Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-91 | |
Didârını taleb kılsang ey zâkirler | Cemalini talep eyleseniz ey zakirler, |
Cândın keçip halka içre körüng didâr | Candan geçip halka içinde görün cemâl |
Şevking birle Allah aytıp râstğa kaytıp | Şevkin ile Allah deyip, doğruya dönüp |
Tün uykusun harâm eylep bolğıl bidâr | Gece uykusunu haram eyleyip olun uykusuz |
| |
Bidârlarğa Hak rahmeti bolur yavuk | Uykusuzlara Hakk rahmeti olur yakın |
Bidârlarnı köngli sınuk közi yaşlık | Uykusuzların gönlü kırık, gözü yaşlı |
Men menlikni cezâsını bergey tamuğ | Ben-benliğin cezasını verecek cehennem |
Tekebbürni duzah içre hâli düşvâr | Kibirlinin cehennem içinde hali perişan |
| |
Sendin burun yârânlarıng kayan ketti | Senden önce dostların nereye gitti; |
Bu dünyağa meyl kılmay yığlab ötti | Bu dünyaya meyletmeyip ağlayıp geçti |
Ömring âhir boldı nevbet senge yetti | Ömrün son buldu, sıra sana yetti; |
Günâhırga tevbe kılğıl ey bed-kirdâr | Günahına tevbe eyle, ey kötülükler işleyen |
| |
Nefsing seni bakıp tursang neler demes | Nefsin senin, bakıp dursan, neler demez; |
Zâri kılsang Allah sarı boyun sunmas | Ağlasan Allah'a doğru boyun bükmez |
Kolğa alsang yaban kuş dek kolğa konmas | Ele alsan, yaban kuşu gibi ele konmaz; |
Kolğa alıp tün uykusın kılğıl bidâr | Ele alıp gece uykusunu, eyle uykusuz |
| |
Nefs yolığa kirgen kişi resvâ bolur | Nefs yoluna giren kişi rezil olur |
Yoldın azıp tayıp tozup gümrâh bolur | Yoldan çıkıp, kayıp, tozup günahkâr olur |
Yatsa kopsa şeytân birle hemrâh bolur | Yatsa, kalksa şeytan ile yoldaş olur |
Nefsni tepkil nefsni tepkil ey bed-kirdâr | Nefsi tep, nefsi tep, ey kötülükler işleyen |
| |
Nefsing seni âhir demde gedâ kılgay | Nefsin seni son anda köle eyler |
Din üyini ğaret kılıp eda kılğay | Din evini yağma eyleyip tamam eyler |
Öler vaktda imânıngdın cüdâ kılğay | Öldüğünde imanından ayrı eyler |
Akil erseng nefs-i beddin bolğıl bizâr | Akıllı isen, kötü nefsten ol şikayetçi |
| |
Firavn-Kârun şeytân sözin mehkem tuttı | Fir'avn, Kârun şeytan sözünü sıkı tuttu; |
Bul sebebdin yer yarıldı anı yuttı | Bu sebepten yer yarıldı onu yuttu; |
Mûsâ kelim nâsih bolup sözler ayttı | Mûsa Kelim öğüt verici olup sözler söyledi |
Kulak tutmay ol ikkisi öldü murdâr | Kulak tutmadan o ikisi öldü murdar. |
| |
Günâhıngga tevbe kılıp yığlap yürgil | Günahına tevbe eyleyip ağlayıp yürü |
Ketermen dep yol başığa barıp turğıl | Giderim deyip yol başına varıp dur |
Ketkenlerni körüp sen hem ibret alğıl | Gidenleri görüp sen de ibret al |
İbret alsang yatmış yering bolur gülzâr | İbret alsan, yattığın yerin olur gül bahçesi |
| |
Mü'min kullar derd ü hâlet peydâ kıldı | Mü'min kullar dert ve hâlet peydâ eyledi |
Hak yolıda cân u dilni şeydâ kıldı | Hakk yolunda can ve gönlü şeydâ eyledi |
Dünyâ taşlab âhiretni sevdâ kıldı | Dünyayı bırakıp âhireti sevda eyledi |
Sevdâ kılsang hûr u ğılmân barı tayyâr | Sevda eylesen, hûri-gılman hepsi hazır. |
| |
Kul Hâce Ahmed nefs elkidin kılurmen dâd | Kul Hoca Ahmed, nefs elinden eylerim feryad |
Pir-i muğân bolğay mukin anga cellâd | Pir-i kamil olur mu ki ona cellad; |
Bi-haberler eşitmesler dâd u feryâd | Habersizler işitmezler figan ve feryad |
Kan yığlağıl eşitsin ol Perverdigâr | Kan ağla, işitsin o ulu Allah. |