Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-17 | |
Köngil közi yarutmayın tâat kılsa | Gönül gözünü ışıldatmadan ibadet eylese, |
Dergâhığa makbul emes bildim mena | Dergâhına makbul değil, bildim ben ya. |
Hakikatdan bu sözlerni pâk örgenip | Hakikatten bu sözleri temiz öğrenip |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Bir ü Barım sebak berdi perde açıp | Bir ve Var'ım dersler verdi perde açıp; |
Yer ü kökde turalmadı şeytân kaçıp | Yer ve gökte duramadı şeytan kaçıp; |
İşret kılıp vahdet meydin toya içip | Şölen eyleyip, vahdet meyinden doyası içip, |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Işk makâmı türlüg makâm aklıng yetmes | Aşk makamı türlü makam, aklın ermez |
Başdın ayağ cebr cefâ mihnet ketmes | Baştan ayağa zorluk, cefa, sıkıntı gitmez; |
Melâmetler ihânetler kılsa ötmes | Melâmetler, ihanetler eylese, geçmez; |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Işk belâsı başka tüşse nâlân kılur | Aşk belâsı başa düşse, ağlar eyler |
Aklıng alıp bihûş kılıp hayrân kılur | Aklını alıp, şaşkın kılıp, hayran eyler |
Köngül közi açılğan song giryân kılur | Gönül gözü açıldıktan sonra giryan eyler |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Yığlar erdim seher vaktda nidâ keldi | Ağlar idim seher vaktinde nida geldi |
Didarımnı körsetey dep vade kıldı | "Cemalimi göstereyim."deyip vaad eyledi |
Aklım alıp bihüş kılıp ışkın saldı | Aklımı alıp, şaşkın kılıp aşkını saldı |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Munda cefâ çekkenlerge didârı taht | Burada cefa çekenlere cemali taht |
Rûr-ı mahşer atâ kılğay hem taht u baht | Mahşer günü bağışlar hem taht ve baht; |
Yaratkanda kılğan özi âşıkka ahd | Yarattığında eyleyen kendisi aşığa ahd |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Çöller kezip halkdın bezip ışkın sorgıl | Çöller gezip, halktan bezip aşkını sor |
Bende bolsang Hakdın korkup yığlap yürgil | Kul olsan, Hakk'tan korkup ağlayıp yürü |
Didârını taleb kılsang hâzır bolgıl | Cemalini talep eylersen, hazır ol |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Közlerimdin kanlar töküp yâd etmedim | Gözlerimden kanlar döküp yâd etmedim; |
Yüz ming türlüg mihnet saldın dâd etmedim | Yüz bin türlü sıkıntıya koydun, feryad etmedim |
Sendin korkup hasta könglüm şâd etmedim | Senden korkup hasta gönlümü şâd etmedim |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Allah derdi satkun ermes satıp alsang | Allah derdi satılık değildir, satıp alsan; |
Pir-i muğân hizmetide hâk bolmasang | Pir-i kamil hizmetinde toprak olmasan; |
Hak yolığa kirip bolmas pâk bolmasang | Hak yoluna girmek olmaz, temiz olmasan; |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Ey yârânlar ışk derdige devâ bolmas | Ey arkadaşlar, aşk derdine deva olmaz; |
Tâ tirigsen ışk defteri eda bolmas | Diri oldukça aşk defteri tamam olmaz |
Tar lahedde üstühânı cüdâ bolmas | Dar lahidde kemikleri ayrık olmaz |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Işk pâdişâh âşık fakir dem uralmas | Aşk padişah, âşık fakir, nefes alamaz; |
Hakdın ruhsat bolmağunca sözleyelmes | Hak'tan izin olmadıkça konuşamaz; |
Hak pendini alğan dünyâ izleyelmes | Hak öğüdünü alan dünya arayamaz |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |
Kul Hâce Ahmed yetti yaşda sebak kıldım | Kul Hoca Ahmed, yedi yaşta dersler aldım; |
Sekkizimde dünyâ ukbin talak koydım | Sekizimde dünya tasasını terk eyledim; |
Tokkuzumda Hudâyımnı hâzır bildim | Dokuzumda Hüda'mı hazır bildim; |
Lâ-mekânda Hakdın sebak aldım mena | Lâmekân'da Hakk'tan dersler aldım ben ya. |
| |