Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-81 | |
Didâr üçün cânnı kurbân kılmagunça | Cemal için canı kurban eylemedikçe |
İsmâil dek didâr ârzu kılmang dostlar | İsmâil gibi cemâl arzu eylemeyin dostlar. |
Cândın keçip tarikatga kirmegünçe | Candan geçip tarikata girmedikçe |
Aşıkmen dep yalğan davâ kılmang dostlar | Aşıkım deyip yalan dava eylemeyin dostlar. |
| |
Aşıklık uluğ dava kılsang munı | Aşıklığı ulu dava, eylesen bunu; |
Mihnet birle sınar ermiş Mevlâm seni | Mihnet ile sınar imiş Mevlâ'm seni; |
Renc ü mihnet birle bolsang tüni küni | Cefa ve sıkıntı ile olsan gece gündüz |
Maşukangdın köngül özge kılmang dostlar | Sevgiliden gönül özge eylemeyin dostlar. |
| |
Menlik birle tarikatga kirmediler | Benlik ile tarikate girmediler |
Cândın keçmey yolğa kadem koymadılar | Candan geçmeyip yola adım koymadılar |
Nefs öltürmey teslim fenâ bolmadılar | Nefsi öldürmeyip teslim-fâni olmadılar |
Ham tamalığ birle yolğa kirmeng dostlar | Ham tamahkârlık ile yola girmeyin dostlar. |
| |
Uşbu ışknı yolı tilim bolmakturur | İşbu aşkın yolu dilim olmaktır |
Munda yığlab âhiretde külmektürür | Burada ağlayıp âhirette gülmektir. |
Gül rengleri zeferân dek solmakturur | Gül renkleri zeferan gibi solmaktır. |
Mundağ bolmay âşıkmen dep aytmang dostlar | Böyle olmadan, âşıkım, deyip söylemeyin dostlar. |
| |
Mürşidlerni hizmetini kıl ihtiyâr | Mürşidlerin hizmetini eyle alışkanlık |
Özlügümdin yolğa kirdim deme zinhâr | Kendiliğimden yola girdim, deme sakın |
Yahşı bilseng tarikatnı hatarı bar | İyi bilsen, tarikatın tehlikeleri var |
Kılavuzsız uşbu yolğa kirmeng dostlar | Kılavuzsuz işbu yola girmeyin dostlar. |
| |
Mürşidlerge hizmet kılsang nefsge âfet | Mürşidlere hizmet eylesen, nefse âfet; |
Tegme nâdân bu yollarda kılmas tâkat | Değme cahil bu yollarda eyleyemez takat |
Sâdık kullar bu yollarnı bilür râhat | Sadık kullar bu yolları bilir rahat; |
Tirig ölmey didâr ârzu kılmang dostlar | Diri ölmeden cemâl arzu eylemeyin dostlar |
| |
"Elkezzâbu lâ ümmeti" dedi sizge | "El-kezzabu lâ ümmeti" dedi size; |
Ol Muhammed Hak Resulı erdi bizge | O Muhammed Hakk Resûlü idi bize; |
Yalğançığa cennet yoktur vallâh anga | Yalancıya cennet yoktur, vallahi ona |
Yalğan sözlep imânsızın ketmeng dostlar | Yatan konuşup imansız olarak gitmeyin dostlar. |
| |
Hânumânın terk etmezdin körmes didâr | Ev-barkını terk etmedikçe görmez cemâl |
Didâr körey degen âşık bolur bidâr | Cemâl göreyim diyen âşık olur uykusuz |
Andağ âşık âhir körgey anda didâr | Öyle âşık sonunda görecek orada cemâl |
Didâr körmey sırdın haber tuymang dostlar | Cemâl görmeden sırdan haber duymayın dostlar |
| |
Sırdın manâ tuymağanlar bigânedür | Sırdan anlam duymayanlar yabancıdır |
Ol âşıknı mekânları veyranedür | O âşıkın mekânları viranedir |
Işk yolıda cân bergenler cânânedür | Aşk yolunda can verenler sevgilidir |
Cândın keçmey cândın haber bilmeng dostlar | Candan geçmeden candan haber bilmeyin dostlar. |
| |
Kul Hâce Ahmed özdin keçmey da'vâ kılma | Kul Hoca Ahmed, kendinden geçmeden iddia eyleme |
Halk içinde âşıkmen dep tilge alma | Halk içinde âşıkım deyip, dile alma; |
Aşıklık uluğ işdür gâfil bolma | Aşıklık ulu iştir, gâfil olma; |
Gâfıl bolup Hak didârın körmeng dostlar | Gâfil olup Hakk cemâlini görmeyin dostlar. |