Öğdülmiş'in Odgurmış İle İkinci Defa Münazara Ettiğini Söyler
Öğdülmiş Odgurmış Birle İkinç Kata Münâzara Kılmışın Ayur
Öğdülmiş'in Odgurmış İle İkinci Defa Münazara Ettiğini Söyler
Yanut berdi ögdülmiş açtı tilin, ayur ay kadaşım eşit söz bilin
Öğdülmiş cevap verdi, söze başladı ve: —Ey kardeşim —dedi— sözümü dinle ve bil ki,
İligniñ tileki saña edgü ol, bu edgü içinde tiler edgü yol
Hükümdarın senin hakkındaki düşüncesi iyidir, bu iyilik ile yetinmeyip, daha iyiye doğru yol arıyor.
Bilür sen bu yerde bu tâat tapuğ, kıluruñ neçe edgü esiz kamuğ
Bilirsin ki, burada bu tâat ve ibâdet ile meşgul olman, sana bir çok iyiliklerin kapısını açacaktır.
Yana kend uluşta men aymışlarım, neçe törlüg edgü-turur ay erim
Diğer taraftan şehir ve kasabalarda da, benim söylediklerim gibi, bir çok iyilikler vardır, ey yiğitim.
Yavuz ermez emdi bu dünyâ kutın, bulup tirlü bilse kopursa atın
Bu dünyanın saadetini bulup, yaşamasını bilmek ve nâm kazanmak hiç de fena bir şey değildir.
Özüñ dünyânı kodsa ay zâhid bolur, muyan edgü mundın iletse bolur
Ey zâhid, sen âhıreti istiyorsan, onu da bulursun, orada da nîmet ve sevaba nail olabilirsin.
Yavuz tese bolmaz bu dünyâ neñin, yese berse halkka kızartsa eñin
Bu dünya malını kötülemek doğru değildir, bunu sarfetmek ve dağıtmak suretiyle halkı sevindirmek mümkündür.
Yeme yakşı aymış akılar başı, eşitgil munı sen ay edgü kişi
Cömerdler-başı da çok güzel söylemiş, ey iyi insan, sen bunu dinle.
Kamuğ edgülükke neñ ol yolçısı, kamuğ ig toğaka neñ ol emçisi
Her türlü iyiliğe yol gösteren şey varlıktır, her türlü hastalığı tedavi eden şey varlıktır.
Neñi bolsa yalñuk bulur ög bilig, kamuğ edgülükke uzatur elig
Varlığı varsa, insan akıl ve bilgiyi bulur ve her türlü iyilik yapmağa muktedir olur.
Bu neñ birle yalñuk tilese tilek, yaşıl kökke yoklar neñ ol ked yölek
insan arzu ederse, bu varlık sayesinde mavi göğe yükselir, servet çok mühim bir destektir.
Hac erse tilekiñ kerek neñ tavar, ğâzilık tilese yeme bu yarar
Arzun hacca gitmek ise, bunun için mal ve servet lâzımdır, gazilik dilersen, yine bu servet senin işine yarar.
Neñi bolmasa er alıp bergüke, elig kısğa boldı kamuğ edgüke
Verecek malı olmazsa, insan hiç bir iyiliğe el uzatamaz.
Negülük kodur sen bu edgülerig, nelük taplamaz sen bu öt sav erig
Bu iyiliklere niçin yüz çeviriyorsun, bu öğüt ve nasihatleri niçin kabul etmiyorsun.
Tapuğka negü teg ınansa bolur, tapındım teyü bilse müflis kalur
ibâdete nasıl inansan da olur, insan ibâdet etmiş olduğunu kabul ederse, bütün yaptıkları boşa gider.
Bayatığ tapuğ birle bulmaz kulı, idi yinçge yol bu tapuğçı yolı
Kul Tanrıyı ibâdet ile bulmaz, kulun yolu çok ince bir yoldur.
Neçe miñ tapuğçı tapındı yılın, çıkar cân üdinde yitürdi yolın
Kaç bin kul yıllarca ibâdet ile meşgul oldular ve tam can verecekleri sırada dalâlete düştüler.
Neçe miñ tapuğsuz yazukluğ kulı, âhır tın keserde oñardı yolı
Kaç bin âsî günahkâr kullar da, son nefesleri kesilirken, doğru yolu buldular.
Bilir-men bayatım sevinçi kamuğ, tapuğ tâat içre-turur ay uluğ
Biliyorum, Tanrının rizâsı hep ibâdet ve tâat içindedir, ey ulu.
Bilümese emdi bu tâat çını, kayu tâat erki ukumaz munı
insan hakikî ibâdetin ne olduğunu bilemezse, yaptıklarının hangisinin ibâdet olduğunu anlayamaz.
Kalı mundağ erse kamuğ tâatığ, tükel kılğu bulsa bu aymış tatığ
Böyle olduğuna göre, bu bahsi geçen zevkleri bulmak için, bütün bu ibâdetlerin hepsini yapmak lâzımdır.
Baka kör bu sözler kim aydım saña, bu yartlığ erürmü ayu ber maña
iyice dikkat et, sana söylediklerim doğrumudur, değilmidir, açıkça bana söyle.
Kalı mundağ erse kim aydım bu söz, tilin kön sözüm tut ayâ köñli tüz
Eğer sana söylediğim şekilde ise, bunu itiraf et, sözümü tut, ey hâlis kalpli insan.
Havâka bulun bolma köndür köñül, kişike katılğıl yorığıl amul
Nefis ve havanın esiri olma, gönlünü doğrult, insanlara karış ve huzur içinde yaşa,
Yanut berdi odğurmış aydı kadaş, muñadturduñ emdi ağu kıldıñ aş
Odgurmış cevap verdi ve:—Kardeş, beni kederlendirdin, aşımı şimdi bana zehir ettin — dedi —
Tutayın sen aymış sözüg tıñladım, iligke barıp men tapuğ başladım
Farzedelim, senin dediklerini dinledim ve hükümdarın yanına gidip, hizmete başladım.
Tapuğka eñ aşnu törü bilgü öz, yeme kılk kılınçı sözi sözke tüz
Hizmet etmek için ilk önce insan yolu-töreyi bilmelidir, onun tavrı hareketi ile sözü teşrifata uygun olmalıdır.
Kirü hem çıkabilse oldruğ turuğ, tapuğ bilmese er tek emger kuruğ
O girmesini, çıkmasını, durmasını ve oturmasını bilmelidir, insan hizmet etmesini bilmezse, boşuna zahmete girmiş olur.
Negü ter eşitgil tapuğ bilgüçi, sınap bilmişin aydı azrak üçi
Teşrifata vâkıf olan insan ne der, dinle, tecrübesi ile o en az şu üç şey üzerinde durmuştur.
Bu beglerke tapmak tilese özüñ, köñül til köni tut küdezgil sözüg
Sen beylere hizmet etmek istersen, gönül ve dilini doğru tut, sözüne hâkim ol.
Törü hem toku birle ögren tapuğ, tapuğ bildiñ erse yarudı yüzüñ
Töre ve usûle göre hizmet etmesini öğren, hizmet etmesini bilirsen, muvaffak olursun.
Kişide yıramış-turur bu özüm, törü yok toku yok ne kılkım sözüm
Ben insanlardan uzaklaşmış bulunuyorum, töre bilmem, yol bilmem, hizmete yakışacak ne tavır ve hareket, ne de söz söylemek kabiliyeti bende var.
Negü teg kılur-men begiñke tapuğ, yapılmış-turur kör maña bu kapuğ
Ben beyine nasıl hizmet ederim, bu kapı artık benim için kapanmıştır.
Negüke küçer sen meni berk tutup, iligke tapın tep sözümni utup
Niçin beni sıkıştırıyor ve her sözüme itiraz ederek, hükümdarın hizmetine girmeğe zorluyorsun.
Yanut berdi ögdülmiş aydı bu söz, yeme edgü ermez ayâ köñli tüz
Öğdülmiş cevap verdi ve : —Ey hâlis kalpli insan, bu söz de pek yerinde değildir — dedi —
Seniñdin kötürgey ilig bu törü, kerek erse oldur kerek tur örü
Hükümdar seni teşrifat ile mükellef tutmayacaktır, sen istersen otur, istersen ayakta dur.
Yanut berdi odğırmış aydı bu söz, idi yakşı ermez ayâ kılkı tüz
Odgurmış cevap verdi ve : — Ey kâmil insan, bu söz de pek yerinde değildir — dedi —
Negü teg yaraşur saña ya maña, törü bilmese öz yorısa añ a
Töre bilmeden, şaşkın-şaşkın dolaşmak, sana veya bana nasıl yakışır.
Bu el itgü tutğu bodun tüzgüke, bu begler tikildi ajun süzgüke
Bu beyler memleketi tanzim ve idare etmek, halkı düzene sokmak ve dünyayı temizlemek için nasbedilmişlerdir.
Bu el kün itigi bu begler işi, törü hem toku birle itti kişi
İnsanlar halkın idaresini ve beylerin işini muayyen bir töre ve usûle göre yürütürler.
Anın ötrü begler uzattı elig, ukuş utru tuttı yorıttı tilig
Bu beyler bu şekilde memlekete hâkim oldular, âkılâne hareketleri ile emirlerini dinlettiler.
İdi yakşı aymış ajun ilçisi, biliglig ukuşluğ bodun başçısı
Bilgili, akıllı ve halkın başında bulunan dünya hâkimi çok güzel söylemiş.
Ajun tutğuçı er ukuşluğ kerek, bodun basğuçıkakerek ked yürek
Dünyayı tutan insan akıllı olmalıdır, halkın başında bulunan kimse de cesur olmalıdır.
Bu iki bulunsa basa tapğuçı, törülüg tokuluğ kerek bilgüçi
Bu ikisinden sonra, hizmetkârların da töre ve usûle vâkıf olmaları lâzımdır.
Anın ötrü begler bedütür küçin, yağı boynı yençer alır öz öçin
Beyler kudretlerini bunlar ile yükseltirler, düşmanlarının başını ezer ve öçlerini alırlar.
Biz emdi bu öñdi törü ürsemiz, negü teg yaraşur törü buzsamız
Bu kanun ve töreyi kendimizin vaz'etmemiz icap ederken, töreyi bozmamız bize nasıl yakışır.
Yanut berdi ögdülmiş aydı kadaş, idi ters iş ermez yutar kılsa aş
Öğdülmış cevap verdi ve:— Kardeş bu iş o kadar güç değildir — dedi — aş bir kere yapılsın, nasıl olsa yenir ve hazmolunur.
Munu men bilir-men bu öñdi törü, ayayın men emdi sen ögren körü
İşte ben bu kanun ve töreyi biliyorum, şimdi sana söyleyeyim, sen de dikkatle dinleyerek, öğren.
Kişi bilmese ögrenür kör bilir, bilip ötrü yalñuk tilekke tegir
insan bilmezse, öğrenir, bilir, bildikten sonra arzusuna kavuşur.
Muñar meñzetü aydı bilgi açuk, bu söz tutmaz erniñ biligi bıçuk
Bilgisi açık olan, bu mesele hakkında bir söz söylemiştir, bu sözü tutmayan insanın bilgisi yarımdır.
Toğa bilge toğma kişi ögrenür, toğa sözlemez til turu sözlenür
insan doğuştan âlım doğmaz, sonradan öğrenir, dil doğuştan konuşmaz, zamanla konuşmağa başlar.
Kişi ögrenip ötrü bilge bolur, bilig bilse ötrü kamuğ iş unur
insan öğrenerek, âlim olur, bilgi sahibi olduktan sonra, her işi yoluna girer.
Yanut berdi ögdülmiş aydı tükel, köni sözlediñ söz ayâ edgü fâl
Öğdülmiş cevap verdi : — Ey bahtiyar insan, mükemmel ve doğru bir söz söyledin — dedi —
Ukuşka yırak erdi aşnu yoluñ, könilikke urduñ sen emdi uluñ
Önce tuttuğun yol akıldan uzak idi, sen şimdi temelini doğruluk üzerine kurdun.
Men emdi ayayın eşitgil ögün, sen ögren yazılsu saña bu tügün
Şimdi ben anlatayım, düşünerek dinle, öğren ve senin için bu düğüm çözülsün;
Kalı ögrenür erse emdi özüñ, tilin tıldama emdi kesgil sözüg
Eğer şimdi öğrenmek istersen, sen sus ve beni dinle.