Yanut berdi odğurmış aydı bitig, bitiyin kör ança ay bilge tetig
Odgurmuş cevap verdi:— Bir az bekle, mektup yazayım, ey zeki âlim — dedi.
Devât koldı kağad kötürdi kalem, iligke bitig başladı söz ulam
Hokka ve kâğıt istedi, eline kalem aldı ve hükümdara mektup yazmağa başladı.
Bayat atı birle sözüg başladı, törütgen igidgen keçürgen tedi
Tanrı adı ile söze başladı : — Yaratan, besleyen ve göçüren odur — dedi —
Üküş ögdi sansız senâ bu tilin, kılur-men bayatka ayın hem yılın
Bu dilimle Tanrıya aylar ve yıllarca sonsuz hamd ve sayısız sena etmekteyim.
Yağız yer yaşıl kök yarattı kün ay, karañku yarukluk çığay tut ya bay
Kara toprağı, mavi göğü, güneşi ve ayı, karanlığı ve aydınlığı, fakiri veya zengini hep o yarattı.
Törütti kalın bod bu sansız tirig, tirilgü berür kodmaz açın berig
Sonsuz varlıkları ve sayısız canlıları o halketti, o bunların hepsine rızkını verir ve hiç birini aç bırakmaz.
Bir ol bir idi kim törütti iki, sakışka katılmaz anıñ birliki
Kendisi birdir, fakat yarattığı ikidir, onun birliği hesaba girmez.
Bir ol bar seziksiz kalı kançasız, köñülde yırak tutğu okşağ meñiz
O bir ve vardır, şüphesiz, nasılsız ve nicesizdir, onu düşünürken, ona bir benzer ve şerik tasavvur etmemelidir.
Uluğluk añar ol bedüklük añar, uğan erklig ol bir kamuğdın sıñar
Ululuk ona ve büyüklük ona mahsustur, kadir ve hâkimdir ve her hususta tektir.
Yarattı kalın barça sansız kuluğ, tilemişke berdi ağırlık kamuğ
Bütün bu sonsuz ve sayısız kulları o yarattı, dilediğine her türlü izzeti ihsan etti.
Karañku titigsig bu börk ev içi, yaruttı yaşık birle erklig küçi
Bu kubbe evin içi balçıktan yapılmıştır ve karanlıktır, onun hâkim kudreti bunu güneş ile aydınlattı.
Yaşıl kök töritti kötürdi ediz, kün ay birle yulduz bezedi bediz
Mavi göğü yarattı ve yükseklere çıkardı, güneş, ay ve yıldızlar ile üzerini süsledi.
Kodısı yağız yer yaşıl suv bile, örüsi süzük yel öze ot ula
Altı kara toprak ile mavi' sudur, üstü süzülmüş yel ile âteştir.
İsig tumlığığ hem kuruğ ya ölüg, yaraşturdı halkka tegürdi ülüg
Sıcak ile soğuğu, kuru ile yaşı birbirine yaraştırdı ve halka kısmetini verdi.
Törütti tilek teg tilemiş tilek, kerek bolmadı anda arka yölek
Dilediğini istediği gibi yarattı, bu işte onun yardımcıya ihtiyâcı olmadı.
Tilese ağırlar tapuğsuz kuluğ, tilese uçuzlar tusulmaz tapuğ
İsterse, ona kulluk etmeyen bir kulu aziz kılar, isterse, kulluk edeni zelîl eder ve onun kulluğu hiç bir şeye yaramaz.
Tilemiş tileki bolur bol tese, yorıtur kazâsın ne erse kese
Ol ! —derse, dilediği olur, her işte, karar verdiği gibi, hukümünü yürütür.
Üküş miñ selâmım sevüg savçıka, ol edgü kulavuz köni yolçıka
Sevgili resule, o doğru rehber ve iyi kılavuza binlerce selâm.
İligke duâçı bitidim bitig, selâmın esenlik öze ay tetig
Hükümdara duacı sıfatıyle mektup yazdım, ey zeki, sana selâm eder ve sağlık dilerim.
Üküş edgü yarlığ tümen öt erig, maña yarlıkamış kamuğ sözlerig
Bu pek güzel fermanda bana bir çok öğüt ve nasihat lütfetmiştir.
Yeme vade kılmış üküş edgülük, ağırlık açığlar yegü kedgülük
Bir de mevki, ihsan, yiyecek ve giyecek hususunda bir çok lutuflar vadinde bulunmuşlar.
Yorığlı bu yalñuk bu ârzû öze, yorırlar tileyü ajunuğ keze
Bütün insanlar bunu isterler ve bunu elde etmek için, dünyayı gezip dolaşırlar.
Tapuğsuz özüm bulsa edgü açığ, kalı taplamaz-men bu devlet tatığ
Ben hiç uğraşmadan, böyle bir lütuf ve ihsana nail olursam, bu saadeti ve bu hayatı nasıl beğenmeyebilirim.
Velikin bu bir kaç müni bar adın, özüm barsa yası ma kelgey kedin
Fakat bunun bir kaç kusuru da vardır, eğer ben oraya gidersem, bu iyilikleri zararlar takip edecektir.
Olarda biri bu tapuğ bilmez öz, barıp tapnumasa yarumağa yüz
Bunlardan biri — ben şahsan bu hizmetleri bilmiyorum, gidip de hizmet edemezsem, benden hiç kimse memnun kalmaz.
Törü yok toku yok yeme kılk kılınç, törüsüz tapuğçı yaramaz erinç
Bende usûl-erkân, bu işlere lâyık tavır-hareket ve vukuf yoktur, âdâb ve erkânı bilmeyen hizmetkâr hiç bir işe yaramaz.
İkinçi cefâçı bu dünyâğ bilip, cefâ kıldım aşnu cefâ kılğa tep
ikincisi — bu cefâcı dünyanın bana da cefâ edeceğini bildiğim için, ben ondan evvel davranıp, ona cefâ ettim.
Bayatka sığındım özüñ bekledim, bu din birle imân küdezsü idim
Tanrıya sığındım, nefsime hâkim oldum, rabbim bu din ve imanımı korusun.
Boğuzka eginke barım yetgey ök, nerek anda naru maña bolğa yük
Şimdi elimde olan şeyler, yiyecek ve giyecek bana kâfidir, ondan fazlasının ne lüzumu var, o bana ancak yük olur.
Boğuzka yeyim hem eginke kedim, maña kılmaz eksük törütgen idim
Boğazım için yiyeceği ve sırtım için giyeceği yaratan Tanrım bana eksik etmez.
Törütti igidti bu üdke tegi, takı ma igidgey ay dünyâ begi
Beni o yarattı ve bugüne kadar besledi, ey dünya beyi, o beni ileride de besleyecektir.
Saña berdi dünyâ esirkemedi, maña bermegeymü berigli idi
O sana, hiç esirgemeden, dünya nimetlerini verdi, vergili rabbim bana da vermezmi.
Kamuğ edgü isiz çığay baylıkım, bayattın körür-men ay ersig akım
Ey cömerd yığitirri, bütün iyilik ve kötülüğü, fakirlik ve zenginliği Tanrı'dan bilirim.
Bayat kapğı tuttum kılur-men tapuğ, kamuğ halk yumıtğu bu ol çın kapuğ
Ben Tanrı kapısını tuttum, ona kulluk ediyorum, bütün halkın toplanacağı hakikî kapı budur.
Saña ya seniñ kapğıña men barıp, negüni tileyin tiriglik ıdıp
Sana yahut senin kapına gidip, hayatımı vakfetmeme mukabil, ben senden ne bekleyebilirim.
İkigü bayat kullarımız biz ök, bu kulluk içinde kurumız tüz ök
Biz ikimiz de Tanrı kullarıyız, bu kulluk husuûsunda ikimiz de aynı mertebedeyiz,
Bu kul kulka kulluk yarağsız bolur, tapuğçıkatapsa uçuzluk bulur
Kulun kula kulluk etmesi yakışmaz, hizmetkâra hizmet eden kimsenin kıymeti kalmaz.
Kişi himmeti bolsa mundağ kerek, bayat tapğı kılsa urunsa yürek
İnsan himmet sahibi ise, böyle olmalıdır, Tanrıya kulluk etmeli ve bu yolda metaneti elden bırakmamalıdır.
İdi yakşı aymış süzülmiş köñül, eşitgil ay bilge ukuşluğ amul
Âlım, akıllı, durmuş-oturmuş ve temiz kalpli insan çok güzel söylemiş, dinle.
Açığlı toduğlıka kılma tapuğ, negüke kılur sen tapuğka butuğ
Kendisinde acıkma ve doyma vasıfları bulunan bir kimseye kulluk etme, kulluk için neye bir put ararsın.
Tapın bir bayatka tuşı tınmadın, tünün kündüzün bul açığlığ kapuğ
Durup-dinlenmeden bir Tanrıya tapın, gece-gündüz açık olan bu kapıdan şaşma.
Ay ilig bu tört hâcetim kıl revâ, saña tapnayın men elig yüz ova
Ey hükümdar, şu dört hacetimi yerine getir, ben de el ve yüz öperek, sana kulluk edeyim.
Tiriglik kolur-men özüm ölgüsüz, yegitlik tiler-men karı bolğusuz
Ben ölümsüz bir hayat isterim, ihtiyarlığı olmayan bir gençlik dilerim.
Esen tut meni sen tuçı igsizin, bayutğıl çığay kılmağıl neñsizin
Sen beni dâima sıhhat içinde ve sağ tut, zenginleştir ve hiç bir vakit fakir ve malsız bırakma.
Bu tört neñ maña bir saña tapnayın, sevüg cân yuluğlap özüm itneyin
Bu dört şeyi bana te'min et, sana kulluk edeyim, sevgili canımı feda ederek, kendimi emrine hâzır bulundurayım.
Bu neñler maña berse sen ay ilig, özüm kul kılayın bereyin elig
Ey hükümdar, bana bu şeyleri te'min edersen, ben de kendimi kul ederek, sana bağlanırım.
Munı bergüke bir küçüñ yetmese, ne artuklukuñ bar maña ay kese
Eğer bunları te'mine kudretin yetmezse, benden ne üstünlüğün var, bana açık söyle.
Yegü kedgü erse yegüm bar kedim, takı ma kerek bolsa bergey idim
Bu yemek, içmek ise, yiyeceğim ve giyeceğim var, daha da lâzım olursa, bunu da rabbim verecektir.
Ağırlık uçuzluk bayattın-turur, ölüm ya tiriglik hem andın erür
îzzet bulmak veya zelîl olmak Tanrıdandır, ölüm ve hayat da ondandır.
Munı çın biligli ukuşluğ kişi, adınsığ bolurmu ay ilçi başı
Bunu gerçek bilen akıllı insan başka türlü davranırını, ey büyük hükümdar.
Meni bir bayatım küdezmişi teg, küdezümegey sen ayâ aslı beg
Ey asîl bey, beni Tanrımın koruduğu gibi, sen beni koruyamazsın.
Seni men küdezgü kerek men keçe, meni ol küdezür söz aydım aça
Geceleri seni benim korumam lâzımdır, beni koruyan ise, odur, sözümü açıkça söyledim.
Özüñ todmağınça maña tegmez aş, mini todrur öñdün özi yemez aş
Sen doymadan, bana yemek gelmez, Tanrı ise, kendisi yemek yemekten münezzeh .olduğu hâlde, beni doyuruyor.
Ötügçi kereksiz muñadsa özüm, tilim tepremedin eşitür sözüm
Başım darda kalırsa, aracıya lüzum yoktur, dilim daha hareket etmeden, sözümü işitiyor.
Kapuğçı tıdumaz ya yol kılğuçı, tegürmez maña bir küvez kür küçi
Kapıcı veya yol-gösterici bana mâni olamaz, hiç bir kibir ve azamet taslayan bana kafa tutamaz.
Saña yazsa-men sen keçürmege sen, keçürgey idim miñ yazuk kılsa-men
Sana karşı bir kusur işlersem, sen beni affetmeyeceksin, rabbim beni, bin kusur işlesem dahi, affeder.
Negü ter eşitgil yazukluğ kulı, köñül sırrı açtı kör ötnür tili
Dinle, günahkâr kul ne der, bak, gönül sırrını açarak, ne söyler.
Ayâ çın vefâlığ bağırsak idim, seniñde bağırsak adın bulmadım
Ey gerçek vefalı, merhametli rabbim, senden daha merhametli başka birini bulmadım.
Muñadmış özümke berür sen tilek, yavuz arkasızka sen arka yölek
Başım darda kalırsa, istediğimi verirsin, hiç bir desteği olmayanlara sen destek ve yardımcısın.
İgimke şifâ sen sakınçka sevinç, muñumka tayançım irikse avınç
Sen hastalığıma şifâsın, kederime sevinçsin, derdime dermansın, sıkıntılı zamanımda da beni teselli eden sensin.
Küvençim avınçım sevinçim kamuğ, sevinçiñ içinde-turur ay uluğ
Güvencim, avuncum ve sevincim hepsi senin rızan içindedir, ey ulu.
Üküş kıldım emdi saña men yazuk, seniñ rahmetiñde bu yazuk az ok
Ben sana karşı çok günah işledim, senin rahmetin karşısında bu günah çok azdır.
Keçürgil yazukum saña yası yok, kınama meni sen saña asğı yok
Günahımı bağışla, senin için bunun bir zararı olmadığı gibi, beni cezalandırmanın da sana bir faydası yoktur.
Yazukum telim erse rahmet me bar, anı kıl meniñ birle sendin yarar
Günahım çok ise, senin'rahmetin de var, bana karşı rahîm ol, sana bu yakışır.
Eger kınasa sen yarağlığ ma men, keçürse keçür sen yarağlığ ma sen
Eğer cezalandırırsan, ben buna da lâyıkım, bağışlarsan-bağışla, sen de buna lâyıksın.
Bilir sen bilir-men seni bir idim, bilir-men bilir sen seni bir tedim
Bilirsin ki, seni bir rabbim bilirim, bilirim, ki, sana bir dediğimi bilirsin.
Otun-men otunluk bile öz ulır, tüzün sen tüzünlük me sendin kelir
Ben küstahım, küstahlığımdan dolayı azap çekiyorum, sen halimsin, hilm de senden sâdir olur.
Orunçak-turur bu sevüg cân revân, orunçak yana bir kötürmez bu cân
Bu gidecek olan sevgili can emânettir, emânet olan bir şey başkasına emânet olarak bırakılamaz.
Ay ilig bu dünyâ keçimlig-turur, tiriglik küniñe tüker alkınur
Ey hükümdar, bu dünya geçicidir, gün geçtikçe hayat eksilir ve tükenir.
Negüke ınanıp sakıñu uzun, negüke süçinip avıñu özün
Neye güvenerek, uzun emeller besleyeceksin, neye sevinerek, kendini avutacaksın.
Ata bardı iş tuş eçi ya ini, ana bardı oğluñ kızıñ kör kanı
Anneni, babanı kaybettin, eş-dost, büyük veya küçük kardeş ortadan silindi gitti, bir bak, oğlun, kızın nerede.
Ölüglig körür sen ölüg sen tirig, sizik tutma bir kün eşüñey yerig
Ölümlüleri görüyorsun, sen de öleceksin, her diri olan, şüphesiz, bir gün toprak ile örtülecektir.
Usanma ay ilig udıma odun, özüñde kedin edgü atıñ kodun
Gafil olma, ey hükümdar, uyuma, uyan, kendinden sonra iyi ad bırak.
Yava kıldıñ erse keçürmiş künüñ, yava kılma emdi keligli tünüñ
Geçmiş gününü heder ettin ise, bari gelecek geceni heder etme.
Keçer kün içinde kerekiñ alın, köçütçi kelirke itigin kılın
Geçer gün içinden gerek olan şeylerini al, senin hayattan göçürecek olanın her ân gelebileceğini düşün ve ona göre hazırlıklı bulun.
Bu hâlığ körürde meniñ bu közüm, negü teg barağay saña bu özüm
Ben gözüm ile bu hâli görürken, nasıl senin yanına gelebilirim.
Cefâlığ ajundın kötürdüm köñül, vefâlığ idimke sığındım amul
Bu cefalı dünyadan gönlümü çektim, huzur içinde vefalı rabbime sığındım.
Kodu ber ay ilig meni sen maña, duâçı bolayın bu yerde saña
Ey hükümdar, sen beni kendi hâlime bırak, burada ben sana duacı olayım.
Negüke tusulğay saña bu özüm, özüñke özüñ ök tusul tut sözüm
Ben senin neyine faydalı olabilirim, sözümü dinle, sen kendin kendine faydalı ol.
Kişidin tüñüldüm tüñül sen yeme, kişidin asığ yok saña ya maña
Ben insanlardan elimi-eteğimi çektim, sen de vaz geç, sana ve bana insanlardan fayda yoktur.
Men emdi bu kalmış tiriglik ıdıp, bayatım sevinçin tiler-men tapıp
Ben imdi bu geri kalan günlerimi ibâdetle ve Tanrımın rızasını taleple geçirmek istiyorum.
Barı tap kereksiz adın artukum, bu dünyâ tüpi ked öyük ol sukum
Olanım bana yeter, bundan fazlası lüzumsuzdur, ey tamahkâr, bu dünyanın dibi kurutulması imkânsız bir bataklıktır.
Tüpi yel keçer teg tiriglik keçip, odundum men emdi küyer-men açıp
Tipi geçer gibi, hayat geçince, ben artık uyandım ve şimdi ona içim yanıyor.
Egin bütti boğuzum yeme boldı tok, töbün barsu dünyâ adın asğı yok
Sırtım pek, karnım da tok oldu, dünya yere batsın, onun başka ne faydası vardır.
Negü ter eşit boğuzı egni bütün, barım tap tese er bolur beg kutun
Karnı tok, sırtı pek olan ne der, dinle : — Bu bana yeter — diyen insan mes'ûd bir bey olur.
İdi yakşı aymış tapı bolmış er, tapılık içinde kutı tolmış er
Olanı ile yetinen ve bu kanâati ile tam bir saadete kavuşmuş olan insan çok güzel söylemiş.
Boğuzka yeyimçe ajunda yedim tap, eginke kedimçe eginde kedim tap
Dünyada açlığımı giderecek kadar yedim, sırtımı örtecek kadar elbisem de var.
Tiriglik bolurça yegümni bulur-men, kerek bolsa bergey maña bir idim tap
Hayat devam ettikçe, yiyeceğimi bulurum, lâzım olunca, bana bir rabbim yetecek kadar verecektir.
Tusulmak üçün ünder erse ilig, meniñde tusulğu ukuş yok bilig
Hükümdar beni kendisine faydam dokunması için çağırıyorsa, bende istifâde edilecek kadar bilgi ve akıl yoktur.
Kalı el işiñe tusulsu tese, tusulğu yeri yok söz aydım kese
Eğer memleket işinde faydalı olmam isteniliyorsa, ka'î söylüyorum, benim istifâde edilecek bir tarafım yoktur.
Kalı iş küdügdin ter erse maña, miñ er işi kılğay kadaşım saña
Eğer bana iş-güçten bahsedıliyorsa, kardeşim sana bm kişinin işini yapacaktır.
Apañ edgü ter erse ilig meni, özüñ edgü bolsu yarutğay seni
Eğer sen beni iyiliğimden dolayı istiyorsan, kendin iyi ol, bu iyilik seni kâfi derecede sevindirir.
Miñ edgüg adakını tutğınça sen, yakañnı bir ök yolı tutğıl esen
Sen bin iyinin ayağına yapışacağına, bir defacık olsun, sağlamca kendi yakana yapış.
Ajunda çavıkmış ne törlüg eren, iligke yumıtmış-turur miñ tümen
Dünyaya ün salmış bin bir çeşit insan hükümdarın etrafına toplanmıştır.
Negü bolğa mendin iligke asığ, asığsız işig kılsa bolmaz tatığ
Hükümdara benden ne gibi bir fayda gelebilir, faydasız işi yapmakta ise, bir zevk yoktur.
Özüm udri koldum men emdi saña, kodu ber meni sen sarılma maña
Şimdi ben senden özür dili yorum, bana sarılma, beni kendi hâlime bırak.
Takı ma negü söz yorımış alın, kadaşım eşitti ötüñey tilin
Başka ne gibi söz ve çâre konuşulmuş ise, onları da kardeşim duydu ve size arzedecektir.
Tüketti sözin türdi badı bitig, sunup berdi aldı kadaşı tetig
Sözünü tamamladı, mektubu katlayıp, bağladı, uzattı ve zeki kardeşi aldı.
Ayur-men bitidim tilekim sözüm, tilin sözlemiş soz eşittiñ tüzüm
Sonra: — Ben arzumu ve sözümü yazdım, ağızdan söylenen sözleri de kendin duydun — dedi —
Tilin me ötüñil eşitsün ilig, kodu bersü mendin kötürsü elig
Bunları şifahen de arzet, hükümdar işitsin, beni kendi hâlime bıraksın ve benden elini çeksin.
Yalavaç söz eltür yanutı kolur, yanut söz eşittiñ tegür ay unur
Elçi söz iletir ve cevabını ister, cevabını duydun, ey kudretli insan, onu götür.
Negü ter eşitgil uç ordu hanı, tüzü ilke yañzap söz aymış köni
Birer hakikat olan sözleri her tarafa yayılan Uç-Ordu ham ne der, dinle.
Yalavaçka mün yok sözin kıymasa, tutuzmış sözüg çın tükel sözlese
Elçi sözünde hilaf etmez ve kendisine emânet edilen sözü doğru ve tam olarak söylerse, ona zeval yoktur.
Takı munda yegrek ayur türk hanı, kınama yalavaç söz aysa köni
Türk hanı bundan daha güzel söyler : kendisine emânet edilen sözü aynen tekrar eden elçiye gazap etme.
Yalavaçka bolmaz ölüm ya kıyın, eşitmiş sözin çın tegürse tilin
Elçi işittiği sözü aynen ulaştırırsa, ona ölüm veya ceza yoktur.
Yalavaç tedüküm bu ilçi-turur, bu ilçi sözin aysa ölmez kalur
işte elçi dediğim böyle olan elçidir, bu elçi ne söylerse-söylesin, ona zeval yoktur.
Yalavaç tutuzmış sözin sözlese, açığ bir tilin ög söz aydım kese
Elçi kendisine emânet edilen sözü söyleyince, ona ihsanda bulun, onu medhet, işte bu kadar.
Yanut berdi ögdülmiş aydı sözüg, eşittim negü sözledi söz özüñ
Öğdülmiş cevap verdi : — Söylediğin sözlerin hepsini dinledim— dedi.
Bitidiñ bitigke yanutı bitig, maña bir bereyin ay bilge tetig
Mektuba karşı cevap yazdın, şimdi izin ver, onu götüreyim, ey zeki âlim.
Velikin sezikim bu ol ay kadaş, ilig kılmağay kör seni özde taş
Fakat, ey kardeş, benim şüphem şudur: hükümdar seni kendisinden uzak bırakmayacaktır.
Yanamu meni ıdğay erki ilig, okığalı yandru ay kılkı silig
Ey temiz kalpli insan, seni tekrar davet etmek için, hükümdar, hiç şüphesiz, beni yine gönderecektir.
Yana yandru terkin meni ıdğa ol, eger barmasa sen köñül kodğa ol
Çok geçmez, o beni buraya gönderecektir, sen ona gitmedikçe, o ısrar etmekte devam edecektir.
Yanut berdi odğurmış aydı kadaş, bu söz sözlemegil köñül bolğa baş
Odgurmış cevap verdi : — Kardeşim, böyle söyleme, kalbim kırılır — dedi —
Özüm barğu ermez bu yerdin naru, özüñ emgetip kelme yandru berü
Ben buradan kalkıp, oraya gidecek değilim, kendini zahmete sokup, tekrar buraya gelme.
Tilep bolmağu neñ tilese yavuz, yorımağu söz sözlese sen uçuz
istemekle elde edilemeyecek olan şeyi istemek fenadır, te'sir etmeyen bir sözü söylesen, sözün kıymeti kalmaz.
Negü ter eşit emdi bilgi koyuğ, sınap bilgüçi edgü isiz kamuğ
Derin bilgili, bütün iyi ve kötüyü tecrübe ile bilen insan ne der, dinle.
Kolup bermegü neñi kolma küçün, tilep bolmağu neñ tileme küçün
istemekle alınamayacak şeyi zorla isteme, aramakla bulunamayacak şeyi zorla arama.
Yorıp tegmegü yerke barma yadağ, kalı bardıñ erse öz emger küçün
Yürümekle erişilemeyecek yere yaya gitme, eğer gidersen, kendi kendine eziyet vermiş olursun.
Yana aydı odğurmış emdi yorı, yana evre kelme ay ersig urı
Odgurmış bir de ilâve etti : — Şimdi yürü, bir daha buraya gelme, ey merd yiğit.
Örü turdı ögdülmiş aydı sözüm, kesildi seniñdin barayın özüm
Öğdülmiş ayağa kalktı: — Sana söyleyecek sözüm kalmadı, artık ben gideyim — dedi.
Kadaşı uzattı kör ögdülmişig, tutuzdı takı söz ömiş bilmişig
Kardeşi Öğdülmiş'i uğurladı, şifahen beyan ettiği fikirlerini de ona emanet etti
Atın mindi ögdülmiş evre yanıp, eviñe kelip tüşti yattı tınıp
Öğdülmiş atına bindi, geri dönerek, evine gelip, indi, yatıp, biraz dinlendi.
Yaşık yerke yandı yüzin kizledi, kalık meñzi kiş teg bolup örledi
Güneş yere indi, yüzünü gizledi, gök yüzü parlak bir samur kürke büründü.
Ajun türtti yüzke kömür teg boduğ, körür köz yumuldı udıdı oduğ
Dünya yüzüne kömür renginde bir boya sürdü, görür gözler kapandı, uyanık olanlar uyudu.
Töşek koldı yattı kör ögdülmiş e, udıp bardı ança kötürdi baş a
Öğdülmiş döşek istedi, yattı, bir az uykuya daldı, tekrar başını kaldırdı.
Toğardın butıklandı ot teg yalın, yarudı yañı yüz açar teg kelin
Doğudan ateş gibi alev dallandı ve gelin yüzünü yeni açmış gibi, dünya aydınlandı.
Kopa keldi örlep sata kalkanı, ajun meñzi boldı ürüñ erdini
Mızrak ve kalkanı kalkarak, yükselmeğe başladı, dünya yüzü beyaz cevher gibi oldu.
Çıkıp karşıka bardı evdin turup, iligke köründi özi yol kolup
Öğdülmiş kalkıp, evinden çıktı ve saraya gitti, yol isteyerek, hükümdarın huzuruna çıktı.
Negü az yorıdı ne boldı işiñ, tilekiñ ne boldı kelürmü işiñ
Neler konuştunuz, arzu edilen iş ne oldu, arkadaşın geliyor mu?
Bitig berdi ögdülmiş aşnu turup, ilig aldı açtı okıdı körüp
Öğdülmiş ilk önce mektubu verdi, hükümdar aldı, açtı ve dikkatle okudu.
Yüzi kızdı oñdı yana külçirip, sakındı bir ança uzun keç irip
Yüzünde gâh sevinç belirdi, gâh keder, sonra tekrar gülümsedi, bir müddet teessürle düşünceye daldı.
Ayur bu kadaşıñ irig sözlemiş, añar torku ıdtım tiken çiknemiş
Kardeşin çok haşin cevap vermiş, ben ona ipek gönderdim, o ise, diken işlemiş — dedi —
Müni yok bu sözke köni sözlemiş, köni söz irig ol irig çoğlamış
Ne ise, zararı yok, doğru söylemiş, doğru söz haşin olur, o da haşin söylemiş.
Negü erdi sözler tilin sözlemiş, maña ayğıl emdi eşitmiş ömiş
Ağızdan söylediği sözleri nedir, işittiklerini ve düşündüklerini şimdi bana söyle.
Ötündi iligke eşitmiş sözin, ne yañlığ yorıtmış sözin tüp tözin
Öğdülmiş dinlemiş olduğu sözleri, nasıl konuştuğunu, olduğu gibi, hükümdara arzetti.
Ayur söz yorıdı neçe törlügün, ol aydı men aydım ukuşun ögün
Aramızda kaç türlü söz geçti, onun akıl ve idrâk dâiresinde söylediği sözlere ben de öylece cevap verdim — dedi —
Meniñ sözçe barça yanut kıldı söz, takı tuttum erse katığ yumdı köz
Benim her sözüme bir söz ile karşılık verdi, yakaladığım zaman, gözünü sımsıkı kapadı.
Negü kıldım erse berü kelmedi, kese sözledi söz köñül bermedi
Ne kadar ısrar ettim, fakat buraya gelmedi, kat'î konuştu, razı olmadı.
Eşitti anıñ sözlerin kör ilig, sözi erdi barça ukuş ög bilig
Hükümdar onun sözlerini dinledi, dediklerinin hepsi anlayış, akıl ve bilgi ile dolu idi.
Takı ârzûladı komıdı köñül, komısa köñül kör kişike muñ ol
Onu tekrar görmek istedi, gönülü heyecanlandı, günül coşarsa, insana derd olur.
Körü barsa yakşı ayur er başı, köñül bulnasa boldı erksiz kişi
Dikkat edersen, yiğitlerin-başı güzel söylemiş : insan gönülünün esiri olursa, kendisine hâkim olamaz.
Beg ol bu köñül kör kamuğ öz kulı, begi kança barsa udu kul yolı
Gönül beydir, bütün vücût onun kuludur, bey nereye giderse, kul onu takip eder.
Komısa köñül kör tilese tilek, tilek bolmağınça bu bulmaz yölek
Gönül heyecanlanır ve bir dilekte bulunursa, dileğini elde etmeden, o sükûnet bulmaz.
Yana aydı ilig ay ögdülmiş e, kadaşıñ tükel ök kişi ermiş e
Hükümdar: — Ey Öğdülmiş —dedi—kardeşin gerçekten kâmil bir insan imiş.
Eşitmegüm erdi anıñ sözlerin, ne kılkı kılınçı ne bilgi barın
Kâşki onun sözlerini duymamış, ne tabiatı ve tavrını, ne de bilgisini, hiç birini bilmemiş olsa idim.
Eşittim köñülke sığurdum anı, katığlan tilekke tegürgil meni
Fakat duydum ve ona gönlümde yer verdim, gayret et, beni bu dileğime kavuştur.
Meniñ öz ilimde tilekim bolup, yarağsız bolur bulmasa men kolup
Benim hâkim olduğum bu memlekette bir dileğim olur da, ben onu ister ve bulamazsam, bu yakışık almaz.
Yanut berdi ögdülmiş aydı ilig, bodunda talu beg ay kılkı silig
Öğdülmiş cevap verdi: — Ey hükümdar, ey halkın seçkin beyi, ey yumuşak huylu insan — dedi —
Yanarda kadaşımka aydım bu söz, yana ıdğay ilig saña kelgey öz
Dönerken kardeşime : — Hükümdar tekrar beni sana gönderecek ve ben de geleceğim.
Kodı bermegey âhır eltgey seni, bu kün bar tedim men ağırlap anı
Nasılsa seni bırakmayacak ve sonunda kendi yanına alacaktır, ona hürmet göster, şimdiden gel— dedim.
Tüñüldürdi aydı yana kelme tep, özüm barğu ermez küçün kolma tep
Ümidimi kırdı ve : — Bir daha gelme, ben gidecek değilim, ısrar etme, beni zorlama — dedi.
İlig aydı uktum eşittim sözüg, bu söz işke kirmez yobatma özüñ
Hükümdar : — Anladım, söylediklerini duydum — dedi — fakat bu sözlerin faydası yoktur, kendini avutma.
Negü beg bolur ol tilekin tilep, anı bulmasa ol tuçı ârzûlap
Bu kadar arzu ettiği hâlde, dileğini elde edemeyen bey nasıl bir bey olur.
Ne erklig bolur ol bodunka uluğ, yorıtmasa ilde bu yarlığ kamuğ
Kendi memleketinde fermanını yürütemeyen kimse, nasıl halkın büyüğü ve hâkimi olur.
Bedüklük nişânı bu ol belgülüg, tilemiş tilektin bu bulsa ülüg
Hakikî büyüklüğün nişanı, şüphesiz, arzuladığı şeyi elde etmektir.
Köñül ârzû kolsa negü erseni, emi ol tilekke tegürse anı
Gönül herhangi bir şeyi arzu ederse, bunun tek çâresi onu dileğine kavuşturmaktır.
Yana ma bu ârzû maña boldı ig, munı emlemese özüm barğu yeg
Bu arzu benim için artık bir hastalık oldu, bunun burada tedavisine imkân yoksa, benim oraya gitmem gerekir.
Negü ter eşitgil bu beytig okı, anıñ manisi uk ay köriglüm tokı
Bu beyti oku, ne der, dinle, bunun mânasını anla, ey gönlümü doyuran insan.
Kamuğ igke ot ol emi belgülüg, ol ig emlegüçi kamı belgülüg
Her hastalığın bir ilâcı ve çâresi vardır, bu hastalığı tedavi eden kam da bulunur.
Köñül ârzû birle kalı iglese, tilek bulsa oñlur kemi belgülüg
Eğer gönül bir şeyi arzular ve bu arzu onda hastalık derecesine varırsa, o ancak dileğini bulmakla şifa bulur.
Yana aydı ögdülmiş ilig kutı, ajunda negü bar aña yok otı
Öğdülmiş cevap verdi: — Ey devletli hükümdar, dünyada çâresi olmayan ne var — dedi —
İlig inç esenin tirilsün uzun, saña men bolayın yuluğ bu özün
Hükümdar sağlık ve sıhhat içinde çok yaşasın, ben senin uğruna feda olayım.
Bu söz men ötündüm iligke tilin, asığ yok bu kün öz ökünse yılın
Hükümdara arzettiğim bu sözlerden dolayı yıllarca peşimanlık duyacağım, fakat bunun bugün bir faydası yoktur.
Negü ter eşitgil ukuşluğ saña, sözüg saknu sözle ay ersig toña
Dinle, akıllı insan sana ne der : - Sözü düşünerek söyle, ey merd yiğit.
Tilin sözlemese söz asğı telim, ökündürdi sözlep meni bu tilim
Sözü söylememenin faydası çoktur, bu dilim beni söylemekle peşiman etti.
Sözüg sözlemese saña kul bolur, kalı sözlese sen seni kul kılur
Sözü söylemezsen, o söz sana kul olur, eğer söylersen, o seni kendisine kul eder.
Sözüg saknu sözle sen evme serin, eve sözlemiş söz ökünçi yarın
Sözü düşünerek söyle, acele etme, sabırlı ol, acele söylenen sözden yarın peşimanlık gelir.
Sezinmedim erdi kör odğurmışığ, okıp kelmegüsin er erdi bışığ
Odgurmış'in davet edilince, geleceğinden hiç şüphe etmemiştim, o olgun bir insan idi.
İlig bir tilese özüm miñ tiler, tusulğay maña tegme künde onar
Hükümdar bir isterse, ben bin isterim, o bana her gün on misli faydalı olacak idi.
Tilekim bu ok men bile bolsa-men, elig bir kılıp ked tapuğ kılsa-men
Benim arzum onun ile birlikte çalışmak ve el-birliği ile daha iyi hizmet etmek idi.
Neçe tuttum erse anı men katığ, ol ança tirendi iletti tatığ
Ben ona ne kadar şiddetle ısrar ettimse, o da o kadar direndi ve tadını kaçırdı.
Yana barğu erse barayın özüm, negü ayğu erse ayayın sözüm
Tekrar gitmem icap ederse, ben giderim, ne söylemek lazımsa, ona söylerim.
İlig me yana bir bitig bersüni, okısun bitig ol maña bütsüni
Hükümdar tekrar bir mektup yazıp versin ki, o mektubu okusun ve bana itimat etsin.
İlig aydı ıdtım bitig bir yolı, bitigke yanut kıldı taş teg tolı
Hükümdar dedi : — Bir defa mektup gönderdim, bu mektuba taş ve dolu gibi cevap verdi —
Yana ok negü teg bitiyin bitig, bitig ornıña sen bitig sen tetig
Ona tekrar nasıl mektup yazayım, ey zeki, mektup yerine işte sen gidiyorsun.
Yanut berdi ögdülmiş ilig kutı, neçe andağ erse bitig me biti
Öğdülmiş cevap verdi : — Ey devletli hükümdar, bu her ne kadar böyle ise de, bir de mektup yaz.
Yalavaç neçe çın ked erse amul, bitig bolmasa sözke bütmez köñül
Elçi ne kadar dürüst, mahir ve temkinli olursa-olsun, mektup olmazsa, kalbinde şüphe kalır.
Tanığlı kişike tanuk ol bitig, tanuk bolsa hile yorımaz itig
İnanmayan kimse için, mektup bir delildir, delîl bulunursa, hîle ve düzene yer kalmaz.