| Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
| HİKMET-46 | |
| Bir kün keldi Ebubekr, Selman birle | Bir gün geldi Ebu Bekir Selman ile |
| Hak Mustafa râzın açtı Rahman birle | Hakk Mustafa niyazını açtı Rahman ile |
| Bârça barur bu dünyâdın erman birle | Herkes gider bu dünyada üzüntü ile |
| Elkin bolub Hakk'a vasıl bolmak üçün | Elin olup Hakk'a vasıl olmak için |
| | |
| Azrail bir kün keldi fermân birle | Azrail bir gün geldi ferman ile |
| Fâtıma selâm derdi ikram birle | Fatıma selam verdi ikram ile |
| Hak Mustafa meşgul boldı imân birle | Hakk Mustafa meşgul oldu iman ile |
| Issığ tendin aziz cânnı bermek üçün | Sıcak bedenden aziz canı vermek için |
| | |
| Resûl aydı "sahâbeler bahil bolung | Rasul dedi "Sahabeler sessiz olun |
| Ahiretge ulanduk siz ânık biling | Ahirete yollandık siz açık bilin |
| Roze tutung, namaz okung, zekat bering | Oruç tutun, namaz kılın, zekat verin |
| Cehennemdin özni âzad kılmak üçün" | Cehennemden özünü azad eylemek için..." |
| | |
| Duşenbe kün Hak Mustafa dünya koydı | Pazartesi günü Hakk Mustafa dünyayı bıraktı |
| Hakk Te'âlâ fermânığa boyun sundı | Hakk Teala fermanına boyununu sundu |
| İbn Abbâs suvnı kuydı, Ali yuvdı | İbn-i Abbas suyunu koydu, Ali yıkadı |
| Uçmağ içre hülle tonın kiymek üçün | Cennet içinde hulle giysisini giymek için |
| | |
| Allah deben sahâbeler tebrendiler | Allah diyerek sahabiler hareketlendiler |
| Peyğamberni cenâzesin köterdiler | Peygamberin cenazesini kaldırdılar |
| Ul "sidretül-müntehâ"ğa aşurdılar | O "Sidretü'l-münteha"ya aşırdılar |
| Arş üstiğe tegürüban koymak üçün | Arş üstüne çıkararak koymak için |
| | |
| Asmândagi ferişteler yerge indi | Göklerdeki melekler yere indi |
| Peyğambemi nûrı birle âlem toldı | Peygamberin nuru ile alem doldu |
| "Babam" teyu Fâtıma giryan kaldı | "Babam" diye Fatıma ağladı |
| Babasıdın yetim bolub kalmak üçün | Babasından yetim olup kalmak için |
| | |
| Kul Hâce Ahmed gevher yanglığ hikmet aydı | Kul Hoca Ahmed inci gibi hikmet söyledi |
| Erenlerge hizmet kılıb nazar tabdı | Erenlere hizmet eyleyip nazar buldu |
| Toksan tokkuz ming hikmet aytıb dâstân kıldı | Doksan dokuz bin hikmet deyip destan eyledi |
| Dâstân kılıb bostân içre yürmek üçün | Destan eyleyip cennet bahçesi içine yürümek için |