Türk Bitig: Saadetin Devamsızlığını Ve İkbâlin Dönekliğini Söyler



Saadetin Devamsızlığını Ve İkbâlin Dönekliğini Söyler

  1. Kut Kıvılkın Devlet İrsellikin Ayur
    Saadetin Devamsızlığını Ve İkbâlin Dönekliğini Söyler
  2. Tükel buldı ay toldı ârzû tilek, kıvı kut karıp yıktı arka yölek
    Ay-Toldı arzu ve dileğini tam elde ettiği zamanda, süreksiz saadet ihtiyarladı, ona arka ve destek olan şeyleri birer-birer yıktı.
  3. Yeme yakşı aymış biliglig bügü, tükel bolsa nimet bulumaz yegü
    Bilgili hakîm de buna uygun bir söz söylemiştir : —Nimet tam olunca, insan yiyecek bir şey bulamaz.
  4. Takı munda yegrek bilig sözlemiş, tükel bolsa nimet tüker yaş temiş
    Yine bu hususta bilgilinin daha iyi bir sözü vardır : — Nimet tam olursa, insanın ömrü tükenir — der.
  5. İdi yakşı aymış biliglig sözi, bu bilge sözi ol biligsiz közi
    Bilgili çok iyi bir söz söylemiş, âlimin sözü, bilgisiz için, göz olur.
  6. Enigli ağar ol ağığlı ener, yaruğlı tunar ol yorığlı tınar
    inen yükselir, yükselen iner, parlayan söner ve yürüyen durur.
  7. Ne kim işler erse tükelin küder, tükegli tükese enişke yanar
    Her şey kendi kemâlini bekler, tam kemâle erişince, tekrar zevale başlar.
  8. Bu ay toldı buldı tilekin tükel, tüketti tiriglig turu kaldı mâl
    Bu Ay-Toldı her isteğine kavuştu, ömrünü tamamladı, malı-mülkü kaldı.
  9. Yana irlü kirdi bu tolmış ayı, kadır kışka yandı yarumış yayı
    Dolun ayı tekrar küçülmeğe başladı, parlak yazı sert kışa döndü.
  10. Yaraşık tadular karıştı için, küçendi biri tuttı bastı üçin
    Ahenk içinde bulunan unsurlar arasında fesat.baş gösterdi, biri tahakküm etti, diğerlerini bastırdı.
  11. Tadu tegşürüldi aşı boldı yeg, ağır boldı köñli katığ tuttı ig
    Unsurların durumu değişti, yiyeceği çiğ geldi, gönülünü bir sıkıntı kapladı ve ağır bir hastalığa tutuldu.
  12. Tadu artadı kör küçi eksüdi, kağıl teg köni bod egildi kodı
    Unsurlar bozuldu, kuvveti azaldı, dik vücûdu, yaş söğüt dalı gibi, büküldü.
  13. Tutup çaldı yerke ağır ig kelip, töşekke kirip yattı muñluğ ulıp
    Ağır hastalık geldi, onu tutup, yere vurdu, acılar içinde inleyerek, yatağa düştü.
  14. Otaçı tirildi tamur kördiler, ol ig kem ne ermiş ayu berdiler
    Etrafına tabipler toplandı, nabzına baktılar, bu hastalık ve rahatsızlığın ne olduğu hakkında fikirlerini söylediler.
  15. Kayu aydı kan tutmış emdi munı, aça bergü ekhel akıtğu kanı
    Biri:—Şimdi bunu kan tutmuş, damarını açmak ve kan akıtmak lâzımdır — dedi.
  16. Kayu aydı ötrüm içürgü kerek, özi katmış emdi boşutğu kerek
    Biri:— Müshil içirmeli, kabız olmuş, şimdi onu boşaltmak gerek — dedi.
  17. Kayusı soğık itti kattı cülâb, kayu kıldı berdi kereklig şerâb
    Biri şerbet hazırladı ve gül-suyu kattı, biri lüzumlu gördüğü bir içki yapıp verdi.
  18. Ot em kalmadı kör neçe kıldılar, yaraşık ne erse anı berdiler
    Yapmadıkları tedavi, vermedikleri ilâç kalmadı, faydalı gördükleri her şeyi verdiler.
  19. Asığ kılmadı künde arttı igi, koradı küçi künde yetti ögi
    Fakat hiç bir fayda etmedi, hastalığı günden-güne arttı, kuvveti günden-güne azaldı ve gittikçe şuurunu kaybetti.
  20. Negü ter eşitgil sakınuk kişi, sakınuk kişi ol kişiler başı
    Takva sahibi insan ne der, dinle, takva sahibi olanlar, dâima ileri gelen insanlardır.
  21. Kerek kat şelişe kerek tiryâk et, kerek matrıdus kat ya çurnı ögit
    ister selise kat, ister tiryak yap, ister matrıdus karıştır, ister müshil ver.
  22. Kerek tut otaçı kerek erse kam, ölüglike hergiz asığ kılmaz em
    İster tabip getir, ister kam, ölmekte olana hiç bir ilâç fayda vermez.
  23. Osal bolmağıl ay tirig boldaçı, tirig bolduñ erse özüñ öldeçi
    Ey hayatta olan, gafil olma, bugün dirisin, fakat bir gün muhakkak öleceksin.
  24. Bu ay toldı hâlin eşitti ilig, ölüm tutğakı ig tegürmiş elig
    Hükümdar Ay-Toldı'nın hâlini işitti, ölümün öncüsü olan hastalık onu eline geçirmişti.
  25. İlig aytu keldi bu ay toldını, kelip kördi ilig yatur hâlini
    Hâlini sormak için, hükümdar Ay-Toldı'ya geldi, onun yataktaki hâlini gördü.

    İlig suali Aytoldıka
    HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA SUÂLİ
  26. Ayıttı ilig emdi köñlüñ neteg, negü ol igiñ emdi udkuñ neteg
    Hükümdar sordu : — Nasılsın, bu hastalığın nedir, uykun nasıl ?

    Aytoldı cevabı İligke
    AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI
  27. Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, meni tuttı ol ig añar yok otı
    Ay-Toldı : — Ey devletli hükümdar — dedi — beni devası olmayan bir hastalık yakaladı.
  28. Tolu erdi ayım irildi tolu, talu erdi kılkım barır bu talu
    Ayım dolun ay idi, küçüldü, güzel bir şekil ve şemâyilim vardı, o güzellik şimdi elden gidiyor.
  29. Sevinçin tuğar erdi toğmış künüm, künüm batğalır teg yarumaz tünüm
    Güneşim sevinç içinde doğardı, şimdi batmak üzeredir, gecem artık aydınlanmayacak.
  30. Küvençlik tiriglik kötürdi özin, yayığ dünyâ mendin evürdi yüzin
    Güvendiğim hayat ortadan kayboldu, kararsız dünya benden yüzünü çevirdi.
  31. Sevinç ârzû nimet turu kalğalır, sakınç kadğu mihnet maña kelgelir
    Sevinç, arzu ve nimetleri geride bırakıp, endişe, kaygı ve mihnetlere doğru gitmek üzereyim.
  32. Munu adrılur-men seniñdin bu kün, ulıyu barır-men ökünçün muñun
    işte bugün senden ayrılıyorum, peşimanlıkla ve ıstırapla inleyerek, gidiyorum.
  33. Negü ter eşitgil bügü el begi, bodun başlağuçı kişide yegi
    Halkın başında bulunan ve insanların iyisi olan, hakîm il beyi ne der, dinle.
  34. Ne edgü neñ erdi bu devlet kelip, yana barmaz erse tilekçe yelip
    Gelen devlet insanların istedikleri gibi hareket etse ve tekrar geçip gitmese idi, ne iyi olurdu.
  35. Ne yakşı neñ erdi bu beglik işi, ölüm tutmaz erse yorısa kişi
    Ölüm olmasa ve insan baki kalsa idi, beylik ne güzel bir şey olurdu.
  36. Ne körklüg kün erdi yegitlik küni, karılık yok erse yorısa köni
    insan ihtiyarlamayıp dâima aynı kalsa idi, bu gençlik günleri ne hoş olurdu.

    İlig cevabı Aytoldıka
    HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI
  37. İlig aydı ay toldı kodğıl bu söz, bu söz sözlemegil ayâ köñli tüz
    Hükümdar : — Ay-Toldı, bu sözleri bırak — dedi— ey temiz kalpli, böyle sözler söyleme.
  38. Kişi barça igler kör edgü bolur, saña yalñuz ermez bu ig ay unur
    Her kes hastalanır, bakarsın, tekrar iyileşir, ey kudretli insan, bu hastalık yalnız senin için değildir.
  39. Nelük tilde körksüz yorır bu sözüg, nelük köñlüñi artatur sen özüñ
    Niçin böyle nahoş şeyler söylüyorsun, niçin böyle maneviyâtını bozuyorsun.
  40. Saña emdi avnıp yorır erdi öz, maña titgü teg sen adın boldı söz
    Ben hayatımda seninle teselli buluyordum, şimdi sözün değişti, bu sözlerin bana üzüntü veriyor.
  41. Bayat edgü kılğay bu söz sözleme, tügün urma otun meniñ köñlüme
    inşallah Tanrı seni iyi edecektir, böyle sözler ile yüreğimi dağlama.

    Aytoldı cevabı İligke
    AY-TOLDI'NIN HÜKÜMDARA CEVABI
  42. Bu ay toldı aydı ay ilig kutı, bu igke emi yok tileme otı
    Ay-Toldı dedi:—Ey devletli hükümdar, bu hastalığa deva yoktur, ilâcını arama.
  43. Kayu kim tuğar erse ölgü kerek, kayu neñ ağar erse ilgü kerek
    Doğan her kes ölmeğe, yükselen her şey düşmeğe mahkûmdur.
  44. Ağışka eniş ol edizke batığ, sevinçke sakınç ol açığka tatığ
    Her yokuşun bir inişi, her tepenin bir çukuru, her sevincin bir kederi ve her acıya karşı bir lezzet vardır.
  45. Yana ma saña aydım uş bu sözüm, kılınçım yayığ tep ne irsel özüm
    Benim dönek huylu ve kararsız olduğumu ben sana vaktiyle söylemiştim.
  46. Meniñ kılkımı aydım erdi saña, köñül bamağu erdiñ emdi maña
    Bununla da sana kendi mâhiyetimi anlatmıştım, bana gönül bağlamamalı idin.
  47. Barır-men muñar sen sizik tutmağıl, toğuğlı kim ölmez tese bütmegil
    Ben gidiyorum, sen bundan hiç şüphe etme, doğan bir kimsenin ölmeyeceğini söylerlerse, inanma.
  48. İnançsız teme emdi sökme meni, ınanç kılmağa dünyâ kodğa seni
    Sana güvenilmez —diye, şimdi bana söğme, dünyaya da güvenme, o da seni bırakacaktır.
  49. Cefâ kıldı tep sen ilenme maña, meniñde cefâçı bu dünyâ saña
    Cefa etti— diye, sen beni ayıplama, sana benden daha çok cefa eden bu dünyadır.
  50. Usanma ölür sen meniñde basa, ınanma bu dünyâka bütme usba
    Gafil olma, benden sonra sen de öleceksin, bu dünyaya inanma, elinden gelirse, ona güvenme.
  51. Ağırladıñ erdi tapuğsuz meni, tapuğ yetrümedim ay ilig kanbı
    Ey sultanım, sana daha hizmet etmeden, sen beni ağırlamıştın, fakat ben bu hizmeti nerede yerine getirebildım.
  52. Tilek ârzûn ermez meniñ ölmekim, bu kün bolmış ermez kelip barmakım
    Benim ölümüm kendi isteğim ile değildir, gelip-gıtme bugün olan bir şey değildir.
  53. Üzelü barır-men öz erksiz bolup, kutulğu yerim yok tiriglik bulup
    Ben, elimde olmayarak ve istemeyerek, gidiyorum, çünkü ölümden kaçıp-sığınacak bir yerim yoktur.
  54. Yok erdim törütti igidti meni, kiçig oğlan erdim bedütti meni
    Yok idim, Tanrı beni yarattı ve yetiştirdi, küçük çocuk idim, o beni büyüttü.
  55. Yalıñ yüzlüg erdim bütürdi sakal, kara kuzğun erdim kuğu kıldı çal
    Tüysüz idim, sakal bitirdi, kuzgun gibi kara idim, kuğu gibi beyaz yaptı.
  56. Bodum erdi ok teg egildi bodum, tiriglik tükedi yetildi üdüm
    Boyum ok gibi idi, büküldü, ömür tükendi, vaktim geldi.
  57. Yine yakşı aymış bügü bilgi keñ, eşitgil munı sen ayâ kızğu eñ
    Bilgisi geniş hakîm yine iyi söylemiş, ey mes'ûd insan, sen bunu dinle.
  58. Kayu başka kirse kuğu kırtışı, kuğu teg ürüñ kılğu köñlin kişi
    Artık başında kuğu rengi beliren insan gayret etmelidir ki, gönülü de kuğu gibi ak olsun.
  59. Kimiñ egri bolsa köni tal bodı, köni kılğu köñlin yetildi üdi
    Kimin düz fidan gibi boyu bükülürse, artık onun gönülünü doğrultma vakti gelmiştir.
  60. Ürüñ boldı erse kara saç sakal, anunğu busuğçı ölümke tükel
    Kara saç ve sakal ağarınca pusuda yatan ölüme iyice hazırlanmak lâzımdır.
  61. Muñar meñzetü aydı şâir bu söz, eşitgil munı sen ayâ edgü öz
    Şâir buna benzer bir söz söylemiştir, ey iyi insan, sen bunu dinle.
  62. Kara saç ürüñi ölümdin yumuş, kılur ol tirigke tiriglik küsüş
    Kara saçın ağarması ölümün işaretidir, o yaşayana hayatın kıymetini arttırır.
  63. Tü nimet yediñ me tiriglik yediñ, ölüm yer seni sen usanma üküş
    Çok nimete nail oldun ve hayatı tattın, unutma ki, yakında seni de ölüm yiyecektir.

    İlig cevabı Aytoldıka
    HÜKÜMDARIN AY-TOLDI'YA CEVABI
  64. İlig aydı ay toldı ivme serin, ig ol bu yazuklarka yulğı yarın
    Hükümdar dedi:—Ey Ay-Toldı, acele etme, sabırlı ol, hastalık yarın günahların kefareti olacaktır.
  65. Ölür erdi erse kamuğ iglegen, kişi kalmağay erdi rûzi yegen
    Bütün hasta olanlar ökelerdi, dünyada rızık yiyecek insan kalmazdı.
  66. Bayat edgü kılğay bu igdin seni, köñülüñ çökürme sen inç yat köni
    Tanrı bu hastalıktan seni kurtaracaktır, gönlünü çökertme, müsterih ol.
  67. Duâ kıldı ilig kör açtı tilig, şifâ koldı rabdın kötürdi elig
    Hükümdar duâ etti, elini kaldırarak, Tanrıdan şifâ diledi.
  68. Turup çıktı andın sakınçın tügük, kelip karşıka kirdi köñli tüşük
    Hükümdar kaygı ve üzüntü ile kalkıp, oradan çıktı, üzgün-üzgün dönüp, saraya girdi.
  69. Çığayka üledi üküş neñ tavar, asığ kılğamu tep sakındı añar
    Belki ona faydası olur — diye düşündü ve fakirlere sadaka olarak, çok eşya ve mal dağıttı.
  70. Asığ kıldı erse ölümke kümüş, kümüş kılğay erdi er özke yuluş
    Ölüme karşı gümüş fayda etse idi, insan gümüşü kendisine fidye yapardı.
  71. Ölümke yuluş kıldı erse kişi, yulup ölmegey erdi elçi başı
    insan ölüme karşı fidye verebilse idi, hükümdarlar fidye verir ve ölümden kurtulurlardı.
  72. Bu ay toldınıñ kör igi ağrudı, umınçsız bolup cândın elgin yudı
    Ay-Toldı'nın hastalığı ağırlaştı ve ümidini keserek, canından elini yudu.
  73. Ökündi ayur ay tiriglik isiz, yavalıkka ıdtım isiz körk bediz
    Peşiman oldu ve:— Ey hayat, ey güzellik, ne yazık ki, sizi boşuna harcadım — dedi —
  74. Tiriglik keçürdüm osallık bile, yegitlikni ıdtım yavalık bile
    ömrümü gafletle geçirdim, gençliğimi boşu-boşuna sarfettım.
  75. Küremiş kürek erdi uş bu özüm, ecel tuttı eltür ne asğı sözüm
    Ben hayata kaçmış bir kaçak idim, şimdi ecel beni yakaladı ve geri gönderiyor, sözün ne faydası var.
  76. Ajun mâlı terdi özüm suklukun, kalır neñ barır-men bu kün yoklukun
    Aç gözlüllük ile dünya malını topladım, mal kalıyor, ben ise, bugün her şeyi bırakıp, yokluk içinde gidiyorum.
  77. Elig til uzun kıldım erdi üküş, ölüm keldi tuttı tınım kıstı uş
    Çok defa başkalarına elimi ve dilimi uzattım, işte ölüm geldi, yakaladı ve nefesimi kesti.
  78. Bu yañlığ ökündi üküş yığladı, ökünçi ölümke asığ kılmadı
    Böylece çok nedamet getirdi ve çok ağladı, fakat peşımanlığı ölüm karşısında fayda etmedi.
  79. Ne muñluğ-turur bu apa oğlanı, tilek teg bulumaz tiriglik küni
    Bu insan oğlu ne kadar âcizdir, ömrünü dilediği gibi geçiremez.
  80. Tilek bulsa bolmaz tiriglik yegü, tirig bolsa bulmaz tilek ay bügü
    însan dileğine kavuşsa, yaşamasını bilmez, yaşasa da, dileğine kavuşamaz, ey hakîm.
  81. Az edgüke tegse unıtur özin, yaşıl kökte üstün yorıtur sözin
    Bir ara rahata kavuşsa, kendisini unutur, emrinin mâvî göklerin üstünde hüküm sürdüğünü zanneder.
  82. Ağırlıkka tegse küvez kür bolur, ölüm tutsa odlur ökünçün ölür
    Bir az itibar kazanırsa, mağrur ve kabadayı olur, ölüm yakaladığı zaman da, süklüm-püklüm onun arkasından gider ve peşimanlık içinde ölür.
  83. Yese todsa kılkı bolur buğrağu, kalı karnı açsa bilip yer ağu
    Yiyip, karnı doydumu, deve aygırı kesilir, eğer karnı acıkırsa, bile-bile zehir yer.
  84. Sakınçka sızar kör erejke irer, severin bulur bulsa terkin yirer
    Kederden zayıflar, rahattan usanır, sevdiğini bulur, bulunca, çabuk yerer.
  85. Ökündi bu ay toldı tındı uluğ, ayur-men yitürdüm könilik yoluğ
    Bu Ay-Toldı da peşiman oldu, uzun müddet sustu, sonra şöyle dedi: — Ben doğru yolu kaybetmişim.
  86. Nelük tirdim erdi bu altun kümüş, nelük kılmadım men çığayka ülüş
    Niçin bu altın-gümüşü topladım, niçin bunları yoksullara dağıtmadım.
  87. Nelük kodtum erki bu edgü işig, nelük söktüm erki yazuksuz kişig
    Ah, sanki niçin bu iyi işi bıraktım, sanki niçin bu günahsız insanlara kötü sözler söyledim.
  88. Burun ıdğum erdi kamuğ edgülüg, asığ kılğay erdi yarın belgülüg
    Bütün iyiliklerimi önceden göndermeli idim, bunlar bana yarın muhakkak faydalı olurdu.
  89. Negü asğı bar bu ökünçüm bu kün, ölüm tuttı kesti bu söz birle ün
    Bugün bu peşimanlığımın ne faydası var, ölüm yakaladı, sözümü ve sesimi kesti.
  90. Negü ter eşitgil yiti közlüg er, kişike bağırsak köni sözlüg er
    Bak, keskin gözlü, doğru sözlü ve merhametli insan ne der.
  91. Tüzü tın tokırka ölüm bir kapuğ, kirür bu kapuğka yorığlı kamuğ
    Bütün canlılar için ölüm bir kapıdır, yürüyenlerin hepsi bu kapıdan geçer.
  92. Negü ol tiriglik negü ol ölüm, kayudın kelir-men kayuka yolum
    Hayat nedir, ölüm nedir, nereden geliyorum, nereye gidiyorum?
  93. Nelük toğdum erki yana ölgeli, nelük küldüm erki sığıt körgeli
    Ölecek olduktan sonra, sanki niye doğdum, ağlayacak olduktan sonra, sanki niye güldüm.
  94. Ajunda ölümdin katığrak kayu, toğuğlı kişi öldi mundağ ayu
    Dünyada ölümden daha güç ne var ! — Her doğan insan böyle diyerek ölür.
  95. Muñar meñzetü aydı şâir sözi, munıñ manisi uksa açlur közi
    Şâir buna benzer bir söz söylemiştir, bunun mânasını anlayan kimsenin gözü açılır.
  96. Negü bar ajunda ölümdin katığ, ölümüg sakınsa kiter miñ tatığ
    Dünyada ölümden daha ağır ne var, ölümü düşünürsen, bütün zevkler kaybolur, gider.
  97. Ölüm bir teñiz ol uçı yok tüpi, baka körse yetrü tüpi yok batığ
    ölüm uçsuz-bucaksız bir denizdir, iyice dikkat edersen, dipsiz bir çukurdur.
  98. Ölümni biligli usansa özün, ölüm tutsa asğı bulunmaz sözün
    Ölümü bilen onu bilmezlikten gelirse, ölüm yakalayınca, bunu söylemekten bir fayda çıkmaz.
  99. Erejlerke avnıp osal bolğuçı, ölüm tutsa odlur yetilmez küçi
    Dünya zevkleri ile oyalanarak, gaflet edenler, ölüm yakalayınca, uyanırlar, fakat artık ellerinden bir şey gelmez.
  100. Üküş neñke todmaz közi suk kişi, ecel tutsa öknür itümez işi
    Çok mal aç gözlüyü doyurmaz, ecel gelince, peşiman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz.
  101. Yayığ kutka avnıp küvenür kür er, yağız yer katında yürekin yerer
    Mağrur insan dönek devletle avunarak, ona güvenir, fakat kara toprak altında peşimanlıkla yüreğini parçalar.
  102. Sevinçlerke avnıp üküş külgüçi, sığıtka anuñu ayâ ölgüçi
    Ey fâni insan, dâima sevinç içinde avunup-gülen kimseler ağlamalara hazır olmalıdırlar.
  103. Negü ter eşitgil ukuşluğ bilir, bu söz işke tutsa kör asğı alır
    Akıllı ve bilgili insan ne der, dinle, buna göre hareket edenler bundan istifâde ederler.
  104. Yarınlık orun edgü kolsa özün, isiz kılmasunı bu iki ajun
    Kim âhiretini mâmur etmek isterse, her iki dünyayı harap etmesin.
  105. İsiz kılmağıl sen ay kılkı tüzün, bu kün edgü kılğıl kılınçın sözün
    Ey yumuşak huylu insan, kötülük etme, hem hareketin, hem de sözün ile bugün iyilik et.
  106. Bu ay toldı öknüp üküş yığladı, ökünçi bu yerde asığ kılmadı
    Ay-Toldı peşiman olup, çok ağladı, fakat bu hâlinde peşimanlığı fayda etmedi.
  107. Çığayka üledi kör altun kümüş, kadaşlarka kıldı kumaru üküş
    Fakirlere altın-gümüş dağıttı, akrabalarına çok öğüt ve nasihatlerde bulundu.
  108. Közin kökke tikti ayur ay idim, seniñde adın men idi bilmedim
    Gözünü göğe dikti ve : — Ey rabbim, ben senden başka bir tanrı tanımadım — dedi —
  109. Törüttüñ igidtiñ bedüttüñ meni, seniñ fazlıñ erdi bilir-men munı
    Yarattın, yetiştirdin ve beni büyüttün, biliyorum ki, bu senin fazıl ve keremin ile oldu.
  110. Saña tapnur erdi meniñ bu özüm, munukı ecel tuttı kesti sözüm
    Ben sana bütün bu varlığım ile tapınıyordum, işte ecel geldi, sözümü kesti.
  111. Kutulğu yerim yok yetürdüm bilig, seniñ rahmetiñ tutsu emdi elig
    Sığınacak yerim yok, artık bir şey bilmiyorum, senin rahmetin benim yardımcım olsun.
  112. Otunluk bile kıldım isiz üküş, tüzünlük bile sen keçür ay küsüş
    Küstahlıkla bir çok kötülükler yaptım, ey aziz olan rabbim, sen beni rahmet ve şefkatin ile af ve mağfiret et.
  113. Yavalıkta keçti tiriglik isiz, süre ıdtım üd kün bu beglik isiz
    Hayatım, yazık ki, beyhude geçti, vaktimi ve beylik zamanımı, yazık ki, boşuna harcadım.
  114. Sözin kesti ança sakındı turup, akıttı közün yaş kör oğlın körüp
    Sözünü kesti ve bir müddet durup, düşündü, fakat oğlunu görünce, tekrar gözünü yaş bürüdü.