Eski Türkçe Aslı (Latinize) | Günümüze Aktarımı |
HİKMET-109 | |
Tarikatga şeriatsız kirgenlerni | Tarikate şeriatsiz girenlerin |
Şeytân kelip imanını alur ermiş | Şeytan gelip imanını alır imiş. |
Uşbu yolnı pirsiz davâ kılğanlarnı | İşbu yolu pirsiz iddia eyleyenleri |
Sersân bolup ara yolda kalur ermiş | Şaşkın olup ara yolda kalır imiş. |
| |
Tarikatga siyasetliğ mürşid kerek | Tarikate siyasetli mürşid gerek; |
Ol mürşidge itikâdlığ mürid kerek | O mürşide itikatli mürid gerek; |
Hizmet kılıp pir rızâsın tapmak kerek | Hizmet kılıp Pir rızasını bulmak gerek; |
Mundağ âşık Hakdın uluş alar ermiş | Böyle âşık Hakk'tan pay alır imiş. |
| |
Pir rızası Hak rızâsı bolur dostlar | Pir rızası Hakk rızası olur dostlar; |
Hak Teâlâ rahmetidin alar dostlar | Hakk Taâlâ rahmetinden alır dostlar; |
Riyâzetde sır sözidin bilür dostlar | Riyâzette sır sözünden bilir dostlar; |
Andağ kullar Hakka yavuk bolur ermiş | Öyle kullar Hakk’â yakın olur imiş. |
| |
Uşbu yolğa ey birâder pirsiz kirme | İşbu yola ey kardeş pirsiz girme; |
Hak yâdıdın lahza gafil bolup yürme | Hak yâdından bir an gâfil olup yürüme; |
Mâsivâğa âkil erseng köngül berme | Mâsivaya -akıllı isen-, gönül verme; |
Şeytân-lain öz yolığa salar ermiş | Lânetli şeytan kendi yoluna salar imiş. |
| |
Eyâ dostlar hiç bilmedim men yolumnı | Ey dostlar, hiç bilmedim ben yolumu; |
Saâdetka bağlamadım men belimni | Saadete bağlamadım ben belimi; |
Mâsivâdın hiç yığmadım men tilimni | Mâsivadan hiç çekmedim ben dilimi; |
Nâdânlıgım meni resvâ kılur ermiş | Cahilliğim beni rezil eyler imiş. |
| |
Şeriatnı tarikatnı biley deseng | Şeriati, tarikati bileyim desen, |
Tarikatnı hakikatge ulay deseng | Tarikati hakikate ulayım desen, |
Bu dünyadın dürr ü gevher alay deseng | Bu dünyadan inci ve cevher alayım desen, |
Cândın keçken hâsları alar ermiş | Candan geçen seçkinleri alır imiş. |
| |
Aşık kullar keçe kündüz hergiz tınmaz | Aşık kullar gece gündüz aslâ dinmez; |
Bir sâati Hak yâdıdın gafil bolmaz | Bir saati Hak yâdından gâfil olmaz; |
Andağ kulnı Sübhân İgem zâyi koymaz | Öyle kulu Sübhan Melik'im ziyanda bırakmaz |
Duâ kılsa icâbetliğ bolur ermiş | Dua eylese, icabetli olur imiş. |
| |
Vâ deriğâ keçti ömrüm gaflet birle | Vah ne yazık, geçti ömrüm gaflet ile; |
Sen keçürgil günâhlarım rahmet birle | Sen bağışla günahlarımı rahmet ile; |
Kul Hâce Ahmed senge yandı hasret birle | Kul Hoca Ahmed sana yandı hasret ile; |
Öz özige özi yanıp küyer ermiş | Kendi kendisine kendisi yanıp yakılır imiş. |