Hükümdar Kün-Toğdı'nın Odgurmış'ı Üçüncü Defa Davet Ettiğini Söyler
Küntoğdı İlig Odgurmışnı Üçünç Yolı Ündeyü Idmışın Ayur
Hükümdar Kün-Toğdı'nın Odgurmış'ı Üçüncü Defa Davet Ettiğini Söyler
Okıdı elig bir kün ögdülmişig, ayur kılğu boldı saña bir işig
Hükümdar bir gün Öğdülmiş'i çağırdı ve: — Sana bir zahmet daha görünüyor — dedi —
Okıdım kadaşıñ maña kelmedi, ol ârzû tilekni özüm bulmadı
Davetime rağmen, kardeşin bana gelmedi, ben de bu arzu ve dileğime kavuşamadım.
Kiterdim men uş bu tilemiş tilek, adın boldı emdi tilekke yölek
Ben bu arzumdan vaz geçtim, şimdi dileğime erişmek için, başka bir yol düşündüm.
Bu ol kör bu künki tilekim meniñ, özüm bir yüzini köreyin anıñ
Artık benim arzum onun yüzünü, bir defa olsun, görmektir.
Añar men barayın ya kelsün maña, ziyâret üçün ol ay kızğu eñe
Ziyaret etmek için, ya ben ona gideyim yahut o bana gelsin, ey bahtiyar insan.
Maña tuşsu bersü bir öt sav erig, yana yansu kılsu kılur işlerig
Bana gelsin, öğüt ve nasihat versin, sonra tekrar yerine dönüp, kendi işi ile meşgul olsun.
Mañar asğı tegsün añar yası yok, süzülsün özümdin kamuğ bulğanuk
Bana faydası dokunsun, ona bundan bir zarar gelmez, gönlüm saf ve emin olsun.
Yanut berdi ögdülmiş aydı bu söz, osuğluğ-turur çın ayâ kutluğ öz
Öğdülmiş cevap verdi ve: —Bu söz, gerçekten, çok yerinde bir sözdür, ey kutlu zât — dedi —
Bu iş kılğa ilig tilese anı, okıyın yana yarlıkasa meni
Hükümdar arzu ederse, bu işi yapayım, emir ederse, tekrar onu davet edeyim.
Barayın bu sözni añar sözleyin, ilig barmasun men anı keldreyin
Gideyim, ona bu sözü söyleyeyim, hükümdar huzurunu bozmasın, ben onu buraya getireyim.
Yana bir bitig yarlıkasun ilig, okıp bütsü kelsü saña ol silig
Hükümdar tekrar bir mektup lütfetsin, o temiz insan da okuyup, sana inansın ve buraya gelsin.
İlig aydı emdi nerek bu bitig, bitigde bütünrek bütün sen tetig
Hükümdar dedi : — Bu mektup da şimdi neye, mektuptan daha iyi itimat edilecek kimse sensin, ey zeki insan.
Bitig bütmegü teg kişike bolur, seniñde bütünrek adın kim bulur
Mektup itimat edilemeyecek kimseye verilir, senden daha inanılacak bir insan bulunurmu.
Negü ter eşit yakşı yağma begi, kamuğ iş içinde yetilmiş ögi
Dinle, her türlü işe aklı eren Yağma beyi ne der.
Yalavaçka bütse bitig ne kerek, bütünlük bulunsa itig ne kerek
Elçi itimada şâyân olursa, mektuba ne lüzum var, ona itimat edilirse, ayrıca hazırlık külfeti neye gerek.
Sözüñni tilin ay sözini eşit, takı bir bitig ay tetig ne kerek
Kendi sözünü söylersen ve onun cevaplarını dinlersen, ey zeki insan, bir de mektuba ne lüzum var.
Bu ança iş ermez ağır kelgü teg, bu iştin beliñlep yırak tezgü teg
Bu öyle ağır gelecek ve ürkülüp-kaçınılacak bir iş değildir.
Nerek munça sözke bitig ya itig, bütun sen bitig sen maña ay tetig
Bu kadarcık işe mektup veya ayrıca tertibat neye, sen benim itimat ettiğim insansın, mektup sensin, ey zeki.
Maña kelsü tuşsu yana barsu terk, küçün tıdmağay men aña berdim erk
Buraya gelip, benimle buluşsun ve tekrar hemen gitsin, zorla ona mâni olmayacağım, kararında serbesttir.
Idur-men seni kör bu hâcet üçün, okı edgü birle okıma küçün
Bu iş için seni gönderiyorum, onu zorlama, güzellikle buraya davet et.
Berü kelmese men barayın naru, yüzini köreyin yanayın berü
Eğer o buraya gelmezse, ben oraya gideyim, yüzünü görüp, tekrar geri döneyim.
Yanut berdi ögdülmiş aydı tilek, tükel bolğa bolsa bayattın yölek
Öğdülmiş cevap verdi ve:—Tanrı yardım ederse, bu dilek yerine gelecektir — dedi—
Özümdin yana ok katığlaña-men, bu ârzû tilekiñ tükel kılğa men
Kendi tarafımdan ben de bizzat gayret edeceğim, bu arzu ve dileği yerine getireceğim.
İlig altunı inç esen bolsunı, bayat birge barça tilek kolsunı
Hükümdar sağ olsun ve huzur içinde yaşasın, Tanrı bütün dilek ve arzularını yerine getirsin.
Turup çıktı atlandı keldi yana, tüşüp kirdi evke suçuldı tona
Kalkıp çıktı, atına binip, geri döndü, inip, evine girdi ve elbiselerini çıkardı.
Kızıl yüz öñi oñdı boldı sarığ, ajun boldı altun öñgi teg arığ
Gök yüzünün al rengi soldu, sarardı, dünyanın her tarafı altın rengini aldı.
Yaşık türtti yüzke sarığ zaferân, özin kıldı minâ öñi teg cihân
Güneş yüzüne sarı safran sürdü, cihan ise, mına rengine büründü.
Kalık bütrü tuttı sevügler kaşı, ajun boldı zengi habeş kırtışı
Göğün her tarafı âşık kaşları ile doldu, dünya zenci-habeş derisine büründü.
Yedi içti yundı yetürdi namâz, töşek koldı yattı udıp bardı az
Yedi, içti, abdest alıp, namaz kıldı, döşek istedi ve yatıp, bir az uyudu.
Sarığ sandvaç ötti ünün sayradı, beliñlep odundı usı kelmedi
Sarı bülbül öttü, güzel sesi ile şakıdı, Öğdülmiş irkilerek uyandı, uykusu dağıldı."
Oduğ yattı ança anı tıñlayu, avındı ol ünke turup tañlayu
Bülbülü dinleyerek, bir müddet uyanık yattı, bu sese hayran olarak, onunla bir az oyalandı.
Usı yitti artuk uzadı tüni, küsüş boldı ârzûn yaruğu küni
Uykusu kaçtı, gece fazla uzun geldi, günün ağarmasını iştiyakla bekledi.
Kalık yırttı kedmiş kara köñlekin, açıldı yaruk yüz kötürdi egin
Gökyüzü üzerine geçirdiği siyah gömleği yırttı, peçesini kaldırdı, parlak yüzü açıldı.
Küle baktı örlep talu kız yüzi, yarudı bu dünyâ iri hem kuzı
Yükselen güzel kız yüzü gülerek baktı, dünyanın her tarafı ışıklara boğuldu.
Toğa keldi örlep çıkardı yüzin, yaruk kıldı dünyâ kolın hem özin
Güneş doğdu ve yükselerek, yüzünü gösterdi, dünyanın bütün vadi ve ırmaklarını parlattı.
Yana koptı yundı tonandı tükel, namâz kıldı özke yorup edgü fâl
Öğdülmiş kalktı, yıkandı ve giyinip, hazırlandı, namaz kıldı ve bu işte muvaffak olması için, dualar etti.
Atın tuttı mindi bir oğlan bile, kadaşı tapa bardı sevnü küle
Atını tuttu, bindi ve bir uşağım yanına aldı, gülerek, sevinerek, kardeşine doğru yola çıktı.
Yakın tegdi erse anıñ üskiñe, tüşüp bardı akru yorıp kapğıña
Onun bulunduğu yere yaklaşınca, atından indi ve yavaşça yürüyüp, kapısına vardı.
Tokıdı kapuğ akru elgin tutup, turup çıktı terkin kadaşı ukup
Eli ile kapıyı hafifçe vurdu, kardeşi duyarak, kalkıp kapıya çıktı.
Keligli kadaşı ayur ay tüzüm, kaşıñ tügme aşnu eşitgil sözüm
Gelen kardeşi : — Ey iyi kalpli insan — dedi — derhâl kaşını çatma, önce sözümü dinle.
Sen aymış sözüg barça eksüksüzün, iligke tegürdüm ötündüm özün
Senin dediğin bütün sözleri, eksiksiz olarak, hükümdara eriştirdim ve kendim de ricada bulundum.
Eşitti ilig söz tükel tıñladı, sözüñni eşitti üküş teñledi
Hükümdar bu sözleri işitti, hepsini dinledi, sözünü duydu ve uzun uzun düşünüp-taşındı.
Kodu berdi emdi seni ay kadaş, munıñda adın bir tilek koldı taş
Ey kardeş, hükümdar şimdi seni serbest bıraktı, fakat bundan başka bir arzusu daha var.
Meni sözçi ıdtı bu işke saña, uvut kılmağıl sen meni ay toña
Bu işi için beni sana elçi olarak gönderdi, ey kahraman, sen beni artık utandırma.
Kamuğ neñke had ol teñi belgülüg, teriginde keçürme işiñ ay külüg
Her şeyin hududu ve ölçüsü var, işin ölçüsünü kaçırma, ey şöhretli insan.
Negü ter eşitgil ukuşluğ tili, kamuğ neñke yañzağ bu ol söz ulı
Akıllı insan ne der, dinle, her şeye uyan ve her söze temel olan söz budur.
Teñinde keçürme kamuğ işni sen, teñinde keçürse yana kaçğa san
Hiç bir işte ölçüyü kaçırma, ölçüyü aşan iş çığırından çıkar.
Kamuğ işke yañzağ teñi ol yañı, kamuğ neñ teñi birle boldı esen
Her şeyin bir itidali, usûlü ve âdabı vardır, her şey itidal ile selâmete kavuşur.
İlig kodtı emdi ozakı tilek, okır bir ziyâretka bolğıl yölek
Hükümdar evvelki arzusundan vaz geçti, seni şimdi yalnız ziyaret için çağırıyor, bunu da artık reddetme.
Barıp tuş añar sen ya kelsün saña, yüzüñ körsüni bir ay köñli keñ e
Gidip, onunla buluş yahut o sana gelsin, ey geniş yürekli insan, o senin yüzünü bir defa görsün.
Munıñda yası yok saña ay kadaş, bolu ber maña sen ayâ bağrı taş
Ey kardeş, bundan sana bir zarar gelmez, ey taş yürekli insan, bir defa da benim sözümü dinle.
İlig me idi edgü sultân-turur, çığayka yavuzka sevüg cân-turur
Hükümdar da çok iyi bir sultandır, fakirler ve suçlular, ihsan ve affından dolayı, onu canları gibi severler.
Yanut berdi odğurmış aydı bu söz, ukuşka yakın ol ayâ köñli tüz
Odgurmış cevap verdi : — Bu söz akla yakındır, ey temiz kalpli insan — dedi —
Müsülmân kadaşka müsülmân kadaş, ziyâret kılur ok ay köñli tüdeş
Müslüman müslümana kardeştir ve onlar birbirlerini ziyaret ederler, ey gönülü gönlüme uygun insan.
Bu sözke egildim berür-men boyun, ziyâret kılayın añar men bu kün
Bu söz karşısında boyun eğiyorum, ben bugün, onu ziyaret ederim.
Munıñda oza barmadım men añar, öz asğı tiler erdi mendin sıñar
O benden bir fayda beklediği için, bundan önce ben ona gitmedim.
Anı küdtı tuttı könilik yolın, kirür-men könilikke köndüm bilin
Şimdi o bundan vaz geçti ve doğru yola girdi, ben de bu yola giriyorum, onun arzusunu yerine getireceğim, emin ol.
Barayın iligke ilig kelmesün, mañar tegsü emgek añar tegmesün
Ben hükümdara gideyim, o buraya gelmesin, bu zahmete ben katlanayım, o eziyet çekmesin.
İlig el begi ol bodunka uluğ, añar kılğu hürmet ağırlık kamuğ
Hükümdar memleketin beyi ve halkın büyüğüdür, ona her türlü hürmet ve tazimi göstermek lâzımdır.
Yorık tüzse ötrü könitse sözi, arıtsa elinde isizler izi
Böylece o hareketlerini düzeltir, sözünde sâdık olur ve memlekette kötülerin izini yok eder.
Negü ter eşitgil ay bilgi teñiz, ukuşluğ amul köñli yüksek ediz
Bilgisi deniz gibi geniş, akıllı, sakin ve gönülü çok yüksek olan insan ne der, dinle.
Raiyetka vâcib begi yarlığı, ağır tutsa estıp kiçig uluğı
Beyin emirini yerine getirmek raiyet için vaciptir, büyük ve küçük onu duyan her kes, bu emre riâyet etmelidir.
Ağırlağu begler özin hem sözin, kerek hindû bolsun kümüş yuluğı
Bu bey para ile satın alınmış köle dahi olsa, onun herh kendisine, hem de emrine riâyet gösterilmelidir.
Ağırlar-men emdi ilig yarlığın, ziyâret kılur-men bolur-men yakın
Ben de hükümdarın emrine hürmet eder ve onu ziyaret için, yanına giderim.
Yorı yanğıl emdi eligke sözüm, tegürgil kelür tep munu bu özüm
Şimdi sen yürü, dön, hükümdara sözünü ulaştır, geleceğimi söyle, işte sözüm budur.
Yaruk dünyâ yüzke eşünse eşük, men ötrü barayın ay eski tüşük
Parlak dünya yüzüne örtü örtünce, ben oraya gelirim, ey eski düşkün.
Kişi körse kündüz meni soñdağa, özin otka atğa meni sözlege
Gündüz insanlar beni görürlerse, peşime takılırlar, benim hakkımda ileri-geri konuşarak, kendilerini ateşe atarlar.
Yorı barğıl emdi sen evde küdez, saña kelge men anda yatma sen az
Haydi, şimdi sen git, evde bekle, ben sana gelirim, bugün bir az geç uyursun.
Eñ aşnu saña men tuşayın barıp, neteg kılğu andın kılalım yorıp
İlk önce ben sana gelirim, sende buluşuruz, ne yapmak lazımsa, birlikte düşünürüz.
Sevindi kör ögdülmiş aydı cevâb, idi körklüg ol bu yeme ked savâb
Öğdülmiş sevindi ve : — Bu cevap çok güzeldir ve çok doğrudur — dedi —
Barayın-men emdi ilike turup, ayayın bu sözler sevinsün ukup
Ben şimdi kalkıp, hükümdarın yanına gideyim, bu sözleri ona haber vereyim, duysun da sevinsin.
Meniñde basa sen bütürgil sözüg, umınç kılmış üdte yetürgil özüñ
Ben gittikten sonra sen de sözünde dur ve kararlaştırılan zamanda orada bulun.
İkigü sözi tındı bir söz öze, sevinçin turup çıktı kaşın yaza
Bu söz üzerinde ikisi de mutabık kaldılar, Öğdülmiş, yüzü gülerek, sevinç içinde oradan ayrıldı.
Yana ok tutuzdı ayur ay kadaş, sözüg kıyma kelgil ay köñli tüdeş
Bir de ilâve etti:— Ey kardeş, sözünü tutmazlık etme, muhakkak gel, ey gönlü gönlüme uygun insan — dedi —
Yaşık yerke yansa yüzin kizlese, kömür kırtışı dünyâ yüzke basa
Güneş batıp, yüzünü gizledikten, dünya yüzüne, kömür gibi, siyah bir deri bağladıktan sonra,
Seni küdge-men evde kelgil maña, yarağın körüp iş kılayın saña
Seni evde beklerim, bana gel, senin için ne yapmak icap ederse, onu yapar, hâzırlarım.
Atın mindi keldi iligke turup, tüşüp kirdi ilig tapa yol kolup
Atına bindi ve oradan kalkıp, doğruca hükümdarın sarayına geldi, atından inip, müsâade isteyerek, huzura çıktı.
Tegürdi iligke ukulmış sözin, sevindi ilig yazdı kaşın közin
Konuşulan sözleri hükümdara arzetti, hükümdarın sevinç içinde yüzü güldü.
İlig suali Öğdülmişke
HÜKÜMDARIN ÖĞDÜLMİŞ'E SUÂLİ
Ayur edgü boldı bu bir iş barı, sözüg teg çın erse ol aymışları
Hükümdar : — Bu iyi bir iş oldu — dedi. — yalnız o da, senin söylediğin gibi, sözünde dursun.
Yana aydı ilig ne üdke kelir, kayuda tuşar-men angar ay bilir
Hükümdar devamla : — Ne zaman gelir, onunla nerede buluşacağız — dedi.
Yanut berdi ögdülmiş aydı keçe, yaruk dünyâ meñzi tünerse çiçe
Öğdülmiş cevap verdi ve : — Akşam, parlak dünyanın yüzü iyice kararınca,
Meniñ evke kelmek-turur ol maña, kaçan kel tese sen kelir ol saña
O benim evime gelecek, ne zaman gelmesini emrederseniz, o zaman huzurunuza çıkacaktır.
İlig aydı emgep yügürdüñ üküş, yanut bersü teñri ol emgekke tuş
Hükümdar şöyle dedi : — Çok koştun ve çok zahmet çektin, bu zahmetlere mukabil Tanrı sana hak ettiğin mükâfatı versin.
Bu erdi meniñ bu igimke emi, sevindürdi emdi meniñ köñlümi
Benim hastalığımın devası bu idi, artık içim rahat etti.
Sen evde küdez kelse eştür maña, kişi barğa mendin okıtçı saña
Sen evinde bekle ve gelince, derhâl bana haber ver, ben de, davet için, sana bir adam gönderirim.
Kadaşıñnı alğıl maña kel turup, ziyâret kılayın yüzini körüp
Sen kardeşin ile birlikte bana gelirsin, ben de teberrüken onun yüzünü görmüş olurum.
Muñar meñzetür emdi bilge sözin, negü ter eşitgil bu tüpi tözin
Şimdi bir âlimin buna benzer sözünü dinle, bu mesele hakkında, bak, o ne der.
Kişi köñli tutçı tiler ârzûnı, avıtur tilek bulğuka özini
însan gönülü dâima bir şeyler ister ve arzu eder, dileğini elde edinceye kadar kendisini durmadan oyalar.
Kalı bulsa ârzû tilekin tükel, köñül kötrür anda keser sözini
Bütün dilek ve arzularını bulunca da, onları gönlünden çıkarır ve bir daha ağzına almaz.
İlel tep turup çıktı ögdülmişe, eviñe kelip kirdi kıldı tüşe
Öğdülmiş "baş üstüne" diyerek, kalkıp çıktı, atına binip, evine döndü.
Yaşık yerke indi yüzin kizledi, kararıp tuman tozdı dünyâ tudı
Güneş yere indi, yüzünü gizledi, dünyayı kara bir duman kapladı.
Ajun tul tonın kedti kaşın tügüp, kalık yek yüzi teg karardı oñup
Dünya iztırap içinde, tekrar dul elbisesini giydi, gök, şeytan yüzü gibi, soldu, karardı.
Kamuğ teprenür tındı yumdı közi, çoğı ün kesildi tirigler sözi
Bütün canlı mahlûklar sükûna erip, gözlerini yumdular, ses, gürültü, söz kesildi, hayattan eser kalmadı.