymak beylerindenİPAR
Parfüm, miskİPEK
(Yipek) İpek böceğinin ipeği (İp. . . kökünden)İRÇİ
1- Yırcı, halk ozanı 2- İr. ik, iricik 3- Yirçi, yerci, toprak sahibiİRÇİK
1- İricik 2- Er, küçük er - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİREN
1- Sert, katı2- Araç, vasıta 3- Ürek, yürekİRENÇİN
1- Bağımsız, başına buyruk 2- Güçlü, dayanıklı - İlhanlılar dönemi Diyarbakır valilerindenİRENÇÜ
(İrençin) - Göktürkler dönemi bey ve komutanlarındanİRGE
1- Yırlama, söyleme, okuma 2- Ergin, olgun - Altay Türkleri, Koybal oymağı dip dedelerindenİRGİN
(İrge) Uygurlar ve Karluklular dönemi memuriyet ünvanlarındanİRİK
Sert, katı, iriİRİM
Müjde, iyi haberİRİNÇİN
(İrençin) - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİRİÇKÖL
birl. İrinç/Göl - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİRİS
1- Kurtuluş, hürriyet 2- Iras, ıraz - Türk mitolojisindeki tanrıça adlarından "kötü ruhları kovup, tamuya gönderen tanrıça"İRKİL
1- Ululuk, heybet, cesaret 2- Aksakal, kam, baksıİRKİLATA
birl. İrkil/Ata - Dede Korkut destanlarında adı geçen bir beyİRKİN
Olgun, bilge, ulu - Uygur kağanlığı dönemi beylerinden (Pusat beyin babası)İRKİT
Ürküt, ürkütücü, heybetliİRKLİ
1- Güçlü, muktedir 2- Yüksek dereceli memurİRNEK
(Emek) Serçe parmak - Atilay han2ın oğluİRŞİ
Peri, peri kızıİRTEGÜN
birl. Erte/Gün SabahİRTEM
1- Erdem, fazilet 2- Marifet, hünerİRTENE
İRTİŞ
Hüner, hünerlilikİRTÜK
Değer, kıymet - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİSEN
1- Esen, yel, rüzgar 2- Doğa, tabiat 3- Açık, net, sahih - Kazak hanlığı dönemi beylerindenİSEN BEGÜM
birl. İsen/BegümİSENBİKE
birl. İsen/BigeİSENBUKA
(Esenboğa) - Timur Kürkan Han’ın komutanlarındanİSENKULA
birl. İsen/KulaİSENKUTLUĞ
birl. İsen/KutluİSENTEMİR
birl. İsen/Demir - Kazakların, Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerindenİSENTİMUR
birl. İsen/Timur - 1- Çağatay hanlarından 2- Babür Han dönemi deniz komutanlarındanİSTEK
İsteyiş, arzu - 1- Kazakların Kiçiyüz bölüğü, Bayoğlu oymağı dip dedelerinden 2- Özbeklerin, Karakalpak oymağı dip dedelerindenİSTEM
İrade, dileme erkiİSTEMİ
İstem, irade, dileme ve buyurma erkiİSTEMİ KAĞAN
birl. İstemi/Kağan - Göktürk devletinin kurucularından ve Bumin Kağan’ın kardeşiİSTEMİHAN
(İstemi Kağan)İSU MANGU
(İsenmangu) birl. İsen/Mangu - Çağatay Han’ın torunu. Çağatay hanlarındanİŞBARA
(iş, devinme, davranma) Bara /Var, varlık) birl. İş/BaraİŞBARA YAMTAR
İşbara/yamtar - Bilge Kağan dönemi bey ve komutanlarındanİŞBOĞA
birl. İş/BoğaİŞÇEN
İşgüzar, hamaratİŞGÜN
(İçgün) Kızıl yapraklı bir yayla çiçeğiİŞİM
(İçim) İçtenlik, samimiyet - karahanlılar dönemi bey ve komutanlarındanİŞİMHAN
(İçim Han) - Kazak hanlarından)İŞİTGEN
İşitici, dinleyici, öğüt dinleyenİŞİTMEN
(İşitgen) - (İranlı ünlü filozof, "Zerüşt" ün gerçek adının bu olduğu, ayrıca Zerdüştün de sanılanın aksine Pers değil, Türk olduğunu söyleyen bilim adamları da var. Örn. Besim Atalay)İŞKARA
birl. İş/Kara - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİŞLEK
1- İdmanlı, eğitimli 2- İşgüzar, çalışkan - Yenisey yazıtlarında adı geçen bir beyİŞMUT
birl. İş/MutİTBALA
birl. İt/Bala - Kırgız hanlığı dönemi beylerindenİTBARAK
birl. İt/Barak (Barık, baraka) - Türk mitolojisinde adı geçen köpekİTGÜÇİ
İteleyen, itici, yapıcı, destekçiİTİK
Yetik, yetkin, uzman - Kuman hanlığı dönemi komutanlarındanİTİL
(İdil, İdi, il)İTİMGEN
İteleyen, itici, destekçi - Kazakların, Ortayüz bölüğü, Uvak Giray oymağı dip dedelerindenİTMAÇ
Alt, edevat, takımİTMİŞ
(Etmiş) Yapıcı, uzman, uzmanlaşmış - Mısır-Türk kölemenleri devleti komutanlarındanİVECEN
Aceleci, telaşlıİVGİN
(Evgin) Ateşli, sabırsız, telaşlıİYBA
UtangaçİYBEK
birl. İyi/Bek - Hint- Türk kölemenleri dönemi bey ve komutanlarındanİYE
Güç, kudret, erklik, sahip olmaİYEKİLA
(İyekula) birl. İye/KulaİYEUZA
birl. İye/Uza, Güçlü, egemen ve uzmanİYİ
İyi, yararlı ve uğurluİYİK
1- İyi, uğurlu 2- HevesİYİM
1- Güzellik, hüniniyet 2- Dost, canan, yarenİYİMSER
Olayları iyi gözle gören ve yorumlayanİYİTUĞRUL
birl. İyi/Tuğrul - Uygur yazıtlarında adı geçen bir beyİYNEM
Dost, ahbap, yaren, cananİZ
Basma, ezme, sıkıştırma, kesmek, yarmak. . . bildiren kökten; yarık, yara, kalıntı, belirtiİZARSLAN
birl. İz/ArslanİZBARS
birl. İz/BarsİZBASAR
birl. İz/BasarİZBAY
birl. İz/BayİZBEK
birl. İz/BeyİZBOĞA
birl. İz/BoğaİZBÖRİ
birl. İz/BöriİZBUDUN
birl. İz/BudunİZEL
birl. İz/El (İl)İZGİ
(İZGÜ) 1- İyi, kutlu 2- Akıllı, zeki 3- Adil, adaletliİZGİTAN
birl. İzgi/TanİZGÜ
(İzgi)İZGÜBARLAS
birl. İzgü/Barlas - Timur Kürkan Han’ın komutanlarındanİZGÜBEGÜM
birl. İzgü/BegümİZGÜBİGE
birl. İzgü/BikeİZGÜMENGÜ
birl. İzgü/Mengü - Kıpçak hanlarından Orus Han’ın, vezir ve komutanlarındanİZGÜTAY
birl. İzgü/TayİZKAN
birl. İz/KanİZMANGU
birl. İz/ManguİZTAY
birl. İz/Tay