Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-134 | |
Muhabbetni bostanıda hezar destan | Muhabbetin bahçesinde binlerle destan |
Bülbülleri sayrar anda efgan kılur | Bülbülleri şakıyıp orada figan eyler |
Ma'rifetni meydanıda cevlan kılgan | Marifetin meydanında dolaşan eyleyen |
Keçe kündüz közyaşını umman kılur | Gece gündüz gözyaşını deniz eyler |
| |
Ul bülbülni avazını eşitgenler | O bülbülün feryadını işitenler |
Tekebbürni tağın kesib uşatganlar | Kibirin dağını kesip benzetenler |
Bu dünyanı mezesini unutganlar | Bu dünyanın lezzetini unutanlar |
Feryad urub yığlab közin giryan kılur | Feryad edip ağlayıp gözünü giryan eyler |
| |
Aşık kullar bu dünyanı közge ilmez | Aşık kullar bu dünyayı göze iliştirmez |
Dünya ışkın zahid kullar tilge almaz | Dünya aşkını zahid kullar dile almaz |
Keçe kündüz mest ü hayran özge kelmez | Gece gündüz mest ve hayran kendine gelmez |
Didar tileb köksin teşib nâlân kılur | Cemal dileyip göğsünü deşip ağlar eyler |
| |
Vaderiğa keçti ömrüm toymay kaldım | Vah ne yazık geçti ömrüm doymadan kaldım |
Rahilesiz yolga kirib harıb kaldım | Rehbersiz yola girip yorulup kaldım |
Himmet kurın belge mehkem çalıb aldım | Hikmet kemerin bele sağlam bağladım |
Özi süygen aşıkların sersan kılur | Kendini seven aşıkları darmadağın eyler |
| |
Eya aşık keçe kündüz tınmay yığla | Ey aşık gece gündüz dinmeden ağla |
Küyüb pişib yürek bağrıng ezib dağla | Yanıp pişip yürek bağrını ezip dağla |
Ecel yetse merdânevar beling bağla | Ecel yetse merdcesine belini bağla |
Mundağ aşık barsa anda mihman kılur | Böyle aşık varsa orada konuk eyler |
| |
Şeyh Mansur özbaşını dârda kördi | Şeyh Mansur öz başını darağacında gördü |
Pertev saldı Hak didârın anda kördi | Nur gönderdi Hakk cemalini orada gördü |
Bihûd bolub özin bilmey efgan kıldı | Şuursuz olup kendini bilmeden feryad eyledi |
Vaşuka deb özin bilmey cevlan kılur | Vaşuka diye kendini bilmeden dolaşır |
| |
Şeyh Şibli aşık bolub bilmey ötti | Seyh Şibli aşık olup bilmeden geçti |
Şeyh Bayezid yetmiş yolı özin sattı | Şeyh Bayezid yetmiş yol kendini sattı |
Bu dünyanı izzetlerin taşlab attı | Bu dünyanın izzetlerini kaldırıp attı |
Ötken işge nedamet deb efgan kılur | Geçen içe pişmanlık diye feryad eyler |
| |
Andağ erler suhbetini tabgan kişi | Eyle erlerin sohbetini bulan kişi |
Mest ü hayran bolub yürer yaz u kışı | Elest ve hayran olup yürür yaz ve kışı |
Seherlerde çarzarb urmak anı işi | Seherlerde dört döğünmek onun işi |
Zahir hande bâtınların pinhan kılur | Zahir neşeli bâtınlarını gizli eyler |
| |
Mundağ bolmay Hak vaslığa yetib bolmaz | Böyle olmadan Hakk vuslatına ermek olmaz |
Resva bolmay sırdın manâ alıb bolmaz | Rüsva olmadan sırdan mânâ almak olmaz |
Hû zikrini aytıb daim tildin koymaz | Hû zikrini deyip daima dilden bırakmaz |
Vehmi birle dillerini lerzan kılur | Hayali ile dillerini lerzan eyler |
| |
Kul Hace Ahmed bu hikmetni kimge aytdıng | Kul Hoca Ahmed bu hikmeti kime söyledin |
Arifmen deb halayıkga okub yaydıng | Arifim diye ahaliye okuyup yaydın |
Te'sir kılmas alimlerge aytgan pendin | Tesir eylemez alimlere söylediğin öğüdün |
Arif uldur ten mülkini veyran kılur | Arif odur beden mülkünü viran eyler... |