Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-133 | |
Muhabbetsiz halâyıkdın her kim kaçsa | Muhabbetsiz kişilerden her kim kaçsa, |
Ariflerni suhbetide cevlân kılur | Ariflerin sohbetinde dolaşır |
Ortap köyüp ışk yoluda yaşın saçsa | Yanıp yakılıp aşk yolunda yaşını saçsa |
Sübhân İgem arş üstide mihmân kılur | Sübhan Melik'im Arş üstünde konuk eyler. |
| |
Bendem degey küygenlerni süyüp Allah | Kulum diyerek yananları sevip Allah, |
Hak körsetkey dîdârını Vallâh billâh | Hakk gösterecek cemalini Vallah-Billah. |
Kayda barsa tesbihleri Şey'en li'llâh | Nerede gitse, tesbihleri "Şey’en Li’llah" |
Her ne tapsa Hak yolında ihsân kılur | Her ne bulsa, Hakk yolunda ihsan eyler. |
| |
Zâkir bolup zikrin aytsa kelgey nidâ | Zâkir olup zikrini dese, gelecek nida; |
Şeytan-la’in yetmiş ferseng bolğay cüdâ | Lânetli şeytan yetmiş fersah olsun ayrı |
Derdi bolsa Hak derdige bergey devâ | Derdi olsa, Hakk derdine verecek deva; |
Andağ kulnı özi izlep cânan kılur | Öyle kulu kendisi arayıp canan eyler. |
| |
Tün seherler Hak uyğatıp kan yığlatar | Geceleri seherlerde Hakk uyandırıp kan ağlatır |
Bidâr kılıp öz ışkığa bel bağlatar | Uykusuz eyleyip kendi aşkına bel bağlatır |
Devâsı yok derdni berip zâr ingreter | Devası yok derdi verip ağlatıp inletir; |
Munda yığlap anda barsa sultan kılur | Burada ağlayıp orada gitse, sultan eyler. |
| |
Hakk'a âşık bolğan kullar dâim bidâr | Hakk'a âşık olan kullar daima uykusuz |
Rızvan emes maksûdları berür didar | Cennet değil arzuları, verir cemal |
Ehl ü ayâl hânumândın bolur bizâr | Çoluk-çocuk, ev-barktan olur şikayetçi; |
İsmâil dek aziz cânın kurbân kılur | İsmâil gibi aziz canını kurban eyler. |
| |
Şeyhmen teyü baş kötergen Hakka rakib | Şeyhim diye baş kaldıran Hakk’a rakip; |
Menlik kılıp sübhânığa bolmaz habib | Benlik eyleyip Sübhan'ına olmaz sevgili |
Bidâr bolup derdsizlerge bolgan tabib | Uykusuz olup derdsizlere olan tabip; |
Bu dünyanı mü'minlerge zindan kılur | Bu dünyayı müminlere zindan eyler. |
| |
Ey mü'minler tâat kılıp tayanmanglar | Ey mü'minler, ibadet eyleyip dayanmayın; |
Emânetdür aziz cânğa inanmanglar | Emanettir, aziz cana inanmayın; |
Harâm harış yapmış malğa inanmanglar | Haram-mekruh yığmış mala inanmayın |
Mâllarını karış atlığ yılan kılur | Mallarını "karış" adlı yılan eyler. |
| |
Bu dünyâğa binâ koyğan Kârun kanı | Bu dünyaya bina koyan Karun hani, |
Dava kılğan Firavn birle Hâmân kanı | Dâva eyleyen Fir'avn ile Hâmân hani, |
Vâmık Azrâ, Feryâd Şirin Mecnûn kanı | Vâmık-Azra, Ferhad-Şirin, Mecnun hani; |
Kahr eylese bir lahzada yeksân kılur | Kahreylese, bir lahzada yerlebir eyler. |
| |
Hiç bilding mi âdem ölmey kalğanını | Hiç bildin mi insanoğlunun ölmeyip kaldığını, |
Bu dünyânı vefâsını bilgenini | Bu dünyanın vefasını bildiğini, |
Dünyâ-taleb bûy-ı Hudâ alğanını | Dünya isteklisinin Hakk kokusunu aldığını |
Allah deseng köz yaşıngnı bârân kılur | Allah desen, göz yaşını yağmur eyler. |
| |
Işk derdige deva sorgan hazır tilbe | Aşk derdine deva soran hazır tilbe |
Zahirde yok batın içre kılur cilve | Zâhirde yok batın içinde eyler cilve |
Mazı sarıng barıng içre kılur ğalbe | Mazı sarın hepsinin içinde eyler galip |
Işk derdige deva kılsa Rahman kılur | Aşk derdine deva eylese Rahman eyler |
| |
Kimni körseng bu yollarda yalğan âşık | Kimi görsen, bu yollarda sahte âşık; |
Zâhir sûfi batın içre ermez sâdık | Zâhir sufi, batın içinde değil sâdık; |
Anıng üçün ma'şûkığa bolmaz lâyık | Onun için sevdiğine olmaz lâyık |
Yalğançını rûz-ı mahşer sersân kılur | Yalancıyı mahşer günü şaşkın eyler. |
| |
Ten sözlemez cân sözleme imân sözler | Ten söylemez, can söylemez, iman söyler |
Cândın keçken çın âşıklar Haknı közler | Candan geçen gerçek âşıklar Hakk'ı gözler; |
Ariflerge hizmet kılıp yolın tüzler | Ariflere hizmet eyleyip yolunu düzler |
Ol âşıknı halâyıkka sultân kılur | O âşıkı ahaliye sultan eyler. |
| |
Aşık bolsang keçe kündüz ışk istegil | Aşık olsan, gece gündüz aşk iste |
Tâ'at kılğıl keçe kobup hiç yatmagıl | İbadet eyle, gece kalkıp hiç yatma |
Akil bolsang nâdânlarğa sır aytmagıl | Akıllı olsan, cahillere sır söyleme |
Çın dervişler tâatların pinhân kılur | Gerçek dervişler ibadetlerini gizli eyler. |
| |
Derviş bolsang tâat kılğıl kılma riyâ | Derviş olsan, ibadet eyle, eyleme riya; |
Her guşede tâat kılğıl Tengrim güvâh | Her köşede ibadet eyle Tanrı’m tanık |
Yalğan derviş kayda barsa zevk ü da'vâ | Sahte derviş nereye gitse, zevk ve dâva; |
Adil pâdşah tâatların isyân kılur | Adil padişah ibadetlerini isyan eyler. |
| |
Vây oşandağ dervişlerdin penâh bergil | Vay, o türlü dervişlerden kurtuluş ver |
Ol nâdânğa ülfet kılmay cânım algil | O cahile ülfet eylemeyip, canımı al |
Eyâ mahbûb yolda kaldım yolğa salgıl | Ey sevgili, yolda kaldım, yola koy |
Tevbelikni Hâcem câyın bostan kılur | Tevbe edenin Rabbim yerini bostan eyler. |
| |
Dervişmen dep tâat kılur halk içinde | Dervişim deyip ibadet eyler halk içinde; |
Riyâ kılıp yügrüp yürer anda munda | Riya eyleyip dolaşıp yürür orada burada; |
Allah üçün tâat kılğan derviş kanda | Allah için ibadet eyleyen derviş nerede? |
Çın dervişler tağ u çölni mekân kılur | Gerçek dervişler dağ ve ovayı mekân eyler. |
| |
Aşık bolsang ışk yolıda fenâ bolğıl | Aşık olsan, aşk yolunda yok ol |
Didâr izlep hasretide eda bolğıl | Cemal arayıp hasretinde tamam ol |
Merhem bolup çın derdlikke devâ bolğıl | Merhem olup gerçek dertliye deva ol |
Hulk-ı huşnı cân alurda âsân kılur | Güzel huyluyu can alırken kolay eyler. |
| |
Aşıkları Hakk'a bakıp na'ra tartar | Aşıkları Hakk’a bakıp nâra atar |
Muhabbetni deryasığa çomup batar | Muhabbetin denizine dalıp batar; |
Gevher alıp ma'şûkığa zârın aytar | Cevher alıp sevdiğine derdini söyler |
Katre yaşı yerge tamsa ummân kılur | Damla yaşı yere damlasa, umman eyler. |
| |
Aşıklarğa berdi ışkın küydürgeli | Aşıklara verdi aşkını yandırmağa |
Züleyha dek kaddin dütâ kıldurgalı | Züleyha gibi vücudunu iki büklüm eylemeğe |
Riyazette reng-i rûyın soldurgalı | Riyâzette yüzünün rengini soldurmağa |
Çın âşıknı reng-i rûyın saman kılur | Gerçek âşıkın yüzünün rengini saman eyler. |
| |
Aşıkları Hakk kahrıdın korkup titrer | Aşıkları Hakk kahrından korkup titrer; |
Yer ü kökde melâyikler yığlab turar | Yer ve gökte melekler ağlayıp durur; |
Gâhi kızıl gâhi sarığ bolup turar | Bâzen kızıl, bâzen sarı olup durup |
Nâle kılıp yer ü kökni lerzân kılur | Feryad eyleyip yer ve göğü lerzan eyler. |
| |
Aşıklarnı has maşukı seherhezler | Aşıkların gerçek sevgilisi seherde bekler |
Nida kılgay "ya abdi" dep batın közler | Nida eyleyince "ya kulum" deyip batın gözler |
Işk şiddeti tuğyan kılsa derdi zarlar | Aşk şiddeti coşsa derd-i zârlar |
Kaydasan dep yürek bağrın biryan kılur | Nerdesin deyip yürek-bağrını biryan eyler |
| |
Kaydasan dep kaydasan dep âşık aytar | Nerdesin?" deyip, nerdesin?" deyip âşık söyler; |
Aşıklarda had ne bolğay ma'şuk aytar | Aşıklarda had ne ola, mâşuk söyler; |
Ağzı aytmas tili aytmas dili aytar | Ağzı demez, dili demez, gönlü söyler; |
Üç yüz altmış tamurları lerzân kılur | Üçyüz altmış damarları lerzan eyler |
| |
Aşıklarnı kıyamet küni hâlin sorgay | Aşıkların kıyamet günü halini soracak |
Çın âşıknı kögsin yarıp dâğın körgey | Gerçek âşıkın göğsünü yarıp dâğını görecek |
Pâk ağzıdın kefki akıp yügrüp körgey | Temiz ağzından köpüğü akıp yürüyüp görecek |
Kimge berse pâk ışkını hayrân kılur | Kime verse temiz aşkını, hayran eyler |
| |
Aşıklarnı talebleri câm-ı şarâb | Aşıkların istekleri şarap kadehi |
Maşukığa yetmek üçün bağrı kebâb | Sevgilisine ermek için bağrı kebap; |
Ruhlarını ğızâsıdur çeng ü rebâb | Ruhlarının gıdasıdır çeng ve rebap; |
Ahı çıksa yetti iklim veyran kılur | Ahı çıksa, yedi iklimi viran eyler. |
| |
Kudret birle her ne kılsa erklig özi | Kudret ile her ne eylese, Kadir özü; |
Kudretidin ma'lûm turur kış u yazı | Kudretinden mâlumdur kış ve yazı; |
Ey na-insâf Allah bile kılma bâzi | Ey insafsız, Allah ile eyleme iddia |
Kahhâr İgem cânlığlarnı bi-can kılur | Kahhar Melik’im canlıları cansız eyler. |
| |
Yığlamaknı her âdemge bergen kanı | Ağlamayı her insana veren hani; |
Yığlamaklığ âsân emes bağrı kanı | Ağlamaklık kolay değil, bağrı hani |
Köz yaşıngnı riyâ kılma Haknı tanı | Göz yaşını riya eyleme, Hakk’ı tanı |
Hak te'alâ süygenlerni giryân kılur | Hakk Teâlâ sevdiklerini giryan eyler. |
| |
Kul Hâce Ahmed bendemen dep urmagil lâf | Kul Hoca Ahmed, kulum deyip vurma lâf; |
Riyâ birle kılğan tâat barça gezâf | Riya ile eylediğin ibadetin hepsi boş; |
Şeriatda tarikatda kârıng hilâf | Şeriatte, tarikatte kazancın şüpheli; |
Ahiretde kezzâblarnı üryân kılur | Ahirette yalancıları üryan eyler... |