Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-18 | |
Huş gayibdin yetüşti yahşı sözüm teberrük | Hoş gâipten yetişti, güzel sözüm teberrük; |
Aşık bolsang ey tâlib riyâzetde beling bük | Aşık olsan ey tâlip, riyâzette belini bük. |
Tün keçeler uhlamay yaş ornığa kanıng tök | Geceleri uyumayıp yaş yerine kanını dök; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük |
| |
Arslan babam aydılar tâliblerde yok ihlâs | Arslan Baba'm dediler; tâliplerde yok ihlas; |
Piring hâzır bolganda ne hacet Hızru İlyâs | Pirin hazır olduğunda ne gerek Hızır-İlyas? |
Pirge kadem koyganda yâl aytma ğavsu’l-ğıyâs | Pir'e adım attığında anmayın gavsur-gıyas; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük |
| |
Talibmen dep ayturlar vallâh billâh nâ-insâf | "Talibim" deyip söylerler, vallah, billah insafsız |
Nâ-mahremge bakarlar közleride yok insaf | Nâmahreme bakarlar, gözlerinde yok insaf; |
Kişi mâlın yeyürler çün dilleri emes sâf | Kişi malını yiyerler, çünkü gönülleri değil sâf |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük |
| |
Pir hizmetin kılduk dep tâlibmen dep yürerler | "Pir hizmetini kıldık"deyip "tâlibim"deyip yürürler; |
Yiyip harâm harışnı kolbârığa urarlar | Yiyip haram, mekruhu, torbalarına vururlar |
Közleride nemi yok halka içre kirerler | Gözlerinde yaş yok, halka içine girerler |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Zâkirmen dep zar urar çıkmas köziden yaşı | Zâkirim deyip ağlar, çıkmaz gözünden yaşı; |
Dilleride ğamı yok nâgeh ağrığay başı | Gönüllerinde gamı yok, her an ağrıya başı; |
Mekr ü hîle kılurlar malûm Hudâğa işi | Oyun-hile kılarlar, mâlum Hüda ya işi; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Tâlibmen dep ayturlar könglide yok zerre nur | ‘Tâlibim’ deyip söylerler, gönlünde yok zerre nur; |
Çın tâlibni sorsangız içi, taşı gevher, dür | Gerçek tâlibi sorarsanız, içi dışı gevher-inci |
Hakk'a ayan sırları yemişleri safa nur | Hakk'a açık sırları, yedikleri safâ-nur |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Suretleri sufi-nakş kıyâmetdin korkmaslar | Görünüşü sufiye benzer, kıyametten korkmazlar; |
Fısk u fücur hâsılı günâhlardın hürkmesler | Günah ve haram hasılı, günahlardan ürkmezler |
Riya tesbih elkinde yığlap yaşın tökmesler | Riya tesbihi elinde, ağlayıp yaşını dökmezler; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Riyâ tesbih elkinde zünnâr yahşı bilsengiz | Riya tesbihi elinde, zünnar iyi bilseniz; |
Hak rızâsı buturur ışk sevdasın kılsangız | Hak rızası budur aşk derdini eyleseniz |
Işkın alıp mahşerde rüsvâ bolup tursangız | Aşkını alıp mahşerde rezil olup dursanız; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Işkka kadem koyğanlar Hak dîdârın körerler | Aşka adım atanlar, Hakk cemalini görürler; |
Musâ-sıfat mahşerde Hak'dın seval sorarlar | Musâ gibi mahşerde Hakk'tan sual sorurlar; |
Sermest bolup vaslıda Hû zikrini kurarlar | Sarhoş olup vuslatında Hu zikrini kurarlar; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
İnşâallâh işitkenni Hakdın tilep alurmen | İnşaallah işiteni Hakk'tan dileyip alırım |
Şeytân yolıdın alıp Hak yolığa salurmen | Şeytan yolundan alıp Hakk yoluna salarım; |
Meded kılsa Mustafa günâhların tilermen | Yardım etse Mustafa, günahlarını dilerim; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Arslan babnı sorsangız peygamberge etibâr | Arslan Babamı sorsanız, Peygamber'e saygılı |
Sahabeler uluğı hâs bende-i kirdikâr | Sahabeler ulusu, Rabb'in seçkin kulu |
Yatkan yeri nâ-hemvâr bir kâze-i hârzâr | Yattığı yeri perişan, bir diken kulübesi; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Çârşenbe kün eşitip nâgah hazret bardılar | Çarşamba günü işitip ansızın Hazret vardılar; |
Arslan bâbnıng üyige ol kün mihmân boldılar | Arslan Bâb'ın evine o gün misafır oldular |
Yatkan yemi nâ-hemvâr körüp hayrân kaldılar | Yattığı yeri perişan görüp hayran kaldılar; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Ol Muhammed Mustafa turup duâ kıldılar | O Muhammed Mustafa durup dua eylediler |
Melâyikler âmin dep elkin açıp turdılar | Melekler âmin deyip elini açarak durdular |
Şundağ ümmet berding dep Hak şükrünü kıldılar | "Şöyle ümmet verdin"deyip Hakk şükrünü eylediler |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Sahâbeler aydılar Arslan bâbdur atıngız | Sahabeler dediler: Arslan Baba'dır adınız |
Arablarnı uluğı pâkizedür zâtıngız | Arapların ulusu, tertemizdir zâtınız |
Terbiyet-i ten farz dedi farça salıp yattıngız | Ten terbiyesi farz dedi, parça salıp yattınız; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Babam sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Ahir zaman ümmetleri nakş kılur üylerin | Ahir zaman ümmetleri süslerler evlerini; |
Nefs hevâğa kıvanıp bozar her dem huyların | Nefs hevaya sevinip bozar her an huylarını; |
Şân u şevketler birle ber-pâ kılur boyların | Şan ve şefkatler ile dik tutar boylarını; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Ahir zaman ümmetleri dünyâ fâni bilmesler | Ahir zaman ümmetleri, dünya fâni, bilmezler; |
Ketkenlerni körüben andın ibret almaslar | Gidenleri görerek ondan ibret almazlar; |
Erenlerni kılğanın körüb közge ilmesler | Erenlerin yaptığını görüp göze iliştirmezler |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Yahşı yollardın azıp yaman yolğa avuşkan | İyi yollardan sapıp kötü yola savuşan |
Şeytân-laîn pirim dep dâmeniğe yapuşkan | Lânetli şeytan pirim deyip eteğine yapışan, |
Azâzilni pirim dep erte ahşam körüşken | Şeytana pirim deyip sabah akşam görüşen; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
İmân islâmın alıp ölmeymen dep külüşken | İman-İslâmını alıp, ölmem deyip gülüşen, |
Ölmeymen dep dünyâda Mevlâm birle uruşken | Ölmem deyip dünyada Mevlâm ile vuruşan, |
Gafillik birle her dem ömrini ber-bâd bergen | Gâfillik ile her an ömrünü boşa geçiren; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Vaktı yetse azrâil emânetni ber degey | Vakti gelse, Azrâil, "Emaneti ver!" diyecek; |
Şeytân-lain pirim dep cân bererde körüngey | Lânetli şeytan, pirim diye, can verende görünecek, |
İmân islâmın alıp hâl-ı dilin sormagey | İmanını dinini alıp gönül halini sormayacak; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Tevbe kılsa tevbesin Mevlâm kabûl kılmagey | Tevbe kılsa, tevbesini Mevlâm kabul kılmayacak |
Allah dese Hâcesi kolın tutup almagey | Allah dese, Rabbi elini tutup almayacak |
Cürm û isyân girihin pirge barıp çeçmegey | Cürüm ve isyan düğümünü pire varıp çözmeyecek |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Yetti yaşda Arslan Bâb Türkistanğa keldiler | Yedi yaşta Arslan Baba Türkistan'a geldiler |
Başım koyup yığladım hâlim körüp küldiler | Başımı koyup ağladım, halimi görüp güldüler |
Ming bir zikrin örgetip mihribânlığ kıldılar | Binbir zikrini öğretip merhamet eylediler; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Kelâm kıldım hurmâdın menge vahşet kıldılar | Söz eyledim hurmadan bana hiddetlendiler |
Ey bi-edeb gödek, dep asâ alıp sürdiler | "Ey edepsiz çocuk" deyip asa alıp kovdular |
Vahşetidin korkmadım menge bakıp turdılar | Hiddetinden korkmadım, bana bakıp durdular |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Ağzıng açkıl ey gödek emânetin bereyim | Ağzını aç ey çocuk, emanetini vereyim; |
Mezesini yutmadım aç ağzıngğa salayım | Özünü yutmadım, aç ağzına koyayım |
Hak Resülnı buyruğın ümmet bolsam kılayım | Hak Rasülün buyruğunu ümmet olsam, işleyeyim" |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Ağzım açtım saldılar hurmâ ıssı kıldı mest | Ağzımı açtım, koydular, hurma kokusu eyledi mest; |
İkki âlemdin keçip va'llâh boldum Hak-perest | İki dünyadan geçip vallah oldum Hakk-perest; |
Hâce mollâ yığıldı alıp yördi dest-be-dest | Şeyh-molla toplandı, alıp yürüdüler el-ele |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Babam aydı "Ey balam teklif kılmadıng menge | Babam dedi: Ey oğlum, zorluk vermedin bana |
Beşyüz yıldur kâmımda saklap erdim men senge" | Beş yüz yıldır damakta saklar idim ben sana" |
Mezesini siz alıp tilfın berdingiz menge | "Özünü siz alıp kabuğunu verdiniz bana ; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Babam aydı "Ey balam kaşımda tur öleyim | Babam dedi: "Ey yavrum, karşımda dur, öleyim; |
Cenâzemni okup köm, cân tasadduk kılayım | Namazını kılıp göm, canı tasadduk eyleyeyim |
Meded kılsa Mustafa İlliyyin'ge kireyim" | Yardım eylese Mustafa, İlliyyin Cennetine gireyim" |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Yığlap aydım "Ey baba yaş gödekmen bilmesmen | Ağlayarak dedim: Ey Baba, genç çocuğum bilemem |
Gorungıznı kazsalar men köterip salalmasmen | Kabrinizi kazsalar ben götürüp koyamam |
Hak Mustafa sünnetin gödekmen bilelmesmen" | Hakk Mustafa sünnetini, çocuğum, bilemem; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Babam aydı "Ey balam melâyikler yığılğay | Babam dedi: Ey yavrum, melekler toplanacak |
Cebrâil imâm bolup özgeler tâbi bolğay; | Cebrâil imam olup, diğerleri tâbi olacak; |
Mikâilu İsrâfil köterip gorga koyğay" | Mikâil ve İsrâfil kaldırıp kabre koyacak; |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |
Kul Hâce Ahmed sözüngni nâdanlarğa aytmağıl | Kul Hoca Ahmed, sözünü cahillere söyleme |
Sözni aytıp nâdanğâ pûçek pulğa satmağıl | Söz söyleyip, cahile, değersiz pula satma |
Açdın ölseng nâmerddin hergiz minnet tartmağıl | Açlıktan ölsen bile, nâmerdden asla minnet çekme |
Arslan babam sözlerin işitingiz teberrük | Arslan Baba'm sözlerini işitiniz teberrük. |
| |